15 Şubat 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

15 Şubat 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

miline gine iile reğsimmip 'ngiltere mektupları: İRİ çe İİ mi Yüzlerce kilometre mesafeden seyirci toplıyan Ingiltere rugbi şampiyonasını Skoçlar nasıl kazandılar ? ngiltere iklimi ideal bir spor havasıdır Türkleri halâ sarıklı ve şalvarlı Newcastle (Akşam) — Bir hafta evvel Londradan ayrılarak üç sene ka- dar kalacağım Newcastle (Niyukasi) şehrine geldim. Landradan 500 kilo- metre kadar mesafede ve İngilterenin. simalinde Skoçya hududuna yakın ulan bu şehirde de hümmaeli bir spor faaliyeti hemen göze çarpıyor. Sağda solda sık sık rasladığım büyük futbol sahalarından anlıyorum ki, burada da adanm bütün şehirlerinde olduğu gi- bi en popüler spor futboldur. Newcastle şehrinin birçok kuvvetli futbol takın ları var, fakat bunların en meşhuru geçen sene Cup finalde Prestonu 4-0 yenerek kral tarafından her sene ko- nan altın kupayı kazanan Sunderland. takımı, Bu takımın geçen sene yaptı- ğı şöhret hâlâ devam ediyor ki, her ma- çında seyirci adedi 50,000 den aşağı düşmüyor!,.. Size bir müddet evvel Londrada sey- rettiğim bir lig maçını yazmıştım. Bu- gün de haftalardanberi ortalığı heye- can içinde çalkalıyan İngiltere ragbi şampiyonasının Edinburgda Skoçya ile Gal (Wales) arasında oynanan final maçını yazacağım. Fakat hemen söy- liyeyin ki, bu hayatımda, seyrettiğim. lik ragbi maçıdır, onun için maçın tekniğini değil de sadece İngilterenin. spor hayatı hakkında bir fikir verebi- leceğini tahmin ettiğim bazı hususiyet-| leri hot etmekle iktifa edeceğim. Ak- lımda iken şunu da tebarüz ettireyim ki, İngilterenin iklimini hiç bir zaman söylendiği gibi fena bulmadım. Bilâkis ideal bir spor havası, Bir aydanberi ne sis, ne yağmur ne de soğuk görme- dim. Gerçi bu mevsimde yağmur yağ” maması biraz anormal imiş amma gör- düğüm güzel çimen sahalara bu yağ- murun büyük bir tesir yapmıyacağını zannediyorum. Hele bugünlerde hava âdeta yaz gibi; parlak ve yakıcı bir gü- neş var. Yalnız hava erken kararıyor. Öğleden sonra Güneş aşağı yukarı kay- bolduğundan gün berraklığını kaybe- diyor. Bu yüzden maçlarda güzel ens- tantaneler almak hemen imkânsız.. Skoçyalıların 6-8 galebesi ve şam- piyonluğile neticelenen ragbi maçını baştan başlıyarak anlatıyorum: İngilterenin veya daha doğrusu Bü- yük Britanyanın ragbi şampiyonası iki ada üzerinde bulunan dört İngiliz hükümetinin mili takımları arasında lig usulü oynanıyor. İngiltere, Skoçya; Irlanda ve Gal arasında yapılan bu şampiyonada İskoçya ile Gal finale kalmışlar. Şimpiyona maçı İskoçyanın Edinburg şehrinde adanın en büyük stadı olan Murryfleld stadında 120 bin, Seyirci önünde oynandı. Daha on beş gün evvel gazetelerin spor sahiteleri bu maçın tenkidlerilş dolmaya başlamıştı. Üç kişi bir araya toplansa mutlaka bir Skoçya mı, Gal mi?.. Münalkaşasi başlıyordu. Fakat umumi kanaat Gal kazanacağı merke- zinde idi, Cumartesi sabahı pansiyonumun bu» lunduğu yerden 34 otomobille bir ka- nacağı Edinburg şehri Newcastl'dan 200 kilometre kadar şimalde. Benim bindiğim otomobil âdeta Babil kulesi, her milletten var: Direksiyonda tp tahsil eden bir Skoçyalı kız, Dani- markalı bir talebe, bir Pransız stajyer, tap tahsil, eden ve iki senedenberi İn- gilterede bulunduğu halde koca sari ğını çıkarmıyan ve sakalıni kesme- mekte israr eden şen bir Hindili ve bir Türk yani ben. Pürüssüz asfalt yolda diğer arkadaşların otomobillerile ya- ış ederken Skoçyalı sporcu kız bana izahat veriyor: — Ragbi futbol gibi değii, daha ziya- de yüksek tabakaya inhisar eden bu spor tamamile amatördür, halbuki bi- zim memlekette amatör futbolcü bu- Yanmaz. Bu sırada büyük bir otomobil! kafile- sine rasladık. Skoç sarışmı arkamız- dan gelen otomobillere birineiliği kap- tırmamaya dikkat ederek tekrar an- latmağa başladı: — Bu gördüğünüz otomobiller hep maçı seyir İçin uzak yerlerden gelen meraklılarla doludur. Göreceksiniz stadda seyircilerin ekseriyetini böyle uzaklardan gelenler teşkil eder. Hele Galden gelecekler mutlaka Skoçlar- dan daha kalabahk olacaklardır. Mem- leketimizin en heyecanlı seyireileri on- lardır. Hakikaten Iki saatlik bir otomobil seyahatinden sonra Edinburg'dakt rmu- azzam stadın önüne gelip âdet oldu- Zu üzere öğle yemeğimizi otomobilde yiyerek stada girdiğimiz zaman 800 ki- lometrelik bir mesafeyi göze alârak gelen Gallilerin ekseriyeti teşkil ettiği- ni hayretle gördüm. Gal seyircilerini tefrik etmek gayet kolay, hepsinin ba- şında kırmızı bereler var. Hele bazıla- Tı baştan aşağı kırmızı elbiseler giy- mişler!... Skoçlar ise malüm mili el- biselerile; yani kısa bir etek ve ekse- risinin boynunda bir gayda aslı. Her gol oluşta gaydalarile müthiş bir gürül. tü koparıyorlar. Buna mukabil Gallile- Tin ellerinde de bir sahan ve bir de çe- kiç var, onlar da bunlar vasıtasile gü- i zanneden ingilizler .. izi hlar durur mü hemen bizim zurnaya benziyen bir ses çıkaran müthiş gay- dalarına sarılarak bir konser tutturu- yorlar. Galliler bu sefer ellerindeki gü- rültü âletlerile ortalığı çınlatıyor, vek- hasıl bir gürültüdür gidiyor. Bir müd- det sonra kırmızı elbiseler giymiş bir galli sahaya atlıyarak Skoçya bayrağı asılı olan bir pırasa asıyor, po- Mslerle kovalamaca, derken sahanın orta yerinde bir galli bir Skoçyah ile türlü maskaralık yapıyorlar. Bunlarla başa çıkamıyacağını anlıyan polisler de kenarda seyirci kalıyor!... Bütün bunlar oladursun kenar. da da Skoç askeri bandosu bir alay marşı çalıyor. Biraz sonra en büyük on yaşında almak üzere Skoç gaydacı- ları sahayı dönerek bir şeyler çalıyor- lar. Şefleri de bandonun önünde elin- deki kocaman sopayı havaya fırlatın türlü hünerler gösteriyor... Saat tam iki buçuğa beş kala her- On beşer kişiden mürekkep olan ta- rtltü yaparak mukabele ediyorlarf.. Bu| gAzmlar kolkola sahaya çıktılar, küçük Yenilen Gal takımı bir merasimden sonra tam İki buçuk- ta maç başladı. Maçı anlatmıyacağımı zaten anlatamam da... Çünkü nasıl oynandığını bende ilk defa gördüm ve henüz ragbi Bakkında bir fikir edin- dim. İtiraf edeyim ki, ragbi futboldan çok: zerkli ve heyecanlı el ve ayakla oynanan ve vücud kabiliyetine büyük bir ölçüde dayanan bu oyun çak kırı- ca. Bir buçuk saat içinde tam sekiz ki- şi sedye ile hastaneye naklolundu. Bir çoğunun da eli ve yüzü kan içinde kal- d. Galliler beklendiği gibi güzel ve can- kı oynadılar. Sona kadar 6-0 galib va- ziyette idiler. Son beş dakika zarfında le Britanya şampiyonluğunu muhafa- ga etmeğe muvaffak oldular. Oyunu İngitiz milli takımının kaptanı cidden “54 15 Şubat 1933 Egede iktisadi tedkikler (Baş tarafı birinci sahifede) döndükten ve bazı sanayi müessese lerini gezdikten sonra ticaret oda- sında tütün, üzüm, incir, pamuk ve palamut ihracatçılarının toplamtısı- na riyaset etmiştir. B. Şakir Kesebir ihracatçılara: — Serbesiçe hasbıhal edelim. Bü- tün mutalâalarınız işlerimizde fay- dalı olacaktır, Demiş ve ayrı ayrı dileklerini sor- muştur. Vekil incir, tötün palamut. ve pamuk satışlarının memnuniyeti mu- db bir şekilde olduğunu söyledikten sonra demiştir ki: — Üzüm büyük bir ıstırap verme. yen bir bakiye göstermekle beraber Eweâ tütün ihracatçılara söz Hik fazla bir müdahaleyi düşürmüyo- ruz. Fakat tahdidin yapılması bu me NEOKALMINA Grip, Baş, ve Diş ağrıları Nevralji, Artritizm , Romatizma seleyi halleder. Bu mesele de istikbal için mevzuu bahistir, Bugün Için ye- si yoktur. Esasen Büyük Millet Meo- lisine arzolunmüuş bir tütün kanuna lâyihası vardar İktisad Vekili bu kanunun Meclis te müzakere edilmesine kadar yeni fikirler olursa bunların da Meclise arzedileceğini bildirmiştir. Ttün ihracatçılarının bir dileği Tütün ihracatçıları, iş kanununun günde 8 saat çalışılması hakkındaki maddesinin »için tatbik edilemediği- ni bildirmişler ve tütün imalâthane- lerinin cumartesi günleri öğleden sonra da açık bulundurulmasını İs- temişlerdir. B. Şakir Kesebir, resmen müraraaf edilecek olursa bu meselenin tedkik edileceğini ve kanuni imkânlar dahi- linde dileklerin yerine getirileceğini söylemiştir. Üzüm, incir ve palamutçu- ların dilekleri Toplantıda bulunan üzüm, incir ihracatçıları, muhtelif dış piyasaları daki üzüm satışlarını arttırmak için alınması lâzım gelen tedbirler, pala- mut ihracatçıları da palamut ihraca- tanın kontrolu hakkındaki karama meye tırnak palamutlarında yüzde bir buçuk nisbetinde mevaddi ecnebi- ye bulunabilmesi için bir madde ek- lenmesi hakkındaki dileklerde bu- tunmuşlardır. Kültür parkta B. Şakir Kesebir öğleden Sonra Kültür parkı ve Fuar hazırlıklarını tedkik etmiş ve Belediye Reisi Dr. B. Behçet Uzun verdiği izahatı dinle. miştir. Vekil toprak ürünleri müze sinin yerini görmüş: — Bu sene yetişecek mi? Diye sormuştur. Belediye ve Fuar komitesi reisi Dr. B. Behçet Uz.da: Cevabını vermiştir. B. Şakir Kesebir bazı iktisadi mü esseseleri gezdikten sonra akşam Üze- ri ticaret odasına gelmiş ve pamuk ihracatçıları ile sanayicileri kabul e derek dileklerini 'dinlemiştir. İktisad Vekili bu arada, bu yıl için. de 3,000,000 lira sermayeli bir teşek- kül vücüde getirileceğini, bunun yaj- nız pamuk ihracatı, mukabilinde petrol ve memlekete lâzım sair mevad eşya ithali işlerile meşgul olacağını bu teşekkülün üzüm kurumu gibi bir teşekkül olacağını söylemiştir. Bu akşam, ticaret odası tarafım- dan İzmir Palasta vekil şerefine bir ziyofet verilmiştir. B. Şakir Kesebir yarın (bugün) öğleden sonra Mani- saya gidecek ve tİedkiklerde buluna caktır. NEVROZIN Baş, diş, nezle, grip romatizma ve bütün ağrılarınızi derhal keser. İcabımda günde 3 kaşe ahnabilir. güzel idare etti. Blaç oynandığı esnada stadın üze rinde uçan tayyareler dumanla harfler çizerek rekliimlar yapıyorlardı. Bu oyunu gördükten sonra ragdinin Bizim memleketimizde daha senelerce oynanamıyacağına kanaat getirdim. Çünkü cidden büyük bir soğukkanlıı- ğa istmad eden bu oyun biraz sinirli sporcuların eline düşerse saha bir meydan muharebesi halini alabilir. He men hemen herşey hattâ hafifçe yum- ruk atmağa bile cevaz veren bu oyun sadece İngiliz soğukkanlılığile kabili te- Mitir. Bizim çocukların bin bir kayıd ve geraite tâbi olarak oynanan futbolde bile gürültüsüz patırdısız bir maç oy- I türse ragbinin hiç bir zaman memle kette taammum etmemesini temenni etmek lâzım. Maç bittikten sonra 120 bin seyirci- nin stadı çevreliyen duvarlarda açılan yüzlerce kapıdan birkaç dakika içinde çıkmasını seyretmek bile büyük bir zevk. Sahadan çıkarak otomabilimize doğ” ru yürüdüğümüz sırada İkt İngiliz kı- zi yanımda yürüyen sarıklı Hindiyi göstererek: — Bir 'Türk, Türke bak dediler, Birçok İngilizler hâlâ Türkleri sarık» h ve şalvarlı zannediyorlart.. Attet vos EEBEBS BEB EE M#HEF ZEB SER BE SE EVE 2 ŞEF$ EB. SEBEBİ YZEEJESTEYSEBESBPE FİRE... B#R. #s EE. EF.

Bu sayıdan diğer sayfalar: