16 Haziran 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

16 Haziran 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“ticvap iki saatten fazla sürmüştür. .di adı Sabriye, 3$ yaşında ve Sahife 8 AKŞAM 16 Haziran I Hacıosman bayırı cinayeti (Baş tarafı 1 inci sahifede) Katil Ali Rizanın İpsalaya giderken otomobilile Uzunköprüye kadar gö- türdüğü arabacı Ali de dün Uzunköp- rüden getirilerek adliyeye teslim edil- miştir, Sevimle Ali dün uzun müddet isticvap edilmişlerdir. Fakat bu istic- vaplar, evvelce tahmin edildiği gibi, meselenin aydınlanmasını temin ede- | memiştir. Dün dinlenen Sevim ve Ali cinayet- te katiyen alâkaları olmadığını söyle- mişlerdir. Sevim İpsalaya gitmediğini, hattâ vaka günü İstanbulda bulurnma- dığını söylemektedir. Esasen Sevim si- yah saçlıdır, Şu halde sarışın kadın kimdir? «Sarışın kadın» nasıl meydana çıktı? Yaptığımız tahkikata göre sarışın kadın meselesi şu suretle meydana çık- mıştır: Katil Ali Riza İstanbulda şoför Lüt- fiyi öldürerek arabasile hududa yakın İpsalaya gittikten sonra jandarmalar şüphe üzerine otomobili durdurmuşlar ve İpsalaya niçin geldiğini sormuşlar- dır. Ali Riza bunlara 'Tepebaşından ai dığı sarışın bir kadını buraya getiri ğini, kadını bir eve bıraktığını ve müş- terisini beklediğini söylemiştir. Bu cevap makul görülmüş, fakat Ali Riza göz hapsinde tutulmuştur. Ali Riza bu sırada bir kahveye girmiş, ora- da evvelce tanıştığı B. Muhiddinle karşılaşmıştır. All Riza hemen taban- | casını çekerek B. Muhiddini öldürmüş | ve kaçmak istemiştir. Fakat jandarma- Jar yetiştiklerinden Ali Riza kaçams- | mış, kazaen patlıyan tabancasından çikan bir kurşunla başından yarala- narak ölmüştür. Bu hâdise üzerine İpsala zabıtası ve adliyesi, otomobilin İstanbula mensup olması dolayısile, İstanbul adliye ve zabıtasına malümat verirken katilin bir sarışın kadından bahsettiğini de bildirmiştir. Ali Riza ve Sevim Yapılan tahkikata göre Ali Riza bir aralık Devlet demiryollarında atelye şefliği yapmış, sekiz sene kadar şoför Yük etmiştir. İlk karısından ayrılarak | iki buçuk ay evveline kadar Tepeba- şında bir otelde yatıp kalkmıştır. Bu sırada otel müstahdemlerinden Neca- ti kendisine iyi bir sile kadını olmak Üzere Sevimi tavsiye etmiştir. Sevimle bunun üzerine tanışmışlar ve madam Eleninin pansiyonunda bir oda tut- muşlardır. Ali Rizanın son zamanlarda Sevimle birlikte bulunduğu ve Sevimin ortada bulunmadığı görülünce kendisinin sa- rışın kadın olacağından şüphe edilmiş ve Eskişehirde bulunan Sevim için tev- ki? kararı verilmiştir. Sevim dün sabah sekizi otuz beş ge- çe Haydarpaşaya gelmiştir. Üzerinde eskice ince siyah bir manto, başında çene altından bağlanmış siyah bir eşarp vardı. Yüzü soluktu. Elinde si- yah bir el çantası vardı. Sevim ikinci mevki bir bilet alarak vapurun baş tarafında alt kısma in- miş, burada polise derd anlatır gibi şunları söylemiştir: — İlk cinayet ayın onunda mey- dana çıkmış. Halbuki ben bir gün ev- vel Haydarpaşadan Eskişehire gitmiş- tim. Ali Riza ile on gün kadar beraber yaşadık. Fakat başka birşeyden habe- rim yok, Sevim ve arabacı Ali dün adliyede müddeiumumi muavini B. Hakkı Şük- rü tarafından isticvap edilmişlerdir. İs-| Bundan sonra her ikisi de sorguya çe- kilmek üzere Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesine verilmişler ve sor- guları yapılmıştır. Sevimin ifadesi Sevim Sultanahmed birinci sulh ce- za mâhkemesinde yapılan sorgusunda Eskişehirli, babasının adı Hasan, ken- halen Almanyada bulunan Haşimle evli ve ayrılmak üzere muhakemeli olduğu- nu, 6 yaşında bir kız çocuğu bulun- duğunu söyledikten sonra şunları an- atmıştır: — Bundan bir müddet evvel İzmire gitmiştim. Sonra Anafarta vapurile İs- tanbula geldim. Vapurun kaptanı Ni- yaziyi İzmirden tanırım. Vapurda ah- baplığımız ileriledi. İstanbula gelince beni vapurun ahçısı Sabriye teslim ederek yatacak bir yer bulmasını söy- ledi, Sabri beni Beyoğlunda Sofinin evine götürdü. Orada bir buçuk ay ka- dar kaldım. İzmirden gelirken yanım- da param vardı. Bunları Sofinin evin- de bulunduğum sırada sarfettim, İz- mirde rejide çalışmış ve para arttır- mışlım. Zaten hasta olduğum cihetle | burada fazla birşey yimiyordum. Sonra param tükendi. Kaptan Niyazi ile ara- sıra görüşüyor ve para alıyordum. Ken- disi bana acıdığı için yardım ediyor- du. Aramızda başka bir münasebet yoktur. Sonra Tepebaşında Yeniçeriağası 50- kağında Eleninin evine gittim. Bu ka- dının bir adı da Kamerdir. Kendisi, | Anafarta vapuru ahçısı Sabrinin met- residir, Beni de Sabri tanıştırdı. Bir hafta kadar da Eleninin evinde kal- dım. Hastalığım fazlalaştı, Ayrılmak üzere olduğum kocam Haşim şimen- difer kazancısı olduğu için ben de Sir- kecide şimendifer doktoruna gidip ilâç aldım. Şişe istediler. Gene Sirkecide bir otelde çalışan ve evvelden tanıdığım Necatiye giderek Şişe istedim. Necati bana; «Benim bir ağabeyim var. Seni onunla evlendirelim.» dedi. Ben, mu- hakemem bitmeden bir şey yapamıya- cağımı söyledim. Cumartesi günü tek- rar otele gittim. Ali Riza ile nasıl tanışmış? Necatinin ağabeysi olan adamda gelmişti. Konuştuk. İsminin Mehmed olduğunu söyledi. Bu adam, cinayetten sonra Eskişehirde resmini gördüğüm Ali Rizadır. Otelde konuştuktan sonra Ali Riza ile evlenmeğe karar verdik, Ali Riza, otel pahalı olacağı için bir pansiyon 0- dası tutmamızı teklif etti, Ben de Ele- ninin evini tavsiye ettim. Orada bir oda tuttuk. Bavulunu getirdi. Benim de bir yatağımla sandığım vardı. Eş- yamızı yerleştirdik. O gece odada be- râber kaldık. Ertesi pazar günü Ali Ri- za bana; «Seni ablamla tanıştırayım» Artist Neclâ dedi. Beraber Kartala gittik. Hemşire- si Şahende ile görüştük ve bir saat o- turduktan sonra döndük. Eleninin evinde Neclâ adında bir ar- tist oturuyordu, Ben onunla da tanış- mıştım. Ali Riza ile de tanıştı. Bundan bir hafta sonra pazartesi gü- nü Neclâ, Beşiktaşta Suad tiyatrosun- da güzel bir oyun olduğunu ve kendi- si de rol yapacağını söyliyerek gece gi- dip seyretmemizi teklif etti. Gece Ali Riza ile beraber tiyatroya gittik. Saat on bire kadar kaldık. Oyun bittikten sonra gene ikimiz beraber odamıza dö- nüp yattık, Sokakta bayılmış Bu ayın sekizinci çarşamba günü gündüz hamama gitmek üzere evden çıktım. Hasta olduğum için yolda gi- derken gözlerim karardı. Beyoğlunun arka tarafında polis karakoluna ya- kın bir yerde düşüp bayılmışım. İmda- dı sıhhi otomobilile belediye hastane- sine götürmüşler. Orada ayıldım. Ak- şam saat dörtte hastaneden çıktım. Haydarpaşaya geçtim. Ayın on üçünde Eskişehirde kocamla boşanıha davamız olduğu için muhakemede bulunmak üzere oraya gidecektim. Bir gece Hay- “darpaşada şimendifer montörü Kadri- min evinde liken sogya,eğğesi #8 Sevim'in dün foto muhabirimiz tarafından çekilen resmi bah saat sekizde trene binip Eskişehi- re gittim. ; Hâkim — Eşyanı fiiçin beraber gö- türmedin? Sevim — Tekrar İstanbula gelecek- tim. Bunun için eşyamı Eleninin evin- de bıraktim. Hâkim — Giderken Ali Riza ile gö- Tüşmedin mi? Sevim — Hayır. Katiyen kendisini görmedim. Hâkim — Bu kadar zaman bir arada kalıp evlenmek üzere olduğun bir a- damdan ayrılırken veda etmek icap etmez miydi? Sevim — Ali Riza ile aramızda faz- la bir samimiyet olmadığı için buna lü- nımam, Hâkim — Sen İpsalâya gitmedin mi? Sevim — Katiyen gitmedim. Hâkim burada Sevime nasihat ede- rek sorulan #uallere doğru cevap ver- mesini ihtar etti, Sevim bir sürü ye- minlerle doğru söylediğini iddia etti, Hâkim sordu: — Şoför Ömer Lütfiyi tanır mısm? Beyim — Hayır. Onu da tanımam. Eşyalarını polisin eline geçmeden niçin istemiş? Hâkim — Pekâlâ, Madem ki tekrar gelmek üzere Eskişehire gittin. Oradan pansiyon sahibi Eleniye yazdığın mek- tupta eşyalarının burada polisin eli- ne geçmeden Eskişehire gönderilmesi- ni niçin istedin. Eşyanı polisin görme- sinden niçin korkuyordun? Polisten gizlenecek ne vardı? Sevim — Bunu korkudan yapmadım, Eşyamı çabuk göndersinler diye böyle yazdım, Polisten korkacak birşeyim yoktu. Evvelce Eskişehirden ayrılırken babamla dargındım. Bu defa gidince barıştım. Bir daha beni İstanbula bi- rTakmadılar, Ben de Eleniden eşyamı al- mak istedim. Hâkim — Tayyareci elbisesile niçin resim çıkardın? Sevim — Tayyareciliğe merakım vardı. Eskişehirde babamla dargın bu- Yunduğum esnada Huriye adında bir kadının evinde oturmuştum. Orada Hükim — Otel kâtibi Necatiyi nere- den tanırsın? Sevim — Bursudan arkadaşım Fat- ma vE ile tanışmıştım. Cinayetten haberi yokmuş Bundan sonra hâkim B. Reşid, doğ- ru cevap vermesi için Sevime tekrar ihtarda bulunduktan sonra sordu: — Burada şoför Ömer Lütfi öldürül- | dü. İpsalada da Muhiddin adında bir memur vuruldu. Sonra da kocan ola- cak Ali Riza öldü. Bu vakalar hakkın- âa bildiklerini, gördüklerini söyle ba- kalım, Sevim — Benim böyle şeylerden ka- tiyen haberim yoktur. Ne cinâyeti bi- | Biyorum, ne de alâkam vardır. Böyle bir şeyi görmedim de duymadım da... Arabacı Alinin ifadesi Sevimin isticvabından sonra hâ- kim B. Reşid, arabacı Alinin sorgusu- na geçti. Ali de şunları anlattı: — Mayıs ayının on birinci günü Çek- mece civarında Kapadık çiftiğine git- | miştim, Çayırda hayvanları otlatıyor- | dum. Yirmi dört gün orada kaldım. | Sonra öteberi almak üzere Çekmece- | ye geldim, Akşam üzeri kahvede bir | polis memuru ve daha bazı kimselerle | oturuyorduk. Gece saat on bir sırala- | rında bir otomobil geldi. Polis memu- | Tu otomobili durdurarak böyle gece | vakti nereye “gittiğini sordu. İçindeki | adam: «Uzunköprüde annem vardır; Hastalanmış, Telgraf aldım, Acele an- nemi görmeğe gidiyorum.» dedi. Ben de Uzünküprüde annem Kadireyi gör- mek istiyordum. Otomobil boş olduğu | için beni de götürmesini içindeki #- damdan rica ettim. İki lira mukabilin-| de götüreceğini bildirdi. İki lira verip otomobile bindim. Otomobilde şoförle benden başka kimse yoktu. Silivriden benzin alarak Çorluya gittik. Orada $0- för kendi otomobilinin radyatör kapa- ğını açamadı. Kahveci Aziz gelip kâ- Pağı açtı. Benzin koyduktan sonra bir saat kadar oturup dinlendik. Sonra ge- Arabacı Alİ ne ikimiz otomobile binip Uzunköprüs ye gittik. Şoför oradan gene benzin aldı. Bel kendisinden ayrılıp evime gittim. OUR ne olduğunu bilmiyorum. Yolda gider” ken de şoför benimle konuşmadı. Alinin de isticvabı bittikten sonrâ hâkim B. Reşid bunlardan Sevim, nasi diğer Sabihanın tevkifine ve Alinin S8 bes bırakılmasına karar vererek gö rakı müddelumumiliğe iade etti, Sevin 'Tevkifhaneye gönderildi, Artist Neclâ ne diyor? Sevim gerek Eskişehirde, gerek bük rada verdiği ifadelerde Eleninin evini tanıştığı artist Neclânın kendilerini $S yatroya davet ettiğinden ve Neclâ ilg ahbap olduğundan bahsetmişti. Ni da dün müddeiumumiliğe davet edile- Tek malümatına müracaat edilmiş v8 serbes bırakılmıştır. Neclâ yirmi, yirmi beş yaşlarında, açık sarı'saçlı, narin yapılı bir Kas dındır, Dün asabi bir tavırla adliye KO” ridorunda dolaşırken bir muharrire mize şunları anlatmıştır: — Benim ismimi de bü cinayete kö rıştırdılar. Benim böyle şeylerle ne ali kâm var? Böşiktaşla Sund.tiyatrosun da Cemal Sahir operetinde artistim. Üğ aydanberi Beyoğlunda Eleninin pan siyonunda oturuyorum. Bu ciriayet yö kasından on gün kadar evvel bir ak* şam pansiyona döndüğüm zaman bİr kadın gördüm. Evde temizlik yapıyor, yatak düzeltiyordu. Pansiyon sahibi Eleni bunun ismi Sevim olduğunu ve haline acıdığı için hizmetçi olarak pi siyona uldığını söyledi. Dört gün sop Te bu kadın bir akşam yanında siyah gözlüklü bir adamla beraber pansiyo” na geldi. Ondan sonra ev işi görmedi. Yanındaki adamla bir oda kiralayıp & turmağa başladılar. Yanındaki a tanışıp konuşmadım. Esasen konuşulâs cak bir adam değildi. Vaziyetinden # normal bir adam olduğu anlaşılıyof” du. Sabah erken evden çıkar, akşani gelirdi, Kapıları gürültü ile açıp K& pardı, Yürüyüşleri bile bir deliyi a dırıyordu. Ben onları tiyatroya davet etmedik Herkes gibi onlar da bir gece bizim tiyatroya gelmişler. Bundan benimi haberim bile yoktur. Esasen Sevim d8 benim arkadaşım değildir. Ancak evd& karşılaştıkça selâmlaşırdık. Ben gec€“ leri de tiyatrodan doğruca eve gelirimk Tiyatronun otomobili herkesi evlerin& götürüp bırakır, Tahkikat devam ediyor Bu suretle gerek Sevimin ve gerek” #e arabacı Alinin ifadeleri cinayetin eğ rarlı taraflarını aydınlatamamıştır. kat Sevimin söz söyleyişi ve garip t8“ yırları, bildiği hakikatleri gizlediği bi sini vermektedir. Üç kişinin ölümle neticelenen bu #* ci ve zincirleme cinayetin sebepleri he nüz tamamile anlaşılamamıştır. Müd delumumilik muhtelif izler üzerinde tahkikatına devam ediyor, Fakat tah” kikat etrafında gerek zabıtada ve gö rekse adliyede son derece ketumiyet muhafaza. edilmektedir. Vakanın bir gün aydınlanması muhtemeldir, Şehrimiz Alman lisesinden 16 talebe mezun oldu. bulunan tayyareci B. Gelibin elbisesini (o Şehrimizdeki Alman lisesi ve Tica- giyerek resim çıkardım, Fakat ben B. Galibi tanımam. 'Hükim — Bir de ateşçi Selimden bahsediliyor. Bu kimdir? Sevim — Eskişehirde komşumuzdu. Kocamdan ayrıldığım sırada onu sev- miştim, Sonra vaz geçtim, ret okulu, kuruluşunun 70 inci yıldö- nümünü dün merasimle kutlamiştır. Merasimde Almanyanın Ankara sefi- ri ve bu seneki mezun talebelerin dip- lomalarını tevzi etmek üzere Berlin- den gelen Dr. Üzadel ve birçok davet- 'Mler hazır bulunmuştur. Liseden ve Ticaret okulundan © sene kiz ve erkek olmak üzere 18 t91# be mezun olmuştur. Merasime taleb” lerin söyledikleri İstiklâl menşe lanmış, müteakiben mektep ve Dr. Üzadel terafından dipl tewi edilmiştir. Yukanda di, alanlar görünüyor. 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: