13 Nisan 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

13 Nisan 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 amman mma, Ymm 1 PÜLİTİKA Ispanyanın vaziyeti İngiltere Akdenizdeki kendisinin iki istinat noktası olan Cebelüttarık müstahkem mevkii ile Malta adasında fevkalâde tedbirler almıştır. Tabya- ların bütün mürettebatı top başına Cebelüttarık boğazının cenubu garbisindeki Tanca beynelmilel davet edilmiştir. takası çok dar olan Cebelüttarık mevkiindeki İngiliz askeri ve deniz kuv- vetleri mensupları için cevelângâh idi, Bu mntakadaki İngilir efrad ve zabitanı bep birden geri alınmıştır. Bu ihtiyati tedbirler İngiliz üslübunun bir anda baskına uğramasına mani olmak içindir. Çünkü Cebelüttarık; etrafındaki İspanyol mevzileri 1904 senesinde münakid İngiliz - İspanyol muahedesi hilâfına tahkim edilmiş olduğundan her an baskın ateşi yapabilirler. Malta da bilhassa ha- yadan her an bir baskına uğrayabilir. Tanca etrafındaki hâkim mevkiler İspanyollar tarafından tahkim edilmiştir. Bu sebeple bu şehir de her dakika işgale maruz bulunuyor. İngiltereyi bu tedbirleri almağa sevkeden başlıca sebep (İspanyanın merkezi Moskovada bulunan komünist enternasyonali aleyhine olan Al man - İtalyan - Japon - Macar - Mançu misakına girdikten başka memle- keti ecnebi muharipler ile dolduracak gizli bir muahedeyi Almanya, İtalya ve Japonya ile akdetmiş olmasıdır. Bu muahede ile bundan sonra İspanyol ordusunun zabitan kadrosu ancak dörtte biri İspanyol olacaktır. Ordunun zabitan ve erkânınm yüzde yetmiş beşi Almanya, İtalya ve Japonya Harbiye Nezaretlerinin göndere. cekleri erkânıharplerden ve diğer zabitandan müteşekkil olacaktır. Bunun zahiri sebebi üç sene devam eden dahili harbin zabitan kadro. sunu âzaltmış olması ise de hakikatte İspanyanın kendisini Fransaya ve İngiltereye olmasıdır. karşı müdafaasını müttefiki üç büyük devlete bırakmış Bunun diğer bir delili de İspanyanın kendi bahri ve hava üslerinin tanzim ve takviyesini ve Fransa hududunda seksen kilometre derinliğinde Almanyanın Siegiried müstahkem hattına benziyecek bir müstahkem sa- ba tesisi işini Almanlara ve diğer mi masıdır. üttefiki ecnebi devletlere bırakmış ol- Artık İspanyanın Akdenizde İtalyanın müttefiki olduğuna Fransızlar şüphe etmiyorlar. İngiltere ile Fransaya karşı İtalya artık yalnız değil de- mektir. Şu kadar var ki İspanya harpten yeni çıkmış olduğundan müda- faasının tanzim ve takviyesi hususunda İtalyanın müttefikleri de İspan- yaya yardım edeceklerdir. AKŞAM NADİR BİR KİTAP Yeryüzünün en nadir kitabı Paris Milli kütüphanesinde nisanın sekizi- ne kadar teşhir edilen kitaplar. | Bu kitap Belçika kıralı 1 inci Ak | berin heykelinin dikilmesi münase- | betile beş nüsha tab'edilmişti. Bu ki- | taplardan biri 3 üncü Leopolda, biri kıraliçe Elizabete (verilmiş, diğer üçünü de Paris şehri, Milli kütüpha- | ne ve Lebrun almıştır. Kitapta heykel için para veren iki bin kişinin adı, heykelin resmi, di- kildiği gün söylenen nutuklar yazı- dır. Bu münasebetle gazeteler şu fık- | rayı analtıyorlar: Amerikan tâbileriden biri, genç bir şairin eş'arını tabediyordu. Ki- tabın prova olarak tek nüshasını bastı; tam bu sırada şair geldi ve tabı masrafını veremiyeceğini söyle di. Tâbi kitabı basmadı, ancak tek nüshayı fakir şaire hediye etti. Şair de kitabı şu ithafla reis Wilsona gön- derdi: «Hür Amerikanın reisine şairin say- gılarım sunar, tek nüshadır ve reis için basılmıştır.» Bu tek nüshalık mecmusi eş'ar Beyaz evin kütüphanesindedir. Fındık mı, Cenevrede İsviçre milli sergisi açıl- | dı, Bu sergide maşinizmanın iki re- koru kırıldı: 12,000 beygir kuvvetin- de yeryüzünün en büyük lokomotifi- nin yanında yeryüzünün en küçük elektrik motörü duruyor. Bu motör bir fındık büyüklüğün- dedir, amma küçücük bir elektrik ci- motör mü? hazı ile mükemmel işliyor. Bu fındık büyüklüğündeki motör İsviçrede yapıldı. 48 parçadan mü- rekkeptir. 160 gram “ağırlığında- dır. 5 milivat elektrik istihsal etmek- tedir. Bu motörü yapmak için sabırlı mühendis altı sene uğraşmıştır. Kilise çanlarına dair 865 yılında Venedikliler 12 kilise çanını kadirgalara yükleyip İstanbu- la gönderdiler. Bu çanlar Ayasofyaya takıldı. Notre - Dame kilisesindeki ağırlığı 16,000 kilodur. Rouen kilisesinin 36,000 kiloluk bü- yük çanı büyük ihtilâlde eritilip pa- ra yapıldı. Rusyada Protzkot kilisesiniy çanı çanın 175,000, Sen - Juan 57,976 kilodur. İngilterede Kanlerburi kilisesinin büyük çanını 24 kişi ancak çalabilir. di, Mevcud 5 çanı çalmak için 63 ki- $i lâzımdı. Yeryüzünün en ağır kilise çanı Moskovada Kremlendeki çanıdır. Bu çanı 1733 te İmparatoriçe Elizabet yaptırdı. 246,000 kilo ağırlığındadır. kilisesininki Edirnede Koca Sinan ihtilali. Edirnede biyilk Türk mimarı Koca Sinan için yapılan ihtifalin tafsilâtı. Mı yazmıştık. Yukarıdaki resim bu ihtifalde Edirne tarihi müellifi B. Osman Peremeciyi Koca Sinanın hayat ve eserleri hakkında izahat verirken göster. Askerlik bakımından günün durumu Bugünkü durumun askerlik dilinde ifadesi şudur: cülerin çarpışması ve iki tarafın çevirme hareketleri Büyük harbin bitmesinden bugü- ne kadar geçen zamana bir «huzur ve sükün» devri diyemeyis. Bu müd- det zarfında da gene fasılasız harp- ten bahsedildi. Fakat aradan epey bir müddet geçmesine rağmen Ak- şam'ın okuyucuları hatırlarlar ki o vakitler bu sütunda bu korkulara yer vermedik ve mühimsemedik, ha- kikat te bizi teyid etti. Çünkü har- bin olabilmesi için askerlik bekımın- dan müâyyen şartların mevcud ol- ması lâzımdır. Bu şartlar şu suretle hulâsa edilebilir: İstekleri birbirinin tamamen zıddı olan iki taraf meyda- na gelecek ve bu iki tarafın zafer ümid ve İhtimali de aşağı yukarı birbirine müsavi olacak. Vakia dün de umumi harbin neti- cesinden menun olanlar ve olmiyan- lar diye iki zümre vardı. Fakat bu iki zümrö arasında kuvvet müvaze- nesi ve binaenaleyh zafer ihtimali- nin müsaviliği yoktu. Onun için de harp olamazdı. Bugün ise bu ihtimal meydana gelmiştir. Binaenaleyh Harp tehlikesi başgöstermiştir. Biz bu ilk yazımızla mütevazin vaziyete gelen bu cephelerin Ü#mumt durumunu anlatacağız. Sonra da müteakip yazılarla bu her iki cep. heye mensup devletlerin kara, deniz va hava kuvvetlerini birer birer mü- nakaşa edeceğiz.” Sarahatle teayyün etmiş taraflârı artık zikredebiliriz. 1 — Almanya, İtalya, Japonya ve peykleri, (Muhtemel olarak Macaris- tan, İspanya) 2 — Fransa, “İngiltere, Polonya, Rusya ve peykleri. (Bunlar henüz katiyetle ifade edilemiyecek derece- de müphemdir). Vakia bu tasnifi bir dereceye ka- dar büyük harbin «merkezi devletler ve etrafındakiler. tabirile de İfade etmek mümkündür. Ancak bu vazi- yeti Japonya ile İspanya ihlâl etmek- Yazan; M. Şevki Yazman tedir. Büyük harpte bunların yerine kaim olan Osmanlı imparatorluğu merkezi devletlerin hududlerı çok genişlemesine rağmen onlar gene ka- radan irtibatları olan tek bir kütle haline gelmişlerdi. Bugün ise Japonya ve İspanya do- layısile oAlman - İtalyan blokunu yalnız merkzel devletler, diye tarif etmek doğru olamaz. Bu zümre ol- dukça geniş ve dünya mikyasında sap olarak ortaya atılabilir. Fakat bu rakamlar zaferi temin eden bir sürü unsurdan ancak bir tanesi bu- Tundüğu için kati bir şey ifade et- mezler. Bunların yanında bilhassa harp için hayati ehemmiyeti olan ham madde tedariki, sanayi, dünya ile münakale ve muvasalanın temi- ni ve ikmali gibi bir sürü unsurlar deha vardır ki ayrı ayrı gözden ge- çirilmeleri ve ancak ondan sonra bir hüküm verilmesi mümkündür. Yalnız iki taraftan her birine ayrı ay- rı zafer ümidi veren unsurlar şun- lardır; İngiltere bakımından: Donanma- daki tefevvuk dolayısile hasmın ab- lukası ve zaferin temini, Almanya bâkımından: Kara ordu- sundaki büyük tefevruk dolayısile geniş sahaların istilâsı, ham ve yiye- cek maddelerinin buralardan tedari- ki ve bu suretle muhasaradan kur- tularak isteklerini bilfiil tahakkuk ettirmesi, Hasmın kara ordusunun bunları kendi elinden alamıyacağı. İşte bu düşünee iledir ki İngiltere bir taraftan Almanya ve müttefikleri- nin etrafında eağlam duvarlar yap- mağa çalışırken, Almanya ve müt. tefikleri de buna karşılık sahalarını alabildiğine genişletmeğe çalışıyorlar. 'Tıpkı düşmanınn bir yanını çe- virmeğe uğraşan hasımla bu yanı alabildiğine uzatan diğer ordunun vaziyeti gibi. Yalnız şu fark var ki çevrilmeden kurtulmak istiyen taraf taarruz! hareketlerde bulunduğu için şimdilik elde ettiği mevzii muvaffa- kıyetler de mühim oluyor. Yani aş kerlik dilince «öncüler ileri atilarak ordunun büyük kısmına yayılma ve açılma imkânı hazırlıyorlar», Binaenaleyh Arnavutluk ve Çekos- lovakya gibi: her İleri atılış kendi ta- rafı için mühim bir kazanç temin et- mektedir. Ancak bu esnada bir müşahedeyi daha tesbit etmek lâzım: Pasif tedbirler ile hasmının etraf- ni çevirmeği düşünen taraf (yani İngiltere henüz mecburi askerliği bile ilân etmiyecek kadar teenni ile davranırken mutaarrız taraf ta an- cak kan dökülmesine ve kuvvet sar- fına lüzum göstermiyecek ilerlemeler yapmaktadır. Yani her iki tarafta da henüz kati karar verilmişe ben- zemiyor. Belki de bütün bu hareket ler bir meydan muharebesine mün- cer olmadan ve İki tarafın kendi harp (potansleline) güvenerek bir takım faydalar elde etmelerile kalacaktır. Binaenaleyh her iki bakımdan da bu devletlerin harp potanslelini göz- Türk - İran hududunda Müşterek gümrük binalarının inşasına başlanıyor Ankara 12 (Akşam) — Türk - İran hududunda yapılacak müşterek güm- rük binasının inşaatına yakında baş- lanacaktır. Müşterek bina hudud hattının Gürcübulak Bezirgan yolu üzerinde 45 ve A 45 hudud taşları arasındaki mahalde yarı kısmı Türk diğer kısmı da İran toprağına isabet etmek üzere yapılacaktır. Binanın ortasında her iki tarafa aid olmak üzere müşterek bir salon bulunacak, yolcularla yolcu eşyasının ve ticari emteanın muayeneleri bu müşterek salonda yapılacaktır, Müş- terek salon her ik! tarafın gümrük ve polis makamlarının nezareti altın- da olacaktır. İki taraf gümrük ser- visleri nakil vasıtalarını ve emtiayı kendi kanun ve usullerine göre mua- yene edeceklerdir. Müşterek gümrükte vazife gören memur ve ajanlara, gerek kendileri. nin ve gerekse ailelerinin erzak ve yakacaklarını diğer taraf arazisinden resimsiz olarak ithal edebileceklerdir. İtalyaya çavdar, arpa ve yu- laf için yeni kontenjan Ankara 12 (Akşam) — dar için iki milyon, B 66 pozisyonuna giren arpa için 13 milyon ve 918 inci pozisyonuna giren yulaf içinde 5 milyon liret olarak derpiş edilen kon- tenjanların yerine bunların yekünu olan 20 milyon üretin bir defaya mahsus olmak kaydile bu iç madde- ye birden kontenjan olarak tahsis edilmesini femin için İtalya sefaretile nota teati edilmesi hususunda Hari- ciye Vekâletine salâhiyet verilmesi Vekiller heyetince kararlaşmıştır. GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ BULGARISTAN Nüfus mıkdarına ve iktisadi kıymetine bir kuş bakışı Berlin - Roma mihverinin Balkan larda Bulgaristendan istifade etmek istediği Avrupadan bildiriliyor. Osmanlı devletinin bir vilâyeti iken 1878 Berlin muahedesile müstakil bir vilâyet şeklinde doğan Bulgaristan prensliği, 1886 da Şarki Rumeli vilâ- yetini ilhak etti; 1908 de de istiklâli- ni kazandı. 1912 Balkan harbinde Bulgaristan, diğer Balkan devletlerile birlikte yap- tığı muharebede, Çatalcaya kadar ilerledi; Ege sahillerine indi, Lâkin Osmanlı devletinin elinden çıkan era» zinin taksiminde müttefikler biribir- lerine girdiler ve Türkiye Edirneyi iş- tirdad etti. Dobruça da Romanyalı- lara kaldı. Harbe Almanlar tarafında iştirak edip mağlüp olan Bulgaristan, 1919 da Newiliy muahedesile Gömülcüneyi, Dedeağacı Yunanistana, Ustrumca, Timok ve Çaribroğ havalisini de Yu- goslavyaya terketti. Eçe ile irtibatı kesilen Bulgarita- nın mesahası 121 bin kilometre mu- rabbaından, böylece 103 bin kilomet- re murabbana indi, Bulgaristanın nüfusu 1926da 55 milyondu.1930 da 6 milyonu geçmiş bulunuyor. En kalabülık yerler Tuna kenarları, Sofya, Kızanlık, Köstendil Ovalarıdır. Nüfusun yüzde 84 ü Bulk tir. Bunlar, şimeli şarkide, manda, cenubu şarkide Yambolu, Harmanlı, Hasköy, Filibe civarında toplu olarak bulunurlar, Bu Türkler ekseriyetle çifçi ve bağcıdırlar, Vama ve Burgaz gibi sahil şehirle rinde 48 bin Rum vardır. Vidin ve oi varında da 75 bin Romen yaşar. Da- ğınık olarak 42 bin Musevi, 11 bin Er. meni vardır. Nüfusun yüzde 79 u çitçidir. Top- rak ufak parçalara ayrılıp çifçiye tal» sim edilmiştir. Sofyanın nüfusu 213 bindir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: