August 27, 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

August 27, 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Güreşçi Festival dolayısile şehrimizde bu- lunan Macar güreşçileri üçüncü ve £on karşılaşmalarını dün akşam 'Tak- tim stadında yaptılar. Bin kadar se- yirci önünde yapılan bu müsabaka lar revanş mahiyetinde olduğundan meraklılar tarafından alâka ile takib edildi. Saat 9 da 56 kilo ile müsabakalara başlandı 56 kilo: Kenan - Zükke Milli takımımızın hafif siklet ele- manlarından olan Kenan bundan i müsabakalarda 61 kiloda gü- tı. Macar gü- o birden düş- vaflak olmuştu, Müsabaka- arı güreşçilerin birbi- rini denemesile geç iribirinin kuv- veti hakkında essaslı malümat edi- nen pehlivanlar açık vermiyerek ra kibinin sayı almasına müsaade ei miyorlardı İlk de i ayakta ve hiç bir oyun tatbik edemeden geçiren güreşçiler be- rabere ilân edildiler. İkinei devre Ke- nan üstte Macar altta başlandı. Bu devreyi Kenanın tehlike (olduğunu hisseden Macar mütemadi surette minder dışına kaçmakla sırtını yere gelmekten kurtardı. İkinci üç dakikada alta düşen Ke- nana oyun yapmak istiyen Macar güreşçinin bariz bir şekilde Kenanın kolunu bükerek favül yapmasına ses çıkarmıyan Macar hakem kendi gü- reşçisini galib ilân ettiyse de yan ha- kemleri ile Juri heyeti bu bariz iavulü gördüklerinden bu galebeyi kabul etmediler, Ve müsabıklar tekrar ka- pıştılar. Ayakta geçen son dakikalar Mâcarın üstünlüğü ile geçti ve neti- cede müttefikan Macar güreşçi galib ilân edildi. 61 kilo: Hali - Fabyan Bu müsabakaya başlanmadan er- vel hakem heyeti hoparlör ile bu ak- $am 6l kiloda müsabaka yapacak olan Yaşarın kilosu düşmediği için güreşmiyeceğini bildirdi. Ve müsaba- kayı genç güreşçi Halil yaptı. Bun- dan evvelki müsabakaları 66 kiloda yapan Macar Fabyan iki gün içinde 5 kilo düşmeğe muvaffak olduğundan kilolar müsavi fakat vücud itibarile Halile tafevvuk ediyordu. İlk devre Macarin üstünlüğü ile geçti. İkinci devre vücud faikiyeti yü- zünden Macarın üstünlüğü devam et- tiyse de u Mi de hari de bir enerji sarfede- rek tuşla mağlüb olmadı Ve Macar ancak sayı hesabile kazanabildi. Genç güreşçi Halili bu muvaffakıyetinden dolayı tebrik ederiz. 66 kilo: Yusuf Aslan - Zendi Müsabaka ayakta ve itişme ile baş- Tadı, Kuvvetler müsavi olduğu İçin her iki güreşçi birbirine tefevvuk ede- medi. Ve ilk devre berabere flân edildi. İkinci devre Macar altta Yusuf üstte güreşti ve kapalı çalışan Zendi- ye Yusuf bir oyun tatbik edemedi. İkinci üç dakikada Macar üste geç- tiyse de o da bir şey yapamadı. Ve son dört dakikası ayakta müsabakanın daha ilk dakikasında Macarı alta alan Yusuf rakibinin 6ze ,eze sırtını yere getirerek ilk ga- libiyelimizi atrafa müjdeledi. Yusu- fun bu galebesi halk tarafından çıl- gınca alkışlandı. Bu galebe 16 daki- ka 43 saniyede oldu . 72 kilo: Celâl — Madaraş e metice- üsabakayı da acağı tahmin eölliyordu, Fakst bir güreşçi olan Macar karşı- ik cüssesine rağmen Ha- | geçen | ımiz dün geceki müsabakaları da 4-7 kazandılar Kazandığımız galibiyetler tuşla elde edildi sında fazla muvaffak olamadı. Ve ilk devre berabere nihayetlendi. İkinci devre Celâlin faikiyeti derhal kendini gösterdi. Ve Macar güreşçiyi yerden yere savurmağa başladı. Halk tarafından büyük bir heye- canla takib edilen bü güreş muhak- kâk ki gecenin en güzel karşılaşması oldu. Ve gittikçe faikiyeti arttıran Celâl 12 nci dakikada rakibinin sırtı- nı yere getirmeğe muvaffak oldu. 79 kilo: Mersinli Ahmed — Kovaç Bu”müsabaka da serbes ol k yas pıldığı için halk tarafından alâka ile takib ediliyordu. Mersinli kendine has tebessümü ile mindere çıkar çık maz Macar güreşçinin üstüne atıldı. Ve sert hamlelerle rakibini âdeta sindirdi, Müsabaka çok zevkli bir şe- kilde ve Ahmedin bariz hâkimiyeti altında devam ediyordu. Macar gü- Ahmedin kündelerinden kurtu- plekslerine maruz kalıyor. yerden yere savrülüyordu. Nihayet 12 dakika 16 saniyede sırtı. yere geldi de Macar güreşçi de bu ba- direden kurtuldu. 87 kilo: Bu kiloda müsabaka yapacak olan büyük Mustafa bir gün evvel Mülâyim ile yaptığı çalışmada kaşı yarılmış ol- duğundan müsabaka yapamadı. Ve yerine 72 kilodan Sadık çıkarıldı ise de Macarlar serbes güreş yapmağı ka- bul etmediklerinden, bu kilodaki mü- sabaka yapılamadı. Ve gecenin galibi 6 sınıf üzerinden tayin edildi. Ağır siklet: Çoban Mehmed — Polataş Gecenin son müsabakası pek uzun sürmedi. Çobana nisbetle zayıf olan Polataş acı kuvvet karşısında fazla tahammül edemedi. Ve 4 dakika 22 saniyede kolunu kaplırarak tuşla mağlüb oldu. Bu suretle bu gece yapılan son müsabakaları da güreşçilerimiz 42 kazanmış oldular. Mağlübiyetlerimiz sayı ile, galibiyetlerimiz tuşla ol du, Güreşçilerimizi bu son galebele- rinden dolayı tebrik etmek bir vazi- fedir. Müsabaka harici olarak yapi- lan 56 kiloda Emin — Horvat karşi- | laşmasını Macar Hovat tuşla, 72 ki- loda Faik — Broka karşılaşmasını sayı hesabile Faik kazandılar. ŞaZİ TEZCAN İ y ” | Boğazı geçme müsabakası Festival dolayıslle tertib edilen Bo- gazı geçme müsabakası bu sabah saat 10 da Bebek - Anadoluhisar ara- sında yapılacaktır. Bu müsabakaya iştirak etmek üzere şehrimize davet edilen Bulgar ve Mısır yüzücüleri dün şehrimize gelmişlerdir. Bulgar yüzücünün ismi Asen Savof Mısırlı yüzücülerin ismi Mustafa Ab- dürrazak, Mehmed Abdülmeciddir. Beklenen Yunan yüzücüleri gelme- mişlerdir, 1 Pazar Beşiktaş Şeref stadında yapılacak kupa maçları Saat 13 te Ortaköy İdmanyurdu ile Kasımpaşa A, takımları saat 15 te Feshane ile Liomel A, takımları. Günün en eniresan maçı gayrife- dere Barkohba A. takımile Ortaköy Spor Klübü A, takımları arasında saat 17 de yapılacak maçtır, Mısır takımı bugün ilk maçını yapıyor Gelen kafile 16s1 futbolcü ve biri antre- nör olmak üzere 22 kişiden mürekkeptir Dün gelen Mısır takımı oyunculari Festival münasebetile şehrimize davet edilen Mısırın lig ve kupa şam- piyonu Ennadiyülehli klübü dün şehrimize gelmiştir, 22 kişiden mürekkeb olan kafileye klübün umumi kâtibi B. Davud Ra- tip riyaset etmekte ve kafilede 16 futbolcü bir antrenör bulunmakta- dır. Gelen sporcular içinde bir kaleci nüdafi, iki haf 4 muhacim enter- Hasan - müdafi Kâmil id, Ahmed Elvahiş , İsmaii Refet, Hü cim Mahmud Muhtar, Lebib Mahmud, Hani Elkâmil, Rüştü Yu- suf, Abdülmecid Elaşeri, Hüseyin Ham- di, Salih Havaf. Kendisile görüşen bir muharriri- mize kafile başkanı şunları söylemiş- tir: #Istanbul o takımlarının kuvveti hakkında esaslı bir malümatım ol- şimdiden bir çey söyli- y gim, Takımımız Mısır lig ve kupa şampiyonudur. Oyuncularımız formda olduğu cihetle burada iyi maçlar çıkaracağımızı tahmin et- mekteyiz.» Mısırlılar bugün ilk maçlarını Tak- sim stadında saat 16,30 da Güneş - Galatasaray muhteliline karşı oyni- yacaklardır, SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM —Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur Telrika No. 193 3 Abdülhamidin hariçle alakası kesilmiş halı hazırlıkları başlamıştı RM Hareket ordusu İstanbula girerken Hürriyet ordusundan arada bir bi- risi geliyor, ağalara bakarak: Abdülhamid işte bunlarla devlet işlerini müzakere ediyordu. İçinizde Nadir ağa hanginiz? Diye eğleniyordu. Bekçiler, tüfekçiler silâhlarından tecrid olundu. Yıldızdaki memurlar Balmumcu çifliğine gönderildi. Diğerleri Beyoğ- lu tarikile Topkapı sarayına naklolun- dular. Saray kadınlarının bir kısmı da hemen arabalarla Topkapı sarayı- na gönderildiler. Abdülhamid Yıldızın harem daire- sinde kendi kadınları, çocukları bir kaç harem ağası ve hademesile kal- muşta. Yıldız sarayı şimdi onun için şaha- ne bir mahpes halini almıştı. Padişa- hun yanındaki kadınlar bir odada ağ- Jaşıp duruyorlardı. Abdülhamid ile yanındakilere yiye. cek tedarik etmek kaygusu içerideki haremağalarına kalmıştı. Abdülhamid ile birlikte duranların bir gece aç kaldıkları söylenir. Bu doğ- ru değildir. Vakıâ Yıldızın işgalinde ahçılar kismen sâvüşmüş, kısmen orduca tu- tulmuş bulunduğu için Abdülhamide evvelki gibi yemek hazırlanamamıştı. Ancak kilerde her şey mevcuddu, Ha- remağaları da mahazarla idare ettiler, İstanbulda taklidine imkân olmi- yan İngiliz tıbbi müstahzaratından mürekkeb (Eczanel hümayunun) anahtarını - zehirlenmekten pek ziya- son günü biraz Holanda peyniri bile koymuştu! (1) Cumartesi gününden itibaren Ab- dülbamidin haremi haricinde âlemle alâkası kesilmişti. Gazeteler çıkmı- yor denilerek kendisine verilmiyordu. Abdülhamidin oturduğu odada sedi- rin üstünde duvarda bir sahra man- zarâsıni gösterir renkli sedef kakma- 1Liki raf vardı ki Abdülhamid tarafın- dan bizzat yapılmıştı. Karşıdaki do- lapta resme mahsus alât ve edevat duruyordu. Hereke kumaşlarile dö- şenmiş olan yatak odasında gene He- reke kumaşından yapılmış, başucu duvara dayanan bir yatak boş duru- yardu. Yatağın ayakucunda birçok yastık vardı, Beride hamamın yanında bir taş merdiven ile kssaların bulunduğu odaya geçilirdi. Abdülhamid işte bu dairede seneler- ce ve senelerce kâh zevkli, kâh elim ve heyecanlı saatler geçirmişti. Şim- di kendisini hiç bir hatıra alâkadar etmiyordu. Kulaklarına kadar geçmiş fesile bir kanapede oturuyordu. Yerinden ki- muldamiyor, kimse kendisini rahatsız etmiyordu. Ne hiddetli idi; ne de gözleri yaşlı! Arada, sırada elini yüzünden, saka- undan geçiriyordu. Neler düşünüyordu? Yoksa bir idam mahkümu gibi müfekkiresi donmuş bir halde miydi? Yıldıza çekildiğin- İ denberi hayatında en hâkim kuvvet olan korku kalbini istilâ mı etmişti? Galibler kendisini idam edecekler miydi? Fikrini ahrete kadar uzatmış mıydı? Dünyada yaptıkları, başkalarına çek- tirdikleri bu anda hatırına gelmiş te hatâlarını itiraf ederek Allahtan kal. ben mağfiret mi diliyordu? Yoksa kendi kendine: — Ben başkalarını tağzib etmiş isem kendim de az mı azab çektim? Iztırab ve azab yerine, haline göre in- sanı melek ettiği kadar da şeytan et- mez mi? diyerek hareketlerine muhaf- fif sebepler mi buluyordu? Abdülhamid Hareket ordusu İstan- bula girip âsilerle uğraştığı iki gün içinde hep bu halde kaldı. Üçüncü gü- nü öğleden sonra durum değişti. Sul- tan Reşadın Harbiye nezaretine git- mek üzere Dolmabahçe sarayından hareketi ânında atılmağa başlıyan toplar mukadder akibetini Abdülha- midin gözleri önüne getirdi! O şimdi içinde ses, sada kesilen sarayını sar- miş Rumeli kuvvetlerinin esiri gibi idi. Yıldız sarayının harem dairesi o ka» dar sessiz, hareketsiz idi ki meşhur Bum nevbet mizened ber teremi Efrasiyab! Perdedari miküned der kasrı Kayser ankebut! Beytine masadak sayılabilirdi! Yıldız sarayının yanıbaşındaki Ha- midiye camiinin saati ikinci sultan Abdülhamidin o kadar gürültülü, fır. tınalı geçen saltanalının artık son dakikalarını çalıyordu. Hürriyetperverlerin senelerce o ka- dar şiddetle aleyhinde bulundukları Sultan Hamid meşrutiyetin iadesinde tahtında ipka edilmişti. Fakat 31 mart (13 nisan 1909) irti- cal bu ipkanın bütün tehlikelerini İtti. had ve Terakki cemiyetine ve irtica bastırmağa azmeden Hareket ordus tamamile göstermişti. Şimdi Abdülhamid onlara taht üze- rinde bir kâbus tesirini yapıyordu. Bu- na tahammül edilemiyecekti. Nisanın 12 - yirmi beşinde bazı Ana- dolu merkezlerinden Abdülhamidin hal'i hakkında ulema tarafından fet- va verildiği ve bu zalimin herhalde hal'i lâzımgeleceği telgraflarla Selâ- nikte İttihad ve Terakki merkezi umu» misine bildirilmeğe başlanmıştı. Bu mühim meselenin müzakeresi için ni- sanın yirmi altıncı pazartesi günü bir içtima akdi kararlaştı. Merkezi umu- mi heyetince o gün sanat onda - ezani « yapılan içtimada Abdülhamidin hal'l hakkında Anadolu merkezlerinden gelen telgraflar okundu. Müzakere uzun sürdü. Nihayet Abdülhamidin bundan sonra saltanat makamınd8 ipkası ve hükümet icra eylemesi şeri" ate mugayir olacağından hal'i müna sip olduğuna müttefikan karar veril di. Ancak bu hususta İstanbul ü30 rinde yapılacak tesir hakkında fikir- lerde ittifak hasıl olamadı. (Arkasi var) (1) Mahir Sald: 31 Mart.

Bu sayıdan diğer sayfalar: