24 Ekim 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

24 Ekim 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ingiltere devletinin mühürü İngilterede devletin büyük mührü fevkalâde ehemmiyeti haizdir, Bunu Muhafaza eden lord, nasir ünvan ve | salâhiyetini haizdir. Fakat büyük mühür İngiltere devleti kurulduğun- danberi bir çok defe değişmiştir. Her yeni kral tahta oturduktan sonra ya selefinin mührü yerine baş- ka bir mühür yaptırır, yahut eski mührü “değiştirir.. Bu mühürlerin mevcudiyeti mühim vesikalar üzerin- deki. baskılardan anlaşılmaktadır. Ahiren Vinçester kolleji vesaik bazinesi içinde bulunan bir vesikada ingiltere kralı beşinci Hanriye aid bir mühür baskısı keşfedilmiştir. 1420 senesinde Troyes'te İngiliz ve Fransız büyük orduları arasında Yukubulan büyük muharebenin ne- #icssi olarak akdolunan sulhün ica- b: olarak bu mühür hakkedilmiştir. Çünkü 6 tarihe kadar büyük mü- hürlerde İngiltere kralı ayni zaman- da Fransanın da Kralı olduğu kay- dedilmekte idi. Yeni mühürde ise İngiltere kra- iin ayni zamanda «Fransa krallı- ğının varisi olduğu: o kaydedilmekle iktifa edilmiştir. Bu suretle Fransa ilk defa İn- gilterenin hâkimiyetinden bir dere- ce kurtulmuştur. Mührü ihtiva eden vesika Vinçes- ter kolleji muallim ve hâdimlerinin bazı tekâliften muafiyetlcrine dair. dir, Hâk sanatının bir şaheseri olan bu mühürde kral ata binmiş bir şö- valye kıyafetinde tasvir edilmiştir. Sol. elinde kalkan ve sağ elinde kılıç vardır. Bu mührün som altından olduğu istidlâl edilmektedir. Mübrün aslı ya kaybolmuş, yahut sülnerek üze- rine başka yazılar yazılarak yeni bir mühür haline konulmuştur. Her hal- de böyle bir mübrün keşfi tarihi hayli aydınlatmıştır. İngilterede muallimler sinema mütehassısı olacakiar İngüterede müailimler için ga rib bir mecburi kurs tesis edilmiştir. Londra belediyesi kendisine tabi umum İk mekteblerde talebeye si- nema vasıtasile bazı tedrisat yapıl- masını ve bahusus tatbikatı göste- rilmesini kararlaştırmıştar. Bu karara binane bütün muallim- lerin filim gösterecek bir vaziyete getirilmesi mecburi tutulmuştur: İlk kafile olarak iki yüze yakın muallim kursa sevk edilmiştir. Kurs bütün kış devam edecek ve her kur- su bitiren kafilenin yerine ikinei-bir zümre sevk edilecektir. Kurslar on ikişer haftalıktır. Her ders 'iki saat sürmektedir. -Bu ders- lerde: sienma tekniğinin bütün esas ve” teferrüati muallimlere hem-na- zari, hemde nmeli olarak gösterile- cektir. Hatlâ sesli filimlerin nasıl alındığı da bütün teferrüatı ile an- latılacaktır. Her on iki hafta sonunda yapıla- cak imtihanda muvaffak olanlara Londrâdaki filim cemiyetinin ihti- sas mektebi namına birer ehliyetna- me verilecektir. İki yüz muallim için Londranın beş muhtelif merkezinde kurslar açılmıştır. Kurslar Londranın başlı- ca politeknik mekteb, ve teknik ens- titülerinde açılmış olduğundan mu- alimlere her türlü modem filim sa- nayi levazımı temin edilmiştir. Pro- fesörleri *de- politeknik mekbetleri ve teknik: enstitüleri erkânı MERDİN seçilmiştir. İngilterede her ilk mekteb ağar limisayni zamanda tecrübeli bir si- nema mütehassısı olacak: demektir. Beynelmilel otelciler kongresi Beynelmilel otelciler ittifakı bu sö neki kongresini İngilterenin şimâ- Vinde, turizm noktasından dünyânın çok cazib bir kıtası bulunan İskoç- yada Edinburg şehrinde akdetmek- tedir, Kongreye Avrupanın on dört mem- leketinin meşhur. otel sahibleri İle Amerika ve Asya memleketleri işti. rak etmiştir. Asyadan Japonya otelcilerden müteşekkil mahsus bir heyeti mu- râhhasa, göndermiştir. Kanada ve Şi- mali Amerika müttebid hükümetle- Ti de kalabalık heyetler göndermiş- lerdir. Bütün dünyanın en mâruf otelcilerinden 120 kişi ilk defa İsköç- yada toplanmıştır. Avrupanın otelciliği mşehur mem- Ieketlerinden “yalnız “Çekoslovakya Mülkiye müfettişlerinin teftişleri © Geyve (Akşam) — Geyvede be- Yayi teftiş bulunan mülkiye inüfet- tişlerinden bay Âdil ve Şükrü, bele- diye ve muhasebei hususiyeyi teftiş €tmişlerdir. Şimdi nüfus idaresini töftişie “meşgüldürler: “Ayrıca “ tapu “öiresile “inhisarlarda da” tahkikat Yapmaktadırlar. Müfettişlerin müa- melâti muntazam buldukları avla- traş: ş “leri iki par- X adr. Bunlar irleşmeyince ülkemin * saalâim ahval 'dolâyısile heyetini gön- derememiştir. İsviçre evvelki kongrelere nazaran Edinburg kongresine daha kalabalık bir heyet ile iştirak etmiştir. Kongrede otelçilik ve lokantacılık- la alâkadar bütün meseleler ve ba- husus beynelmilel seyyah celbi işi ile meşgul olacaktır. Müzakere edilecek meseleler arasında otel fiatleri; kam- biyo işleri, müstahdeminin ücretleri ve tatil zamanları ve-Çin İle Peru'- da otelcilerin maruz bulunduğu müş- külât vardır. Bu defaki kongreye Almanyanın mili otelciler cemiyeti reisi Gobler riyaset edecektir. Beynlemilel “otel- ciler ittifakı teşkilâtı 1921 senesinde Monakoda tesis edilmişti. Bu teşki- lâta 25 memleket dahildir. Yugoslav valide kraliçesi rahatsiz Belgrad 23. (A.A.) — Bir karaciğer buhranından muztarip olan valide kraliçe Mari'ye birkaç gün tam bir is- tirahat tavsiye edilmiştir. aaa ar a an BİR SAATİN DOĞRULUĞU İÇİNDEKİ 175 “PARÇA ÂLETİN UMUMİYETLE MÜKEMMELEN HAREKETİNE TÂBİDİR. v REVUE SAATİNİN bülün yedek aksamı bulunduğu için tamirinin kolay olması bütün saatçilerce malmdur, Fabrika, kendi icadı olan bir makine We ihtira: olan saatlerin bir saniyenin yüz» ölçebilir. ,de, binde birine kadar ayarını İşte böyle fenni aâlif ve mükemmel bir kontrol sayesinde, presizyon deröcesin- de nadir geçilmiş, REVUE SAATLERİNİ vücude getirmiştir. Bir REVUE SAATİ alan herkes, çidden #ikiymet bir eşya sahibi olur, ? Örümceğin kendine mahsus şayanı hayret hayatı, zehiri ipeği ve aşkına dair Örümcekler bugünlerde ken- dilerinden “çok bâhsettiriyorlar. Onlardan ilham mari» isimli hay- di uzun ve acıklı bir roman yazdı- Eı gibi bir tabii- yat âlimi de geçen ây örümceklerin ha- yatına dair ve içinde bu garip mah- lükun yaşayışı hâkkında çok şayanı dikkat malümat bulunan Iki yüz sahi- felik bir eser neşretti, Luclen Berland'a ail olan bü son kitab hiç şüphesiz hayvanların hayatlarına dair yazılmış kitapların en tatlılarından biridir. Bü- tün kitap örümceklerin gizli hayatını etmek için “flmi bir surette, fakat sıkmadan izah etmektedir. Muhartir örümcekleri üç cepheden, ifraz ettikleri zehir, yaptıkları ipek ve nesillerini idame için takip ettikleri usul bakımından inceliyor. Zehir Örümceklerin başlarının ön tarafın- da, uçları sivri birer çengelle nihayet- lenen iki yumuşak boynuz vardır. Boy» nuzlardan her biri dahili bir kanalla örümceğin zehirini imal eden bir güd- deye merbutturlar. Örümcek şikârına saldıracağı yahud kendisine musallât olan bir mahlüka karşı müdafaada bu« İunacağı zaman çengellerini uzatarak düşmanının üzerine zehirli ifrazatın- dan bir damla bırakıverir. Evlerde ras- ladığımız örümceklerin ekserisinde bu zehir küçük böcekleri felce uğratacak kadar kuvvetlidir. Örümcek ısırması insanlarda ancak arı sokması gibi hafif bir yanma tevlid eder. Yalniz örümceklerin «Taş örüm- ceği» denilen cinsi tehlikelidir. Zehiri daha kuvvetli olduğundan şiddetli ağ- nlar husule getirdiği gibi korkulu bir zehirlenme hâdisesi de tevlid edebilir. Cenubi Amerikada ve bilhassa Bre- şzilyada çok korkunç örümcekler yaşa- maâktadırlar. Bunlar arasında yer örümceklerinin zehir döken çengelleri olduğu gibi süründüğü yeri şişiren kıl. ları vardır. Zehiri o kadar kuvvetlidir ki, iri bir fareyi kısa bir zamanda öl- dürebilir. Maamâfih bugün tebabette örümeöklerin Lanınmış nevilerinin 2€- hirlerine karşı tedavi çareleri bulun- Örümcek dişisine İpek Böcekler umumiyetle zehirlerini ka- rınlarından gelen bir kanalla ifraz et- tikleri halde örümcekler başlarındaki çengellerden salıyerirler. Buna muka» bil ipek böceği gibi ipek ifraz eden hay» vanların aksine olarak örümcek ipeği» ni vücudünün gerisinden harice dök- mektedir. Örümceğin ipek istihsal eden güdüeleri karnindadır ve adedce pek çoktur. Çıktığı esnada lüzuci bir ma- yi olduğu hâlde hava ile temas eder etmez derhal sertleşir. Örümcek ipeği hayvanın karnından müteaddid ka nallarla gelir ve çıkacağı sırada örüm» ceğin mesâmelerinden süzülür. Bir ne- vi züzgeç olan bu mesameler umu- miyetle altı tanedir. Bunlar bir taraf- . tarı kanalları açıp kapamak suretile ifrazatı kontrol ederken diğer taraftan bir dokuma âletinin parçaları gibi mü. temadiyen yerlerini değiştirerek örüm- ceğin yürüyüşüne muvafık bir ağ öre- bilecek şekilde hareket ederler. Örümcekler ipeklerini, şayanı hay- ret derecede ustalıklı ve güzel hendesi ağlarını kurmağa, bunun üzerinde olü- racağı yeri örmeğe, İçinde yumurtala- rını muhafaza edeceği kozasını imal etmeğe tahsis ederler, Örümceğin ipeği son derece incedir, « 18'inci asırda Renumüur ipek böceğin- den olduğu gibi örümcek ipeğinden de kumaş imal edilebileceğini isbat etmiş, hattâ Madagaskarda yetişen bir cins örümceğin mahsulünden güzel bir ku- maş vücude getirmişti. Fakat örümcek. leri yetiştirip üretmek güç olduğu için tuttuğu işte devam edememiş ve ese- rini kimse takip etmemiştir. Çünkü örümcekleri beslemek çok zor olduğu gibi ipeklerini sanayide kullarılabi- lecek bir hale getirmek de hayli mas- raflı bir iştir, Aşk Örümceklerin-en- şayanı dikkat ta- rafları aşklarıdır. Örümcekler hay- Bir tabiiyat âliminin örümcekler hakkında neşrettiği iki yüz sahifelik kitap. Örümcekler düşmanlarile nasıl müca- dele ederler? 18 inci asırda bir adam örümceğin ipeğinden kumaş yapılabileceğini isbat etmiş, fakat örümcekleri yetiş- trip üretmek zor olduğu için kendisini takip eden olmamış- tar, Bu hayvanların en şayanı dikkat tarafları aşklarıdır. korka korka yaklaşır, onun gönlünü elde karşısında şaklabanlık yapar, danseder. Aksi takdirde dişi, erkek örümceği derhal tepeler. kilde çif! tleşmez- iki arka ayağını bu damlanın içi- ne sokarak bir pormba gibi, daha doğ- rusu stiloya mürekkep doldurur şekil- de damlayı ayaklarındaki boşluğa çe- ker. Bu işi bitirince dişisini aramıya çi- kar. Dişi örümcek umumiyetle erkek- ten daha büyüktür. Dişisini karşıdan tanıyan erkek örümcek çekine çekine ve bin bir ihtimamla yanına yaklaşmı- ya başlar. Âşığın dişi örümcek karşı- sında böyle ihtiyatlı hareket etmesi Za“ ruridir. Çünkü dişi kendisinden daha iri ve kuvvetli olduğu için onu âni bir surette yakalıyamaz ve acemilik gös- ferirse dişi örümcek sıkışmış âşığı ko- iaylıkla tepeleyip yutabilir. Onun için bu esnada erkek maruz bulunduğu tehlikeyi biliyormuş gibi hareket eder. Onu kandırmak ve niye- tini farkettirmemek için bin bir hileye müracaat eder. Dysdere denen örüm- ceklerin erkekleri bu devrede dişinin gözüne höş görünmek için karşısına geçip acaib hareketlerle, tüylü sırtını gösterir, daha doğrüsu şaklabanlık ya- paralar, «Sıçrar örümdek» dediğimiz cinsler dişinin önünde siyah tüylerle saçaklanmış ayaklarım oynatarak dansederler. Bunlara sıçrar örümcek denmesinin sebebi de budur. Bahçe örümcekleri eşi ile karşılaşın- ca ilerlemeğe cesaret edemeksizin bir müddet ağın kenarında durur ve sân- ki ona yaklaşmak için cesaretini arttı- vacak bir işarete muntazır olduğunu hissettirmek ister. Biraz sonra üze“ rinde bulundukları ağın iplerini kar- şılıklı çekiştirmek suretile uzaktan ara- larında gizli bir mükâleme cereyan et- tiği hissedilir. Fakat bütün bu erkek örümceklerde başlangıç ne şekilde olursa olsun neti- ce erkeğin mukadder rolünü ifa etme- si suretinde tezahür eder. Ve erkek örümceğin ayaklarındaki tohum dişi- nin ayaklarındaki boşluğa devredilmiş vlür, Ondan sonra erkek örümcek dişinin bulunduğu ağı bırakarak eski musti e vanlarda umumiyetle gö rdüğ ümüz ş8- o hayatına avdet eder. LR. Mardinde trahom mücadelesi Mücadeleden sonra hastalık vakaları yarıdan aşağıya düştü .Su baskınına karşı Trakyada yeni bir sed yapıldı .Edirne (Hususi) — Nafia Vekâleti tarafından . Bosna köyünde . yapıl- Jemekteğir. Bosna köyünü Su bas» lemektedir. Bu sene köyünü su bas- kınından kurtarmak için (50,000)) ,Jiraya inşa edilen ve ilk kazması ge- neral Kâzım. Dirik tarafından vuru- lan bu set, Meriç sahili, boyunca (1700) metre uzunluğunda. köyü kuşatmaktadır. Dört, beş senedenberi Meriç nehri- nin sık.sık su. baskınına uğriyarak büyük zararlar .gören bu köy geçen #eneki su baskınında haftalarca su- altında kalmış ve hallâ bir aralık köyün Mericin karşı sahiline beş ki- lometre yakinindeki bir çifliğe nakli düşünülmüştü. Bu, köyün bir setle kurtarılması mümkün olduğu anlaşıldığından Ve- kâlet. büyük para yardımlarını .esir- gemiyerek setin inşasını kararlaşlır- mışta, Mevsimin en müsald zamnında hem köylerin Su baskınından kurla» rılmasını, hem de 300 kadar köylü Iş- çinin çalıştırılmasını temin etmiş olü- yor. Köylüler, hükümetimizin bu ya- kın alâka ve. icraatından minnetle behsetmektedirler, İnşaat iki hafta va kadar bitecek ve sedin açılma töre- | ! Mardin (Akşam) Gariantöb trahom mücadele merkezi Mardini de trahom mıntakasına dahil etmiş- tir. Filhakika burada Kilis, Seyhan ve Siird mıntakasında tesadüf edil diğl nisbetle. fazla trahomlu yoksa da teşkilâta dahil edilmiyecek dere- cede az da değildir. Görülen lüzum üzerine buradada ir hastane ve dispanserin açılması- ni müteakib hastalık nisbeti yarıdan aşağıya düşmüştür. Kıymetli genç | doktorlarımızdan bay Azizin gayre- tile noksanlarından bir çoğu da ta- malanan ve yokluğu hissedilen bü- yük bir ihtiyaca cevab veren hasta. ne ve dispanserde 937 de; 2352 va- tandaş muayene edilerek 1904 ünün trahomlu olduğu tesbit edilmiş ve 1654 ü tedavi görmüştür. Ayni yıl zarfında (102) hasta yurda yatın. inenaiz. Dnştar, Sü | miş, yatarak ve ayakta ameliyat gö- renler elliyi bulmuştur. Bu sene içinde dispanser ve hariç- te 8051 hasta ilâçlanmak üzere gel- miş ve 66854 ilâçlama yapılmıştır. Gene 937 yılı zarfında 2039 mektebli ilâçlanmak üzere gelmiş, 25367 ilâç- lama ve 185 ameliyat yapılmıstır. homlu olduğu tesbit ve 1732 si tedavi olunmuştur. Yüz yedi hasta yatırı mış, yalımlarak ve ayakla yapılan ameliyat sayısı 186 yı bulmuştur. . ene bu müddet içinde 5550 hasta ilâçlanmak üzere gelmiş ve (32220) ilâçlama (yapılmıştır. e Mekteblerde 1394 hasta ilâçlanmış, ilâçlama sâ- yısı on sekiz bine yaklaşmıştır. Yedi ay zarfında İlk ve orta okullarda on sekiz ameliyat yapılmıştır. Mevcud bina haslane ve dispanser Ilihazına müsaid değildir. On yatağı da iİstiab edemiyon. Gene binanın müsaid oolmayışından dispanserin önü gündüzleri pek kalabalık ve âde- ta mahşeri bir manzara arzediyor. Mardin trahom hastane ve dispan- seri için müsaid bir binaya şiddetle, köerum Ye ialiyag yandi Bir sarhoş yüksekten düştü, ağır yaralandı Mahmud isminde bir adam evvelki gece rakıyı biraz fazlaca kaçırmış va Yedikuledeki evine gitmek üzere Ahırkapı şimendifer köprüsünde tren beklerken müvazenesini kaybederek üç metre irtifadaki köprüden düşmüş, muhtelif yerlerinden ağır surette yâ- Ya

Bu sayıdan diğer sayfalar: