September 3, 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

September 3, 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

sahife 6 Çiçekçilik Çay nebatını, bahçelerde, tıpkı limon portakal gibi büyük saksılar içerisinde yetiştirmek kabildir Her gün seve se- ve içtiğimiz çayı, şöceyr — halindeki nebatni, çay fi- danını, #alonlarımızın an- Welerini süslemek maksadile, bahçe- Yerimizde o böyük elde edilen ve çiçeklermin hoş manjara- ları, yapraklarının ile bulunduk- ları yerleri süsliyen bu nebat hakkında muhterem okuyucularımıza kisaca ma- lümat vermeği faydalı gördük. Resmini dercettiğimiz çay nebatı Ca- melllace fasilesine mensub, tat yeşil ve parlak yaprakları, çiçekleri çok şık sarif şüceyr halinde bir nebattır. Şüceyr halindeki bu nebat, tropik, sı- cak iklimler nebatı olmakin beraber, ya- Bışlı, rütubeti oldukça fazla, sup tropik- lerden, muhafazalı bulunan, mutedil, s- cak yerlerde de yetiştirilebilir. Esasen çay nebalı, çay fidanı Soğuk- lardan pek © kadar korkmak. Nâkis 12 - M4 derecesi hararete dayandığı görülmektedir. Yalnız, suyu rütubeti çok sever, ralib havalardan hoşlanır. İşte, bu şeraiti havaiyeyi, evlerimizin bahçelerinde de temin etmek, daha doğ- rusu limon, portakal gibi muhafaza et- mek şartile yetiştirmek kabildir. Ancak, bizde, bu nebalan sik sık sulan- ması, suni bir şekilde, suyu püskürterek ratib hava yapılması Hizımdır. Böyle az mikdarda memleketimizin her yerinde, seraları bulunan bahçelerde çay | fidanını, nebatını yetiştirmek kabildir. Vasi mikyasta, çayından istifade edii- mek maksadile, çay nebalını memleketi- mizin Karadeniz sahillerinde, meselâ: Rizede yeliştirebilirir. Esasen, Karedinz sahillerinden OKafkasyadan başlıyarak, bilhassa Rizede çay pek mükemmel yetiş- tiği, tecrübe edilerek anlaşılmıştır. Her ne kadar Rizede epey bir zamandanberi çay nebatı yetiştirilmekte ise de teşkilât- sızlık ve bilhassa çay imaline civerişii fabrikaların bulunmaması yüzünden, şim- diye kadar ihmal edilmiş bir iş halinde kalmıştır. Muhterem Ziraat Vekilimiz Kurdoğlu bay Faiğin bu çok mühim ve ekonomsal işi de eline alarak Rizede de mükemmel çay plântajları tesis ettirerek çay ima- Mne elverişli son sistem fabrikalar küşad ettireceğini kuvvetle ümid etmekteyiz. Yapılacak az bir himmet ve esaslı bir teşkilâtla Rize havalisinde mükemmel bir şekilde çay yetiştirmek kabil olacağı ve bu suretle çay İthali ile memleket ha- ricine gitmekte olan milyonlarca llramı- zın memleket dahilinde kalacağı şüphe- sizdir İşte, muhterem okuyucularımıza çayın iktisadi bakımdan da memleket. ekonomi- sinde oynadığı rolü bu münasebetle de tebarüz ettirmiş oluyoruz. Çay nebatı cinsleri meyanında, bodur fidan, süs fidanı olarak Thea Şinensis cinsini tavsiye ederiz. Kafkaiyanın ce- nub sahili, Çin, Japonya, Cenubi Asyada, bü diris çay Yelişmektedir. Çay fidanının daimi yeşil kalan yaprak- ları kalınca, tıpkı deri gibi sert ve par- A Eylül ayının ziraat takvimi UMUMİ ZİRAAT İŞLERİ — Bu ay nihayetine doğru hububatın ekilmesine başlanâcağından, bundan evvel ekilecek kışlık tohumlar, kalbur makinelerinden tiryörlerden ve selektörlerden geçirilerek tohumluk tefrik olunur ve yabani muzır tohumlar, hububastan ayrılır. Bundan sonen tohumlar yüzde iki nisbelinde göztaşı veya. Uspulon ve Germsan ile ilâçlanıp ekilecek bir hale getirilir. Hububatin erken ekilmesi faydalıdır ve o kadar fazla mahsul alınır. Çünkü, mev- #im yağmurlarından bel bol istifade eder. BAĞCILIK İŞLERİ — Salkımların seyreltilmsine, ayıklanıp temizlenmesine, üzüm toplanmasına devam edilir. Yaş olarak muhafaza edilecek salkımlar tefrik ve yorleri- ne yerleştirilir. Bu bapta, bu ay da bir yazımız intişar edecektir. Toprağa dokunan salkımlara ağaç destekler konur. Salkımlara fazla gölge yapan yapraklar koparılır. Koltuk sürgünler keza koparılır. Kıymetli üzüm salkımlarım, arıların harab etmesinden vikaye zıranında bunları, bez veya kâğıd keselerin konmasına devam edilir ve yahut salkımlara bolca kükürd çeği püskürtülür. Yağınurları müteakib son defa olarak bir kükürd ve göztaşı ve- rilirse fena olmaz, Yeni dikilen çubukların köklerinden süren filizler kopanlır, toprağı da çapalana- rak otları öldürülür. Geçen seneden tutmayıp Kurumuş olan köklü çubukların yerle- rine yenileri dikilebilir. Gelecek sene yeniden bağ ihdas edilecek yerlerin, yağmurları müteakib kirizme edilmesine devam edilir. MEYVA BAHÇESİ İŞLERİ — Geçen ayda aşılanamıyan yabani meyva fldanları- na bu ayda da, durgun göz aşisi vurulmasına devam edilir. Yapılıp ta aşısı tutmuş olanların bağları da çözülür, Meyva ağaçları ve diğer ağaçların tohumları çimlenmek üzere Btratifiye tatbik âmeliyetına tabi tutulur, yani tohumlar kum doldurulmuş tahla kasalara istif edi- ir. Aşılanmış olan meyva fidanlarının toprağı çapalanır, olları temizlenir. Havalar kurak giderse bir defa bolca su verilirse fena olmaz. Meyvaların fenni bir şekilde toplanmasına devam edilir. SEBZE BAHÇESİ İŞLERİ — Lühana, kârnebahar, pırasa, yeşil salata, turşulek pancar, havuç, ispanak, maydanoz ilh gibi sebzelerin fideleri, diğerlerinin de to- humları ekilebilir. Fideleri dikilmemiş olanların da fideleri dikilir. ÇİÇEK BANÇESİ İŞLERİ — Frezya, sümbül, Mile, kroküs, nergis, acem lâle- si - eşilorya, Elebor, Miosotis, Çini karanflll, nazende, iberis - yani ynet dünya fih gibi çiçeklerin tohumları ve soğan yumruları yerlerine dikilirler. Bir çok güzel çiçekler- le, süs ağaçlarının çelik ve kalemlerinin daldırmaları bu ayda yapılırlar. Sert çiçek ve süs ağaçlarının sert tohumları da bu ayda tatbik ameliyatına tabi tutulur. KÜMES İŞLERİ — Kümelserde esaslı temizlik yapılır, badalanır, delik ve deşik kapatılır, Bütün kümes baştan aşağı dezenfekte yapılır. Bu suretle sansâr tehlikesin- den dr tavukları kurtarmış olursunuz. ARICILIK İŞLERİ — Kovanlar muayene edilir, içleri bak dolmuş peteklerin bal- ları alınır ve yeniden kovanlara mumlu çerçeveler Konur. Fakat bu aydan sonra kovanların, çerçevelerinin azaltılması daha az çerçeve konması lâzımdır, laktır. Beyaz veya gül pembesi renginde güzel çiçekleri vardır. Yaprakları, bazı müameleye tabi tutularak içtiğimiz çay elde edilir. Çay nebatı, diğer nebatlar gibi tobum- larile Üretilir. Bunun için sonbaharda, kânunusani aylarında tohumlar toplanır. ten sonra ertesi sene iikbahar- da gene eyrlerine dikilirler. Çay nebatının tohumları çok sert, ay- ilkbahrada hazırlanan yerlere dikilmesi lâzımdır. Çimlendirilmiş tohumlar, tarlalarına, | 1 - 15 metre aralıklaria ekilebilirler, Sak- silara da bir tane ekilmesi kâfidir. gibidir. Toprağı landırılır, fidanlar her sene muntazam budanır. Saksılardaki fidanların yuvarlak, top şeklini almazı için, 50 - 60 santim yuka- rısındaki sürgünleri makaslarla kırkılma- lıdır. Çay nebatı tarlalarda güneşli yerleri sever, Wakat bidayetle köklendirilecek bir şekilde aralarında diğer mebatlar ekile- bilir, Baksılarda yetiştirilecek çay fidanları- nın daha ziyade gölgeli yerlerde bulun- durulması lâzımdır. Çay mebatı killi, ki- reçli, kismen kumsal, ratıb toprakları $6- ver, Fazla kurağa tahammül edemez, bi- naenaleyh, saksılardaki çay fidanlarına #k sk ve püskürtmek suretile su ver- mek lâzımdır. Çay nebulının yaprakları senede 2-3 defa toplanarak çay yapılır. Birincisi: Mart veya nisanda, yaprak- Bir gecenin romanı Yazan: Perihan Ömer — Arıyalım. Yabancı kadın, Petrona korku ile sokuldu. Herkes susmuştu! Ticelllus, biraz aradıktan sonra ka- dının eteğinin kıvrımlarında saklı du- ran kolyeyi buldu. Muzaffer bir gü- Yüşle elinde sallıyarak bağırdı: — İşte, işte, o çalmış, yabancı ka- dın. Poppda sevinçle söylendi: — Ne duruyorsun, büyük Neronun söylediğini unuttunuz mu? Hemen öl- dürsünler. Petron yerinden fırlıyarak Nerona doğru koştu. — Neron sana yalvarırım, o kadını öldürtme, kabahati yok. Poppda hiddetle atıldı: — Çıldırdın mı Petron? Nasıl kaba- hati yok. Petron, Poppâaya aldırmadan yal- varmasında devam etti: — Eğer, muhakkak bir ceza yap- mak istiyorsan, onu memleketine yolla. Kadın yerinden kalkarak Petrona doğru koştu: — Petron, ne söylüyorsun? Emin Tefrika No, 29 ol! Senin yanında ölmeği tercih ede- rim, — Ölmek mi, dedin? Siyah gözleri- nin bu dünyaya kapanması, beyaz vücudünün büsbütün kaybolması, bu- 'na tahammül edemem. Yolların, ağaç» ların, dağların, yaptığı uzaklığa razı- yım. Fakat, bitmez bir boşluğun, kor- kunç bir karanlığın nihayetsiz ayrılı. ğını istemem. Uzakla bile olsa yaşadı- gın, gergin göğsünün altındaki sıcak kalbinin çarptığını bilmeliyim. Hem, deli misin? Nasıl, insanların bizi ayi- rabileceğine inanıyorsun. Söyle! Gece rüyamda, gündüz hayalimde, yıldız- larda, bulutlarda, şarap içtiğim ku- pamda, kokladığım çiçekte, dinleği- ğim havada, sarayımın her köşesinde seni bulmama, görmeme mâni olabi- dirler mi? Hayır! Seni eskisi gibi tâ Yanıbaşımda hattâ daha yakinimde, içimde yaşa- tacağım. Her gün, her dakika, biraz daha süsliyeceğim. Uyutacağım, uyan- dıracağım, gezdireceğim, güldürece- im, ağlatacağım. Kadın Petrona baktı. Yüzünden ağ- ladığı, ayni zamanda gülümsediği | ların henüz pek taze bulundukları 78- manda, parmakların tırmaklarile koparı- larak toplanır. İlk yapraklardan yapıları çay pek nefis olur. İkinci toplama: Haziran veya temmuz- dur. Üçühcü toplama da, yaprakların ta- haşşüb ettiği devrelerde, yani teşrinlev- vel ve teşrinisanide toplanır, ki, bu za- manlarda da bir tara'tan yeni yapraklar teşekkül eder. giderilir. Buna soldurma ameliyatı der- ler. Bü ameliyat hitam bulunca yaprak- ların üzerleri örtülerek ihtimara terk edi- lir. İhtimar derecesi olup bittigi, yaprak- ların yeşil kırmızımtrak bir renk almasile anlaşılır. Bu'yapraklar etüv içerisinde kuru- tulur, kalburlardan geçirilir, tasnif edi- lir. İşte bu basit usul ile de evlerde çay yapılabilir. Çay tohumlarını ve fidanlarını Rize çaycılık enstltüşünden celb ve tedarik et- mek kabildir. . Okuyucularımızdan ricamız: On, on beş sual sorarak, zarf içe- risine bir de pul İeffederek mektup- la cevap istiyen o okuyucularımıza, tahriren cevap vetmek imkân hari cimde olduğu gibi, gazetemiz mari- fetile de sorulacak zirai meselelerin, azami 2-3 den fazla olmamasına dikkat edilmesini rica ederiz. | görünüyordu. Sonra birden Poppdaya doğru ağır adımlarla ileriledi, tâ... önünde durdu, ateşli siyah gözlerile, | uzun uzun baktı, sonra gittikçe yük- selen bir sesle söyledi: — Yüksekte oturan kadın! Sana acıyorum. Lânet yerine merhamet ediyorum. Çünkü, bana bir gün Pet- rTonun öğrettiği gibi, her fenalık kıv- rımının altında bir zavallılık saklıdır. Tacını, güzelliğindeki kuvveti, dilin- deki zehiri ebedi zannederek gülüm- seyen kadın. Ağlıyarak kovulan esir, sana acıyor. Çünkü o, senden bahtlı- dır. Onun içir bir kalb sızlıyor, belki bir çok göz yaşarıyor. Sevgilisinde tat- h bir hatıra bırakacak. Vicdan azabı- nın yükünü sırtında, çektirdiği inilti- lerin akislerini kulaklarında, inkisarı hayalin şamarını suratında hissetme- den gidecek. Ya sen.. güzelliğile beraber her şeyi çökecek, fenalıktan başka kimsesi ol- mıyan kadın... Söyle, saçların beyaz- landiği zaman onları kim okşıyacak? Kırbaçlattırdığın esirler mi, yoksa, yalnız güzelliğinin hatırını sayan Ne. ron mu? Çocukların bile her teli bir lânetin ateşile solan saçlardan, bir yığın toz- Yu, kirli, çalı imiş gibi kaçmıyacaklar mı? Söyle kadın, sen öldükten sonra arkandan bir zamanlar bütün ihtişa- mınla Üzerine kurulduğun taht mı ağlıyacak? Meyva konservesi Elma kurusu ve elma konser- vesi nasıl yapılır? veya teneke kutulara konup üzerine de şekerli su konarak muhafaza etmek mümkün olduğu gibi, bunu resmimizde görüldüğü gibi de, yuvarlak, halka halin- de kesilerek iplere dizilip güneşte kurut- tuktan sanra, bu şekilde bütün sene mu- hafayı etmek te kabildir. Bu suretle elmanın, kurutularak mü- hafaza edilmesi keyfiyeti pek eski bir usuldür ve memleketimizde de çok yapılır. Ve yahut bu şekilde kesilen elmalar bir tepsi içerisine dizip kızgınlığı geçmiş bir fınna Koyarak ta kurutulabilir. Böyle rütubetini zayi etmiş: meyvaları, uzun zaman muhafaza cimek kabildir. Çünkü, ihtimara sebebiyet veren, Bü, meyva içerisinden giderilmiştir. Bu tarzda kurutulan meyvalar kışın istimal edilecekleri vakit şekerli su e kaynatılarak hefiz elma hoşafı veya elma kompostosu elde edilmiş olur. Bir çok meyvaların bu şekilde kurutularak mu- halazaları kablldir. Yalnız, bunları ha- vadar, rütubetten âri mahallerde muha- faza elmek lâzımdır; aksi takdirde küf- İenerek bozulurlar. Şayet elmalar haşlanarak şekerli suda muhafaza edileceklerse, o takdirde iyice olmamış, zedelenmemiş, sağlam olmalar seçilir, kabukları soyulur, ortalarından ikiye, büyük ise, üçe bölünür. Kesilen, suyulan elmaların renklerinin esmerlenmemesi, bozulmaması İçin soyu- Tur soyulmaz, hemen az İlmonlu soğuk su içerisine atılmalı ve badehu biraz da haşladıktan sonra bunları konserve $i- şelerine veya kutularına doldurmalı ve Üzerlerine de bir litre suya, elmanın tat- Kklhğını veya göre 950 - 450 gram şekerden yapılmış, şekerli suyu ve- ya şerbeti, şişelere veya kutulara, ağızla” rına kadar doldurmalı, Bundan sonra şişelerin ağızları kapatı- hr ve gişeler bir tenceredeki su içerisine konarak (Benmari) usulle, 100 dereci harareite 15 - 20 dakika kadar takim olunursa, bu şekilde elmalar mükemmel denecek bir halde, muhafaza edilerek bü- tün kışın evlerinizin ihtiyacı temin edil- miş olur. İşte, elma kurusu ve konservesi böyle yapılmış olur. Resmimiz halka halinde kesilen ve ku- Tutulmak üzere dizilen olnsları göster- mektedir, —————————————e Ziraat sahifemiz Okuyucularımız her hafta bu sütunlarda ziraate aif müteaddit yazılar ve mütehassısımıza sor- dukları meselelerin cevaplarını bulacaklardır. Poppda sinirli bir hareketle, başını Nerona doğru çevirerek bağırdı: — Bu kadını sustur. Lâkin sarhoş olmağa başlıyan Ne- ron söylenenlerin pek farkında değil di. Yalnız, bu acı sözlerin çıktığı kır- mızı gergin dudakları ve gittikçe pa- rıltısı çoğalan, simsiyah gözleri görü- yordu. İçkiye doymuş, kadına acık- mıştı. Yayık bir sesle söylendi: — Bu güzel kadını öldürtmek, veya kovmak ne için? Hayır, o benim sara- yımda kalacak. Poppda, büsbütün sarardı. Fakat Petronun sevgilisi, gülerek onu teski- ne çalıştı: — Kotkma, senin için, daha ıztırab dakikası çalmadı. Taclı sevgilinin süs- lü kuklası olmağa niyetim yok. Şim- dilik sen kâfisin. Sonra Nerona dönerek yalvardı: — Neron, senden bir dileğim var. — Söyle... — Petron bana bir kadeh şarab içirsin. Sonra, dans edeceğim. Göre- ceksin, Romanın bütün rakkaselerin- ı den daha güzel oynıyacağım. Bu, se- nin koca sarayına lâyık bir eğlence olacak, Neron «raks», «sarayına lâyık eğlence» kelimelerini duyar duymaz hemen razı oldu. Petrona dönerek ba- şıni salladı, Petron, iri bir kadeh şarabı sevgili- sinin dudaklarına uzattı. Kadın, ka- dehi tutan elleri okşıyarak şarabı son PN OKUYUCULARIMIZIN | SORGULARINA CEVAPLAR Kuşkonmaz yapraklarının sararmasi Beyoğlu, bay artin: Mektubunuzu okW” duk ve ilişik olarak yolladığınız kuşzol” maz yaprağını da aldık. Bunda bir bö” tahk âsarı görülememiştir. Yaprağın sararıp kuruması, ya susu luktan ve yahut fazla su vermekten #€ yahut ta töprağınn çoktanberi değişi rilmeyip havasız kalmasından ileri gri” mek ihtimali vardır. Binaenaleyh, bir müddet sonra, saksi” hin toprağını, kumsal, çürümüş gübre İ€ karıştırılmış bahçe toprağile değiştir” mizi tavsiye ederiz. Eğer, bunu ikbehlf” da yaparsaız daha iyi olur. Ayni zama” da kuşkonmazı bulunduğu saksıdan © ba büyük bir saksıya koyunuz. Şimdilif gün ağırı şerbetli veya madeni gübre Bu ile sularsınız. Yüzde 5 - 8 azotlu gübre mahlülle sularsanız müh” sibdir. Bununla beraber saksının bir kenafi” na, bir fasulye kadar büyüklükte karı bö” Ya koyarsanız ve sularken suyu üzerine dökerek su verirseniz fena, makz. Yaprakları yeşil bir renk Yerir. Bununla beraber, saksının U topril değiştirirken kalın ve ezilmiş, çürümüf kökler varsa onları da makasla veya b çakla keser veya kirarsınız Gelecek Ukbaharda saksı mükemmel bir şekilde tekrar yeşillenir, gümrahleji” Kuşkonmazlar hakkında, pek yakınd” mufassal bir yazımız İntişar edecekti buna intizar ediniz. Kurt yavrularının ehlileştirilmesi hakkında Bafra, bay İshak Altınel! Mektubun” zu alika ile okuduk ve çok “entrei bulduğumuz' için uzunca cevab verdik. Köylüler tarafından getirildiği ve nizdeki av köpeği yavrularile berabi” emzirtilmek suretile yetiştirip büyütmek” te olduğunuz vo ehli bir köpek gibi, bi işaretinizle yanımıza geldiklerini bildirdi” iniz bu munis görülen hayvanların, d#” ha fazla büyüdüklerinde, günün birini vahşi vaziyetlerini izhar etmeleri muhtemeldir. Çünkü; Hayvanlar da i9 sanlar gibi ecdadlarının evsaflarını, huy” larını «atavizm: kanununun tesirile yâ” rularına intikal etdireceği pek tabiidir. «Kan kurt kanı olduktan sonra, O kanın tesiri günün birinde görülecekti” Size, bu müasebetle, bunu temas edi bir misali zikretmeği faydalı gördük: Almanyanın Hamburg şehrinde, hay” vanat bahçesi müdürünün evinde, yetiştirdiği, beslediği, terbiye estiği Dİ aslan yavrusu vardı. Arkadaşlarımdan bi” ri de bunu bizzat görmüştü, evin içindi ehli bir köpek gibi ayak üstünde dol& iyor ve kimseye bir şey yapmıyordu. «l bu pek ehli görülen aslan günün mutfağa giriyor ve bu esmada ahçı K#” dının tavuk kestiğini görüyor, kesilen i” vuğun çıkardığı acı sıda, kandan mü” teessir olan aslan, derhal ahçı kadın Üzerine atılıyor ve bıçağı tutarak tavuğ” kestiği elini parçalıyor ve bileğini ki” yor.« İşte, bir mütehasus tarafından sen” lerce beslenmiş ve ekli bir şekir konu” muş olduğu sannedilen aslan yavrıs©” nun vahşi harektını, sizin de beslemeğ” te olduğunuz kurt yavrularından beklen” mek ihtimali vardir. Evde çocuklarınızın nahoş harekât” tehsmmül edemiyerek, bunların da, AM” beti fena vaziyetler ihdas etmek ihtimni çoktur. Binaenaleyh, ya bunları ayrı, kaps | bir mahalde beslersiniz ve yahut ta AH kari hayvanat “bahçesine göndererek Bö | diye edersiniz, bunu ehemmiyetle tavsif ederiz. yudumuna kadar içli. Sonra, geni adamın gözlerine bakarak söylendi: — Petron, senin için, her şeyi yap” rım demiştim. Senin için yani, kendi için. Sen bendesin, beraber götürect” ğim. Sonra, birden Petronun belindeki kamayı kaptı, korku İle uzanan adi” ma, gülerek: — Korkma, sadece dans edeceği” Bu, benim memleketimin dansı el bir kama, dudaklarda tatlı bir tebe9” süm, kalbde coşkun bir ateşle yapıl” Bu dansın ismi hayattır, S Birden etrafına bakınarak bağırd” — Ne için, hepiniz susmuş, ürkmüs gibi bana bakıyorsunuz? Hey! lar, yoksa yaşamıyor musunuz? Yi yacak bir dakikanız bile kaldise, neşdi olunuz. Neşe, neşe, neşe... Hey! B” kın, bu oyun, size nasıl zevk verece# Siyah dalgalı saçlarını dağıttı, Ü” tündeki kumaşları paralıyarak at Bütün güzelliğile ortaya fırladı. Romalılar, susmuş, nefes bile alm” yor, sade gözlerile yaşıyorlardı. çıplak kadının coşkun dansı öyle ca 4 idi ki, sanki, bütün bir hayat kaç dakikanın içinde sarfediyorü” Ufacık ayakları, mermerlerin de uçuyor, vücudü kıvrılıyor, kv” yordu. Dudakları mütemadiyen SÜ” Hümsüyordu. Nihayet, elinde yi olan kolu gerildi ve bütün hızile (Arkası vaf) *

Bu sayıdan diğer sayfalar: