18 Eylül 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

18 Eylül 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mardin (Akşam) — Halkevi köycüler şubesi sık sık geziler tertip Ki ynamağa €piyce koyulanıp, tatlı- #leşten indirilir ve 80- diyor. Köylüye fenni ziraat usulleri öğretiliyor ve ağaç zevki uyandırılıyor. Gönder- diğim resim ağaç dikmenin öğretilmesini gösteriyor. (AKŞAM) ın edebi romani Tefrika Mektep arkadaşları nüyordu. Sağ kolu göğsü ile beraber müthiş bir moulage içinde idi. Doktor Hayri nabzına baktı. Sonra bastanın üzerindeki örtüyü çekti. Sağ bacak ta atele konmuştu. Bana işaret etti: — Sargıları açar mısınız? İnce sargıları çözmeğe başladım. | Bir falso yapmamak için dikkat edi- yorum. Daha başlangıçta sargıların üzerini kaplıyan kan izleri göründü. Doktor Hayri bunları görür görmez bizimle beraber gelen ameliyathane hemşiresine döndü: — Söyleyiniz. Pansıman getirsinler. Ben sargıları çözmekte devam edi- yorum. İlk tabakalarda nem halinde görünen kan derinleştikçe tazeliğini belli ediyor. Yara meydana çıktığı 2a- man kandan dikiş yerleri görünmü- yordu. Geri çekildim. Doktor Hayri yaklaştı. Kalem ke- miklerinden alınan parçanın yeri ka» barıştı. Hattâ alt kısımlara doğru mor bir kan tabakası birikmişti. Tıpkı bir yere vurmaktan hasıl olmuş çürük a gibi. Doktor Hayri bana döndü: — Basit bir şey, dedi. Henüz ka- panmıyan damarlar kan veriyor. Ec- nebi cisim haline gelen bu kan da aleş yapıyor. Yavaş sesle söylüyordu. Ne yapacağını anlamıştım. Bu kanı iğne ile almaktan başka çare yoktu. Kendisine bunu söyledim, — Evet, dedi, Ve beni tasdik ederken biraz evvel telâşla gelip hastanın ağırlaştığını ha- ber veren asistanın yüzüne baktı. Za- vallı genç kıpkırmızı olmuştu. Fakat doktor Hayriyi haklı buldum. Bu şe- kilde bir ameliyat geçirmiş hastada fiyevrinin artması muhakkak ki iki sebepten ileri gelir. Yara supure eder ve yahut kemik parça alınan yerde kan toplanır. Hastanın vaziyetini ta» kib eden doktor bu ikinci hâdiseyi gör- medikçe yaranın kangren olması teh- | likesini düşünemez, Tahminimin doğru çıkması beni o kadar sevindirdi ki şimdi büyük iğne- yi kan tabakasının bulunduğu nokta- ya saplayıp çekmeğe başlıyan doktor Meyvacılık: Meyvaları, fenni bir şekilde, ağaçları zedelemeden nasıl toplamalıdır? Geçen yazımız. va toplama işi e- işi güzel, ağaçla- rı, meyvaları 78- deliyerek yapmak doğru değildir. Sırık darbesile gdâdetli sarsma, sikme ile topla- nan meyvaların hiç bir Kıymeti olamaz. Zedelene- Tek toplanan mey vaların muhala- zaları pek güçtür. Netice ilibarile, bu gi- bi meyvalar çürür mahvolur. Meyva ağaçlarında, tneyvaların hepsi ayni zamanda ayni şekilde toplanacak big hale gelmezler. Binaenaleyh kemale gel- miş olanları zaman zaman toplamak lâ- zımdır. Meyvaların toplanması 1 de yapılmahdır. İeyvaları, en iyisi resmimizde görüldü- Bü gibi, el ile toplamalıdır. Elin yetişemi- Yeceği yerlerdeki meyvaları da, bir tekim meyva , toplyicilarin, meyva meyva kepçeleri istimal ederek & Mzımdır. Rezmimizde görülen, çok pratik olan meyva toplayıcı kepçeleri ile istenilen ir- Hfadaki meyvaları toplamak kabildir. Burun için hafif ağaçlar, kamıştan ya- pimiş ve birbirlerine yivlenmiş çubuk- larm üzerinde bulunan, meyva kavrama kısmı takılmış olup, bunun ucuna bağla» nan İp veya tel ile kepçeleri açıp kapa- mak kabildir. Resminiiz bunu göstermek- tedir. Meyvaların zedelenip, için, kavrama kepçelerii veya kauçuk ile kaplan Meyva toplyan kimse, bu kavrama cis barı sayesinde, meyvaları birer birer top- Jar ve boynuna asılmış olan torbaya ve- Ya merdivene asılmış bulunan sebet içeri- Sine mejvaları koyar. Meyvaları, tamamile kemale geldiği za- man toplamaldır. berelenmemesi Meyvaların kemale gelip gelmedikleri, barı emarelerle anlaşılır. Meselâ: Meyvalar saplarına merbut bu- Yundukları kısımdan kolaylıkla, ufak big dokunma ile ayrılırsa veya renkleri deği- ©p sararmağa, beyazlaşmağa başlarsa, bunların kemale gelmiş olduklarına delâ- let eder, Bazı meyvalar toplanır toplanmaz yenip #erfedilebilir. * Bazıları da bir müddet durdurulduktan sonra sarfedilir. Kemale gelmiş meyvaları ağaçlar üre- rinde bırakmakta hiç bir mâna yoktur, kalırlarsa nefasetlerine hale) gelir. Meyvaları sababları, çiğ kalktıktan son- Ta toplamak daha iyidir. Yağınurlu zaman- larda katiyen meyvalar toplanmamalı- dır. Çünkü, ıslanmış olan meyvalar da- yanmazlar bozalurlar, Resmimiz, meyvaların ne şekilde landıklarını göstermektedir. top- Gazetemizde intişar eğen ziraat yanlarının iktibası ve kitap, risale şeklinde neşri hakkı mahfuzdur. Hayriye yardım ederken bir yanlışlık yapmamak için bütün dikketimle ça- ışıyordum. Koyu, siyaha yakın renkteki kan! birikintisinden eser kalmadı. Doktor | meharetle işlenmiş dikiş yerlerini te- müzledikten sonra tekrar bana işaret | e ! etti: i — Sarınız! | Şimdi yeni pansiman sargılarını hemşirenin yardımı ile çevirmeğe | başladım. Doktor Hayrinin hareketle- | rimi dikkatle takib ettiğinin farkın- | dayım. Dahe ziyade pansımancıya ve | yahut hemşirelere ait bu vazifeyi ba- | na gördürmesindeki maksadını da anlıyorum. Bir doktor hasta bakicı- ! İ dan, pansımancıdan dahe iyi sargı | sarmasını, pansıman yapmasını bil | melidir. Bitirdiğim zaman döktor Hayri: | | — Mükemmel, dedi ve sonra hâlâ mahcubiyeti yüzünden belli olan asis- tana dönerek: — Siz hastanın ateşile meşgul olu- nuz. Herhalde fiyevri düşecektir. Beraber odadan çıktık, Koridorun balkona giden kısmına saptı. Kendi- sini takib ettim. Balkonun aralık ka- pısını açtı ve çıktık. Şimdi geniş taras- ta bahçenin tarhlarını, manevra ya- pan otomobilleri seyrediyoruz. Bir cıgara yaktı. Sonra bana döndü: — Görüyorsunuz ya, dedi. Her mes- Kuşlar: Bitlenme neticesi olarak hastalanan kanaryeler nasıl tedavi edilir? Kanaryaları da, diğer ehli bu- yur gibi, bazı has- tahıkları vardır m besi: yenlerin, bunlar hakkında malü- olması , Hatları yucı nuz İzi hat vereceğiz ve veriyoruz. Kanarya hastalıkları meyanında, bay- müthiş denecek bir şekilde sur- kaybettiren, iştahalarını metlee telef olmaların: bitlerden kurtarmak kabildir Vâkla, kanaryalar vücutlerindeki bitle- mak suretle anlaşılır. Şu şeki Kanaryası ole yaz bezlerle rat - kuşlarına#kanlarını emmiş Ol bu bez üzerine toplanırlar, Bezi toplamalı, kaynar su ile yıkamalıdır. Bunun gibi kamışları, değnekleri sabahleyin Tü: ne ederek, bunları da kayrar sodalı su ile yıkamalıdır. Bundan başka resmimizde, I de gi duğu gibi, kafesin bir tarafına, bir ke sigara kutusunu delerek, içerisine pa- muk koyarak, bunu kafesin içerisine a5- malı, tel ile bağlamaldır. Bitler sabaha karşı bu kutulara giterek pakum içerisinde saklanırlar. Sabahları bu pamuk yakılarak bitler bu şekilde im- ha edilir. Bundan başka, kanaryaların vücudün- deki bişiler şu şekilde öldürülebilir: TE rakkamlı resmimizde görüldüğü gibi kanaryanın boynuna kâğıddan bir yakalık yapılır. Kanarya 80) ele alınır, sağ ele de k bir katakilâ gibi, tozdan konur » her tarafına serpilir. Başma da, bu tozların ispirtoda halledilmiş, kâfuru, vazelin ile karıştırılmış poradından başıne ve Böğ- süne, hatti kanatlarına parmakla sıvanır, sürülür. Bu &meliyeyi dört beş defa tek- rarlamak lâzımdır. Bu suretle kanaryaları bitlerden kur- tarılmış, iştahaları inde edilmiş, tekrar öt- meleri temin edilmiş olur. Bitdabi, bu za- manlarda bolca ve zengin yemlerle beslemek, sularına dikkat etmek Tizamdır. Ziraat sahifemiz Okuyucularımız her hafta bu sütunlarda #iraate ait müteaddit yazlar ve mütehassısımıza sor- dukları meselelerin cevaplarını bulacaklardır. lekte olduğu gibi doktorlukta da bilgi ile beraber istidad ve heves de Yâzım- dır. Şu asistan iki yıldır hastanede ça- lışıyor. Bugüne kadar yüzlerce ame- Miyatta bulundu, Servisin kıdemlisi ol du. Öyle iken ameliyat geçirmiş bir hastanın geçirmesi ihtimali olan kriz- leri tayin edemiyor. Ve biraz durup gülümsiyerek devam etti: — Doktorlukta yapılacak falsolar başka mesleklerdekine benzemez. İki noktadan tehlikelidir. Biri şiphe yok, tedavi ettiği hasta için, öteki bizzat kendisi için. — Ne gibi efendim! — Doktorun falsosu bir hastanın uğrıyacağP tehlike ile kalmaz. Yaptığı yanlış öyle dal budak salarak etrafa yayılır ki artık bu damga gibi, bir soy adı gibi onun şöhreti ile beraber yü- rür, Bunun için bilhassa ilk zamanlar çok dikkatli olmak lâzımdır. Fakat ihtisas ilerleyip şöhret yaptıktan son- Ta artık bu tehlike azalır. Hayretle yüzüne baktım: — Nasıl olur doktor, Güldü: — Pek tabil, dedi, Şöhret her ayıbı örter, Şöhretini yapmış bir doktorun yaptığı fenni hâtayı tenkid edecek babayiğit çıkmaz. Böyle vakalarda hü- küm verecek gene ö meşhur doktor. dur, pireotu kıymetli bir ne anda mükemmel b çiçeğidir de.. Bu nebat kasımpatına ha doğrusu büyükçe bir papatyaya pek benzer ve ayni cinstendir. Nebatın kurutulup uvalanarak elde edis len tozu tahtakurusu, pire, karasinek, hatti karıncalara karşı da istimal olunm- mas eden haşereler bunun ilc ölürler veya hiç yak- un laşmazlar. Bu çiçeğin tozu, son zamanlarda, zi- raatie zararlı bir çok haşerelere karşı is- timal edilmektedir. Bundan bir müddet evvel Zirant Ve- kâletine verilen bir raporik bu kıymeti nebatın vâsi mikyasta ziraatinin yapıl- masının faydalı olarağı bildirilmiştir. Üç çeşit pyreter vardır. Lâtincesi pyretherum'dur. hiemleketimizin bir çok yerlerinde yabani halinde yetişmekte, e7- cümle Erzurum, Karsta, Kafkasyada vâsl mikyasta ekilmekledir. çreter veya pireotu yaprakları beya- mlruk ve yırtmaçlıdır. İri bir papatya- benzer. 50 - 60 santim kadar boylanıf- lar. Bahçelerde, hususi surette yetiştir” mektedir ki, bünler daha fazla boylas nırlar. Bunun kuruduğu vaki çok keskin ko- kusu vardır. Beyâz, sarı ender olarak kırmızı çiçekli olanları bulunur. Çiçek açlıktan sonrü hemen kurur, kökleri dalma toprakta ka- Ur ve ertesi sene tekrar sürerler. Pyreter veya plreotu çiçeği mi yirmi soğuktarı ir olmaz, o kadar ki nak ş dereceye kadar dayanabi yastıklara ekilir. Tohumlar! 5 - 20 santimetre mesafelerle ekilirlerse kâfidir. Tohumlar toprağa ekildikten sonra top- rak biraz basılmalıdır ve toprak sathına da çürümüş gübre yaymak faydalıdır. Ekildikten sonra bolca sulanır. Pireotu suyu çok sever. Arasıra sulamak kizımdır. Tohumlar ekildikten, $ - 4 hafta sonra intaş etmeğe başlarlar, bu müddet zarfın- du sıkça sulunar, ondan sonra daha a8 su verilir. Sürgünler 8 - 10 yaprak olunca asıl yer- lerine nakledilirler. Bu fidelerin ekileceği toprak mükemmel hazırlanmış, gübrelen- miş olması lâzımdır. Pireotu çiçekleri kireçli toprakları çok Pyreterleri 50 - 60 sanlim aralıklı çiz- giler üzerine dikmek lâzımdır. Yapılacak &meliyat sulamak, otlarını çapalamaktan ibarettir. Pireotu fideleri yerlerine dikildikten tl sene sonra İyi ve bol mahsul vermeğe başlarlar. Mayıs veya haziran nihayetle- Yinde çiçek açarlar. Temmuz, auğstos, eylülde çiçekleri ta- mamile açıldıkları zaman güneşli, kurak günde çiçekleri toplamak lâzımdır. Bunları li bir yere sererek kurute mahdir. Toz haline getirilen pireotu ya hemen istimal etmeli koymalıdır. Haşerelere karşı pireolunun nasl isti- mal edileceğini ikinci bir yazımıza bira- kıyoruz, ve yahut kapalı şişelere Doktoru dikkatle ve biraz da hay- retle dinliyordum. O bahçenin yeşil tarhlarını sulayan işçileri seyrediyor- muş gibi, fakat zihnen tamamile ağır düşünceler altında devam ediyordu: — Pariste iken dünyanın ilmine baş eğdiği meşhur bir profesörün has- tanesinde bulunuyordum. Zamanın tanınmış diplomatlarından biri mem- leketinin ileri gelen doktorlarının tavsiyesile ameliyat olmak Üzere, Pa- rise geldi ve benim yanında çalıştığım meşhur profesörün bıçağı altına yattı. Bir mide ülseri ile masaya yatan dip- lomat kendini bütün itimadı ile profe- söre teslim etmişti, Gene meşhur bir kaç operatör de profesöre asiste edi- yorlardı. Ben ve arkadaşım bir çok ricalardan sonra ameliyatı seyretmek müsaadesi alabildik, Meşhur profesör işe başladı, Bizi şaşırtacak bir ameli. yat seyredeceğimiz için seviniyorduk. Hakikat hislerimizde yamılmadık. Meş“ hur profesör bütün gururu ile çalışı- yordu. Süratle çalışıyordu. Herhalde büyük diplomatın ıztırabına biran ev- vel nihayet vermek ve tıp âlemine ye- ni bir mucize göstermek niyetinde ölâs caktı. Ülserin sahası oldukça genişti, Bu gibi ahvalde pistüriyi idareli kul- Yanmak lâzımdır, Meşhur profesör et- ralındakilere bir sanat hârikası gös ermek fikrile çalışırken yanlış bir has reketle elinden kayan pistüri., (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: