4 Kasım 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

4 Kasım 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 ESKİ ZAMANLAR: Ahmed paşa (Bonval ) > g Bu Ahmed paşa Bin Fransa asil- zadelerinin (oObüyüklerinden (Kont Aleksandr Klod dö Bönval'dır. Şecaat ve besaleti, fetanet ve ateşin zekâveti, fünunu askeriyeye ve müte- nevvi ulüme vukufu ile temayüz etmiş maruf bir şahsiyetti. On dördüncü Lut devrinde Fransa ordusunda hizme etmekte iken Harbiye Nazırı ile mü- nazaa odip mafevklerini ve kralı gü- cendirdiğinden memleketini terkede- Tek Nemse imparatorunun hizmetine girmişti. Orada da serdar makamın- da bulunün prens Öjen dö Sauva'nın erkânı harbiyesinde birçok muhare- belere iştirak ederek yararlık göster- mişti. Ve az zamanda prens Öjen ile de bozuşup düello etmek istemişti. Bu sebeple bir sene hapse mahküm olmuş İken firarın yolunu bularak Bosnada "Türkiyeye iltica ile ihtida etmiş ve Ahmed namını takınmıştı, Ahmed paşa hilkalı iktizasınca boş durmağı sevmez, çalışkan ve faal idi. Bosnayı pek beğlendi. Ziraatın ıslahile memleketin tabii servetinden hakkile istifade etmek yollarına, asarını gör- düğü zengin madenlerin fen dairesin- de işletilmesinin faidesine, iyi halde bulmadığı Kalelerin tamiri ve Nemse hududunun tahkimi lüzumundan ve yolların tâmirine ve daha ssir ıslahata dair raporlar yapıyordu. O vakit vali olan Hekimoğlu Ali paşa ıslahat he. veslisi dirayetli, insan kadri bilir, gü- zide vezirlerimizden idi. Ahmed paşa- rın. verdiği raporları beğendi, bu Ta“ porlarla Ahmed paşayı mültezimane tavsiyenameler ile İstanbula yolladı. Az zaman içinde Ahmed paşa neciba- ne hal ve tavrı ve zerafeti, rindane meşrebi ve hoş sohbeti, irfanı, malü- malı, ahvali âleme ve Avrupa siyase- tine vukufu sayesinde, kadır şinas devr. let ricalinin mergub'u oldu, teveccüh» lerini kazandı. Ve beylerbeyi payesi ile paşalık ünvanı verilip Humbaracıbaşlı. Fa (yani Tophane müşürlüğüne) tayin olundu. Tophanenin ıslahına ve top- çuların Avrupa usulile talim ve terbi- yesine memur edildi. Ahmed paşa az vakitte mahir topçu efradı ve zabitle- ri yetiştirdi. Bunlara o devirde Fransa ve Prusyanın en güzide askerinin yap- tıkları talimleri ve manevraları ku. sursuz icra ettirip ecnebi elçilerini ve yerli askeri ümerasını hayrette bırak- tı, Fakat asıl memuriyeti olan topha- De işlerinden başka devlet erkânma siyasi müşavirlik dahi ediyordu. Ba- bâliyi Avrupa politikasının iç yüzüne agâh etmek suretile de Türkiyenin hayır ve selâmetine hizmet eyliyordu. Ahmed paşanın devletimiz için mü. nasip addettiği hariciye siyasetinin esası Türkiyenin Fransa ile beraber İspanya, İsveç, Lehistan ve Macaris. tan ve Bohemya ile anlaşarak Rusya ve -Avusturyaya karşı itilâf ve ittifak akdetmesiydi. Fakat müttefiklerin &v- MEŞ'UM Nakleden: (Vâ - Günler geçiyordu. Şermin ona uzun, acıklı bir mektup yollamıştı. Okurken Adnanın gözleri yaşardı, amma cevap | veremedi, Kızı teselli edecek söz bula- miyordu ki! Bir akşam annesi ona uzun zarif bir zarf uzattı. Tanımadığı bir kadın yazısı! Kalbi hopladı. Bu kimden olâ- bilirdi? Telâşla yırttı, imzaya baklı «Didar Hoşses», Kâğıdı tutan elleri titriyordu. ta- tırları okudu: Mektubu alır almaz akşam üstü evi» me gelirseniz pek memnun kalırım. Birşey hakkında sizinle görüşmek is- tiyorum. Acaba Didar onu niçin çağırıyor. du? Delikanlı helecanla acele acele süslenmeğe başladı. İtina ile traş ol- du. En iyi elbisesini giydi. Çocukça bir ümid, bir sevinçle artistin evine koştu. Hizmetçi kız Adnanın geldiğini ha- © onimına haber verdiği zaman - Didar Aşk ve macera romanı Nü) (1731 — 1144) velemirde mütekabil taahhüdlerini usulü üzere kati bir muahede ile tes- bit etmelerini şart ittihaz ediyordu. Böyle bir ittifakın faldesine dair Ah- med paşanın yaptığı lâyihaler pek mükemmel ve pek musiptir. Bu ittifak keyfiyetinden başka Ah- med paşa gerek padişaha ve gerek devlet ricaline hariciye meselelerine dair gayet vakıfane birçok raporlar vermiştir. Bunlar arasında «Türkiye- nin mevki ve vaziyeti iktizasınca tav. siye eltiği devletlerle hoş geçinmesin- den polilikaca ne türlü faideler görü- leceğine dair» olan mufassal rapor cidden mütalâa ve tetebbüe şayandır, Ahmed paşa Papa devleti ile Alman- ya ve Nemsenin ve Bohemyanın, Ma- caristanın, Felemengin. İtalyanın, İs- panyanın da) yaline ve askeri ve iktisadi isti arma ve hariciye si- yasetlerine müteallik verdiği raporlar- da kıymettar vesikalardır. Ahmed pa- şa bu raporlarında Nemseden ihtirazi ve Macarlar ile Avusturya arasındaki husumetten istifade olunmasını tav. siye ediyordu. Nemselilerin İtalyada payıdar olup İtalyadaki küçük bükü- metlerin birleşerek yekpare bir devlet teşkil eylemelerine mâni olmağa çalış- mak Türkiyenin menafii icabından ol- duğunu ihtar eylerdi. Ahmed paşa raporlarında Hindis- tanla ticari münasebat tesisi hayırlı olacağından da bahsederek «Devleti. mizin elinde bulunan Bahriahmer ve Süveyş yolunun kısalığından buşka Hindistan ve Asya müslümanları kâ- firler ile alışveriş etmekten ise bizim- le ticari münasebatta bulunmağı ter- cih edecekleri derkârdır. Bahriahmer- de bir hayli Jimanlarımız vardır, gemi yapmak için kereste ve levazimat da çoktur. İstediğimiz kadar tüccar ge- misi yapmak ve Firavunların zama. nmda olduğu gibi Bahriahmerden Mi. sıra kadar Nil nebrinden istifade İle bir kanal açmak ve tüccar eşyasını ehven suretle az Zamanda Akdenize taşımak ve Hindistan ticaretini ele ge- çirmek mümkündür. Basra tarafları. mın iktisadi inkişafalınıda istikmal ederiz. Fırat nehrini ıslah ile nakliyata elverişli bir hale koymak, Asi nehrini de ıslah ile Halep cihetinin ticaretini arttırmak mümkündür.. Ahmed paşa dostları vasıtasile de kral on beşinci Luiye «Rusyanın kudret ve kuvvetini arttırıp Nemse ile komşularına ve Fransaya zararı dokunacağını ve onun için Fransanın Türkiye ile İngiltereyi ve Felemengi ele alarak Rusya aleyhi- ne yürümesi lâzım olduğüna dair de raporlar göndermiştir. Ahmed paşayı akrabası ve dostları ve Fransa vükelâsı ve Papa eski vata- ise de muvaffak olamadılar, paşa «Ben burada alaturka ve müslü. KADIN 'Tefrika No.56 | Raufla karşılıklı oturmuş konuşuyor» İ lardı. İkisi de müteheyyiçti. Yanla- rında açılmış bir mektup duruyordu. Genç kız: — Peki. - dedi. - Şimdi geliyorum, sen o beyi salona aldın mı? — Evet efendim. — Haydi git kahve pişir, Sonra nişanlısına dönerek: — Bu delikanlıyı kabul etmeme mü. saade ettiğin için sana çok teşekkür ederim, Rauf! Fakat içinde en ufak bir Şüphe kalmaması için kapının perdesi Arkasından bizi dinlemeni bilhassa 19. tiyorum. — Sana eminim, güzelim! Fakat bu delikanlı, kendisine söyliyeceğin söz- leri nasıl kabul edecek diye merakta- yım. Sevimli bir çocuğa benzer... İn- şallah aklı başına gelir! Fakat ben ora- da durursam farketmez mi? — Bayır, ben obür kapıdan girerim, Dudaklarında samimi bir tebessüm," elinde bir mektup, delikanlırın yanma geldi: — Buyrun efendim, şöyle oturun. nına celbetmek için pek çok uğraştılar | med paşa olmuştu. Ahmed AKŞAM Define arıyanlar İzmirde 11 köylü jandarma- lar tarafından yakalandı İzmir 1 (Akşam) — İzmire bağlı Narlıdere köyü civarında Çatalkaya mevklinde define arıyan, hükümet- ten habersiz ve müsaadesiz hareket eden 11 köylü, jandarmalar tarafın- dan yakalanmış, adliyeye verilmiş- tir. Yapılan tahkikatta bunların iki aydanberi kazma ve küreklerle defi- ne araştırdıkları anlaşılmıştır. Söylediklerine göre çok seneler ev- vel saltanat idaresi zamanında Ça- talkaya dağında eşkıyalık yapan ka- tırcı Yani adında bir şaki varmış, bu Şaki, pek çok altın ve mücevherstı, bir yere gömmüş imiş. Köylüler, bu defineyi arıyorlarmış. Son defa kaz- dıkları toprakta bir beton tabakası- na tesadüf etmislerdir, Şimdi hükü- met memurlarından mürekkeb bir heyet, bu yerde araştırma yapacak- tar. Manisa çocuk doğumevi Manisa 1 (Hususi muhabirimiz. den)- — Manisada 40,000 liraya bir Doğumevi Inşa ettirilecektir. Doğum- evinin temeli, vali Dr, B. Lütfi Kır- dar ile daire müdürlerinin önünde törenle atılmıştır. Bu münasebetle vali bir nutuk söyliyerek Doğumevi ile memleketin mühim bir ihtiyacı- na cevab verileceğini söylemiş, ilk harcı temele atmıştır. Törende bulu- nan zevat, bir kâğıdı imzalamışlar ve bunu temele koymuşlardır. Yuka» ndaki resim hatıra olarak temele konulacak kâğıd imzalanırken görü- pek memnun ve höşnudüm. Herkesten hürmet ve riayet ve dostluk görüyo- rum. Yeni vatanımın her halini ve âdetlerini beğeniyorum. Müslümanlı. dım pek samimidir.» diyerek kendisi- ne edilen musırrane dâvetleri reddey- Miyordu. Sadrazamlardan Topal Osman paşa ile Hekimoğlu Ali paşayı'irşad ile Fran- sahın İstediği gibi kati ve sağlam bir muahede yapmaksızın Lehistan me- selesine müdahale ettirmiyen de Ah- Salih Münir Çorlu Mütekatd büyük elçi Sizinle bir mesele hakkında görüşmek istiyorum. Mühim gibi görünmesine rağmen esasen ehemmiyetsiz olduğu» na kanlim! Bu mukaddemenin karşısında Ad- nan hafifçe şaşırarak bir koltuğa otur- du. Biran süküt ettiler. Didar, zibnin- de kelimeler araştırıyor ve sıkıyordu. Sonra birdenbire kararını vererek: — Açıkça konuşmak en doğrusu de» gil mi efendim? Delikanlı cevap vermeyince devam. etti: 3 — Ben doğruyu seven bir insanım, zannedersem $iz de öylesiniz... Bana çekinmeden cevap veriniz. Artistlik hayatımda pek çok aşk mektupları al- dığım için böyle şeylerin lâalettayin bir genç kıza yaptığı tesiri bana yapmaz... Şimdi haber aldığıma göre güya siz de beni seviyormuşsunuz, öyle mi? Adnan kulaklarına kadar kızardı. Sonra sapsarı oldu. Bu hal en küvvet- li bir itiraftı, Didar anladı: — Demek doğru? Delikanlı başını önüne eğerek boğuk bir sesle: — Evet... Doğru... Sizi çıldırasıya se- viyarum! Bedbaht, nevmid bir aşkla seviyorum. — Bu sözleri bir başkasının söyle- mesine âsla müsaade etmezdim Adnan bey... Lâkin sizi bu çocukça fikirlerden kurtarmak için yüzyüze syesrasaneml is tedim. Bu anda hislerinizin samimi 4 Teşrinisani 1938 IZMIR MEKTUPLARI Izmirde Kültür parkta Akuaryum yapılıyor Izmirin imar plânının esasları hazırlandı, 3 geniş bulvar Mika Paraşüt kulesinden Kültürparkta suni göle bir bakış İzmir (Akşam) — Denizbank ta- rafından Kültürparkta vücüde geti- rilecek akuaryüm için plânda yer ây- rilmiştir. Akuaryum, Kültürparkın şimal kısmında yapılacak, Türkiye deniz ve kara sularında yaşıyan her türlü hayvanlarla yetişen nebatları ihtiva, edecektir. Bu eser, geniş bir sahayı kaplıyacaktır. 938 Fuarında muhtelif müessesele- re paviyonlarında gösterdikleri mu- vaffakıyetlerden dolayı altın, gümüş ve bronz madalyalar verilmesine ka- rar verimlişti. Bu madalyalar, alâka- dar müesseselere gönderilmeğe baş- lanmıştır, Şehrin müstakbel imar plânının esasları tamamen (hazırlanmıştır. Nafla Vekâletince tasdik edilince plâ- nın derhal tanzimi için faaliyete ge- çilecektir. İzmirin yangın sahasının imar plânı vardır. Bütün şehrin müs- takbel plânı da hazırlandıktari sonra bu plânın kısa bir zamanda tahak- kuk ettirilmesi İçin faaliyete geçile- cektir, Hazırlanan esaslara göre Hi- lâl mevkiindeki demiryolu köprüsün- den Aziziye mahallesine kadar uzanan geniş saha (Spor sitesi) olacaktır. Belediyenin temizlik hanı, fidan- lığı, pazar yeri, hayvan pazarı ve es- xi mezarlıklar tamamen ortadan kal- dırddacak, bu geniş sahada muhtelif sporlara aid sahalar vücude getirile- cek, binalar inşa ettirilecektir. Azizi- ye mahallesinden Kadife kalesine ka- dar olan saha teşcir edilecek, Kadife kalesi, gazinoları, eğlence vasıtalari- le zengin bir gezinti, istirahat ve eğ- lence yeri halini alacaktır. Eştefpa- olduğundan şüphe etmiyorum; lâkin... — Sizi ne kadar seviyorum, ne de- rin bir hisle bağlıyım... Ah! Aşkın ne olduğunu bilseniz... — Bilmöz miyim hiç! Ben de birisini seviyorum; sevişiyoruz. Hattâ yukın- da evleneceğiz. Nişanlımın pek derin bir aşkla bana bağlı olduğuna emi nim... Görüyorsunuz ya, bu işleri bilen, anlıyan bir insanım... Zannettiğiniz gibi tecrübesiz değilim... İşte onun için size katiyetle söylüyorum ki siz bana karşı beslediğiniz hisle pek yanlış bir yola sapıyorsunuz... Beni zannettiği- niz gibi sevmiyorsunuz! — Ben?... Ben mi?... Ben ki hayatı- mı bile sizin için feda edebilirim!.. — Hayır, hayır... Bu, aşk değildir! Gençsiniz, tecrübesizsiniz. Birdenbire bilmediğiniz bir muhite atıldınız... Şa- şırdınız... Herkesin iltifat ettiği bir ar- tisti görünce, halkın alkışlarına kapıl- dınız. Ve geçici bir cöşkunluğun tesiri- le, beni sevdiğinizi sandınız. Halbuki | yavrucuğum, gayet samimi söylüyo- Tum: Bu, aşk değildir. Hakiki aşk ya- vaş yavaş büyür. Tatlı hatıralar, hat- tâ ufak tefek göz yaşlarile neşvünema bulur. Tıpkı nişanlınız Şermin hanı- ma karşı bugüne kadar kalbinizde ta- şıdığınız his gibi! — Şermin!... Onu da mı biliyorsu- nuz? — Evet, sizi ne kadar sevdiğini, si- nde öna ne derin bir muhabbetle | . | şada muhtelif parklar vücüde getiri- lecek, şehrin bu en mütekâsif kismın»- da birçok evler isilmiâk ettirilerek yıktırılacak, yerlerinde üç geniş bul- var açılacaktır. Sanayi ve ticaret siteleri de ayrılâ» caktır. Müstakbel liman, Halkapmar ve Şehidler semtinde kurulacağı için sanayi ve ticaret müesseseleri de bu mıntakaya nakledilecektir, Müstak- bel İzmirde, en dar sokak, altı buçuk metre genişliğinde olacaktır, Beledi- ye reisliğince hazırlanan beş yıllık plân tahakkuk ettirilecektir. İzmirde kaput bezi bollandı İzmir (Akşam) — İzmirde kaput bezi ihtiyacı fasla mikdarda hissedil- mekte idi. Kayseri bez fabrikası ta- rafından İzmir piyasasına mühim mikdarda kaput bezi gönderilmiş ve bunlar, devletçe tesbit edilen fabrika fatleri üzerinden salılmağa baş- lanmıştır. Fabrika, kaput bezi gön- dermekte devam edeceği için bundan sonra piyasada fazla ibtiyaç kalmı- yacağıstahmin ediliyor. İzmirde bir kamyon bir atlıya çarptı İzmir (Akşam) — Yusuf oğlu Adil idaresinde Çeşmeden İzmire gelmekte olün Çeşme - 20 sayılı kamyon, yolda Mehmed oğlu Hüseyin Doğanın bin- diği ata şiddetle çarpmış, köylü, atile birlikte yolun kenarındaki hendeğe yuvarlanmıştır. Hayvan telef olmuş, Hüseyin Doğan, başından ağır süret- te yaralanarak İzmir memleket hastar nesine getirilmiştir. bağlı olduğunuzu biliyorum. Ve emi- nim, bugünkü coşkunluğunuza rağınef ikinizin arasında mevcud bu bağlar asla çözülmiyecektir. — Hayır... Aldanıyorsunuz... Ben artık Şermini sevmiyorum! Kalbim sf zinle dolu: — Hissiyatınızın ancak zevahirile meşgulsunuz... Derinleri tahlil edemi- yorsunuz. Siz pekâlâ nişanlınızı sevis yorsunuz ve eminim ki Şermin hand da sevilmeğe lâyık, nanguslu, ciddi ve size hakikaten bağlı bir kızdır. — Evet, doğru... Beni sever... Hattâ izdivaç projeleri bile hazırlanmıştı. — Pekâlâ, hiç düşünmüyor musu* nuz ki, karınız olmağı kurmuş bir kığ, birdenbire ümidlerinin kırıldığını gö” rünce ne hale girer... Adnan: — Fakat... » diye kekeledi. Didar, delikanlının itirazım keserek devam etti: — Demin ölümden bahsediyordu” nuz... Sırf delice bir fikrin neticesi” Eminim ki bu muhavereden sonra V# his kalbinizden tamamile silinip gide” cektir... Fakat nişanlınız için öyle mi ya?... İnkisarının acısına dayanan” yıp da teselliyi intiharda ararsa?,. Genç adamın gözleri ya — Benim yüzümden ölürse, sansi” olarak söyliyeyim, ebedi eek A A r ödem e PİNİ AE |

Bu sayıdan diğer sayfalar: