17 Mart 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

17 Mart 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

muşs e İç- Keşif e ve pazakı u ile sekiz dikte İnbi. Msan- adi tenin ii ka- mum kalar adet 85sss0voc ze v.s vk Pİ 23/ iltme- isyon- ekleri kadar #t küs itme ttişlik n 425 2 üra ineleri « meze de ye- iza ile POLİTİKA Büyük Okyanusta vaziyet Avrupanın işleri son derecede karıştığı bir sırada Büyük Okyanusta da vaziyet fenalaşmıştı. Son günlerde iki hâdise Büyük Okyanustaki ahva- Tin vehamete değil salâha doğru gittiğini isbat etmiştir. Bunlardan birl Amerika bahriye umumi erkânıharbiyesinin şiddetli ısrarı ve zoru karşı Sında Japonyanın yanı başındaki Amerikaya ait Guam adasının tahkimi- ne ne âyan, ne de mebusan meclisinin razı olmamasıdır. Hattâ Amerika Hariciye Nezareti bu adanın civarında Japonyanm mandası altındaki adaların tahkim edilmemiş olduğunu parlâmentoya bil- dirmek suretile askerlerin iddiasını cerhetimiştir. İkinci hâdise de Japonya Hariciye Nazırı Aritanın merkezi Moskovada bulunan komünist enternasyonalının faaliyetine karşı birlikte mücadele için Japonya, Almanya ve İtalya arasındaki misakın askeri bir ittifaka tahvil edileceğine dair çıkan haberleri kati olarak tekzip eimesidir. B. Arita Japonyanın Uzak Şarkia kurmak istediği yeni nizam ve in- tizama ve bütün dünyada Japonyaya mümtaz bir mevki temin etmeğe bu misakın kâfi olmadığını ve bu misaka Japonyanın demokrasi devletlere karşı cephe aldığı manası verilemiyeceğini ve Antikonmintern devletlerin ideoloji menfaat ve alâkaları uğrunda Japonyanın İngiltere, Amerika ve Fransa ile olan iyi münasebatını feda edemiyeceğini ehemmiyetle kaydet- miştir. Japonyanın bütün düşündüğü Uzak Şarkta birkaç devletin hücumun- dan emin olmak ve taarruz edilemiyecek bir mevki temin etmektir. Bu maksadla hazırladığı yeni plân ile gerek bahri kuvvetler gerek hava kuv- vetleri cihetinden hiçbir zaman İngilterenin ve Amerikanın dununda kal- mamağı (asmim etmiştir. Yine üç senelik yeni bir plân ile iklasadi cihetten kuvvetli bir hal al- mağı yani bütün dünya devletleri toplanıp birlikte iktisadi cihetten ala takları zecri tedbirlerin Japonyayı müteessir etmemesini temin etmeği kararlaştırmıştır. Bu plân ile 1942 senesinde Japonya hariçten gerek harp sanayii gerek umumi sanayii için malzeme ve ham madde celbine muhtaç kalmayacaktır. O tarihe kadar çelik istihsali yüzde 100 ve suni petrol is- Chamberlain yetmiş yaşında Yarın İngiltere Başvekili bay Cham- berlain yetmiş yaşımı bitiriyor. İngil- tere Başvekilleri arasında yetmiş ya- şında mevkiini muhafaza eden İlk başvekildir. Lord Baldvin çekildiği za- man yetmiş yaşını bitirmesine üç ay kalmıştı, 'Tesadüfe bakınız ki, İngiltere baş- hatçılar birliğinin toplantısında bu- Tunmağa mecburdur. Birmingam şehri, Başvekilin yetmi- şinci yılmı kutlamağa hazırlanıyor. Şehir otelinde büyük bir ziyafet vere- cek, eğlenceler tertip edecektir. Ancak Birmingam belediyesi müş- kül bir mevkie düştü. Birmingam şehir vekili senei devriyesini evinde oturup, Ailesi erkânı, çoluğu çocuğu arasında kutlayamıyacak, Birmingamda, itti- oteli iki bin kişi istiap ediyor. Ziyafete ve eğlencelere gelmek isteyenlerin sa- yısı on bin kişiden fazladır. Bay Löbrön şerefine Londra Fransa Cümhurreisini isti» bale hazırlanıyor. Bu münasebetle İondrada muhtelif eğlenceler ve ziya» İetler tertip edilecektir. Gazetelerin yazdığına göre en büyük eğlence Lon- ra operasının temsili olacaktır. Londra operası 1908 denberi Fransa devlet reisi önünde temsil vermemiş» ti. Londra kralı ile kraliçesi Fransa sefaretinde yemek yedikten sonra ope raya önce gelecekler ve kapıda-bay Löbrön ile eşini karşılıyacaklardır. O geceki temsilde loca fiatleri bizim paramızla 160 lira, birinci mevki kol. tuklar da 40 liradır. İsviçre gemici istiyor Olmaz olmaz dememeli... İsviçre gazetelerinde şöyle bir ilân ta: boyunda, gemicilikten anlıyan kim Yakında İsviçre mill sergisi ağılı yor. Bu sergi müddetince Zürih gö- İ Tünün #hbi arasını birbirine bağlamak | «25 - 35 yaş arasında, I metre 65 üzere, gölün üstünde hayat elektrik teli ile işleyecek bir tekne seyrüsefer edecek. İşte gemicileri bu nakil vas tasını kullanmak için istiyorlar. Ova deniz z halini aldı, nüfusca| Ortaklama AR bir bile- zayiat yok Manisa 16 (Akşam) — Son günler- de yağan yağmurlardan Gediz nehri taşmış, ova deniz halini almıştır, Nü- fusça zayiat yoktur. Oyun oynarken beş lirasıni aşırdılar Hasan isminde biri Eyüpte bir kah- vede oyun oynamakta iken yanına sokulan Bilâl isminde bir arkadaşı, Hasanın yan cebindeki beş lirayı aşi- rıp sayuşurken yakalanmıştır Tekirdağ hapishanesine dün de 25 mahküm gönderildi Bundan dört gün evvel, umumi hapishanede bulunan ağır cezalı mahkümlardan yirmi beşi Tekirdağ İapishanesine gönderilmişti. Dün ge ne yirmi beş kişiden mürekkeb olmak üsüre ikinci bir kafile daha Tekirda- ğına yollanmıştır, Bu şekilde İstanbul hapishanesin- e uzun ve ağır cezalı malhıküm kal- mamış bulunmaktadır, te, 50 binlira düştü Hancı İbrahim Marangoz İbrahim Sivas (Akşam) — Tayyare piyan- kosu son keşidesinin en büyük ikra- miyesi olan 50 bin lira şehrimizde bi- ri Hancılık, diğeri marangozluk eden İbrahim isimlerinde iki arkadaşa isar bet etmiştir. İbrahimler bir bileti ortaklama al- mmışlardır, Şimdi büyük bir sevinç içindedirler, Weidman mahkemede “her şeyi ben yaptım,, diyor Suç ortaklarından Colette ise bu cinayette komşusunun emire olduğunu iddia etti Paris civarında altı kişiyi öldürmüş olan haydud Weldman ile arkadaşla. rının Versay ağırceza mahkemesinde muhaâkemelerine devam edilmektedir, Muhakeme esnasında, haydudun ken- disini müdafaa hususunda gösterdiği lâkayıdı ve avukatlarmın mesuliyeti. ni hafifletmek için ileri sürmek iste- dikleri delillere omuz silkmesi hayre- ti mucip olmaktadır. Weldmanın dört avukatından biri, Fransanın en büyük avukatı Moro-Giafferidir. Moro-Giaf feri ile arkadaşları, kendisini oturdu- Zu villâda tevkife giden iki polis mü- feltişine kurşun sıkması onları öldür. mek maksadile değil, fakat köşkte bu- Yunan ir suç ortağını polislerin gel- diğinden heiberdar etmek ve kaçması» nı kolaylaştırmak maksadile olduğu- nu ileri sürmüşler, fakat mesleki esra» Tı ifşa etmemek mecburiyeti yüzünden bunun kim olduğunu söyliyemiyecek- lerini ilâve etmişlerdir. Avukatların bu mücerred sözü, jüri heyeti arasın. da şüphe ve tereddüdü uyandırmamış, Weldman reisin bu husustaki suale. rine mütereddidane baş sallamakla ik. tifa etmiştir. Weidman, emlâk simsarı Lesobru ve arkadaşı Frommeri bizzat öldürdüğü. nü ve bu iki cinayette cürüm ortağı ol, madığını katiyetle söylemiştir. Halbu- ki, bu iki cinayet için katilin suç or- taklarından Collette ehemmiyetle kar- şılanan bir ifade vermiş ve demiştir ki: — Weidman oturduğu Vulji villâsı. | mın yanındaki köşkte Mouliy namında biri oturmaktadır. Bu adam Weidma- nın dostudur, Weldmanın oturduğu villâya sik sık gidip gelirdi. Lesobre'un ve Frommerin katillerinde medhak dar olduğundan şüphe edilen meçhul adamın Mouly'nin eşkâline benziyor. Mouly'nin mevcudiyetinden şüphe Iktisadi meseleler Çekoslovakyanın parçalan- masının ticari neticeleri Çekoslovakyanın yeniden taksime uğra- ması piyasada bu memleketle olan ticari münasebetlerin kesilmesine sebebiyet ver- miştir, Esasen Südet mmtakasının Çe- koslovakyadan sene Türkiyeden 1 milyon 259 bin kile tütün alan Çek rejisi, bu sene 660 bin kilo tütün almıştı. Çekoslevakyanın parçalanması dış ti- caretimizde de bir tahavvül yapmaktadır. Çünkü © Çekoslovakya Merkezi Avrupa i memleketleri arasında bizimle en çok ti- carel yapan bir memleketli. 936 senesin- do ihracatımız 2 milyon küsurdu. Bu A0 GA 8008 0AEEAAA 0000 UA OUA AOAAEEEAAA AAA AAAAAASANAEEAAASANASAAAASASS8898 | miktar 918 senesinin dokuz ayı içinde & Gediz taştı Sivaslıiki Jbrahim| mliyon 558 bin liraya kadar yükselmişti. Met iki memleket arasmdaki kliring an- bir mevki tutmuşta. Çek pamuklu doku- maları, yünlü kumaşları, diğer pazarlar- dan gelen kumaşlara rekabet ediyordu. 928 senesinde Ticaret odası tarafından barırlanan bir raporda, piyasadaki ku- maşların en siyade Çek malı olduğu tas- rih edilmişti. Hasılı OÇekoslovakyanın parçalanması, ihracat bakımından üzerinde durulacak bir meseledir. Hüseyin Avni Sivasta bol yağmurlar Sivas (Akşam) — Günlerdenberi şehrimiz ve çevresinde bol yağmur- lar yağmaya başlamıştır, Weidmanın öldürdüğü dansöz » de Koven edilen meçhul suç ortağı gibi kısa bi- yıkları vardı, Mouly bu bıyığı traş et- tirmiştir. Muhakeme esnasında bah- sedilen otomobil, Mouly'nin otomobi. Tine benziyor. 18 teşrinievvelde yani Lesobre'un katlinden iki gün #onra idi Moully'nin villâsma yemekten evvel içki içmeğe davet edilmiştik. İşte o gün, Mouliy'. nin evinde bu iki maktulden birine aid olması lâzım gelen broderiler, bir şemsiye ve daha bazı eşya gördüm. .Collete'in bu ifadesi üzerine avukat Moro-Giafferi Weidmana dönerek #0r- du: — Rica ederim, yalvarırım Lesobre'ü GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ Çekoslovakyadan kopup istiklâlini ilân eden Weidman ayakta şu cevabı verdi: — Hayır üstadı Dosya karıştırıldı, Moully'ye celb- namenin tebliğ edildiği fakat gelme- diği anlaşıldı, reisin teklifi üzerine gömmüştü. Weidman, bü cinayeti de katiyen in. kâr etmedi: — Cinayetimi itiraf ederim dedi. Reis haydudu izahat vermeğe davet etti. Weldman: — Maneviyatım bu hususta izahat vermeğe müsaid değildir demekle ik- tifa etti, Bu cinayette Weldmanın suç ortağı olan Million ile metresi Collette sorgu- ya çekilecekleri sırada reise biraz evvel çağrılmış olan şahid Mouliynin geldiği haber verildi. Şahid içeri alındı ve re- isin suallerine şu cevabı verdi: — Bu cinayetlerden katiyen habe. rim yoktur. Weldman, bana itiraflarda bulunmamıştır. Oturduğu villâya yal nız bir defa gittim. Cinayetleri gâzete- lerden öğrendim. Rels bu şahidin Leblondun katli, tedkik edilirken arız ve amik istievap edileceğini söyledi. Ve celseyi tatit et ti. Muhakeme devam ediyor, Slovakyanın tarihçesi ünün mevzularından biri par- çalanan Çekoslovakyanın bir kısmı olan Slovakyadır. Yeni bir nazariyeye göre, Slovak- lar, cenup Slâvlarının bir kısmıdır. Fakat diğer bir nazariyeye göre de - ki, daha ziyade teammüm etmiş bir noktai nazardır - bu kavim, Oder ve Vistülden gelerek bilâhare Macaris- tan olan ülkenin şimali garbisine yer- leşti, Aynı devrede de akraba kavim- ler Moravya ve Bohemya'ya yayildi- lar, Bazı âlimler de sekizinci ve do- küzuncu asırlarda bunların şimdi bulundukları sahaya geldiklerini id- dia ederler, Dokuzuncu asırda, Slovakya, Bü- yük Moravya devletinin bir parçası- nı teşkil ediyordu, Bu teşekkülün Ma- carlar tarafından 906 da imhasını müteakib Polonyalılarla Çekler ara- sında ihtilâf mevzuu teşkil etti ve ni- hayet on birinci asırda Macarların bo- yunduruğuna girdi, Bu tabliyet her ne kadar medeniyetleri durdurdiyse de şahsiyetlerini imha edemedi. On dokuzuncu asırda Macarlar, »- milliyetçilik çereyanları neticesi - lâtince yerine knedi ana dillerini kul- lanmağa başlayınca vaziyet değişti. Slovaklar, sistematik Macar milliyet- ciliğile çarpışmak mecburiyetinde kal- dılar; 1863 te bir halk maarifi cemi- « yeti kurdular, Fakat bu <Matica Slo- venkas» 1875 te dağıtıldı. 1914 te Iki milyon Slovak, Buda- peşte pşriâmentosunda ancak iki mebusla temsil ediliyordu. Bir tek orta ve yüksek mektepleri bile yoktu. Memurların çoğu Macardı, Mini bir siyasetin her hangi bir tezahürü ka- bil olarsıyordu. Umumi harb esnasında Slovaklar, Çekler gibi, itilâf devletleri tarafına . meylelfi. 30 mayıs 19i8de Slovak mümessiilerile Çeklerinki bir Çekos- lovak devletinin tesisine dair İtilân Amrikada imzaladılar, Bu memleketin halkı, yukarıki taf- silâttan da anlaşılacağı üzere, maa- rifçe az İleglemişlerdir. Ekseriyetleri katoliktir, çifçidir, papazların tesi- Tindedirler, Uzun zamandanberi köm- 1âr, Vahim anlaşmazlıklar da bu yüz- den zuhur etmiştir. Hünka isimli papas liderin fırkası mütemadiyen ayrılık telkin etmiştir." 1928 de, Slo- vakya hususi idareli ve meclisli, va Çekoslorakyaca seçilmiş bir relsli muhtariyet sahibi oldu. Şimdi Çek- lerden tamamile ayrılarak kendisini müstakil bir hükümet ilân etti, ... Slovak lisanı Çeklerinkine pek ya- kın akrabadır. Bu iki Lehçe, garb Çekoslovak lisanı ilmeri mevcud do- ğildir. Slovakçanın ayrılığı, bunun Slovakyada tedrisi 1926 dan itibareri resmen kabul edilmiştir. Tarihte de bu iki dil kolunun bire leşmesi ve ayrılması hususunda müs €adeleler olmuştur; fakat nihayeb ayrılık zaruri görülmüştür. MM. mea

Bu sayıdan diğer sayfalar: