18 Ekim 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

18 Ekim 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18 Teşrinlevvel 1938 Sahife 8 AKŞAMDAN AKŞAMA Türk milletinin hariçte gördüğü itibar Son gelen Pranaz gazetelerinde bugünkü Türk milletinin hariçte ne derece hürmet ve itibar telkin etti- İngiliz anlaşması forda- Sında, Bay Rene Massigli'nm Bay Forsot yerine, Fransanın Ankara s€ İiri tayin edilmesi hakkında mütalâa Yürütülüyor. Bu intihabla, Fransiz kr, birinci safta ehemmi- Yet verdiklerini göstermişlerdir. Filhakika, Bay Rene Massigli Fransız hariciyesinin en yüksek, en Mütena vazifelerinden birini işgal *tmekteydi. Kendisi, 1937 denberi, Siyasi ve ticari işlerin müdürü bu- Vunmaktayda. Bütün Fransız sefirlerinin Bünya- Mini yani en genci olan, ancak 50 ya- nda bulunan B. Rene Massigli, Şimdiye kadar deruhte ettiği vazife lerde büyük bir maharet göstermiş, Cevval zekâlı, muvaffakıyetli bir dip- mat olmasile dikkati celbetmiştir. Fransanın en yüksek mekteplerinden “lan Ecole Normale'den çıkmış; Va- Şington, Lahey ve Fransız - Sovyet larma iştirak etmiştir. 1928 den itibaren, Milletler Cemiyetinde heyetinin reisi bulunuyordu. Diğer mühim vazifelerde de bülu- hân Bay Massigli gibi birinci derece- de bir yüksek şahsiyetin Türkiyeye Bönderilmesi, Fransanm Türkiyeye gösterdiği ehemmiyete, pek haklı olarak, deli sayılmaktadır. Harici siyasette, aşağı yukurı he- men bütün milletlerin, şu harb sonu devresinde kendi tarihlerinee ilerde Acı acı tenkit edilecek (yanlışlıkları Olmasına rağmen, denebilir ki, Tür- kiye, bu kaidenin nadir istisnasını teşkil ediyor. Her giriştiğimiz teşeb- büs muvaffakıyetle neticelenmiş, iyi semereler vermiştir. Her geçen sene, İlibarımızın bir kat daha artmasına Sebeb olmuştur. Başka misallerden de görüp anlıyoruz ki, Tükiye, beşe- Tiyet ailesinin bütün unsurları ara“ Sında en fazla hürmet, muhabbet ve ihtimam edibeden bir millet halin- dedir. Bu hususiyeti, gitgide tebarüz ediyor. Bunda elbette, dış işlerimizin ehil elerde bulunmasının ehemmiyetli derecede dahlü tesiri var; fakat ümü- mİ kaide olarak her türlü tecrübeden Şu anlaşılmıştır ki, bir milletin diğer- leri tarafından itibar görmesi için, €n birinci şart, dahilde mükemmel Ve tenkit edilemez bir manzara arzet- Mesidir. Yeni rejimin başladığı gün- denberi, Türk milleti, adım adım, hayır hamle hamle, bu mazhariyeti göstermiştir: Askeri, iktisadi, içtimai, harsi bütün tekâmüllerini hep birlik- te, büyük insicamla başarmış; bilhas- sa ve hepsinin mühimmi, milli şuu- Yun emrettiği olgunluğu, ağırbaşlı. ğı, vahdeti bütün mânasile göster- miştir. Mariçteki muvaffakıyetlerimizin de Sırrı budur. Bin misal içinde. yalnız biri olan bu yeni tayin, telkin ettiği- Miz itibarı gösteren bir nümunedir. Türkiye, dahili işlerinin emin inki fat nisbetinde ilerde de gittikçe ar- tan bir beynelmilel hürmet görecek- tir. Milletimiz, her hareketile, şuu- Tundaki kemali isbat ettiği için iti- barların en yükseğine lâyıktır. (Vâ - Nü) Sıhhi program Köy ebesi için kurs açılıyor Sihhiye Vekâleti tarafından hazır- Tanan on senelik sıhhiye programına göre köy ebesi yetiştirmek üzere vi- lâyetlerde birer köy kursu açılması kararlaştırılmıştı, Bu kurslardan bi- ri de İstanbulda açılacaktır, Bu mü- nasebetle Belediye reis muavini B, Rauf bir proje hazırlamıştır. Bu pro- jeye göre İstanbulda açılacak köy ebe kursuna köylerde ilk tahsilini bitiren genç kızlar kabul edilecekler. dir. Bu kurs, şehir hastanelerinden birinde tesis edilecek ve kursa alına- cak genç kızlar bu müsabaka imti. hanından geçirileceklerdir. Kursu bitirenler köylere dağıtılacaktır, Köy ebeleri bilhassa köylerde fen- ni doğum şartlarını tamim edecek tedbirleri aldırmak üzere hem köy ! kadınlarını irşâd edecekler, hem de köylerde ebelik yapacaklardır , Sahte müfettiş Hüviyet varakası göstereme- yince yakalandı, mahkemeye verildi Kendisine sahte maliye müfettişi süsü vermekten maznun Vehbi adın- da biri yakalanarak dün adliyeye teslim edilmiştir. İddiaya nazaran Vehbi Tahtakale civarında Salamon adında birinin mağazasına giderek kenâisinin ma» liye müfettişi olduğunu söylemiş, defterleri tedkik etmiş ve bu mağa- zanın üç binlirr vergi kaçakçılığı yaptığını ileri sürerek bir zabıt yap- mıştır. Bundan bir müddet evvel Hayım adında bir tacirin sahte bir maliye | müfettişi tarafından evraklarının tetkik edildiğini hatırlayan Salamon derhal telefonla Hayımı mağazaya çağırmıştır. Hayım orada Vehbiyi gö- rünce bir müddet evvel kendi dükkâ- nmna gölen sahte maliye memurunun bu adam olduğunu tanımış ve maliye müfettişi olduğuna dair hüviyet va- râkâsı istemiştir. Vehbi hüviyet vara- kası göstermeyince, derhal polise ha- ber vererek kendisini teslim etmişler- dir. Sahte müfettiş hakkında evrak tanzim olunarak adliyeye verilmiş, dün muhakemesine başlanmıştır. Vehbi mahkemöde cürmünü inkâr ederek, müfettiş olduğunu söyleme- diğini, iş istemek üzere Salamonun mağazasına gittiğini iddia etmiştir. Mahkeme Vehbi hakkında tevkif ka- rarı vererek tevkifhaneye -gönder- miş, şahitlerin celbi İçin muhakeme ia güne bırakılmıştır. Bir tayfa yelken direğinden düşerek yaralandı Hüdaverdi moförü mürettebatın- dan Abdullah, kopan bir yelken ipini tamir etmek üzere direğe çıkmış, bir aralık muvâzenesini kaybederek düş- müş, muhtelif yerlerinden ağır su- rette yaralanmıştır. Yaralı gemici Beyoğlu hastanesine yatırılmıştır. aklı şikâyetle Kıyafetsiz biletçi, geveze şoför, çatlak cam... Eşhasa ait otobüslerin şehir tar kimseler meşgul diye işiliyo- ruz. Demek inşallah yakında bu- günkü miessif vaziyet değişecek. Fakat bu muvakkallik bile İs- tanbul şehri içindeki otobüslerin bugünkü intizamsızlıkta olmasını caiz gösteremez. Şoförler, sefer esnasında yanla- rında oturanirla uzun uzun, Idü- bali muhaverelere girişiyor. Hattâ müşterileri hiçe sayarak arabayı durdurtup yoldaki ahbaplarile ko. nuştukları vaki... Biletçilerin çoğu sefil kılıkta... kârları fena olmıyan araba sahip- leri bunlara tiç beş liraya basit bir yeknesak şekil verememiş Hiç te talimat almamış olacaklar: İn- sanın omuzunu ehişt!» diye dürt- tükleri sik sık görülüyor... Bilet vermenin bir usulü olmak lâzım- ken buna da riayet #tmiyorlar. Bi rinin. hesabını bitirmeden, öleki- lerden de para topluyorlar. Mi nakaşalar çıkıyor. Mütemadiyen bozulan makine- leri eskilikle tefsir edebiliriz. Fa- kat çatlaklar içindeki camların günlerce değiştirilmemesi, milşte» riyi her ön yaralamak tehlikesin- de olmasına ne demeli? Evet, bu arabalar muvakkat!... Muvakkat amma, hemen yarın seferden kaldırılacak ta değiller... Aylarla, hattâ yıllarla da belki iş- lerler... Yarın kalkacaklarını far- zetsek dahi, bügürt gene usul ve nizam dahilinde olmalarını isti- yoruz! Hırsız misafir Çarşafı içinde bir kat elbise, bir balı çıktı Kusımpaşada bayan Zekiyenin evi- “ne bayan Nedime misafir gelmiştir. Bayan Nedime, bir aralık namaz vaktı geldiğinden bahisle seccade istemiş, ev sahibi de baska bir odaya seccade sererek misafirini namaz kıl- | mâk Üzere odada yalnız bırakmıştır. Nedime, üzerinde çarşafı olduğu halde namazını kılmış, misafir oda- gına dönmüş, az sonra da gitmek üze- re ayağa kalkmıştır. Ev sahibi, misafirinin çarşalının pek kabarık olduğunu görmüş, şüp- helenmiş, kendisi de evden bir iş için çıkacağı cihetle beraber çıkamalarını teklif etmiştir. İki kadın beraberce çı! ('an son- ra, bayan Zekiye, az İlerlae o rüsgel- diği bir polis memuruna Nedimeyi yakalâtmıştir. Nedimenin çarşafı açı- krca, bir kadın mantosu, bir erkek elbisesi, bir de ince halı meydana çık- mıştır. Eşya sahibine iade edilmiş, hırsız misafir de A e yy a me er Ye verilmiştir. Bay A ge lan le MAMA LL 77 Maçta !.. Et fiati Karaman ve sığır fiatleri indirildi Bon günlerde piyasaya külüyetli miktarda kasablık hayvan geldiği için karaman ve sığır flatlerinde bir lüğü dün vâziyeti tedkik etmiş, ka- Taman ve sığır eti fiatlerinin indiri mesi için hazırladığı raporu Daimi encümene vermiştir. Dalmi encümen et fialletindeki bu tenzilâti muvafık bulmuştur. Yeni kararlaştırılan fiat- Ter şunlardır: Karaman: Toptan 35 kuruş İken 33 kuruşa, perakende 40 kuruş iken 38 kuruşa, sığır: Toptan 27 kuruştan 25 ve perakende de 32 kuruştan 30 kuruşa indirilmiştir. Yeni fiatler ya- rından İtibaren tatbik edilecektir. Bir boşanma davası Davacı mahkemeden çıktık- tan sonra koridorda bayıldı Dün adliye koridorunda garib bir bâdise. olmuştur; Hayri adında bir adam bundan 12 sene evvel Hamide Adında bir kadınla evlenmiş ve dört çocuğu olmuştur. Aradan on fki sene geçtikten sonra Hamide asliye birin- ci ceza mahkemesine müracaatla ko- casınını başka bir kadınla metres ha- yatı geçirmekte olduğunu iddia ede- rek kocası aleyhine dâva açmıştır. Dün bu davaya bakılmış, Hayri mahkemede bundan bir müddet evvel Hamidenin İzmirdeki akrabaları ya- nma gezmeğe gilliği sırada orada bir erkekle münasebet peyda ettiği- ni haber aldığını ve Hamide İzmir- den geldikten sonra da kendisi eve gitmeyip Maşuka adında bir kadınla beraber yaşamağa başladığını, esa- sen Hamidenin de resmi nikâhlı ka- rısı olmadığını söylemiştir , Bunlar mahkemeden çıktıktan son- ra Hamide, kocasının mahkemedeki sözlerinden müteessir olarak kori- dorda düşüp bayılmıştır. Koridorda- ki halk biribirine girmiş, herkes ba- yılan kadının etrafına toplanmıştır. Adliye doktorunun yardımile Ha- mide ayıltılarak tedavisi yapılıp evi- ne gönderilmiştir. Otobüs münakaşası davasi Birinci ceza mahkemesinde yapılan muhakeme neticesinde mahkemenin, B. Recai Nüzhet Babanla B. Avni Bayer haklarında verdiği mahkümi- yet kararının temyiz mahkemesi ta» rafından tasdik edildiğini ve B, Ah- med Emin Yalmanla, B. Sabri Salim haklarındaki kararın da lehlerine olarak bozulduğunu yazmıştık. Bugün birinci ceza mahkemesinde bu davânın nakzen rüyetine başla. nacaklır, Ancak bunlardan B. Recai Nüzhet Baban, temyizin tasdik ka rarına karşı tashihi karar talebinde bulunarak temyiz mahkemesine mü- racaat etmiştir. Bu yüzden evrakın tekrar temyiz mahkemesine gönde, rilmesi icab etmektedir. İSTANBUL HAYATI Çardaklı bahçe granit duvarm köşesine saklanmış minimini bir bahçecik. Tepeye, asma dallarından bir tavan çatılmış. Yarısı sararmış yaprak kümelerinin araların» dan taneleri buruşuk, hasta salkımlar sarkıyor. Öteye beriye rasgele yerleş- tirilmiş masalarda nargile tokurdatan. lar, kahve, çay içenler, kâğıd, tavla oynıyanlar hep oranın daimi müdavim. leri, Akşama kadar şakalaşarak, gülüşe- rek neşe içinde vakit geçiriyorlar. Son- bahar akşamının ürpertici meltemi gurubun kızıl alevlerini üflerken çar- daklı bahçede yeni bir fauliyet başlı. yor. Tavla, kâğıd oyunları bırakılıyor. Nargilelerin marpuçları şişenin boy- nuna dolanıp masalardan indiriliyor. Sağdan soldan kahveciye sesleniyor- lar: — Zenop, oğlum. Ben üşümeye baş- ladım. — Ben de öyleyim. Tüylerim diken- leniyor. Vakti kerahet geldi. Zenop, sıfır makine ile traş edilmiş kafasını kaşıyarak, göbeğini hoplata hoplata kahkahalar atarak masalarda» ki çay, kahve takımlarını, oyun âletle- rini topluyor. Şeytan bakışlı küçük garson karşı kulübeden taşıdığı rakı şişelerini, su bardaklarını masalara di. ziyor, Her masadan bir ses yükseliyor: — Zenop, oğlum. Şu kaynananın yaptığı dolmalardan getir bakalım. — Ulan; garsonun da daha bu yaşta senin gibi yetişmiş. Rakıları getiriyor amma, mezeye aldırış etmiyor. Meze gelinceye kadar sabredemiye- rek kadehi yuvarlayıp yn du. — Zenop « misin, ne Allahın belâsı- sın? Çabuk olsan a. Ağzım haşlandı. Kulübenin içinden Zenobun gür sesi çınlıyor: — O kıdar acele etmesen e. Geloo- rum dedi isem iki takika sabır ede- kadar birincisi tertemiz oluyor. Zenopla cin gözlü çömezi, kulübe ile masalar arasında mekik dokurken yan gözle bizi süzüyorlardı. Dikkat ettim. Şişe, kadeh dolu masaların arasında bizim masadaki kahve fincanları, çay bardakları hakikaten pek acaip duru- yordu. Tiryakiler: — Oh, kafam yerine geldi. Vücudüm de ısınmaya başladı. Diye gittikçe artan neşe ile bağırışır. ken rüzgâr da bizi adam akıllı çimdik» lemeye başlamıştı, Titreşerek kalktık. Sonbahar gurubunun kasvetini eşiğin- den içeriye sokmıyan çardaklı bahçe. nin neşeli müşterilerinden ayrıldık. Cemal Refik İstanbul İn sma ği mezuniyetini bitirere! işe basladı Bir buçuk aydanbveri mezun bülu- han İstanbul müddelumumisi B, Hikmet Onat mezuniyetini bitirmiş, dünden İtibaren vazifesine başlamış- tır. Bayan AFİFE Avrupadan yeni şapka modelleri- le avdet etmiştir. Koleksiyonunu Ankaradaki müessesesinde 15 B. teş- rinden itibaren sayın müşterilerine gösterecektir. - «Acaba, dedim, dillilerin maçı ma | ». Yoksa dilsizlerin mai ?es.n

Bu sayıdan diğer sayfalar: