28 Mayıs 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

28 Mayıs 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(Baş tarafı 1 inci sahifede) imalât dolayısile alınmış olan vergi ve resimlerin iadesi .. Bunlardan başka istihlâk (vergisi azalma- sina temas ederek memleket dahilin- de Şeker istihsalinin arttırılması için alınması düşünülen tedbirlerin ve nx yat pahalılığı dolayısile İstanbulda ol- duğu gibi et meselesinin memleketin diğer taraflarında da ele alınması düşünülüp düşünülmediği, banka faizleri ve Belediyeler Bankasının su | borusu meselesinin ele alınması. İktisat Vekili B, Şakir Kesebir kür- | süye gelerek B. Hüsnü Kitapçınn bu mültalâlarına cevap vermiş ve 672- cümle demiştir ki: — Asfalt ocakları petrol kanununun | haricinde addedildiği için mermer O- cakları gibi ve taş ocakları nizamna-, mesi ahkâmına tâbi tutulmak esası | kabul edilmiştir, Bu husustaki lâyiha Meclis encümenlerinde müzakere Ha- tindedir. Benzine ispirto karıştırılması, ben- zil ve petrol fiatlerinin indirilmesi hak- kındak!i -emenniye gelince: atlerin imkân dahilindeki indirilmesi yölun- daki çalışmalara devam olunmakta” dır. Nitekim gene sayın arkadaşımın işaret ettiği veçhile son-günlerde de | bir tenzil yapılmıştır. Ve göne tekar- Tur ettirilmiştir ki, haziran sonlarına doğru eslış artma nisbetleri ve de- ğişen alım fiatleri hesaplanarak ya- pılacak bilânçoya göre yeni bir tenzil derpiş edilecektir. Tahmin ediyoruz ki, haziran sonlarında bu defa yapılmış Dlan tehzilden daha mühim bir ten- zil elde etimek kabil olacaktır. Benzine ispirto karıştırmak, bu bususta projeler henüz elde bulu- muyor.. Varidafa iesir ve ekono- mik ihtiyaçlarımıza mutabakat bâ- kımından bu meseleye en muvafık bir şekil vermek için ihtiyatlı hareket ediyoruz. Teahhürün sebebi ancak bu- dur. Mamul maddelerin ihracı halinde daha evvel gerek imali esasında, ge- rek iptidal maddelerin memlekete ha- riçten ithali sırasında alınmış vergile- rin iadesi meselesine gelince: Bugün gerek muamele vergisi, gerek istihlâk vergisi kanunlarımız mamul madde- ler memieketfen harice çıkarıldığı takdirde, alınmış olan vergi ve resim- lerin bazı formaliteler ikmal edilmek Şartile, fadesini kabul etmiştir. İptidal maddelerde nalınmış olan gümrük re- #imleri için de (İ) cedveline tâbi olmak | gibi bir imkân mevcuttur» Et fiatinde yeniden tenzilât yapılacak B. Şakir Kesebir şeker istihlâk res- minin azalması sebebinin Maliye Ve- kili tarafından izah edildiğini söyle- dikten sonra et meselesine temas et- miş ve demiştir ki: —— İstanbulda alınmış olan tedbi- rin müessiriyetini ve faydasını tama- mile gördük. İlk günlerde bu tedbi- rin akamete uğratılması için bazı reaksiyonlara marüz kalınmıştı. Can- hı hayvan sevkıyalının azalması, stok , bulunmaması güşküldt artırmıştır. Fakat bugün aradan geçmiş olan bir kaç aylık tecrübe ve çalışmalarla bu güçlükler önlenmiş bulunuyor. Tedbir muvaffâk olmuştur. - Yakın günlerde yeni bir flat tenziline im- kân hasıl olacağını da bu işle meş- gul olan heyetlerimiz tahmin etmek- tedirler. İstanbuldaki tecrübenin ne- ticeleleri alındıktan sonra yine ihti- yatlı bir surette bunu diğer taraflar- da da yer yer tatbik etmek zamanı gelecektir. Fakat, bu hususta arka- daşımızın bize zaman ve fırsat ver- mesini rica edeceğim, Tesis mürakabesi ve mua- mele vergisi İktisad Vekili banka faizleri hak- kında da Maliye Vekilinin tatminkâr beyanatta bulunduğundan bahsetmiş ve muamele ve:gisinin alınmasında kolaylık temin edecek usul ve tesis mürakabesi etrafından B. Hüsnü Kitapçının mütalâalarına cevap ve- rerek şunları söylemiştir: — Muamele vergisi münhâsıran ve doğrudan doğruya İktisad Vekâleti- mize ait olmamakla beraber muh- terem hatibe bu mevzuların Maliye Vekâletile müştereken tedkik edil » mekte olduğunu arzedebilirim. Henüz ,, mahzurlan bertaraf edebilecek ve Hatay vazivetinin vahameli aşikardır beklediğimiz kolaylık ve faydayı te- min edecek bir formül tesbit edilmiş değildir. Tesis mürakabesi: Malümdür Kİ yeni fabrikalar kurulurken ihtiyaç- tan fazla fabrikaların mevcudiyetile aralarında muzır rekabetlerin hudu- suna mani olmak için İktisâd Vekâ- letinize bir tesis mürakabesi salâhi- yeti verilmiştir. Arkadaşımız bu mü- rakabenin ifasina esâs tutulacak olan imalât mikdarının memleket ihtiya- cma tamamı tamamına mutabık ola- cak bir hadde değli biraz daha geniş hesab edilmesindeki faydayı İfade © ziyette bulunmadığını bildirmiş ve ha— | ettiler, Kendilerini bu noktadan hak- | hu bulduğumu .arzederken ayni noktai | nazarla İktisad Vekâletinizin yüzde 25 marjı esas olarak aldığını ifade ederim. Üzüm istihsali - B. Şakir Kesebir bundan sonra vaktinde karar almak ve usulü değiş- tirmekte ihtiyatlı bulunmak mevzu- larında muhterem hatiple hem fikir bulunduğunu söylemiş ve Halil Men- teşin üzüm mevzuu etrafındaki su- âllerine cevab vermiş ve 937 senesin- de #2 bin'ton olan rekoltenin bu sene 72 bin tonu bulacağını söyliyerek bu fazla istihsal karşısında Vekâletin şimdiden tedbirler aldığını kaydet- miş, bağcıların muhtaç oldukları maddelerini 'uduz bir şeklide tedari- kini temin edeceğini teren: etmiştir. Vekil Berç Türkerin madenler me nabiinin kontrolü, kömür istihsal, hayat pahalılığı, turizm, Karabük fabrikaları, balık, deniz ticareti ve taze meyva işleri hakkında sorduk- ları suallere cevab vererek bu husus- fa Vekâletin ciddi bir surette meşgul olduğunu söyliyerek demiştir ki; — Hükümetçe kabul edilmiş olan maden programımızın tatbikatına geçildiğini ve bu urogramın tatbiki neticesi olarak istihsalimizin, maden Mhracatımızın oartarak Oomemleke- timize reyi servetler ove dö- vizler ekle bilhasa Mek huzurunuzda tebarüz (ettirmekten (o zevk duyuyo- rum. 938 senesi nihayetinde program tatbikatı henüz baslangiç halinde olmakla beraber başta kömür olmak- üzere 1900000 ton kömüre, ya- rım milyon ton demir cevheri 120,000 ton krom cevheri, 10,000 ton stan- dard bakıra varacağını ve gümüşlü kurşun istihsâli için de tesislerin hayli ilerlemiş olduğunu şimdiden arzedebilirim.» Afyon 'B. Şakir Kesebir bundan sonra af- yon İnhisarının faaliyeti hakkında izahat vermiş-ve bu faaliyetin sene- den seneye memnuniyeti muclb Şe- kilde arttığını kaydetmiş ve tekrar hayat pahalılığından, turizm işlerin- den, Karabük fabrikalarının vaziye- tinden bahsetmiş, deniz ticaret işle- rimizin gösterdiği inkişafı zikrederek ezcümle demiştir ki: — Sipariş edilen gemilerden ilki sularımıza gelmiiş ve hizmele girmiş» / tir. Bunu yakında birbirini takib etmek suretile gelecek olan diğer ge- miler ikmal edecek ve öz zamanda bülün memleket sahillerinde - yeni gemilerin kolay ve emniyetli nakliye hizmetinden bütün yolcularımız isti- fade etmiş olacaklardır. » (Alkışlar) Bu arada eşya nakliyatı mevzuu da ciddi surette ele alınmış ve Denizbân- kın, ve diğer milli bankalarımızın işti- raki ile vücude getirilmiş olan'Sosye- te Şilebin ilk gemllerini alarak İstan- bulda kendisine verilecek olan tcda- reti bahriye filosunun çekirdeğini at- mıştır. iğer suallere cevap İktisat Vekilinin beyanatından son- ra Muğla mebusu B. Hüsnü Kitapçı, B, Halil Menteş, Kütahya mebusu Hüsnü Somer ve daha bazı hatipler söz alarak vekliden süzler sormuş” lardır. Bu suallere cevaben İktisat vekili B. Şakir Kesebir petrol ve benzinin in- hisar altına alınması hakkında bir ka- rar verilmemiş olduğunu, maamafih vekâletin bu hususta tedkikler yaptı- ğını, hayatın ucuzlatılması hakkında tedbirler ahnırken bu tedbirlerin mu- hakkak faydalı olmasının birinci plân- da göz önünde | günkü Fransa hükümetinin bu hs- mazot fiatlerinden tenzilât yapılması düşünüldüğünü, fakat ne dereceye ka- dar tenzilât yapılacağını söyliyecek va- tiplerin sorduğu diğer suallere de €6- vap vermiştir. Bundan sonra madde- lerin müzakeresine geçlimiş ve bütçe aynen kabul edilmiştir. Hariciye bütçesi Bundan sönrâ Hariciye Vekâleti | bütçesinin müzakeresine geçilmiş ve bu münasebetle 20 den fazla hatib söz alarak Hatay meselesine temas etmişlerdir. Birbirini takiben kürsü- ye gelen hatiplerin çok heyecanlı be- yanatları üç saatten fazla sürmüş- | tür, Hatayda neler oluyor İlk olarak kürsüye gelen Sinop mebusu B. Yusuf Kemal «Hatayda neler oluyor? diye başladığı beyana- tında: — Okuduklarımıza duyduklarımza göre Hatayda çok feci hâdiseler geç- mektedir, Türk deyeniere “eza eğili- yor. Kültür yerleri, Halkevleri basılı- yor» demiş ve Fransız o müstemlöke memurlarının bütün dünyaca malüm olan tazyik sistemlerini kaydetmiş- tir, Hatip bundan sonra Suriye ile bir komşuluk muahedesinin mevcud bu- lunmasina rağmen iki memleket hu- dutları arasında daimi olarak hüküm süren emniyetsizlik ve — asayişsizliği tebarüz ettirerek Trak ile İran ile olan iyi komşuluk tezahürlerini memnu- niyetle kaydeylemiştir. B. Yusuf Kemal, Suriye İle müna- sebetlerimizde tipik olarak tezahür eden cihetin «dalma Türke cezas ol- duğunu ve bünun en Ziyade Fransız müstemleke memurlafının zihniye- tinde kendini göslerdiğini söyliyerek «Fransa hükümeti benim bildiğim zamândanberi' 'Türkiyöyi o anlamddı, anlıyamadı anlamak İstemedi, de- miştir, Hatib bu arada Türkiyeyi ve Türk davasını anlamış bulunan üç şahsın Briyan, Franklen ve Herbertin hatıralarını anarak tek kuvvet sizsinizs diyen Briyana mukabil bu- kikali anlamamak istemedeki israrı- nı söylemiş hiç bir zamân müstemle- ke olmamış ve olmıyacak olan Hatay üzerinde Fransa ile olan görüşmele- rin safhalarını anlatmış ve pe tir ki: — Bizde Fransız dostluğu denildi. ği zaman onun yarında hep bir ke- lime görünür, «Ananevi dostluk» biz bu dostluğun ne şartlar içinde tees- süs etmiş olduğunu sormuyoruz, Hu- dutlarımız o zamankinden daha kü- çülmüş olmakla beraber efendilik hislerimiz, efendilik duygularımız o günkünden daha yüksektir.» B. Yusuf Kemal Tengirşenk Hatay meselesinin Milletler Cemiyetinde va» rlan sureti hallini işaret ettikten sonra bugün Hatayda yapılan zulüm» lerin Milletler. Cemiyeti mümessilleri gözü önünde geçmekte olduğunu söy» liyerek Milletler Cemiyetinin -bir süs olup olmadığını sormuştur , Hatip Hataydaki Türkleri muhabbet- le selâmlıyarak Franklen Buyyon ile akdedilmiş olan muahedenin müzake- re safhalarını anlatmış ve Franklen Buyyon İle İneboludan Ankaraya kadar olan yolculuğu esnasında Fransız dele- gesi ile geçtiği bütün yollarda ihtiyar, genç kadın erkek ve çocukların cephe- ye silâh cephane taşımakta olmalarını gördükten sonra «Her zaman bir millet böyle çoluğu çocuğu ihtiyarı genci ile bir davaya sanlırsa behemehal muvaf- hak olur» diye tahassüslerini ifade et- miş bulunduğunu hatırlatarak Türk milletinin bügün de ayn! suretle Ha- tay davasını almış bulunduğunu kay. deylemiştir. Hatip sözlerini bitirirken kükümetin daha müessir tedbirler alması lüzumu- nu İleri syrmüştür. Davamızda Arap cepbesi oktur ; B. Fut Gökbüdak (Urfa) — Fran s& ve Surye ile olan münasebetleri izah ederek Surye hükümetini Suryedeki Arapları bu meselede almış olduğu va- ziyetten dolayı takbih etmiştir. Bu be- olarak söylemek salâhiyetini haizdir- ler. Bu bedihi bir şeydir, Her mebusun Söylediği sözler ancak kendi mesuliyet- leri altındadır. Yalnız muhterem ba- tibin sözlerinin bir noktasında dur- mak mecburiyetindeyim. Dava ancak kendi davamızdır. Bizim davamızda | Arap cephesi yoktur. (Bravo sesleri sl- | kışlar), «Fransanın bir tipini de Hatayda tanıyoruz» Prof, B. Reşit Tankut Türkiyenin, menfaatlerini daha ziyade sulh yolu ile korumak ve sulhü muzaffer etmek | olan harici siyasetinin ana hattını izah €derek demiştir ki: — Yaptığımız ittifakların kurduğu- muz paktların sağlamlandırdığımız. dostlukların neye istinat ettiğini dün- ya öğrendi. Şimdi medeni âlem bize elini uğatmış gönlünü açmış bulunu- yor. Medeni âlem dedim ne yazık ki bü âlemin, mümessili olduğunu sanan ve | iddia eden bir devlet hâlâ bu zümre- nin dışında kalmak inadını gösteriyor. Arkadaşlar bu devlet Fransadır. Uzun süren münasebetlerimizin Bemen hep- sinde benim tanıdığım Fransa diplo- meâsisi, yüze gülerken de diz çöküp yal- varırken de daima aldatıcı ve oyalayı- ci kaldı. Şimdi onun ikinci bir tipini de Hatay da tanıyoruz. Bu tip evvelkin- den şu farkla temayüz ediyor. Ayni zamanda iğtişaşcılara ağzı küfür ve if- tira dolu yaygaracılara dayanmak, Fransanın Suryedeki mümessili bu marifeti dört başı mamtr olarak ba- şarmış bulunuyor, Onların orada tesis ettiği otorite dünyanın en sakin in- sanları olan Türk köylülerini tedhiş etmekle meşguldür. Ve orada Türküm diyenin ağzına yumruk savuran bir zümre var ki ne kadar çok insan yara- Jar, öldürürür ve ne kadar fazla izzeti nefis rencide ederse kanlı avuçlarının içine o kâdar fazla bahşiş kıstırılıyor.» Türklere yapılan Lazyikler Hataydaki vaziveli böylece işaret eden hatip bu facianın Milletler cemi- yeti mümessillerinin huzurunda geç- mekte olduğunu ve gene bu komisyo- nun ortaya atmış olduğu sun'i Türk meselesinin bir gaflet eseri değilse mu- hakkak bir cinayet eseri olduğunu v2 bunun meşhur ayırt ve yüt düsturu- nun tatbikinden başka bir şey olmadı- ğını söylemiştir. B. Reşit Tarigut Hatayda seçimin devam ettiği yirmi gün içinde Türk halkına karşı yapılmış “çirkin mua- meleleri ayrı ayrı sayarak Fransanin Hatayda yerleşmek: yolundaki 'poli- tikasına ait müşahedelerini anlatmış ve Atatürkün sıhhati hakkında Berut membâindan" çıkarılmış olan haber- lerin daha önce “bir kısım Fransız matbuatında yer bulmuş * olduğunu kaydederek bu şayiâ ile istihdaf edil mek istenen maksaddaki güçlüğü ve çirkinliği tebarüz ettirmiştir. Hatip sözlerini şöyle bitirmiştir: «Yanı başımızda ve vaziyeti ahidler İle teminat altına alınmış bir Türk mıntakasında sömürgeci bir İdare sinsi sinsi aleyhimizde tedbirler gli- yor. Alınan bu tedbirler &hde rlayet- sizlik sözde durmamazlıktan çok da- ha ileri setikbal: tehdid edebilir bir tehlike hazırlıyor. Fakat düşman aldatıcıdır, Şaklabandır, daima güler yüz gösteriyor. Biz de madem ki sulh- cuyuz sabır ve tahammülde devâm göstermek bize düşer mi diyeceğiz. Hayır arkadaşlar bütün dünyanın selâmeti için bile olsa zillet - ifade eden sulhculuğa asla taraldar deği. Uz.» Türk hakkı B. Turgut Türkoğlu (Manisa) — Hatay davasında - Fransanın Ye bu mmntakadaki memurlarının Türk hal- kına kârşı almış oldukları vasiyetin mahiyetini anlatmış ve insanlık adı- nı mevcut haklara dayanan Türk milletinin kendi: varlığı için de ayni hakkı aradığını ve buna tecavüz eden- leri bertaraf ederek bu hakkını behe- mehal alacağını söylemiştir. - ç «Fransa tekrar mi Anadaya gelmek istiyor» B. Rasih Kaplan (Antalya) — |, Türkiyenin karadan ve denizden bi- tün komşulerile olan iyi münasebet» lerini buna mukabil cenub hududla- rındaki huzursuzluğu, emniyetsizliği anlattıktan sonra Fransada son z&- manlarda neşredilmiş olanı ve resmi makamlar tarafından da takrizler ilâve edilmiş bulunan bir kitaba işa- ret etmiş ve demiştir ki; «Fransa. hükümetinden sorabilir miyiz, tekrar m: Adanaya gelmek is tiyorlar. Dünkü Adana, dünkü Maraş, dünkü Güzisniep buradadır. Biz de buradayız gelsinler.» Rasih Kaplan vaziyetin ciddiyeti. he hükümetin dikkatini celb ve bu işin kati bir suretle helle bağlanma- 8 lüzumunu ileri sürerek sözlerini bitirmiş ve onu takiben de söz almış olan Ruüşeni Barkın (Samsun) Ha- | taydaki Türk halkına karşı yapıl makta olan muâmelelerden yalnız orada müstemleke memurlarının de- dil, Fransa hükümetinin de mesul olduğunu Türk Hatayın daima Türk olarak kalacağımı söylemiştir. Fransiz müstemlekecilerinin içyüzü B, Hamdi Yalman (Ordu) Fransız müşterelekecilerinin içyüzünü ve bu- nun Suriyedeki tezahürlerini kaydöy- Temiştir. B. Ömer Asım (Gaziantep) Hatay davasının fırsatlardan vesilelerden istifade edilerek ortayâ - atılmış bir dava olmadığını ve bu davanın 18 yıl önce Fransa ile yapılmış ve bugüne kadar tatbik edilememiş olan bir muahedeye istinad ettiğini hatırlat” tıktan sonra Hatayda yapılmakta olan seçim esnasında ika edilen ve edilmekte bulunan tazyikleri anlat- rmştır. B. Yusuf Ziya Özer - Eskişehir » Hatayda bugün emniyeti şahsiye na- muna hiç bir şey kalmadığını ve Türk- lerin her dakika, tehlike altında bu- lunduklarını söyliyerek: Bu tehlikeye karsı Hatayın temâ- miyeti mülkiyesinin zamini sıfatile bu işte takib ettiği siyaseti anlatmış tesis eyliyelims demiştir, Hatay intihabatı B. Hikmet Bayur - Manisa - Hatay meselesinin safhalarını ve Fransanın bü işte takib ettiği siyaseti anlamış ve bugün Hatayda bulunan Milletler Cemiyeti komitesi ve âzalarının mens sub bulundukları, dost milletlerin bu memurlarını idâreden çekmelerini ve Fransanın hatırı için mesuliyeti üze- rimize almamalıyız demeleri lâzımge- leceği mütaleasında bulunmuştur, © Hatip, Hatay intihabatının bugün kü vaziyetine müdahâle “edilmesini. istemiş Lozan muahedesinin hüküm-, lerinin Fransa hakkında iskat edil mesini ileri sürmüştür. B. Besim Atulay - Kütahya - Arap. milletinin Pransizlarla beraber olmas sms imkân bulurmadığım Cezayir- de Tunusta bir asra yakın bir zaman- danberi Arap kavmine Karşı yapılan. zulümlerin unutulmıyacağını tebarüz ettirerek Fransa aleyhinde karar alın- masını islemişlir, Artık Türk milletinin tahammülü kalmamıştır © B. Hüsnü Kitapçı - Muğla - Tür- kiyenin herkese karşı muslihane &i- yasetini anlatarak davanın halini üzerine alanın Ulu Şef olduğunu har tırlatmıs ve demiştir ki ; zUlu Şefin attığı bengi adımda muvaffak olmadığı görülmüştür: ar- tık şu anlaşılıyor ki, iş son haddine varmıştır, Artik Türk milletinin ta- hammülü kalmamıştır, B. Berç Türker - Afyon - Franklen Büyyona sid bir hatırayı 1895 de Çarlık “Rusyadan gönderilmiş ve teş- çi edilmiş olan Ermeniler tarafından İstanbulda vukua gelen ihtilâl hare- ketini ve bu hareket esnasında ken- dişinin memur bulunduğu bankaya yapılan baskındaki müşahedelerini anlatmış ve demiştir ki; » «Şimdi görüyorum ki, Fransız hü- kümeti Çarlık Rusyanıh aynı siyass» tini tutarak yine böyle bir kaç Er- meniyi kandırarak Hâalaydaki Erme- nileri iğfal etmek istiyor» Onlara hi- tap ediyorum. Ve diyorum ki, nasıl k& Çarlık Rusyası Ermepileri iğfal etti mahvetli, aman diyorum $sökınha bu iğfale siz de kapılmayınız, sarıl- niz Hatay Türklerine sarılınız. Ve bilmiş olunuz bi, yarın Türk ordusu gelib emniyet tesis ederse Türkiyede yaşıyan Ermenilerin saadetine vara-

Bu sayıdan diğer sayfalar: