17 Mart 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

17 Mart 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 AKŞAM 17 Mart 1939 16 Mart ihtifali Dün Eyüpte bir merasim yapılarak Mi taziz eğilği — şehidlerimizin a) Dünkü merasimde havaya silâh Dün 16 mart şehitleri için Eyüpte #htifal yapılmıştır. Program mucibin- ce saat 13,30 da Köprünün Haliç isko- lesinden Kalkan bir vapur askeri kıta- Jarı ve davetlileri Eyübe götürmüştür. Saat tam 15 te askeri bando tarafın- dan çalınan matem havasile merasi- me başlanmıştır, Matem havasından sonra Umumi meclis namına Meliha Avni, Halkevleri namına Eyüp Hal- kevi reisi Hulüsi Ertuğrul ve gençlik B. Şemsettin Zincirkıran İş bankası Trabzon şubesi müdürü B. Şemseddin Zincirkıran Beyoğlu Şubesi müdürlüğüne tayin edilmiş tir, B. Şemseddin Zincirkıran Trab- zondan gelerek yeni vazifesine başla- mıştır. çkaleke ve âdabi muaşeret kaideleri Maarif Vekâleti talebe arasında mu- aşeret âdabının teessüsünü temin et- mek ve gençliği tenvir eylemek üzere Maarif müdürlüklerine tebligatta bu. | Yunmuştu. Bu tebligat üzerine bugün Maarif müdürlüğünde bütün mektep | müdürlerinin iştirakile bir toplantı yapılacak ve bu husus hakkında bir iş birliği tesis edilecektir. AKŞAM'ın tefrikası AŞKIN KURBANI — Büyük macera romanı — Artık uyuşmuşlardı. Refet metresi. nin yanından ayrıldıktan sonrane yaptığını bilmiyen bir sarhoş gibiydi. Lütfiye hanımefendinin beraber , Oturmak teklifine rağmen Kadri Mem- .duh paşa kimseyi rahatsız etmek iste- mediğinden bahisle vaktile tutmuş ol- - duğu küçük apartımanma yerleşti, Yakat hergün kızlarını görmeğe gidi. - yordu. Her akşam da birlikte kâh Pe- di Bi konakta yemek yiyorlar. vakıt geçiriyordu. Lütfiye hanimefendi, paşaya seyas hatın son derece yaramış olduğunu, bin kat daha iyileşmiş olduğunu söy- #üyordu. Zaten pek az tanışırlardı. Es- ki zaman usulüne tâbi oldukları için “ yüzyüze konuşmamışlardı. İlk tereddüdden sonra artık Tendu dâ günden güne babasma daha ziyâde alışıyor ve onu sevmeğe başlıyordu. © Yalnız genç kızı üzen birşey vardı, o A İŞ b âdeta savsaklıyor: — ede bu ile mesful olurum!» ihtilâstan mazmun bir. memur yakalandı Otele yanlış hüviyet verdiği ve tabanca taşidığı için iki gün hapsine karar verildi Resülayn postahanesi müdür ve killiğinde bulunduğu sırada posta- hane kasasından üç bin Jira ihtilâs ettiği iddiasile Fahri adında biri hak- kında tahkikata girişilmiş, fakat kendisi orada bulunamamıştır. Mahalli adliyesi, bu adamın aran- ması ve yakalanması için, vilâyeller adliyelerine müracaat etmiştir. Bu arada İstanbul zabıtası da Fahriyi araştırırken evvelki gece Sirkeci otel lerinden birinin sahibi zabıtaya mü- racaatle, otele yanlış hüviyet veren bir müşteri geldiğini bildirmiştir. Za- bıta memurları bu adamı yakalamış- lar ve tahkikat derinleştirilince, ken- dişinin Resülayn'de aranmakta olan Posta müdür vekili Fahri olduğu an- laşılmıştır. Fahrinin üzerinde bir de tabanca bulunmuştur. Fahri hakkında ruhsatsız tabanca taşımak, yanlış hüviyet vermek ve ihtilâs suçlarından evrak tanzim olu- narak Adliyeye teslim edilmiştir. Dün Sultanahmed birinci sulh ce- za mahkemesinde Fahrinin muhake- mesi yapılmıştır. Maznun şu ifadeyi vermiştir: — Ben Posta müdür vekili iken fazla rakı içerdim. İçkinin müptelâm oldum. Dairede vazife başında da rakı içip &im- yordum. Bu sıradı kasadaki paraların da günden güne eksilmekte olduğunu gör- düm. Ben sarhoş olup sızdıktan sonra bel- ki de başkaları kasayı açıp paraları al- mışlardır. Velhasıl paraların ne olduğu- mu bir törlü anlıyamadım. Nihayet günün birinde kasadaki açık üç bin lirayı geçti, Bu vaziyet karşısında ben de on beş günlük bir tren bileti alp seyahate çıktım. Ankara, Bandırma ve Samsunu dolaştıktan sonra İstanbula gel- dim. Burada otelci hüriyetimi sordu. Sar- hoş olduftum için ne cevap verdiğimi bil- miyorum. Sonradan öğrendiğime göre, otelciye, Ankara Maliye memuru olduğu" mu ve adımın Mehmed Kemal olduğunu söylemişim. Bundan da haberim yoktur. Mahkeme, ruhsatsız tabanca taşi- mak ve yanlış hüviyet vermek suçla» rından dolayı Fahrinin iki gün hapsi ne, İki lira para cezası ödemesine ka- rar vermiş ve kendisi tevkif edilmiş- tir, Fahri bu mahkümiyetini ikmal ettikten sonra, ihtilâs suçundan da hakkında e takibat yapılmak atılırken ve nutuk söylenirken namına da bir Üniversite talebesi ta- rafından nutuklar söylenmiştir. Bunu müteakip bir manga asker har vaya üç el silâh atmış, duruş sırasile askeri kıtalar, kız ve erkek mektep ta- lebeleri geçid yapmışlardır, Kolordu, Belediye, Parti ve teşekküller namına çelenkler de konduktan sonra merasi- me nihayet verilmiştir. Kesif bir kalabalığın iştirak ettiği merasim bir saat devam etmiştir. Bir çamaşır hırsızı yakalandı Emniyet direktörlüğü ikinci şube sirkat kısmı memurları Ahmed is- minde sabıkalı bir hırsızı yakalamış- lardır, Ahmde; muhtelif zamanlar- | da, muhtelif evlerin bahçelerine asi lan çamaşırları çalmaktan suçludur. Ahmedin bu şekilde aşırıp sattığı çar maşırlar meydana çıkarılmış, kendi- si de dün adliyeye teslim edilmiştir. Tıbbiye - Yüksek ticaret mektebi maçı Geçen hafta karşılaşmaları tehir dilen Tıbbiye ile Yüksek ticâret mek- tebi maçı bu hafta cumartesi günü saat 14-15 de Pera » Şişli maçından evvel Taksim stadyomunda © yapıla caktır, i Millet Meclisinin yeni seçi- i minin başında göz kamaş- $ tarıcı bir vaziyette bulunu- $ yor. Türk milleti beynelmi- : ; lel siyasetin yarın için bek- i lenmedik hâdiseler hazır- ; lima itmeli karguimda | her türlü nifaktan masun ve müteneffir bir halde kendine güvenir vaziyette- i dir İsmet İnönü i Tefrika Tefrika No. 41 41 Paşa biran süküt etti, Mühim dü. şüncelerin tesiri altında imiş gibi bir hali vardı: — Pekâlâ! Görüşelim. Fakat müsa- ade edin de Lütfiye hanımefendiyi ça- Eırtayım. O da benim kadar bu mesele ile alâkadardır. Nakleden; (Vâ-Nü) re bir Ki bastı, gelen hizmetçi- diye cevap veriyordu. ye emir ve Kadri Memduh paşanın avdetini, iyi kadın, mütebessim, odadan Retib de büyük bir sevinçle karşıla | ee muşta, lâkin Perihanla Tendu'nun gün- mm Eş den güne artan samimiyeti delikanlıyı ih hemşireciğim. y düşündürü; Üstelik daba için telâş ediyordu da! Vr e Hakkı da var! Artık çocukları bek. olarak İstanbula dönen paşanın bir- p* gi Wi ık kişilerle temas edip görüşmek letmekte mâna yok! ii ri İ”İ Kadın şefkatle Ratibe bakıyordu. timali vardı. Tabildir ki bu suretle gü- ya nün birinde, büyük kızının Ratiple | K3öri Memduh paşa, farket- memiş gibi ağır ağir: geçmiş münasebeti duyacaktı. İşte o zaman vaziyet pek fenalâşacak! İyisi mi biran evvel bu nikâh meselesini halletmeli, — Çok üzülüyorum, Ratip beyin tek: lifine teşekkür etmekle beraber maat- teessüf reddetmek mecburiyetinde ka- 'Tendu ile mutabık kaldılar. Genç | yorum. kız, babasile nişanlısının bir müddet Ratip teessür ve hayretle bağırdı: yalnız kalmalarını temin edecek ve de.| | — Redmi? Ukanlı müracaatını yapacaktı. Lütfiye hanımefendi meyusiyetle: O akşam, iki erkek başbaşa kalınca | — Neden?. diye sordu. delikanlı helecanlı bir sesle; —Etendim « dedi, » Gerek Lütfiye — Bence pek mühim bir sebeptir... Hem o kadar mühim ki kararımdan hâmmetendinin, gerek Perihan hanı. | caymamın imkânı yok, - mın müsaadesile nişanlandığımızı bi- Delikanlı isyanla sordu: Jiyorsunuz... Şimdi nikâh için emrinizi — Ne demek istiyorsunuz efendim! Tal em peptit hi a ni rulacak? ie Denizbank umum müdürü dün Ankaradan geldi Vekâletle temasları, Etrlisk tedkikatı ve limanın tevsi İşleri otrafında izahat verdi Denizbank umum mü bah Ankaradan şehrimize gelmiş kendisile görüşen bir muharririmi Ze İktısad Vekâletile temasları ve muhtelif meseleler hakkında şu be- yanatta bulunmuştur: — Bankaya sit muhetlif işler Üze- rinde Vekâletle temaslar yaptım; lâ- amgelen izahalı verdim. Etrüsk me- selesi henüz tetkik safhasından çık» mamıştır. Vapurda tetkikata devam edilmektedir. Prudon Kapus kazanla- n, bildiğiniz gibi, Fransız kazanları dır. Etrüsk yapuruna konulmuş ve üzerinde tetkikat yapılmış olan ka- zanlar da Prudon Kapus kazanlarıdır. Bumün haricinde verilen haberlerin aslı yoktur. Almanyadan gelen heyetlerle mü- Zükerelere İstanbulda devam edil mektedir. Müzakere mevzuu, bildiğiniz gibi, Krupa verilen bazı raporların vazi. yeti üzerinde görüşüp bir netice elde etmekten ibarettir. Her iki taraf için de faydalı olması temenni edilen bu neticeye kısa zamanda varılabilecek. tir.» İstanbul limanının tevsi Denizbank ortada yokken İstanbul limanının tevsi ve tanzimi için faali. yete geçilmiş, projeler hazırlanmasına başlanmış ve nihayet bu iş İngiliz Gibs müessesesine havale edilmişti. Bu müessesenin mühendisleri esas. lı tetkikler sonunda bir proje hazır. lamışlardı. Denizbankın teşekkülün- den sonra Gibs müessesesi şehrimize iki mühendis göndermiş ve burada bir büro tesis edilmiş, mühendisler faaliyete geçmişlerdir. Denizbanktaki son büyük değişikliği müteakip ise mühendislerin faaliyeti kısmen sekte» ye uğramış, bu suretle İstanbul lima. nının ve kömür mıntakasının tanzi. :mi senelerdenberi uzayıp - gitmiştir. Denizbank umum müdürü dün bu hususta ve Haliçte kurulacak tersane meselesi hakkında muharririmize de- miştir ki; -— Gibs müessesesi mühendisleri. nin çalışmaları durmamıştır. Limanın! tevsi ve tanzimi hakkındaki esaslı proje de henüz hazırlanmış değildir. Mühendislerin çalışmaları hazırlan. mış olan bir projenin tatbikini değil, bir proje hazırlanması gayesini istih- daf etmektedir. Proje hazırlandıktan sonra İetkik ve tatbikine geçilecektir. Limanın kömür mınlakası bu proje. de yer alacaktır. Tersane meselesine gelince: Bu hu- sustaki çalışmalar henüz ikmal edil. memiştir. Limanda olduğu gibi, tersa- nede yapılan tetkikler de bir proje hazırlamak içindir. Tersanenin kuru. — İşte! - dedi. « Bir siyasi mesele. Büyük Pederiniz (S) paşa değil mi? — Evetl... — Benim pederim de malüm, mheş- hur hürriyetperverlerdendi. — Öyle amma bizim nikâhla bu iş- lerin münasebeti ne? — Ratip bey, bunlar, filhakika geç- miş şeylerdir. Lâkin benim için pek mühim... ve zannederim ki, anlattık- tari sonra siz de, hemşire de bana hak vereceksiniz. O zamanki politika hakkında uzun uzun izahat verdikten sonra delikan- ıyı incitmeden sürgün ve ölüm hâdi- sesini anlattı. — İşe oğlum, bu iki ailenin birleş- mesine imkân yoktur, — Fakat biz biribirimizi seviyoruz paşa efendi. — İsrar etmeyin oğlum... Fikrimden kimse beni caydıramaz. Bu kati ve sar. sılmaz bir hüküm! Paşanın vaziyetinde ümid verici bir hal olmadığını anlıyan Ratibin gözle. ri karardı. Fakat bütün metanetini toplıyarak son bir ricada bulundu: — Bari nişanlıma veda etmek mü. saadesini verir misiniz? — Tabi oğlum... Kendisile konuşun, lâkin fazla uzatmayın ki, yavrucak üzülmesin! Ratip Tendu'nun oturduğu odaya olr yanl Dine yn dün sa | lacağı saha da bu projede gösterile cektir.» İngiliz tezgâhlarına ihale edilen vapurlar İngiliz Suvan Hunter tezgâhlarına ihale edilen 11 vapur meselesi ehem« miyetli bir tetkik mevzuu olarak ele alınmış ve bu hususta müzakerelere geçilmişti. Son zamanlarda durdu. ğu haber verilen bu müzakere ve tet- kikatın yeniden başladığı duyulmuş- tur. Denizbank umum müdürü dün bu hususta kendisile görüşen bir muhar- ririmize demiştir ki: — Bu mesele tetkik edilmektedir. Alâkadarlarla müzakerelere . devamı” olunmaktadır.» Dün Etrüsk vapuru bir. tecrübe seferi yaptı Etrüsk vapurunda tetkikata de- vam olunmaktadır, Görülen lüzum üzerine dün vapur tahrik edilerek bir tecrübe seferi daha yapılmıştır. Bu tecrübede Denizbank umum müdür muavinlerinden B. Harun da bulun. muştur. İki Alman mühendisi raporu yakında hazırlayacaklardır. Denizbank idare meclisi toplandı Denizbank idare meclisi dün öğle- den sonra B. Hâmidin riyasetinde ilk toplantısını yapmıştır. Bu toplantıda meclis oaâzasından B. Yusuf Ziya ile umum müdür Yusuf Ziya Erzin ve bankanın yeni umum mü- dür muavini B. Suphi bulunmuşlar- dır, İdare meclisinin şimdilik B. Yu- $uf Ziyadan başka azası yoktur. Umum müdür ile yalnız yeni mua- vinin iştirak ettiği dünkü toplantıda Denizbankın muhtelif işleri üzerinde mühim görüşmeler yapıldığı kuv- vetle tahmin edilmektedir. Edirnede Halkevi balosu güzel oldu Edrine (Akşam) — Halkevi sosyal yardım komitesi menfaatına, memle- ketin münevver bayanlarından'mü- teşekkil bir komite tarafından hazır. lanan balo, Halkevi salonunda yapıl mış ve parlak bir şekilde sabaha ka- dar devam etmiştir. Baloda başmüşavirimiz B. Sabri Öneyle valimiz Niyazi Mergen ve şeh- rimizdeki konsoloslarla birçok zevat hazır bulunmuşlardır. , Dans müsabakaları, piyângo vesair eğlenceli numaralar tertip edilmiş ve gelenler neşe içersinde eğlenerek iyi bir gece yaşamışlardır. Heykel sergisi açılıyor Yarın saat 15 te Dağcılık klübünde bir Heykeltraşlar sergisi açılacaktır. fiye hanımefendi hüzünle: — Zavallı çocük! Onu evlâd gibi se verdim, Pek yazık! Ah! O aileden ol masaydı ne iyi olurdu. - dedi. Kardeşile oturan Perihan delikansı- Yı görünce sevinçle irkildi. Oh! Beli ki paşa red cevabını vermiş! Fakat Ra- tibin kızarmış gözlerine, perişan hali. ne baktıkça kalbi sızladı. Tendu me- seleyi öğrenince kim bilir ne hale gire- cekti! Bu düşünce genç kadında vie. dan azabı uyandırdı. Hayır! İki kişi- nin saadetile bu derece oynamağa hake kı yoktu. Şimdi kalkacak, bütün haki. ' kati itiraf edecek... Sonra... Sonra in- tihar edecekti, — Ne oldunuz evlâdım' 'Bu suali kapıdan giren Kadri Mem duh paşa sormuştu. O, Perihanın gög lerinden geçirdiği ruhi mücadeleyi ans Jamış, faciayı önlemek istiyordu. i Genç kadın şaşkın şaşkın bâktı. Co» şan iyi hisleri biran içinde kayboldu ve ses çıkarmadan yerinde kaldı, Izti rap ve hicap izleri yüzünde görülüyor. du, 'Tendu ise, nişanlısını görünce, nis kâhın hangi güne tesbit edildiğini nes şeyle sormuştu. Fakat sevgilisinin bedı bahtlık ifade eden çehresi karşısında ' müthiş bir korku benliğini kapladı. Delikanlı kıza yaklaştı ve artık göz yaşlarını saptödeniyerek: t (Arkası kei 5 X

Bu sayıdan diğer sayfalar: