10 Ekim 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

10 Ekim 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 ie er AKŞAMDAN AKŞAMA l m... Gazete okumıyan münevverler Yüksek tahsilini Avrupanın en bü- yük mekteplerinden birinde görmüş bir tanıdığıma: — Bakalım «Dörtler» ne yapacak ? « dedim. — Efendim? — «Dörtler. diyorum... Ne yapacak» lar acaba? — Evet... Evvelâ bu baştan savma cevaba hay- ret ettim. Sonra israrla: — Düşünceniz nedir bu hususta? — Vallahi siyasetle uğraşmıyorum. Muhatabım mühendisti. Elbet ken- di mesleği kendine bol bol yeter... Fa- kat «Dörtler» meselesine dair malü- matı hattâ fikri olmak politikacılık mıdır? İnadım tuttu: — Çinliler Japonlardan gene epey ganimet almışlar... - diye açtım. — Japonya Çini yutacaktır. Çinliler gibi afyonkeşler, uyanık ve genç bir millet olan Japonlara ergeç boyun eğe- cektir, Zaten aralarında da kavga ha- Tindeler... - diye basma kalıp, modası geçmiş, hakiklliğini kaybetmiş müta- Iâalar yürüttü. — Fakat şimdi vaziyet değişmedi mi?.. Çinliler bir intibah göstermiyor- Jar mı?... Nitekim aralarındaki kardeş kavgalarını bıraktılar... Müttehid bir milli cephe teşkil ettiler... Yepyeni bir millet şuurile çarpışıyorlar... Tafsilât verdikçe, alâkası artıyor; Adeta hayretle dinliyordu. Derken bah- si değiştirdim: — Karisbad otelcileri İstanbulda ça- lışmak üzere müracaat etmişler... — Niçin?... — Orası Almanyaya geçtiği için... Malüm ya, Çekoslovakyadaydı. Gaze- telerde çıkan haritalara dikkat etme- diniz mi? — Pek gazete okumam da! - diye iti- raf etti, - Hem meşguliyet çok; hem bizim işimiz başka... Hem de, gazetele- rin büyük bir kısmını beni alâkadar etmiyecek yazılar dolduruyor... İşte nihayet söyletmiştim: Gazete okumuyor, Dikkat edin: Yüksek mü- nevver olduğu halde, ne yerli, ne ec- nebi hiç bir gazete eline almıyor!,. Mu- havereye verdiği şekil de bunu gösteri- yordu .. Bu insan, kendi mesleğinde istediği kadar allâme olsun, umumi malümat tarafından aksak sayılmaz mı? Muasi- rımız olan bir münevver Habeş, Avus- turya, Çin, İspanya, Çek işlerini, Ha. tay zaferini, faşizm ve Milletler Cemi- yeti çarpışmalarını, emniyet misakla- rmı, ırkçılık cereyanlarını, yurddaki iktisad, ümran ve teşkilât hareketle. rini, yeni kanunları gazete memba- | larından başka nerede öğrenebilir? Bunları bilmemek, yakın tarihi, için- de yaşadığımız devri bilmemek değil midir? Kısacası «Dünyadan bihaberlik» sayılmaz mı? Şayed gösterdiğim «Gazete okumı- yan münevver» misali, yalnız 6 mü- hendise mahsus olsaydı, yazıma mev. zu yapmazdım. Fakat bu gibilere ha- yatta pek çok raslıyorum. Muallim, memur, serbes meslek sa- hibi kaç kişi var; yekünunu yapınız, Gazete satışlarının mecmuundan pek fazlaya yiikselen bir rakam elde eder. siniz. Halbuki, gazetelerin asıl müşte risi bu tabakanın haricindedir; tefrika ve saire için beş kuruşu verenler pek çoktur. «Her köye bir posta çantası yapıla. cak!» diye bir havadis okuyunca: — Aman, içine bir de gazete konul- Sun! » diyoruz, Okumuyan köy, bize kültürce eksik görünüyor. Ya mektepte okuduğile ka- lan, mesleği içinde mahpus, dünyaya ŞEHİR HABERLERİ Eminönü meydanı B. Prost yeni projeyi hazırlıyor Yenicaminin önünü açmak ve Eminönü meydanını (genişletmek üzere yapılan istimlâk işleri nihayet iki ay içinde bitecek ve istimlâk edilen binalar yıktırılacaktır. Şehircilik mütehassısı B, Prost, Be- lediye reisliğinin isteği üzerine Emin- önü meydanının tanzimi projesini hazırlamağa başlamıştır. Binaların yıktırılmasi işi bittikten sonra meyda- nın tanzimine hemen başlanacaktır. B, Prost bilhassa meydandan geçecek nakliye vasıtalarının geliş gidiş isti- kametlerini tayin edecektir. Köprü- den gelecek araba, otomobil, otobüs ve kamyonlar, Yenicaminin meydana nazaran sağ köşesinden geçmek sure- tile Yenicaminin arkasından ve Kuş- pazarı önünden İş bankasile Osmanlı bankası şubesi önündeki meydana çi- kacaklardır, Köprüden Bahçekapısına kadar uzanan tramvay caddesinden yalnız tramvaylar, Yenicami kemeri altın- dan da yalnız yayalar geçecektir. 12 doçent için bugün imtihan yapılacak Üniversitenin muhtelif fakülteleri ne alınacak 12 doçent için bugün im- tihan yapılacaktır. Taliplerin ekserisi asistan ve muallimdir, Bunların liste- leri hazırlanmıştır. Bedava sinema Halka meydanlarda filimler gösterilmesi düşünülüyor Son festivalde Beyazıt ve diğer mey- danlarda halka bedava meydan tem- silleri verilmişti. Halk bu temsillere çok rağbet etmişti, Haber aldığımıza göre, Belediye Avrupadan seyyar si- nema makineleri getirtecektir.Bu ma- kinelerle Beyazıt, Taksim gibi müsait meydanlarda perde kurulacak ve hal- ka mecccani filimler gösterilecektir. Bu husustaki tasavrur henüz tedkik safhasındadır. Gazi köprüsü inşaatı Gazi köprüsünün Unkapanı ba- şından itibaren biribirine bağlanan dubaların üzerinde bir hafta sonra beton inşaatına başlanacaktır. Bu in- şaat bittikten sonra köprünün par- maklık ve korkulukları yapılacaktır. Diğer taraftarı Azapkapı başından itibaren dubalarım da biribirlerine bağlanmasına başlanmıştır, Bir işçi merdivenden düşe- rek yaralandı Topkapı sarayında, elektrik tesisati işlerinde çalışan Süleyman, çıktığı merdivenden, müvâzenesini kaybede- Tâkayıd münevver, muallim ve memur zümresi?.. Bunlar da düşündürücü bir mevzu değiller mi?.. Sözlerini naklettiğim mühendisin şu cümlesine takıldım: «Gazetelerin bü- yük bir kısmını beni alâkadar etmiye. cek yazılar dolduruyor.» Doğru: Bu. günkü günde, gazetelerimiz her seviye. ye hitap için çalışıyor, Yalnız müney- verlere mahsus neşriyatın olması ise, muhterem münevver, senin alâkanın doğmasına bağlı... — Çıksın, okuyalım, — Fransızca bildiğin halde Ie 'Tempsı da okumadığına göre, kaba- hat neşriyatın eksikliğinde değil, se. nin alâkasızlığında... (VA-Nü) . " Şikâyetler Talebe önlüğü yün kumaştan olmamalı Her Türk mektebinde mekteb dahilinde çocuklar siyah, yahut gri basit önlük giymektedir. Yal- me mili bayramlara mektebin kendine mahsus kabul ettiği üni- forma üle iştirak ederler. Bu usul, gerek sihhi, gerek ekonomi büki- mından çok iyi düşünülmüştür. Halbuki ecnebi mekteplerinden bazılarında çocuklara kalın yünlü önlük giydiriliyor. Evvelâ bunlar çok pahalıya malolmaktadır. Bun- dan maada sıhhi mahzurları da var: Tabii, yünlü oldukları için her hafta yıkanılamıyorlar. Basit bir temizlikle » güya temizlenip - #ekrar üzerlerine giyiyorlar ve Yanlarına kokudan varılmıyor. Her gün giyilen bir elbise nadiren yıkanırsa böyle olacağı pek tebii- dir. Halbuki evlâdlarımızı tegad- di hususunda nasıl düşünilyor- sak, temizlik bakımından da öy- le düşünmemiz lâzım, Pek çok temas ettiğim anneler- le beraber hepimiz bundan müş- teldyiz. Şişlide Hacı Mansur sokağında l 8 numarada: Melâhat j Dünkü yağmur Termometre 11 dereceye kadar indi Son günler zarfında havalar çok lâtif gidiyordu. Dün sabah hava ka- pamış ve yarım saat kadar yağmur yağmıştır. Öğleden sonra bir âralık haya açmışsa, da akşama doğru tek- rar kapamıştır. Dün yağmurdan sonra hava serin» lemiştir. Termometre akşama doğru 15, gece 1i dereceye kadar inmiştir. Yağmur Karadeniz sahillerine ve kıs» mer Kocaeline de yağmıştır. Yeni elektrik kablosu Elektrik idaresi tarafından İstan- bula yeni bir elektrik kablosu uzatıl- masına başlanmıştı. Kablo Eyübe doğ- ru uzalılmakta ve kış gelmezden ev- vel işin bitmesi için faaliyetle çalışıl- maktadır. Beyoğlu cihetine de havat yeni bir hat uzatılmaktadır. Kablolar çekildikten sonra arasıra görülen elektrik cereyanının keslime- sinin önü alınacaktır. Yangın başlangıcı Şehzadebaşında MU (sinemanın bodrum katında evvelce gece yangın çıkmışsa da sirayetine meydan Yveril- seden itfaiye tarafından söndürül. müştür, Galatada Kulak sokağında Mehmed isminde bir şahsa aid kâğıt ve paçar- ra fabrikasmdan yangın çıkmış, it falye tarafından derhal söndürülmüş- tür, , Et ihtiyacı Gelen heyet . . . tedkiklerini yg. . bitirdi İstanbulun et işini tedkik etmek Üezere, bir müddet evvel şehrimize gelen Devlet Ziraat Kurumu müdü- rü B. Şefik ve baytarı B. Naki Naci bu- radaki otedkiklerini bitirmişler ve Ankaraya dönmüşlerdir. Tedkikler mezbahada, İstanbula hayvan geti ren celepler nezdinde ve Belediye İle diğer alâkadar teşekküllerde yapıl mıştır. Evvelce de yazdığımız gibi, İstanbu- lun en geniş mikyasta kasaplık hay- vanınm Şark vilâyetlerinden geldiği- ni göz önüne alan Devlet Ziraat Ku- rumu, şarkta hayvan ihracatile meş- gul olan ve merkezi Karsta bulunan bir şirketle birleşerek İstanbulun et ihtiyacını karşılıyacak şekilde et İş- lerini eline almak istiyor. B. Şefik ile B. Naki Naci, buradaki tedkiklerini bir raporla Ziraat Vekâletine bildire- | cekierdir. Ziraat Vekâleti, İstanbul halkının şimdikinden daha ucuz miktarda et yiyebilmesi için nakliye, komisyon Üc- retlerinde âzami tenzilât yapmak, bil- hassa hayvanın ağırlığından bir şey kaybetmemesi için nakliye şartlarını ıslah etmek fikrindedir. Ziraat Vekâletinin, şehrin et ibti- yacını karşılıyacak yeni bir teşekkül kurması ihtimali çoktur. Bu hususta İstanbul Belediyesinin de iştiraki te- min edilecektir. Ucuz geçiştirdi Otomobilin altında kalan bir çocuk burnu bile kanamadan kurtuldu 2615 numarali otomobil Sirkecide Hüdavendigâr caddesinden geçerken Orhan isminde bir çocuğa çarpmıştır. Çocuk otomobilin altında kalmış, her- kes telâşa düşmüş, şoför sapsarı ke- silmiş; fakat biraz sonra Orhan oto- mobilin altından bumu bile kanama mış olarak çıkınca, manzarayı gören- ler hayretten donakalmışlardır. Ço- cuk bu feci kazayı yalnız müthiş bir korku ile atlatmıştır. Bir kamyon bir kıza çarparak yaraladı Belediye civarında oturan B. Nuri- nin 13 yaşındaki kızı Neriman Çarşı- kapıda caddenin bir tarafından diğer cihetine geçerken Beyazıt istikame- tinden gelmekte olan bir kamyonun sademesino uğrıyarak yaralanmıştır. Şoför kazayı müteakip derhal kaç- " mişsa da etraftan hâdiseyi görenler kamyonun 3156 olan plâka numarasi» nı tesbit etmişlerdir, (pir çarpan .. . . d Güzel bir iş Maarif idaresinin yaptığı çok güme bir işi gördüm. Pek hoşuma gitti Ö Fakat kendi çocukluk, talebelik za- mamma da acıdım. l Yakın akrabamdan birinin on yas © şında bir çocuğu var, Bu sene üçün- | cü smıfı bitirmiş, dördüncüye geç | miş... Dün gece bu çocuklu akraba- mı ziyarete gittim. 1 Küçüğün babası; aj — Size güzel bir şey göstereyim | dedi. Dün bizim çocuğun mektebine | uğradım. Bana; | — Sizin oğlunuzun dosyalarını ve- | relim! o dediler. di Bizim çocuğun üç senede yaptığı ders vazifelerinden üç tane gayet muntazam dosya tutmuşlar Bun- lardan biri çocuğun ilk senesine aid. il Bu dosyada çocuğun ilk elyazısı, ik yaptığı resim, ilk yazdığı rakamlar, | Mektebe başladığı günden İtibaren vazife olarak ne yapmışsa hepsi bu dosyanın içinde idi. İkinci senenin dosyasında da çocuğun İkinci sınıf” ia yaptığı vazifeler, üçüncü senede, Mektep idaresi çocuk mektebe gir- İ diği ilk günden itibaren ne vazife yapmışsa hepsini toplamış. Bütün | çocuklar için de böyle ayrı ayrı dos- yalar yapılıyormuş, Ayrıca her dosyada çocuğun mek- tebe geldiği ilk güne aid bir resim ve bir cedvel.. Çocuk ilk mektebe gel diği zaman kaç kilo imiş. Boyunun ölçüsü... Konuşmasındaki hususiyet, Hangi kelimeleri nasıl telâffuz et İlk yazdığı yazı bir insan için ne güzel bir hatıradır. Bugün hangimi | zin ilk yazdığımız yazı evimizde du- | rur? Hangimiz mektebe ilk girdiği. miz günü nasıl konuştuğumuzu bi Tiriz? d Maarif idaresi böyle her çocuk için ayrı bir vazife ve hatıra dosyası / tutmak suretile çok güzel bir iş yap- İ muştar, 4 Bu dosyalarm büyük bir faydası | da bir çocuğun seneden seneye ge | çirdiği tekâmülü, istihsali pek iyi | göstermesidir. d Hakikaten yanımdaki çocuk kem | di vazifelerine aid dosyaları çevirir. ken dikkat ettim. f İlk senenin kargacık burgacık şe killerinden sonra ikinci senenin bas | şında yazısı düzelmeğe başlıyor. Se ne sonunda adamakıllı okunaklı bir yazı Üçüncü senede yazı büsbütün düzgünleşiyor. Hele dosyanın son. larına doğru çocuğun elyazısı âdeta benim yazımdan daha okunaklı, da- ha muntazam... Öyle bir «f» ler yap- mış ki bayıldım doğrusu... Resimler pek dikkate değer... İlk yapılan .bir kiraz ağacı var. Kiraz taneleri ağacın gövdesinden iri... Ve | hiç dalsız, yapraksız olarak kirazlar | birdenbire gövdeden fışkarıyor. Üçün- cü senenin dosyasında resimlerde de büyük bir salâh göze çarpıyor. Çocuk bu güzel hatıraları önümde karıştırırken ben kendi talebeliğimi düşünerek âdeta mahzun oldum, İlk mektebe başladığım seneden ben. de kalan yegâne hatıra tabanlarım- daki falaka acısı idi, Hâlâ düşüm dükçe ayaklarımın altı kaşınır... 1 Himket Feridun Es / maa m em Silâh atan bir sarhoş yakalandı Çubukluda evvelki gece Rifat adın» da bir adam keyfe gelmiş, Çayırbaşı mevkiinde silâh atmıştır, Tabancanın sesinl duyan polisler Rifatı yakala, W mışlardır, Rifat bu esnada silâhı ça- yırlığa atmışsa da bir müddet sonra bulunmuştur, Üzüm bolluğu Piyasada üzüm bolluğu devam edisi yor. Son günler zarfında İzmirden | iri taneli rezakı üzümleri de gelmeğe başlamıştır. Çavuşun çekilmesine müs” kabil yapıncak ve İzmir üzümleri bol. Gur. Fiatler 10 - 15 kuruştur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: