6 Nisan 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

6 Nisan 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“Balkan iktisad konseyi (Baş tarafı 1 inci sahifede) Milli komite relsi ve Avala ajansı müdürü B. Yovanoriç, B, Ançelkoriç, | 'B. Mihailoviç Svetovski, B. Kuhar, Kotiç, merkez matbuat bürosu şefi B. Tukoviç ve malbuat bürosu umumi kâ- tibi B. Deniç, Yunan matbuat heyeti Yunan mat- buat müsteşarlığı müdürlerinden B. Beferyadis, Atina ajansı müdürü B. Vekiarelis ve Atina gazeteciler birliği reisi B. Zarifisten müteşekkildir. Ru- men matbuat heyeti yarın sabeh saat onbirde vapurla gelecektir. Rumen he- yelinde milli komite ikinci reisi B. Li- viu Nasta, Universul gazelesi namına B. Nikola Basarya, Rumen matbuat cemiyeti reisi B, Koslanten Gongapol, Kurentul gazetesi namına B. Jon Di- mitcesko, Rador ajansından B. Viadi- mir Yonesko vardır, Melbunt umum müdürü B. Naci, Anadolu ajansı umum müdi B, Mu- e valfak kongre münasebetile dün An- | karadan şehrimize gelmişlerdir. Bal- kan antantı konseyine iştirrk edecek olan Yunan heyeti bu sabah vapurlar. | Ja gelecektir. Heyet, Hariciye nezareti | erkânından B. Argiropulosur riyase- tinde 13 zattan mürekkeptir. Balkan iktisat konseyinin görüşece- gi meseleler, Türkiye, Yunanistan, Ro- manya ve Yugoslavya arasında ticari ve iktisadi teşriki mesaiyi genişlet- mektir, Konesyin Balkan memleketle- ri arasında deniz nakliyatını inkişaf ettirmek Avrupa ve Amerikaya el bir- Yiğile muntazam seferler tertip etmek, Balkan antantı mehleketleri bayrağı gllında çalışan müesseseler tercihli an- laşmalar akdetmek meselesinin de gö- rüşmesi düşünülmektedir, Rumen heyeti reisinin beyanatı Balkan iktisad konseyine iştirak Için şebrimize gelen Rumen heyeti re- isi bay Nikola Tubakoviç misafir bu- lunduğu Perapalas otelinde bir mu- barririmizi kabul ederek aşağıdaki bo- yanatta bulunmuştur; — Balkan İktisat konseyinin altın- cı toplantısını yapmağa geldik. Her sene böyle bir töplantı yaparız. Ben şahsım iliberile Balkanların bugün- kü vaziyetire nazaran yaratılmış olan Balkan antantın: eşsiz bir politika bir- liği telâkki ederim. Bu telâkki içinde Bülkan politika birliğine muvazi git- mek üzere dört memleketin iktisadi anlaşmalarla birbirine. bağlanmasını tabii addederim. Bu, sade mütekabil menfaatlerin muhafazası zımnında değil, fakat bil- hassa dört memleketin iktisadi kal- Kınması ve refahının egri znınında lüzumlu bir şeydir. Evvelki toplantılarda dört tmemle- ket murahhaslarınır birbirini tanıma» sını temin etmekle beraber tatbik edil- mekte olan programın inkişafna hiz- met edecek esasları hazırlamıştık. Bu sefer bu programın inkişafını temin edecek çareleri ciddiyetle arayacağız. Dostum ve İsme 2. B. Hasan Nakleden: (Vâ — Nü) Kalbi çarpiyordu. Tepsiyi odadan içeri getirirken son- suz bir heyecan duydu. Feriha sordu: — Pek sıcak mı?.. Eğer sicaksa azi- gık soğutalım, Peyman titrek bir sesle; Biraz daha bekleyin isterseniz! - dedi, Yaptığı işten korkuyordu, O anın mümkün mertebe geç gelmesini isti- yordu. Fakat Feriha fincanı karıştırdı. Du- daklarını deydirdi, Sonra: — Aman ne kötü şey... - dedi. Fakat endişeye mahal yok... Genç kız, bütün fincanı bir kaç yudumda boşalttı. — Fazla şeker koymuşsun... Yatağı uzandı. Sırma saçları yas- tığın üstünde dalga dalga dağılarak ne güzel bir manzara teşkil etti, Gemi sordu; — Lambayı söndüreyim mi nir: dim? — Başucumdakini bırak. Ben uyu- Aşk ve macera romanı l | Sakanın, Yun Yunan ve Yugoslav murah- has heyetinin hissiyatını yakından ta- nırım, Bu itibarla toplanışımızın he- yırlı neticelerini alacağımız hakkın- daki fikir ve kanaatim büyüktür. İstanbula varışımızda Türk delegas- yoru bize gösterdiği hüsnü kabulden dolayı çok medyunum. Bunu çalışma- misin müsbet bir neticeye varacağı hakkinda uğurlu bir işaret olarak ka- bul etmek mümkündür... Çalışmamız çok değişik sahalar üstünde olmakla. beraber bunların hepsini dört memle- ketin mensfiine uygun bir şekilde hal- İedeceğimize katiyetle emin bulunuyo- rum. Bakan iktisad konseyinde İk- tisad vekâleti mümessili Ankara 5 (Telefonla) — Balkan eko- nomi konseyinin vedi nisanda İstan- bulda Yıldiz sarayında yapacağı içti- malarda İktisad vek&letini Türkofis başkanı B. Burhan Zihni temsil ede- cektir, B. Burhan Zibni çarşamba gü- nü İstanbula hareket edecektir, Iki vaka Bir kadın ölümden, bir © ev de yanmaktan | kurtarıldı Evvelki gün birbirini | takiben iki garip vaka olmuş, bir kadın ölmek- ten ve bir ev yanmaktan güçlükle kurtarılmıştır. Hadise şudür: Üsküdardâ Sultahtepe Servili cad- desi Osmandede sokağında 11 numa” rada oturan Amavut tebaah Kola kı- zı 80 yaşlarında Lefka, hasta olarak karyolasında yatmakta iken uyku Ser- semliğile karyolanın önündeki man- gale düşmüştür. re Mangal iyice yanmış ateşle dolu ol- duğundan kadının bacakları yanmış ve Lefka feryada başlamıştır. Bu €s- nada bitişik 9 numaralı komşu evde 46 yaşlarında Abdullah kızı Hikmet de; tavada balık kızarimaktadır. Hikmet, ihtiyar kadının acı feryadından Şa- | şırmış ve komşu evde yangın çıktığı- | nı zannederek yerinden fırlamıştır. 'Bu sirada telâşlan kadının etekleri tavaya takılmış ve ateşe dükülen yağ- lar parlıyarak bir yangın başlangıcı- ne sebep olmuştur. Etekleri tutuşan Hikmet de feryada başlamış, ihtiyar Lefka hastaneye kaldırılmış ve aka binde yetişen itfaiye de ateşi söndür- müştür, Meşhpr bir Rus tayyarecisi kayboldu Moskova 5 (AA) * '— Tas ajansının bildirdiğine göre, Levanevski'yi ara- maktâ olan tayyareci Moskovski şi- mal kutbunun üzerinderi uçmuştur. Tayyareci dün-saat üçte Rodolf ada- sından: hareket -ederek saat 7,20 de kutbun üstüne gelmiş ve saat 14.de tekrar hareket ettiği noktaya dönmüş- tür. Tayyareci havanın berrak olma- sına rağmen Levanevski'nin izine te- sadüf edememiştir. j Tefrika No, 12 du, Gözlerini genç kıza dikmiş, bakı- Yor. v4 Onu sanki zehirlemeğe teşebbüs etmiş gibi korkuyordu, Fakat Mümta- bir ilâç olmadığına kanidi. Yaptığı ve daha da yapacağı işlerden ürküyordu, Şimdi, kız uyuduktan sonra civarda Ç dolaşan Mümtaz'ı evden içeri alacaktı. * Delikanlı ona Feriha'yi ne kadâr sev- diğini, bir gececik olsun, uyurken onu seyretmek istediğini söylemişti. Belki bu sözler doğruydu, Hem o kadar in- etlemekte Peymanın ne menfaati var? Çünkü erkek kapıdan içeriye girer girmez, iki yüz elli lira daha vereceği- ni vaadetmemiş miydi? Bir kaç gün sonra da mütebaki altı yüz elli lira- nın sahibi olacaktı, İşte o sayede bütün derdlerinden kurtulacak, müradma yali olacaktı. Bir aralık Feriha mırıldandı: , yuncıya kadar da yanımda dur... Sİ- nirlerim çok bozuk... Her nedense bir şeyden korkuyorum, Peyman, yatağın ayak ucunda otur- zın kendisine verdiği şişede tehlikeli — Peyman! | miş olduğu akislerin buna mâni oldu- (Baş taralı 1 inci sahifede) mali tedbirler kanunun istemyierek iştirak eylediğini söylemiştir. B. Blum kabinesinin âyan meclisi» tarafından devrilmesi halkçılar cephesinin inhi- lâline sebebiyet verebilecektir, Kabine yarın yahud öbürgün düşecek Paris 5 (A.A.) — Maten gazetesi, B, Blumun maliye, ekonomi ve para programından bahsederek diyor ki: «Bu program hazineye pek az para temin ettiği halde sermaye aleyhinde bir çok ahkâmı ihtiva ve muhtelif şe- killerde de enflasiyonu tazammun ey- lemektedir. Blum, istikbal üzerinde oynuyor. 1936 da da mümasil bir te- şebbüste bulunmuş, fakat ekonomiyi inkişaf ettirmeğe muvallak olama- miŞtL.» Jurnal gazetesi de, projenin enfle- | siyonu ve bunu gizlemeğe matuf bir | takım ledbirleri ihtiya ettiği mütalâ- asındadır. 'Ekselsiyor gazelesi de, preşembe akşamı veya cums günü kabine buh- ranmın pallak vermesini beklemekte- ay Fransanın nekadar paraya ihtiyacı var? İ Paris 5 (A.A) — Mebusan meclisi | maliye encümeni, öğleden sonraki toplantısında B, Blumu dinlemiştir. Başvekil, hazinenin 1938 senesine ald ihtiyaçlarının 36 milyar 757 mil- yon franga baliğ olacağını, bunun # milyarının adi bütçenin, mütebakisi- nin milli müdafaa veşaire masrafının kayşılığını teşkil etiffekte olduğunu söylemiştir. B. Blum, müteakiben bu ihtiyaçla” rn münhasıran istikrazlarla hasıl et- Zunu beyan etmiştir. Bundan sonra B. Blum, projenin prensiplerini izah etmiştir. istihlâk imkânlarının tezyidi, sây ve istihselin metod dahilinde tensiki, otoritelerin kontrolü altında sermeye ve kredinin disiplin altına alınması, B. Blum, buru mütenkib, başlıca siyasi tedbirleri tâdad etmiştir. | 1 — Fevkalâde bütçenin ilgası ve bütün masrafın adi bü:çeye ithali, 2 — Mali sistemin tadili, bilhassa irad vergisinin daha iyi bir surette kontrolü, 3 —İki sene müddetle duyunu umumiyenin ilgasndan vazgeçilmesi. 4 — 150 bin frangi geçen sermaye- Jerden islisnal bir miktar âlınması, B, Blum, para siyasetinden bahse- derek frangı himaye etmek için hü- kümet tarafından alınmış olan ted- birleri izah ve teştih etmiş ve bu ted- birlerin gayesinin ayni zamandâ ser- mayeler piyasasına nezaret etmek, fi- atleri konrol altında bulundurmak, trüstleri göz önünde tutmak ve eski amelenin tekgüdiyelerini temin eyle- mek olduğunu söylemiştir. Halk cephesi partilerinin kararı Paris 5 ©) — Burada misın?.,, Bakın “gitme... — Merak etmeyin; küçük banıri... Ve içinden: «— Yarabbi! Ne zaman uyuyacak?» diye düşündü, Beklemesi uzun sürmedi, Bir kaç dakika sonra, genç kız,derinderin nefes âlmağa başladı. Beyman, elini uzattı, Genç kızın kolunu, Mümtaz'ın tari- fi üzere tuttu, sarstı. derin Feriha kımıldanmadı, «— Uyanmıyor... İdç sekle etmiş» Hizmetçi kız, ayaklarının ucuna be- sarak; odadan çıktı, - Merdivenlerden aşağı indi. Evvelden iyice yağlıyarak gıcırdamasına mâni olduğu servis ke pısını açtı. i İğilal, baktı, | , Erkek, sırtında spor kostümü, ba- şında kasket, iki eli cebinde orada duruyordu. Yaklaştı ve yavaşça: — Benim! — Uyuyor mu? — Gelini Mümtaz sert ve âmirane: — Tenbihlerimi unutma! Evin için- de yakalanırsak dostun olduğumu söyliyeceksin. — Amma da yaptınız! — Iâfı uzatma. AT şunu, Kızın avucuna bir kaç kâğıd para sıkıştırdı: ! Leon Blum söz alarak ezcümle de- İ larıma fens görünmek niyeti ile ha ! mek İçin hazinenin elinde lüzumu. | lağin sebebi, ancak maliyedeki istik” | İ rarsızlıktır.” | vazenesizdir. Ekonomide bugün 80 . arasına alarak, böyle, uzaklara gölür- Fransa yeni bir kabine buhranı arifesinde bulunuyor dahil bütün partiler saat 15 de par- lâmentoda müzakere edilecek olan hükümetin mali kanun lâyihasına müzaheret etmeğe karar vermişler- dir. Başvekilin nutku Paria 5 — Mebusan mevlesinde cel- seniri yeniden açılışında Başvekil- B. miştir ki: — Destlarıma yaranmak, düşman- reket etmiyorum. Bugün size çalış- malarıftın neticesini getiriyorum. Açık devam etmektedir, vaziyet, 1932 dekinin aynıdır. Hazine bu sene, | 40 milyar frank masrafa ve 10 milyor | rank ödemelere karşı koymak möc- buriyetindedir. Bünları karşılayabil- kadar geniş gelir kaynakları bulun- malıdır. Bundan başka parlâmentonun na- zarı dikkatini, hükümetieki istikrar- sızlığın ve ancak kendimizi aldata- cak hal suretlerinin tehlikeleri Üze- rine çekmek isterim. Şurasını da ha- tırlatırım ki, hükümetteki istikrarsız- Mali istikrar, “hükümet istikrarı için elzemdir, Ekonomi, mü- milyarhık bir işleme sermayesi mef- kut bulunmaktadır. Memlekette ha- rice kaçan veyahut memleket dahi- linde saklanan sermayeler, gerek ha zine üzerinde, gerek hususi ekonomi üzerinde yokluğunu hissetirmektedir. Nihayet, malt ve ekonomik vaziyet, enternasyonl vaziyete de bağlı bu- Iunmaktadır. Fransayı yeni masraf- lara girmeye ve bir milli müdafaa is- tikrazı hazırlamaya mecbur eden key- fiyet, enternasyonal buhran olmuş- tur, 11 mart hadisesi, sermayeleri kor- 'kutmuş ve Avrupadan Amerikaya ge- niş para akını başlamıştır, - Yabancı memleketlerden istikraz etmek veya- but yabancı memleketlerden evvelce yaptığımız istikrazları tecdid eylemek imkânsızdır. Enternasyonal vaziyet Enternasyonel vaziyet üzerinde 15- rar eden B. Blum bu mevzuua âid şunları söylemiştir; «Biz, Fransayı Avrupayı sulh için- de-tutmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız, Fransa, sulh istemek- tetamamile müttefiktir. Bizim her hangi bir tecavüz hareketinde bulun- mamızdan Korkacak dünyadâ hiç bir devlet yoktur. Zaman zihinlerimizden her türlü enternasyonal karışıklıklar korkusunu tamamile sildirmiyorsa da, biz, bunların önüne geçmek için çalış- makta yine devam ediyoruz. Bununla beraber, 'her türlü vaziyete karşı koy- mak için de hazır bulunmalıyız.» Başvekil yeniden mali vaziyetin tedkikine dönerek ezcümle demiştir ki: e — Prankın yeni bir deyalüaskonu mevzuubahis olgmaz. Her türlü yeni para karşılığının önüne geçmeliyiz. — Saymana hacet yok... Hesab ta- mamdır.. Haydi şimdi yürü, Hizmelçi, kendi kendine; «— Ne kaba herif!» diye düşündü. Erkek şimdiye kadar ona içyüzünü Hiç böyle göstermemişti. Ses çıkart- madan kızın odasına kadar gittiler, Mümtaz: — Ben içeriye yalnız girerim... Sen odana çik... Bir hâdise olursa unut- ma... Ben seninle berabermişim gibi yapacaksın... Peyman, ses çıkarmadan başını iğ- di ve gitti. Kendisile böyle âmirane ve sert konuşan bu adama verecek ce vap bulamıyordu. Mümtaz kapıyı kapadı. Kasketini çıkarttı. Ve yatağa yaklaşarak: © «— Feriha! Veriha! - diye mırıl- dandı, - Niçin beni bunlara mecbur ettin? Bu yatağa, seni ilâçla uyutma- dan yaklaşmak isterdim... Sana ne tatlı sözler, neler, neler söylemek di- lerdim... Hiç bir kadının âşıkından dinlemediği kadar hoş şeyler... Fakat şimdiden sonra artık onları sana söylemiyeceğim... Söyliyemiyeceğim... Çünkü bu hile yoluna saptım ve bu, böylece devam edecek... Bu akşam ne güzel bir akşam.. Yıldızlar semada parıl parıl parlıyor... Seni kollarımın mek. isterdim... Her arzunu yapmak için her fedakârlığı göze alırdım.. 'Bibiye karşı Davalacironun yaptığı Nisan Yakat fasid daireyi bozmak için de bugün teklif ettiğimiz disiplin ve kontrol sistemini tesis eylemek lü- i, kambiyo kontrolünün med dahlığını yaptığımı söyliyecekier, Fa- kat biz, üç taraflı İngiliz - Amerikan- Fransız anlaşması ile telif edilmez mahiyette bir şey teklif etmiş deği- liz. Kambiyolar urasında' ahenk te- minine tahsis edilen meblâgdan bir şey kaybedilmemiş, Frank düşmemiş- tir. Bütün menfaatlerin işbirliği için teklif eylediğimiz tedbirler üzerinde mantiki bir tarzda ümid bağlanadi- lir kanaatindeyiz. Başvekil B. Blum nulkunu, sosya listlerin, komünistlerin ve bir kısım radikallerin alkışları arasında bitir- miş ve kürsüden inmiştir. Mebusan meclisi reisi B. Heryo, bunun üzerine saat 21,30 da yeniden toplanmak üzere celseyi tatil etmiştir. Mebusan meclsi bugün de toplanacak Paris 5 (A.A.) — Maliye encümeni- nin teklifi üzerine mebusan meclisi müzakerelerine yarın devam etmek üzere, saat 23,15 de tirme nis hayet yerimiştir. Meclis koridorlarında söylendiğine göre, meclis ancak yarın akşama doğru kanun pröjest hakkında reyini bildirecektir. Mecliste şiddetli hâdiseler Paris 5 (A.A.) — mebusan meğli- sinde mali projelerin müzakeresi bazı şidetil hadiselere sebep olmuştur. Reis B. Heryo, müteaddid defa mü- dahaleye ve nihayet celseyi tatile mec- bur'kalmıştır. Bazı sağcenah mebis- ları «kahrolsun yaudiler, Fransa farnsızlarındır> diye bağırmışlardır. Dahiliye Nazırı B. Dermua «yahudi- ler her hâlde âhmaklardan iyidir; cevabını vermiştir. Bu sözler üzerine mebuslardan Bröton Jhuel, hükümet azasının oturduğu sıralara doğru hücum etmiş ve B. Heryo celseyi tatil eylemiştir. Bir kaç dakika, salonda büyük bir kargaşalık hüküm sürmüş- tür. Sabiha Gökçen (Baş tarafı 1 inci sahifede) esnasında, kendisile birlikte İzmir? gelen pilot ve makinist arkadaşları da muavin olarak vazife alacaklardır. Bayan Sabiha Gökçenin İzmire ge- Wişi, bütün İzmirlileri sevindirmiştir. İzmirde 15 gün kaldıktan sonra yine , Türkkuşu arkadaşlarile Arkaraya gi- decek ve daha sonra Türkkuşu tayya- relerinden mürekkep bir filo ile belli başlı şehirlerimiz arasında. turneye çıkacaktır. Sabiha Gökçen, İzmir muhabirimi- ze, seyahatinin çok güzel bir havada ve istifadeli geçtiğini, bu uçuşta hiç bir fevkalâdelik olmadığını, bazı ga- zetelerde Amerikaya gideceği hakkın- daki haberlerden de bahsederek he- nüz böylebir seyahalin tarihi tayin *olunmadığını söylemiştir. 2 yil toplar, getirir, ayaklarının altıma se- rerdim... Niçin beni istemedin? Niçin beni hakir gördün? Sonra acı acı, tekrar mirıldandı: «— Beni hakir gördün ama... İşte karım olacaksın... Bu da senin cezan- dır...» Tâmbayı kıza doğru çevirdi. Ampulün hafif ışığı alında, genç kız, âdeta bir peri gibi, hariku'âde du- Tuyordu. Mümtaz'ın bacakları titredi. Diz çöktü: «— Feriha! Seni seviyorum, Ebe- diyen de seveceğim. Sen benim bütün hayatımsın... Parasız da olsaydın, ge- ne seni isterdim... Zengin bir aileden gelmiş olman! İşte senin kabahatin... Benim günahım ise seni sevmem... Madem ki ben senin yüzünden ıztırab çektim, sen de benim sebebimle acı duyacaksın... Seni seviyorum, Feriha! Ve şimdi işliyeceğim günahın affın senden diliyorum...» Yerinden kalktı. Kızın iki kolunu tuttu, Yüzüne doğe ru iğilerek: «— Ferihal...n diye mırıldandı, Güzel bir lâvanta kokusu, genzine kadar yayıldı. Dudakları arasında mırıldandı: — Feriha... Benim olacaksın... (Arkası var) her şeyi: Gökyüzüne çıkar, yıldızları"

Bu sayıdan diğer sayfalar: