27 Eylül 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

27 Eylül 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rfatantar memtekelt: iollvut.. Gary Cooper öyle söylenildiği gibi mahcup utangaç bir adam mıdır ? Gary Cooper gülümseyerek sordu: “ Nasıl Amerikan kızları çok güzelleşiyor degil mi? Holliyut'a gitmeden evvel meşhur erkek yıldız Gary Cooper hakkında birçok yazılar okumuştum. Bunlar- dan aldığım kanaat şu idi. Bu, birçok genç kız kalblerinde hayali yer eden *genç adam, fevkalâde mahçup bir de- likanlı imiş. Yanında şöyl ebiraz açık Saçık lâf edilince kızarırmış. Bilhassa kadınlara karşı fevkalâde utangaç- 2, Bütün bunları düşündükçe Holli- vut'ta Gary Cooperi mahçup bir eski zaman delikanlısı olarak bulacağımı sanıyordum. Ben Hollivuvtan ayni- madan bir müddet evvel o Markopoulo adında bir filim çevirmeğe başladı Onun çalıştığı Paramount stüdyo» suna gittim. Gary Cooper bu filimde, çehresini. epeyce değiştiren bir maki- yajla oynuyordu. Biz içeri girdiğimiz isör, tanınmış artiste çevis meyi tarif ediyordu ivut stüdyolarında âd Artistler her filime başlamadan evvel Tejisörler oynanacak sahneyi adama» kıllı onlara tarif ederler . İşi bitince meşhur yıldızın yanına yaklaştık. Bu filimde gayet güzel fi- güran kızlar vardı. Gary Cooper, ben kendisine takdim edilir edilmez sordu: Nasıl Türkiyede beni beğeniyor- lar mı? Lâzım gelen cevabı verdim. O, et- rafi saran güzel Amerikan kızlarını işaret etti — Peki Amerikayı nasıl buldunuz? Amerikan kızları son derece güzelle- şiyorlar, değil mi Bunu sorarken, yanaklarını çukur- Jaştırarak gülüyordu. Kendi kendime: «Bunun neresi mahçup delikanlı? > dedim. Sonra cevap verdim — Evet... Hakikaten çok güzel in- sanlâr O, işinden anlıyan bir kuyumcu gibi — Bizimkiler Avrupa kadınların- dan da güzel ...dedi, bu sefer Avrupa» yı dolaştım; Amerikan kadınları, Amerikan kızları kadar güzel olanla- rna raslamadım. Aklıma Gary Cooper'in sevgilisi Meksikalı artist Lupe Velez geldi. , — Meksikalılar nasıl? diye sordum. Lâfın böyle tatlı bir bahse dükük mesinden memnun: — Onlar da çok ateşli bir kahkaha salıverdi. Kadınların güzelliğinden o derece şevkle bahsediyordu ki bir daha ken- di kendime: «Amma da mahçup adam» miş hal...» dedim. Gary Cooper, hiç t8 mahçup, utan- gaç filân değildi, Muhakkak ki Ameri- kada mahçupluk, utangaçlık ölçüsü pek başka Hollivutta bizim en serbes, en gi ken erkeklerimize mahçup, utangaç diyebiliriz Sonra G önünde, balığın içinde gördüm. O, hatıra defteri imzalatmak genç kızlara sesleniyordu — Siz... Kırmızı gil... Veriniz ba- kalım hatıra defterinizi,.. Gözleriniz kadar güze! birkaç cümle yazmak İs- terim Ondan sonra yanındaki sarışına dö- nüyor: Ver bakalım... Bayan Sizin defterinizi de imza! Bunları gördükten sonra artık Ga- ry Cooper'in hiç te mahçup bir adam olmadığına iyice inandım. Gary Cooper için birçok kadın ar- Üstler «öpmesini en iyi bilen erkek> derler. Mahçup bir adamın aşk sahnele- dakikalarca sürer, Mahçup delikanlı diye ismi çıkan bu artist,, bu aşk sah- nelerinde dünyanın en ateşli âşığı mudır? Sanra slüdyo bahçesinde biraz din- Jenmek için Acaşırkan sarkılar 8 ler. Hejg Marlene Dietri İle beraber Oynadığı «Yanık kalbi eh İZ imindeki er» fiya” şarkıyı pek sever ve may, Nu tekrarlar, mütemadiyen ge? diye kısa Ey Cooperi bir stüdyonun dis'ne hayran bir kala- istiyen patya... MN... fotoğraf, | Mahçup bi radamın aşk sahnele- | rinde böylesteşli bir âşık kesilmesi- | ne, iş arkadaşları arasında yüksek sesle şarkı söylemesine imkân var mırır? | Sonra onun - yazıldığı gibi - aşkta | da beceriksiz ve utangaç olduğu doğ- | ru olmasa gerektir. Eğer bu uzun boylu, yakışıklı gen- cin hayatına bir göz atılırsa birçok kadın isimlerinin geçtiği görülür, Evvelâ tabii Lupe Velez... Bir aralık onun Marlene Dietrich ile pek sami- | mi olduğu söylenirdi. Son seyahatin- den evvel meşhur İtalyan artisti İza i Miranda ile pek siki fıkı idi. İ GBügünlerde gene Parameünt stüd- yolarında çalışan Avrupalı artist Fransiska Gaal ile arkadaşlığı - pek yerindedir. Onları üç dört kere Para- İ mount stüdyosunun tam arkasındaki çardaklı artistler lokantasında baş başa yemek yerlerken görüştür, kat artistler, bunun aşklar ziyade bir arkadaşlık olduğunu söylüyorlar. İ Gary Cooper'in mahçupluğu nere- den çıkıyor, biliyor musunuz? Bu genç adam, sevgilerinde, aşklarında son derece maymun iştihalı değildir: Kendisinin de söyledi gibi, Gary Cooper bir şarklı gibi sevmesini bilir. Amerikal şarklıların aşkta pek derin, pek lı olduklarına kanidir- ler. Halbuki artistlerin birçoğunun aşkları ancak bir mevsim ya sürer, ya sürmez. İ İşte Vilyam Poyei,.. Meşhur plâtin | saçlı artist Jean Harlov için yanıp tu- gü gün cenazs alayını İki kolunda, tavırla takib etmiş, mütemadiyen: Niçin öldü?... O öldükten sonra ben niçin yasıyorum!... diye söyler dururmus. Vakıa Vilyam Povel, birkaç ay ma- tem tuttu. Her gün Jean Harlov'un mezarına ve pancurları kapalı köşkü. ne birer buket çiçek gönderdi, tuşuyordu, Hattâ Jean Harlov'un öldü- iki arkadaşı olduğu halde, bitkin bir | “a Gary Cooperin muharririmize hediye ettiği resmi «: Son aylarda bir Avrupa seyahatine çıktı. Fransada Anhabella'ya rasgeldi. Öyle sıkı bir arkadaşlık ki.. Vilyam Povel genç Fransız artistini hemen Amerikaya davet etti, Vilyam Povel, Amerikada Fox Film hesabına çevri- len filimdeki kadın rolünü Annabel la'ya verâirtti, Şimdi her gün Vilyam Povel güzel Fransız kadınile beraber- dir, Eh,, Amerikada, Fransızların aşk- tan en iyi anlıyan insanlar olduğuna dair bir kangat vardır, Muhakkak ki Vilyam Povel, Jean Harlovu unuttu bile... Hikmet Feridun Es 1400 kuruş 2500 kuruş 0 » 10 » 40 >» 0 » 150 » — . Posta ittihadıma dahil olmıyan ecnebi memleketler: Senellği 3600, altı aylığı 1600, üç aylığı 1000 kuruştur, Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek lâzımdır. Şaban 2 — Ruzuhuzur 145 8. İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E. 1012 1140 604 077 1200 131 Va. 418 5501205 1527 1159 1930 İdarehane: Babılli civarı Acımusluk sokak No. 13 Yer değiştirecek kiracılara tavsiye! Akşam'ın KÜÇÜK İLÂNLA. RI'm dikkatle okursanız kendi- nize en elverişli yurdu yorulma- dan bulabilirsiniz, * Dil bayramı parlak surette kutlandı (Baş tarafı 1 inci sahifede) Hatipler bilhassa 1936 tarihinde üçüncü Dil kurultayıma kabul edilen (Güneş - Dil) teorisinin öneminden ehemmiyetle bahsetmişlerdir. Halkev- lerinde dil inkılâbimiz etrafında ve- rilen söylevleri müteakib, şiirler okunmuş, bunu da konserler takib et- miştir. Dil bayramı münasebetile Halkevleri Türk ve Parti bayrakla- le şüsleimiş ve gece de Evler am- pullerle aydmlanmıştır, B. ibrahim Necmi Dilmenin nutku Türk dil kurumu genel sekreteri B. İbrahim Necmi radyoda bir nutuk iradederek 'Türk inkılâb tarihinin yeni ve parlak bir sahifesini açan altı yıl evvelki toplantının büyük mâna- sını anlatmıştır. B. İbrahim Necmi Dilmen, dil in- kılâbının 1928 de harf inkılâbı ile başladığına işaretle: — 1931 de Atatürkün yüksek hi- mayesi altında kurulan Türk tarih kurumu, Türkün tarihle ve tarihten önceki hakiki yerini göstererek bir çok hürafeleri ortadan kaldırdı. Dedikten sonra bu inkılâblardan Sonra Atatürkün kudsal elile Türk dil kurumunu yarattığını ve 28 eğlül 1932 do Büyük Önderin himayesi al“ tında ilk Türk dil kurultayının töp- landığını söylemiştir. Hatib, Türk dil kurumunun çalış- malarından uzun uzadıya bnhsede- rek ezcümle demiştir ki; — Yalnız Türkiye içinde halk ağzından Söz derleme Işi, Kuruma 150 binden fazla kelime fişi getirdi. Bunları bir araya ge- (Derleme tirmek üzere basılmakta olan Dergisi) nde şimdiye kadar 10 lime fişleri değildir, Halk inanları, göre- masallar, bilmeceler, mâniler, tür- küler, destanlar, tekerlemeler, ata sözleri gibi Folklor maleryelleri bu #işlerde top- Janmıştır. İşlendikçe bunların her birin- den bir çok kelime çıkacaktır. Ayrıca bir de senlaks derlemesi yapıl- miş, bundan da beş bine yakın fiş gel- miştir. Bunlar da halk konuşmalarında cümle kuruluşunun türlü şekilleri üze- Finde bizi aydmlatacaktır. Tercüme lâgatların verecekleri dil mal- »emesini Türkiye İehçesinin Jügatlarile ve Tarama dergisindeki dil varlıklarile birleştirerek büyük bir CTürk lehçeler Yügatının henüz basılmış olan üçüncü ve dördüncü elitleri de basılmakladır. Türk kamusu 'B. İbrahim Necmi, bir çok gramer kitaplarının dilimize çevrildiğini, ta- ramalar bittikten sonra büyük Türk kamusunun ortaya konulması için ayrı bir program hazırlanmkta ol duğunu söyliyerek: — Büyük Türk kamusu, Türkiye Türkçesinin bütün dil varlıklarını, yalnız bugünkü manalarile değil, geç- mişteki bütün mâna değişimleriyle ve her birinin kitaplarından almmış'ör- nekleriyle birlikte koynunda toplıya- caktır.» : İlk varidat öğretim okullar ders kitaplarındaki terimlerin Türkçeleş- tirilmesi İl de girişildiğini söyliyen B. İbrahim Necmi Dilmen (Güneş - Dil) teorisinin verimlerinden de bah- setiiklen sonra nutkunu şöyle bitir- miştir, Önümüzdeki yıllarda teorimizin esaslarını ve verimlerini Avrapa dil- leriyle de neşvederek ve arsıulusal dil toplantılarında anlatarak, Türk mil. li dehâsından doğan bu büyük haki- kati dünyaya Lanılmağa muvaffak olacağımızı umuyoruz. Bütün bu başarıları ve bütün ya- rna bağlı ümitleri, Türk dileiliği, mili dehâyı aziz şahsiyetinde topli- yan Ulu Önder ATATÜRK'e borçlu- dur. Dil bayramımızı kutlarken, onun bütün Türklüğün sevgilisi olan yük- sek varlığına en derin saygi ve şük- rTanlarımı sunar, Ulu Tanrıdan ona sıhhat, et, saadet ve muvaffakı- yetle dolu uzun ömürler dilerim, Eminönü Halkevinde Radyodan verilen Türk Dil Kuru- mu genel sekreteri B. İbrahim Net- mi Dilmenin konferansı dinlendik- ten sonra Eminönü Halkevi tarafın- dan hazırlanan programın ftalbikine başlarımıştır. Evvelâ Ev orkestrası ta- rafından çalınan İstiklâl marşı son- rüyla Başkan B. Agâh Sırrı Levend tarafından verilen konferans dinlen- miştir. B. Agâh Sırrı Levend konfe- ransında, dilin, milli birliğin teessü- sündeki rolünü izah ederek şimdiye kadar €sassız olduğunu ve lisanı zen- ginleştirmenin hiç bir zaman yaban- cı dillerden lüzumsuz kelime ve ter- kipler almak olmıyacağını anlamış ve bütün inkılâpların başarıcısı olan Atatürke şükran ve tazimlerini sun- muştur. Bundan sonra Evin neşriyat şube- si üyelerinden muharrir B. Nusret Sefa Coşkun kürsüye gelmiş (Devlet ve Dil) mevzulu bir konferans ver- miştir. Merasime Halkevi salon orkesira- sının güzel bir konseri ile nihayet verilmiştir, Beynelmilel eski muharipler kongresi toplandı Bükreş 26 (A.A.) — Beynelmilel es. ki muhripler federasyonunun 19 uncu kongresi dün Bükreşte parlâmento salonunda açılmıştır. Silâh altına çağırılan Çek murah- hasları kongreye mazeretlerini bil- dirmişlerdir. İtalyanlar da kongreye murahhas göndermemişlerdir. Muh- telif nutuklar söylenmiş ve murah- hasların şerefine bir ziyafet verilmiş» tir. j Bulgar kralı Berlinden Sofyaya dönüyor Berlin 26 (A.A.) —Bulgaristan kra- lı Boris, Sofyaya dönmek üzere dün akşam Berlinden hareket etmiştir. Sıvas - Erzurum hattı Sıvas (Akşam) — Sıvas - Erzurum demiryolunun inşası için büyük bir hızla çalışılmaktadır. Şimdiki. halde en büyük faaliyet Erzincan mıntaka- sındadır. Cümhuriyet bayramında tren Erzincana gireceğinden, noksan- ların tamamlanması için çalışıimak- tadır, Sıvasta bulunan Demiryolları inşa» at idaresi Erzincana nakletmiştir. Bir taraftan Erzincanda hazırlık yapılır- ken, diğer taraftan Kemah mıntaka» sında İnşaat ilerlemektedir. Erzincan halkı şimendifere kavuş- tukları' günü büyük merasimle kutl- yacaktır. *

Bu sayıdan diğer sayfalar: