15 Şubat 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

15 Şubat 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Çayın faydaları Herkesin seve seve içtiği çay yal nız lezzetli bir menkuh değildir. Ay- ni zamanda güzellik ilâci gibi, ve ev işlerinde kullanılır. Üşüyen bir adama, içerisine bir kadeh Konyak ilâve edilerek sıcak bir çay içirilirse nezlenin muhakkâk önüne geçilir. Evde yapılan bazı tatlıların, (ba- ba talısı, revani tatlısı) şuruplarına bir kahve fincanı çayla bir çorba kaşığı rhrum ilâve edilirse çok nefis olur. Kuru meyvadan yapılacak kom- posto, bilhassa kuru erikler su yeri- ne hafif çay içerisinde kabartılır ve sonra çay içinde pişirilirse lezzeti büsbütün değişir, Yazın soğuk buzlu çay gayet iyi harareti keser. Ev işlerine gelince koyu bir çay "| içerisine batırılan beyaz danteller bir Saçların moda olan kızla çalan bir renk alması istenilirse baş yıka- nınca çayla çalkalamak ve her gün çayla başı taramak kâfidir. Beldeki fazla etler nasıl itilir? Kadınların ekseriyetinin bellerinde fazla etler bulunur. Bunları, eritebilmek için sabah akşam şu losyon ile masaj yapmak çok faydalıdır: 200 gram (vi- naigre seiMitigve) 10 gram (iodure de .potassium) eczaneden alınarak karış- tırmalı ve kullanmalı. Pencerenin önündeki gölge yürüdü, bir zil sesi gere lu. Biraz sonra hiz- metçi geldi, lâmba getirdi, şöminenin Üstüne bıraktı, Bayan Forestier kocasına: — Yatacak misin, yoksa aşağı İnecek misin? dedi, yöne — İneceğim. Üçü de sessiz, bir saat daha yemek zamanını beklediler; ölüm dolaşan bü odada sessizliği uzatmak tehlikeliy- miş gibi, sanki sessizliğin odanın ha- vasına yerleşmesinde esrarengiz bir tehlike varmış gibi arada sırada lâf olsun diye, lüzumsuz bir kelime söy- Tüyorlardı. Nihayet yemeğin hazır olduğunu haber verdiler. Yemek Duroya uzun, bitip tükenmez geldi. Konuşmuyor. Yar, gürültüsüz yiyorlar, parmakları- nın uçlarile ekmek içi kırıntılıyorlar- dı. Uşak hizmet ediyor, yürüyor, gidip geliyor, ayak sesi duyulmuyordu; Charles ayak sesinden sinirlendiği için adam terlik giymişti. Yalnız bir saâtin fani tiktakları, muttarid, maki- meleşmiş hareketile duvarların sükü- İnce #utaşla, yünle, ipekle, simle işlenen elbiselerin modası gün geç- tikçe artmaktadır. Bir kaç model dercediyoruz: 1 — Bej rengi yünlüden yapılan bu elbise kahverengi sutaşlarla süs- lanmıştır. 2 — Lâcivert krep maroken elbise, Terazisiz tartı Evde terazl yoksa yapılacak bir pastanın ölçüsünü çay fincanı ile bulmak kabildir. Bir çay fincanı ince toz teker 170 gram, kristalize şeker 225 gram, un 115 gram, tereyağ 230 gram, süt 250 gram, çekirdeksiz kuru üzüm 150 gram, dövülmüş ceviz 115 gram, ba- dem 140 gram gelir. Bir çay fincanı 8 çorba kaşığı alır. Bir çorba kaşı- a 4 kahve kaşığı gelir. Kaş dökülmesine karşı Bazı kimselerin — kaşları dökülür. Buna çare olarak ayda on gün her gece şu ilâçla kaşlar yıkanmahdır: Bir çorba kaşığı kolonyayı üç çor- ba kaşığı asitborikli su ile karıştır. mah. Bir pamuğu dlâçla ıslatarak kaşları yıkamalıdır. nunu ihlâl ediyordu. Duroy yemek yer yemez, yorgunlu- ğunu bahane edip odasına çekildi... Biran evvel gidebilmek için bir kur- mnazlık düşündü, Walterden bir telgraf alacaktı; Walter. derhal * gelmesini emredecekti... Ertesi sabah uyanınca kararını ko- Jay kolay tatbik edemiyeceğini anla dı. Bayan Forestier -kanmıyacak ve korkaklığı yüzünden fedakârlığının mükâfatını göremiyecekti. Kendi ken- dine: «Adam sen de, diye söylendi, can sıkıcı bir vaziyet ama ne yapalım, hayatın hoş olmıyan çıkmazları var- dir; hem belki de uzun sürmez.» Keen Duroy deniz kenarı- na kadar indi. Yemek zamanı döndü, uşak: — Bay üç dört kere sizi sordu, de- di. Lütfen yukarı çıkar misiniz. Çıktı. Forestier koltuğunda uyu- yordu sanki. Karısı bir kanapeye uzün- mış okuyordu. Hasta başını kaldırdı. Duroy sordut — Nasılsın? Bu sabah aslan gibi- sin, Forestier mırıldandı: — Evet, biraz daha iyiyim, biraz canlandım. Madeleine'le beraber ye Göğsünde, kollarında ve cepleri üze- rindeki küçük çiçekler; simle işlen- miştir. Yakası lâmedendir. 3 — Gri yünlüden elhise. Cepleri xe önündeki işler yeşil yünle işlen- miştir. 4 — Şarabi krep saten elbise, Blü- zunda ve eteğinde mat tarafından aplikasyon vardır, Önündeki ince Portakallı kurabiye 250 gram iç badem, 250 gram toz ş€ker, 200 gram portakal kabuğu şe- kerlemesi, 3 kumurta &kı almalı. Bademleri makineden geçirmeli, Şekeri yumurta akıyla köpürtmeli, içerisine bademi ince ince doğran- mış şekerlemeyi ilâve etmeli. Karış tırdıktan sonra beyaz kâğıd üzerine kurabiyeleri dizmeli ve bir bıçakla ortalarını çizmeli, Kızgın fırında - bir çeyrek pişir. meli.. Fırından çekerek - kurabiyeler üzerine bir tüyle şekerli süt sürerek tekrâr'fırına sürmeli. Pembe olunca çekmelidir. Süt üüüğliri Süt kapları, fincanları yıkanırken önce soğuk su İle çalkanır ve sonra scak suile yıkanırsa çok parlak olur. meğinizi çabuk yiyin, arabayla gezme- ğe gideceğiz. Genç kadın, Duvoyla yalnız kalır kalmaz: — İşte, dedi, bugün kurtuldum sa- niyor, Sabahtanberi projeler yapıyor. Biraz sonra Juan körfezine gidip Pa- risteki avimiz için çiniler alacağız. Mutlaka sokağa çıkmak İstiyor, ben korkuyorum, Yol sarsıntısına dayana- maz, Araba gelince Forestier merdivenle- Fi ağır ağır indi, uşağı koluna gir- mişti. Arabanın kapalı olduğunu gö- rTünce, körüğün açılmasını istedi. Karısı ısrar ediyordu: — Çıldırdın mu? Üşürsün. O da ısrar ediyordu: — Hayır, çok duha iyiyim. İyi oldu- Kumu hissediyorum. “ Evvelâ iki bahçe arasındaki gölgeli yollardan geçtiler; bu yollarla Cannes büyük bir parka benzer; sonra deniz kıyısında, Antibes yolüna girdiler. Forestier her geçtikleri yeri söylü- yordu. İlkönce Paris kontunun Yillâsı- nı gösterdi. Her villâyı gösteriyordu. Neşeliydi, üstünde ölüme mahküm olanların zoraki, sahte neşesi vardı. Kolunu kaldıracak mecali olmadığın» dan parmağile işaret ediyordu: — İşte Sainte - Marguerite adası ile şato, Bazaine (*) bu şatodan firar ma işleme renkli ipekle yapılmıştır, 5 — Siyah krep maroken elbise. 'Türkuaz rengi kadifeden apiikasyon yapılmış ve etrafı türkuaz rengi İpekle işlenmiştir. 6 — Bakır rengi ipek kadifesinden elbise, Blüzu ve kolları simle işlen- miştir. Parkedeki yağ lekesini mi Taksimi Limartin caddesi, B. 8. : ke üzerindeki zeytin yağt lekesini çıkart- mak için lekeli yeri bol benzinle siliniz. Parke benzini iyice içtiği zaman leke Üze- rine benzinle kil karıştırılarak haz olan çamuru bole sürünüz ve Kurumaya bıra- kınız, Kurudoğu zaman süpürüp bezle Alinir, Eğer leke İsmamile çıkmamışsa bu ameliyeyi tekrarlayınız. Leke çıkınca her zamanki gibi cilâ sürüp parlatınız. Renar arjante nasıl temizlenir? Ayaspaşı, Naile R. : 1 — (Renar ar- Jünte) nizi temizlemek İçin tükiyi masa Üzerime yayınız. Bir kap içerisinde iyice ıslatılmış scak kepekter larak tilkinin her tarafına bolca serpiniz. Elinizle ova- layınız, sonra ince bir çubukla hafifçe vurarak kirlenen kepekleri stkiniz. ? — Her çamaşıra ayni boyda marka işlenmez. Gecelikler, gömlekler, kombi- nezonların markası küçük ve ekseriyetle göğsün sol tarafma işlenir. Çarşafların yorgan Üstüne devrilen kısmın ortasına Ye kenar dantelden yahut ajurdan bir Karış yukarıya işlenir. Yuvarlak yastık- ların sağ tarafın öst köşesine marka işlenir. Burlar büyük olmalıdır. Sofra ör- tülerinin ve peçetelerinin ortasına Ya- but bir köşesine orta boyda marka İşle- melidir. © Askerlik hatıralarına geçti, arka- | — daşlarını saydı, Okralar anlattı. Bir- denbire araba köşeyi sapınca, Juan körfezi, beyaz köyü ile meydana çıktı. Forestier çocuk gibi sevindi: — Şimdi filikayı göreceksin! dedi. Büyük körfezin ortasında, yosun bağlamış büyük kayalara benziyen yarım düzine gemi düruyordu. Büyük bir paviyonun önüne geldi- ler, Kapısında: «Juan körfezinin çini sanati» yazılıydı. Foreslier, kütüphanesine koymak için iki vazo almak istiyordu. Araba- dan inemediği için modelleri getiri- yordu. İntihab uzun sürdü, karısile Duroy- dan akıl danışıyordu: — Odamın sonundaki kütüphaneye koymak için. Koltuğuma oturduğum saman gözümün önünde olacak. Eski bir biçim, kadim Yunan biçimi bir şey istiyorum. Nihayet karar verdi. Derhal gönde- rilmelerini söyledi. — Bir kaç güne kadar Parise gide- eğim, diyordu. Geri döndüler. Körfez boyunda bir Moda haberleri Çantaların şekli değişmiştir. Asma yaprağı, kalb, kilit şeklinde yapılan. çantalar en fazla kulla- mulmaktadır. * Bluz ilikleniriken düğme ye- rine renkli ibrişim kordondan ya- pılan püsküller çok beğeniliyor. 4* Yazlık emprimelerin büyük çiçekli olmaları mpdadır. Tayör elekleri dar ve €skisin- den kısa yapılmaktadır. jersey, çay elbiseleri ve letleri için çok kullanılır Tayörle giyilen bluzlar ekse- riyetle elek içerisine giyiliyor. * 4 Bir müddet kullanılmıyan beyaz ipekli pikeden yakalar ve jileler tekrar rağbet bulmaktadır. #Koyu renk elbiseler üzerine iki açık renk kadifeden uzun ke- mer lakmak modadır, Siyah üze- rine yeşil ve gümüşü, lâeivert Üzerine mavi ile kırmız, Kohve rengi üzerine krem İle sarı en çok kullanıyor. Çaya giyilecek elbise ' Haliç Feneri, Nazime Kunt: 1 — Çaya giyilebilecek elbiseler, modellerde Cöğle- den sonra girilir) diye tarif edilen eibi- #elerdir. İpekli olması şart değildir. 2 — Kadınlar eldivenli ellerini erkek- lere ve kadınlara uzatabilirler. 3 — Yarım kürk pelerinle balo salonu- za girilebilir. Yalnız pelerin açık renk kürkten yahut renar arjanieden olma» kır. 4 4 — Diğer dilekleriniz mümkün merte- be mayarı lubara alınacaktır. Aşk kuyusu dallas Maçkapalas, E. V.: Size “tarif edilen talının ismi (Pults damour) yani (aşk kuyusu) “dur ve veksiği “vardır. “Tertibi yudur: Dört kişi için; İki yumurta, beş çorba kaşığı İnce toz şeker, dört tatlı kaşığı frenk Üzümü yahut ahududu peltesi, dört kah- ve kaşığı kirş ilkörü, ve iki tutam toz vanllya. Yumurtaların sarısını aklarından ayıp- ral, İki çorba kaşığı şekerle sarıları gayet iyi çırparak ezmeli. Diğer taraftan kalan şekerle vanilyayı, köpürtülmüş yu- murta aklazına ilâve ederek gertleşince- ye kadar telle vurmalı. Dört boş şarap kadehi almalı; içleri. ne birer kaşık marmelât yahut pelte, üze“ rine birer çorba kaşığı köpürtülmüş yu- murta sarısı, birer kahve kaşığı Kirş Xi- körü koymalı ve mihayet kadehi sertleğ- tirilmiş yumurta kı ile doldurmalı ve ikram etmeli, Bu tatlı yenirken kaşık ka- €ehin dibine kadar gitmeli ve her kaşık- İa reçel, yumurta sarısı, akı ve likör bü- Yunmalıdır, İlkönce hafif bir krizdi; ama artti; kesilmez bir gıcık, sonra bir hırıltı ol- du. Forestier nefes alamıyordu, her n&- fes almak istedikçe bağrından kopan öksürük gırtlağını yırtıyordu. Yavaş- Jamıyor, . sakinlemiyordu. Arabadan odasına kucakta çıkardılar, Bacakla- rından tutan Duroy, ciğerlerinin her Mhtilâcında âyaklarının sarsıldığını hissediyordu. Yatağın harareti de öksürüğü kes- medi, gece yarısına kadar devam etti; uyku ilâçları nihayet öksürüğün öl düren spazmozunu durdurdu, Hasta, sabaha kadar, gözleri açık, yatağında oturdu. i Ağsnı açınca ilk sözü berber iste- mek oldu, her sabah muhakkak tıraş olurdu. Bunun için kalkması lâzım geldi, fakat derhal yatırmağa mecbur öldular. Forestier çok güçlükle, çok kısa nefes alıyordu, bayan Forestier korktu, henüz yatan Duroyu uyandır- dı, gidip doktoru getirmesini rica etti. Dektor geldi, ilâç yazdı, bir iki öğüt verdi. Kendisini kapıya geçiren Duro), fikrini sordu. Doktor: — Can çekişiyor dedi. Yarın sabah ölür. O biçare kadına haber veriniz ve bir rahip çağırınız. Artık benim işim kalmadı. Maamafih bir emrinis olursa hazırım. ZEEFERFNE EZESEBUK e F FHETEERER EYY EBEZEZE. -EES yLN

Bu sayıdan diğer sayfalar: