7 Mart 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

7 Mart 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— POLİTİKA Romanya Hariciye Nazırının beyanatı Son günlerde siyasi cihetten en çok faaliyet gösteren devlet Polonya- dır. İtalya Hariciye Nazırı Kont Cianonun ziyaretini miiteakip Romanya Hariciye Nazırı E. Gafenco Varşovaya geldi. Şimdi burada mühim müza- kereler yapılıyor. Her şeyden evvel Polonya ile Romanya arasındaki askeri ittifak üze rinde görüşülmekledir. Bu ittifak 926 senesinde Karadenizden Baltık deni zine kadar Sovyetlere karşı bir sed teşkili için akdedilmişti. Zaman geçtik. çe iki tarafın umumi erkânıharbiyeleri bu ittifakın tatbikat sahası tes. bit etmişlerdi, Hatta iki tarafın kuvvetlerini bir elden idare için hangi ta- rafa haşkumandanlık vazifesi ait olacağı son zamanlarda tayin edilmişti. Romanya Küçük itilâf ve Balkan paktı ile başka müttefikler temin emiş olduğundan Polonya ile ittifakı münhasıran Sovyetlere karşı olup diğer komşu devletlere karşı Romanyaya yardım etmeği Polonya tanhhilt, etmemiştir. Yeni beynelmilel vaziyet karşısında Polonya -Rumen askeri ittifakı. nın eski mahiyetini muhafaza edip etmiyeceği hakkında Varşovada bir karar verilecektir. Avusturya ile Südet havalisini alan Almanya Orta Av- rupanın göbeğine inerek Miucaristan ve Yuçuslavya ile doğrudan doğruya hemhudud olmuştur. Alraaıya Romanya ile henüz hemhudud bulunmu- yor. Maahaza Almanyanın zoru üzerine Rüyük Ukraynaya bir femel ok mak üzere Karpat Ukraynasının tesis edilmesi ile Almanyanın siyasi ve İngilizler Süveyş kanalına müvazi ikinci bir kanal açmağa hazırlanıyorlar Süveyş kanalı 29 sene sonra Mısır hükümetine geçecektir. Jlngilizler bunu göz önüne alarak ileride kanalın kendile- rine karşı kapanması Iihtima- line karşı yeni bir kanal açma” ğa karar vermişlerdir. Bu askeri hüfuzu Romanvanm şimal hududuna kadar sokulmuş bulunuyor. Vaktile buna mani olmak için Polonya bu yerin Macaristana terki hususunda ısrar etmişti. Pakot, Romanya razı olmamıştı. Romanyanın fikrini değiştirip değ li olacaktır, <Üirmediği Varşovadaki görüşmelerin neticesinde bel- Polonya Orta Avrupa işlerinde ve Tuna havzasında doğrudan doğru- ya alâkadar olmak istiyor. Tuna nehrinin aşağı mecrasının beynelmilel kontrolüne Versay muahede: kontrole dahil olmuştur. P. halde şimal denizine akan V suretile Karadenize çıkmak simdiden girmek #rrusnndadır. ta Avrupa işlerinde faal bir rol oynayıp oyn ile iştirakten menedilen Almanya tekrar bu onya da Tuna havzasında arazisi olmadığı ül ile Tuna arasında bir kanal inşa ettirmek iyor. Bu maksadla beynelmilel | konlzole Varşovadaki müzakereler Polonyanın Or- namayacağını tesbit edecektir. AKŞAM a Bahçekapı yangınının sebebi henüz anlaşılamadı Yangın sahası tamamen sönmediğinden ehılivukufun tedkikatı geri bırakıldı Milli Reassürans, sigortalı eşyanın zarar vaziyetini izah ediyor Bahçekapıdaki büyük yangın etra- fında adliye tahkikatı deva ediyor. Şimdiye kadar yapılan “tahkikatta yangınm Atabek hanının üst katında Fahriye aid. trikotaj. fabrikasından çıktığı kati surette tesbit edilmiştir. Fakat yangının neden ve ve suretle çıktığı henüz anlaşılamamıştır. Bu cihetlerin tesbiti için dün bir ehlivukuf heyetinin yangın mahal linde tedkikat yapması Karstlaştırıl- mıştı, Fakat mühendis ve mimarlar tarafından yapılan tedkikatta yanan binaların bazı duvarlarının — yıkılmı- ya mail bir halde bulunduğu ve ate- Şin de henüz sönmediği görüldüğün- den yangın yerine girip tedkikat ya- pılmasına imkân olmadığı hakkında rapor verilmiştir. Bu yüzden ehliyu- kuf tedkikatı tehir edilmiştir Yanan hina ve ticarethanelerdeki karılamadığı cihetle bunl! rın içindeki kıymetli evrak ve para- ların ateşten müleessir olup olmadık- ları da malüm idir, Yangında bir Ki olmadığı bilinmiyor. Kaza eseri olduğu etra- fındaki tahminler kuv r.. Yan- gından mesul olarak bazı kimselerin tevkif edildikleri söylenmişse de dün alâkadar makamlarda yaptığımız tah kikat neticesinde bu haberin asılsız olduğu anlaşılmıştır. Yangın münasebetile henüz her banigi şekilde olursa olsun zannaltına | alınmış kimse yoktur. Tahkikatın bir kaç gün daha devam edeceği anlaşıl- maktadır, Milli reasüranstan verilen malümat AGni Reassüranstan dün gazetemi- ze verilen malümata göre son yan- gında: Anadolu sigorta şirketi — 1,330,000 Assikürazioni Generâll 123,500 İstanbul Umum 67,000 Konkord 69,000 Kornhil 170,500 Ahen ve Münih 91,400 Alyans 350,150 Baluaz 339,200 Danüh 39:900 Nordşlern 80,000 Fonsiyer 42,000 Helveçya 232,000 İttihadı MİM 230,000 Ünyon 145,900 Magdeburger sigorta şirketi 51,500 Manhaym. 629,500 Nord Döyçe 114,500 Şark 80,000 Riliniona Adriatika 8,000 Süüs 103,000 Britiş Ok 100,000 Ceman 4,378,050 Tük firası ile alâkadar bulunmakta- dırlar. Bundan maada bir çok sigor- tasız zararlar da mevcuttur. Yangı- nın bu günkü arzettiği vaziyete naza- ran kakiki zarar ve ziyan miktarının ı ve tesbitine maddi imkân ol- makla beraber şimdiye kadar ted- k edilen hasar vaziyeline göre #i- gorla şirketlerince temin edilmiş bu- Iunan ve yukarıda zikredilen sigorta poliçelerinin natık olduğu riskoların ekserisinin > (Sigortacılık tabirince) tam: hasara uğramış oldukları tah- min edilmektedir. Yukarıda zikredilen sigorta muka- velenamelerinden yalnız üç tanesi (Mütehavvll poliçe) esası üzerinden yapılmıştır ve yenünu da 750,000 Türk tirasıdır. İşbu üç poliçe bankalarm emtisi ticariye Üzerine yaptıkları avanslar dolayısile alacaklı sıfatile âktettikleri sigortalara aid olup tif- tik ve manifatura eşyasına inhisar et- mektedir. Yukarıda mevzuubahis eylediğimiz mütehavvil çoliçenin şubat ayı sonu mevcudali müessesemizdeki kayıdlara nazaran 366,100 Türk lirasına baliğ olmaktadır. Diğer taraftan Milli Reasürans müessesesi Türkiyede çalışan sigorta şirketlerinin daima müşterilerinin hakkı olar parayı ödediklerini, bu yangında da hasarların tediyeleri derhal yapılacağını ve hattâ tesbit edilen kısımların tazminine başlan- dığını ve bunun aksini düşünmenin tamamen yersiz ve haksız olduğunu bildirmektedir. | 1968 senesi Ikinciteşrinin on yedin- ci gün, gece yarısından itibaren Sü- | veyş kanalı, Ferdinand de Lesseps ta. rafından kurulan şirkete ait olmak- tan çıkacaktır. O tarihten itibaren kar nal, bütün tesisat ve malzemesile bir- likte Mısır hükümetinin mah olar caktır. 1968 senesine henüz çok zaman ok makla beraber, İngiltere hükümeti se- nelerdenberi bu mesele ile meşgul ol- makta ve alınacak tedbiri düşünmek- tedir, Herkesi düşündüren nokta şu- dur: «Bir gün Süveyş kanalı bize ka- panırsa na yaparız?» Hakikaten mesele mühimdir. Süveyş kanalından geçen bin ton malın beş yüz tonu ngiltereye aittir, İranın pet- rolleri, Avüstralya ve Hindistanın buğdayları, sair birçok maddeler hep Şüveyş kanalı yolile İngiltereye git mektedir, İşte bu sebeple İngilizler ikinci ve ih- tiyat bir kanal daha açmağı düşün- müşler, bunun için Akaba körfezini muvafık bulmuşlardır. Kanal, Akaba körfezi ile Gaza arasında olâcaktır. Burası bugün çöldür. Fakat bir za- Filim faaliyetimiz| Pariste çıkan Cinömonde son nüs- hasında, Türkiyede filim faaliyetinden bahsederek diyor ki: «İstanbulda fi- lim istihsalinde büyük bir inkişaf var- dır, Çok mükemmel iki stüdyo vücu- de getirilmiştir. Kadın yıldız olmak için yalnız güzellik ve zarafet kâfi olsaydı, Türkiye yüzlerce yıldız. bu- Vurdu. Filhakika bu iki noktadan pek az memleket Türk kadınlarına yakla” şabilir, Türk stüdyolarında büyük bir film yapılmıştır. İpek Filmin yaptığı bu filimde eski bir sadrazamın macera» ları gösteriliyor. Flimin adı «Bir ka- | vuk devrildiz dir. Filim çok mahallt rengi haizdir. Türkiyede, Suriyede, Mısırda, Şi- mali Afrikada pek çok dostları olan Cinâmonde şark filmi yapmak husu- sundaki bu güzel teşebbüsün tam mü- yaffakıyetle neticelenmesini bütün kalbile temenni eder.» Cin&monde, âyni zamanda bayan Feriha Tevfiğin yukarıdaki resmini koymakta ve «Bir kavuk devrildi'nin. efikemmel senatldm. demektedir. kanal, haritada görüleceği vechile akdenizde Gaza ile iJakabe körfezi arasındadır . Kanal açılınca iki tarafındaki çöl imâr edilecektir. manlar dünyanın en kalabalık ve en bereketli yerlerindendi. Negev civa- Tında bir zamanlar en az 150 bin çifçi yaşardı. Bugün her tarafta taştan duvarla” ra raslanmaktadır. Bu duvarlar bağ- lık yerleri ve zeytin ağaçlarını koru. mak için örülmüştü. Birçok yerlerde sarnıçlara, su toplamağa mahsus barajlara, bir takım sulama kanalla” rına raslanmaktadır. Kumlar üzerinde üç büyük şehir en- kazı vardır. Bunları görenler bugün çöl olan bu yerlerin bir zamanlar na- sıl bu derece münbit olduğuna ve yüz binlerce insanı geçindirdiğine hayret ediyorlar. Halbuki mesele basittir; Bu- rada her şey suya bağlıdır. Sina ya- rımadasının bu kısmına senede an- cak üç dört gün yağmur yağar, Fa- kat o kadar çok yağar ki her tarafta seller peyda olur, arazi su altında Ka- ur. Arandan birkaç gün geçince bun- ların hepsi ortadan kaybolur, Bütün mesele bu suyun kaybolmasına mey- dan vermemek, bunun için de sarnıç- lar, su bendleri yapmaktır. Takas ıslah edilemez mi? Takas işleri ilah edilemez mi?.. Takas | suretile mal alıp, mai satmak o kadar | girift bir iş olmuştur ki, yalnız bu işlerle | uğraşan yeni tüccar tipleri zuhur etmiş- fir. Bunların adlarına takasçılar diyor- lar, Demek oluyor ki, «takasçı. ticaret hayatında muayyen bir vazifeyi ifa eden ve bir ihtiyacı karşılıyan bir adamdır. Eğer böyle olmasaydı, bu tip tacirlerin yaşamasına imkân kalmazdı. Fakat bu yeni mutavasat zümre, yani takasçıların, ihracat işlerine hâkim olduğundan, asıl arta yerde bunların kâr etliğiden bahse- dilmektedir. Acaba bu mutavassıt zümreyi ortadan kaldırmak suretile takas işlerini daha ba- sit bir hale getirmek mümkün olmaz mı? İhracat işlerile alâkadar kimselerin fik- rine göre, buünkü şartlar altımda, takas, ekonomik bir zarareltir. Ba zaruret or- tadan kalkmadıkça, takas işlerine niha- yek vermek elimizde değildir. Takas, ihraç kabiliyeti az olan mallar üzerine tatbik edilmektedir. İhraç mad- delerimizin maliyet fiati yüksektir. Bu itibarla malımızı ancak takas ve klering yallarile satmağa mecburuz. İhracat mad- delerimizin fiatleri dünya fiat seviyesi derecesinde olsaydı, takas şekillerine hiç te lüzum kalmazdı, Demek olüyer ki bu meseleleri köküden halletmek lâzımdır. İhracat maddelerimizin fiatlerini dün- ya fiat seviyesine indirmek için meler yapmalıyız? Bu mühim suale, biz, burada ksa bir sütun içinde cevab verecek değiliz. Çünkü bu sual Türkiye iktisadiyatının en mühim davasıdır. Bu davayı tahakkuk ettirmek içim, istihsali tanzim ve ıslah etmek lâ sımdır. Bu sahada ıslahat yapılacak olar. sa, takas şeklileri de kendiliğinden halle” dlümiş alur. Malımız daha wcwz olur, peşin parayla, dövizle satış yaparız. maa LA Karadenizde üç serseri mayın görüldü Şilenin batı karayel cihetinde ve Midye sahillerinde . üç tane serseri mayn görülmüştür. Bunların imhası jin âmmeelen tedbirler alınmıştır. Bi zamanlar bu havalide mevcud sarnıçlar ve su bendleri harap olunca bütün bu havali çöl halini aldı. İngil- terenin Sina valisi binbaşı Jarvis, ba- zı eski sarnıçları tamir ettirmek ve istinad duvarları yaptırmak suretile küçük bir havaliyi çöl olmaktan kur- tardı, Şimdi buralarda bağlar ve zey- tin ağaçları vardır. Hattâ küçük bir şehir bile teşekkül etmiştir. İngilizleri, Avrupanın muhtelif mem. Jeketlerinden tardedilen ve kendileri için toprak arıyan Yahudileri buraya yerleştirmek ve çölü yeniden mamu- re haline getirmek istiyor. Burada ha- va sağlamdır. Gündüzleri sıcak, ge- celeri soğuktur. Bazan çöl rüzgâr fırtına halinde eser ve havayı ağırlaş- tırır. Fakat umumiyet itibarile iklim iyidir. Çalışmak istiyen herkes bura- da hayatını kazanabilir. Bu kıtanın iyi bir tarafı da şudur: Hiç kimse bu çöl hakkında iddiada ve bir kanal da açılırsa 60 sene geç- meden bu havali dünyanın en kıymet- li parçası olacaktır. Türkkusu temmuzda faaliyete geçiyor 40 dan fazla tayyare, 260 kadar plânör hazırlandı Türkkuşu bu sene geçen yıl oldu- ğu gibi temmuz ayında faaliyete baş- uyacak ve bütün şubelerde havacılık kampları açılacaktır. Türkkuşuna yazılmakta olan telebe mikdarı bü- yük bir nisbette. artmakta olduğu için İnönü kampı tesisatı ihtiyaçla- rı karşılığamamakta ve bu sebeple Şubelerde de kamp kurulması mec- buriyeti hasıl olmaktadır. Bugüne kadar yapılmış olan ka- yıtlar geçen sene aynı devrede kayıt olanların sayısından en &z iki miş- li fazladır. Bundan başka Gaziantep, Balıkesir, Denizli Liselerinden de Türkkuşuna üye kaydına başlanmış olduğu için bu senenin mevcudü ge çen seneye nazaran üç dört mislidir. Türkkuşu eski şubeleri bulunduk- ları yerlerde hava kampları hazırlı- ğına şimdiden başlamışlardır. Gazi- antep, Balıkesir, Denizli talebesi ise İnönüne getirileceklerdir. Haber aldığımıza göre Maarif Ve- kâleti Türkkuşuna ve Türkkuşu uçu- cularına- âzami kolaylık gösterilme- si için alâkadar direktörlüklere emir ler vermiştir. Türkkuşu umum müdürlüğü, bu seneki talim ve terbiye için 40 dan fazla tayyare, 260 kadar da plânör hazırlamıştır. Bu suretle Türkkuşunun önümüz- deki yaz devresinde yetiştireceği ta Jebe sayısının bini geçeceği tahmin edilmektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: