30 Mayıs 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

30 Mayıs 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

En büyük ilâç: UYKU En iyi uyunan ve uykunun vücuda en ziyade faydası olan mevsimdeyiz. Sıhhatini güzelliğini ve gençliğini mu- hafaza etmek istiyenler için en iyi ilâç uykudur. Hayatın üçte birinin uyku ile geçi- ği malümdur. Günde en az sekiz saat oyku herkes için elzemdir. Bu uyku- dan istifade edebilmek için vaktinde yatıp kalkmak şarttır. Gece geç yatıp sabah geç kalkarak sekiz saat uyumak erken yatıp erken kalkmak suretile uyunan sekiz saat uyku ile bir değildir. Vücuda faydalı bir uyku gece saat ondan sabah altıya kadar olan uyku- dur. Mümkün olduğu kadar sükünet içinde yatmalı uyurken hiç bir gürül. tü istirahatı bozmamalıdır. Oİnsan farkında olmadan uyurken işittiği gürültüden müteessir olur, âsabı sü- Kün bulmaz. En iyj uyku sükünet için- de ve karanlıkta uyunan uykudur. Akşam olunca vücudda uyku ihtiya- cı baş gösterir. İnsan farkında olma- d&>& bu arzuya karşı durur, âdeta bir mücadele olurs' Bir çok doktorların söylediklerine göre saat on birden son- Tâ bu hal artar, Geç yatıp geç kalkan. Jarın sekiz saat uyudukları halde tara- vetlerini çabuk kaybetmelerinin hik. eti bu çabalamadır. Vaktinde yatıp kalkıp iyi istirahat eden bir insanın ömrünün uzadığı, sıhhatinin iyileştiği gençliğinin uzun müddet devam ettiği tecrübe ile an- Jaşılmıştır. Hastalar için de en büyük ilâç uy- kudur. Rahat bir uyku hastanın üze. rinde o kadar iyi tesir yapar ki, dok- torlar ekseriya uyuyan hastanın ilâç vermek için bile uyandırılmamasını tavsiye ederler, Bilhassa nekahat halinde olanlar uykudan çok istifade ederler, Bunlar. uyudukça dinlenirler ve bu &üretle kuvvetlenirler, Hasır şapkaları muhafaza Yazık hasır şapkaların yeni gibi kalması için hafif bir itina kâfidir. Siyah hasır şapkaları sokaktan gel- dikçe fırçalayıp. tozunu almalı. Ayda bir şapkayı firçaladıktan sonra bir &i- yah kadife parçası üzerine bir iki damla zeytinyağı akıtmalı ve bu yağlı kadife ile şapkayı hasının yolunca sil. | meli. Şapka pıni pır Beyaz hasırlara &' ce, onları da her zaman fırçalamalı. Renginde ha- fif bir sararmak alâmeti görülünce te- miz bir bezi Jimon suyuna batırarak hasırın yolunca silmeli. Hasır bembe- yaz olur. Tefrika No. 11 yepyeni olur, © "Tenis, umumileşen bir spordur, Ba- zi karilerimiz tenis elbise modelleri- nin dercini istemişlerdir. Bu arzuları- nı yerine getiriyoruz: 1 — Kırmızı benekli şantung elbise, Eteğin aşağısı, kol ağzı ve yaka etra- Makasları bilemek için kolay! bir usul Makaslar körleşince bileyiciye bilet- mektense makasla zımpara kâğıdı kes« mek kâfidir. Makas bilenmiş gibi olur. Çiçekleri vazolarda uzun müddet saklamak Çiçeklerin uzun müddet vazolarda taze olarak muhafaza edilmesi için şekerli, yahut sabunlu su kullanmak iyi neticeler varmektedir. Güller, karanfiller, krizantemler Şekerli suda dayanır, Diğer çiçeklere sabunlu su İyidir, Birer tutam tuz ve boraks sapunlu suya karıştırıırsa çi- çekler daha çok dayanir. Güneş banyosu için HAKVER Kremi ve hakiki güneş yamgı ren- ginde KREM ve PUDRAYI ancak ve yalnız. Parfümörü HAKVER de bulabilirsiniz. ÇE PE Mühendis kapıyı açtı, danstan ây- nlmış olan Ninayı aradı, buldu ve önünde yerlere kadar eğildi. Kolonel, prensesin ona elini uzattığını, son- ra konuşarak beraberce yürüdükle- . rini gördü, Kadın, belden yukarısı çıplak, nazenin, narin ve gevrek bir şey, ber güzel, taze kadın gibi tama- men Yayiha, ipek, şeker, lâtif bir çiçek demeti, bir meyva hevengi, bir parfön paketiydi. Bu tatlı realitenin arkasında, Yalta rıhtımında atının şakağına tabancasını boşaltan telâ- tin çizmeli ve Astrakan ceketli ha- şin ve zalim Moskof kızı Kolohele korkunç bir masal veya filim tipi gibi hayali göründü. ” General Gouraud Ninaya doğru yü- rüyordu. Yüce Komiser o gün şimali Suriye- den iyi haberler almıştı: Derigoin kı- tasının Amanos eteklerindeki Tatal- uşağı mevkiinde çetelere bozulup ko- Jonelin ölümünden sonra güyrete ge- Yazan: REFİK HALİD len yeni kuvvetler, kolonel Laborde-ve Garre kıtaları muvaffakıyetli bir yü- rüyüşle Meydanekbezde birleşmişler, Toprakkale - Erzin - Çakaldere hattı- mi tutmuşlardı Onun için Nina ile konuşmağa baş- layınca dedi ki: — Madam, askerimiz «izi zevcinize kavuşturacak olan yolu önünüze aç- makla meşgul. Pek yakında rahat ve emin bir şekilde Fransiz bayrağı ak tındaki yerlere gidebileceksiniz. Sonra lâkırdıyı çevirdi: — Lübnanı beğendiniz mi? diye sordu, — Hususiyet güöstermiyen < alelâde bir güzelliği var. Akdeniz kıyılarına mahsus muttarid güzelliklerden... Bi- raz muz, biraz portakal, biraz frenk incirile sıcak iklimlere benzetilmek is- tenmiş bir ser, Korkunç olamamış ka- yalıkların kavradığı yapma samlan koylar ve kumsallar... Kocaman, galatı tabiat başlı ve uska, kemik vücudlü çam ağaçlarınm seyrek seyrek dizil- KA d | lan çilekleri bu bisküilerin üzerine fı kırmızı şantungla süslenmiştir. 2 — Beyaz keten elbise, Hiç kolu yoktur. 3 — Pembe ketenden şort, Ceplerin yarısı lâcivert ketenden yapılmıştır. Çilekli puding | 500 gram çilek, 250 gram savoyard | denilen kâğıda yapişnuş ince biskül, üç bardak süt, dört yumurta, 100 gram | şeker, sekiz kaşık rhum veyg konyak dört kaşık su, bir az vantiya almair. Su ile konyak veya rhumu karıştıra- rak bir tabak içine koymalı, Bisküileri | üç kısma taksim etmeli. Bir kısmını bu suya batırarak ıslatmalı ve derin. ce bir tabak içine dizmeli, üzerine çi. | leklerin yarısını yerleştirmeli, i İkinci kısım bisküileri ıslatarak Si- kı sıkı çileklerin üzerine dizmeli, ke. koymalı, Nihayet üçüncü kısım bisküileri de ıslatarak en üstüne dizmeli, Üzerine bir tabak kapamalı ve ağır bir Şey ko- yarak beş altı saat öylece bırakmalı. Diğer taraftan sütü, şekeri ve vanil- yayı ateşte kaynatmalı içine telle vu- rularak köpürtülmüş yumurtaları at- | karşıştıra karıştıra hafif ateşte kaynatmadan pişirmeli, Koyulaşırıca ateşten indirmeli soğu- talarile süslü heybetsiz dağ“ tepeleri... Güneşte fazla isındığı için lezzetsizleşmiş bir mandalina kekü- u... Cebel evleri dışmdan sarayı, içine girince manastırı andırıyor. Uzaktan bakınca üslüpsuz ve ruhaniyetsiz ki Yiselerini cephane depoları sanabilirsi- niz. Ya o kırmızı Marsilya kiremiti bolluğu... Lübnanda güzelliğini ya- vanlaştıran birşey seziyorum, buna bir darlık mı desem, bir dama tahtasına 2 nl Ra benzeyiş, bir hendese koruluğu mu? Anladığım şudur: Toprağında ve hal- kında kapris eksik, Düşünmeden deği. $iveren bir irade, iyi ve fena bir zekâ sivrilişi, hareket ve şekilde âni bir te- beddtil.... İşte bunlar yok... Yüce Komiser gülümsiyerek dinli. yordu, daha dinlemek istiyordu: — Şama gittiniz mi? Halbuki Gouraud, Ninanın Şama gittiğinden, Damasküs palasta iki ge- ce kaldığından saati saatine haber- dardı. — Evet. Şam ecnebiler için pek pi- toresk olabilir. Sokaklarda göz hasta- Yıklı dileneller çok. Boyunlarından ası- dı tulumlarda bulanık şerbetler satan ve gene tulumları sallıyarak sokakları sulayan adamlar var. Kapalı birkaç çarşı ham kenevir, anason ve yapağı ko- kuyor, Kebab dumanı bulutlarından geçiyor, keçi kılı karışmış toz yığın- larından aşıyorsunuz. Garplı için ele geçmez bir nimet.... Fakat bir Rus için 4 — Mavi tual dö suadan bütün pli- se elbise, Pliseler eteğin yarısına ka- dar ayni renk kordone ile dikilmiştir. 5 — Sarı üzerine mavi çizgili keten- den elbise. Eteği ve bluzu biye olarak yapılmıştır. Lâslik eldivenler nasıl temizlenir? Ankara, Leylâ İffet: 1 — Evişlerinde kullandığınız iâstik eldivenler! temizlemek İçin soğuk sabunlu su İle yıkadıktan sonra bol su le çalkalamak Jâzimdır. E- divenleri dalma parmak uçlarından 88- maldır. Bu eldivenler katiyen benzinle temizlenmez ve yıkanmaz. ? Kaşlarmızın parlak ve biçimli dur- ması için her sebah küçük bir fırça ile fırçalamak iâzumdır. Bir tabak içerisine bir kahve kaşığı gliserin, yarım kahve ka- #ğı su ve yarım kaşık kolonya koymalı, Karıştırdıktan sonra bu suya fırçayı ba- tırarak bir kaç defa kaşlar üzerinden ge- İ girmek faydalıdır. 3 — Yılan derisi çanta ve ayakkabıları yumurta akı ile silinirse gayet İyi temiz- lenir, Marulun faydası Hergün sabah akşam birer marul yenilirse kan Lazelenir, cilt ber şir, gece rahat uyku uyunur mağa kmali; Yemek vakti çilekli bisküileri kalıptan bir tabağa çevir. meli, üzerine soğumuş olan kremayı dökmeli ve sofraya çıkarmalıdır. şiklik sayılmaz. TAŞKEND de dereleri, kavakları, çarşıları, kıya- fetleri, deve sürülerile çöl ortasında Şama benziyen bir vahadır. Ve böyle vahalar Rusyada pek çoktur, FAYSAL'ın elinden Şamı fetheden general dedi ki: — Fakat ne geniş, ne sulak, ne yem- yeşil bir vahadır Şam... — Onun güzelliğini çölü aşıp gelen yanıklar anlarlar. Daha dün Loire bo- yu şatolarından ayrılmış olanlar için hiç bir yerin sulaklığı ve yeşilliği gö- nül avutmağa kifayet edemez. Generalin gözleri önünde Fransa- sının bu en Uzun irmağı -sâyısız güzelliklerile, şehirleri ve şatolarile, bağları, dutlukları, gülbahçeleri, k&- Dalları, şoseleri, tren ve tramvaylarile - tarihi ve mamur, misilsiz bir manza- ra canlandırdı. — Hakkınız var, Madam! dedi ve sonra memleket sevgisinin uyandırdı- ği bir derdleşme lüzumile ekledi, Arap ve Suriyeli ruhları arasında farklar var. Biz bunu tahlile meşgulüz ve zorluk çekiyoruz. — Bir 'Türk darbı meseli hatırlıyo- rum: Büyük başın ağrısı büyük olur. — Bu lisanı da bilir misiniz? Nina durukladı ; — Teessüf ederim ki, pek az, Kir- kızca birkaç kelime, Tatar şivesinde beş, on cümle... Halbuki çocukluğum- da Kazan ve Kırımda bulunmuş, genç- Moda haberleri # Çizgili veya benekli kumaş- lardar yapılan kanoiye biçimi şapkalar modadır, * Siyah elbiselere gayet enli yeşil kemer koymak rağbettedir. “k İnce tüyden yapılan boülar tükilerin yerine kaim olmaktadır. Üzeri dantel, avuç ve parmak içleri podösilet eldinenler bu yaz çok kullanılacaktır. * El çantalarına altın veya gü- müş (inisyal) marka koymak mo- dası geçmiştir. X Siyah ipekliden yapılar elbi- selere beyaz kordone ile birkaç s1- ra makine Leyeli çekmek, beğeni- len bir garnitürdür. # Etekler gayet bol ve gayet kısa giyilmektedir. i Sarmısak kokusuna karşı şeker! Sarmısak yenildiği zaman ağızdaki kokunun zail olması için bir iki çay şekeri yemek kâfidir. Bunu tecrübe etmek güç bir iş değildir. Çar sofrası Ada, Ayla; 1 — Saat beşte misafirleri. nize bir çok şey ikram edebilirsiniz. Çay, buzlu şerbetler, dondurmalar daime ik- ram edilebilir. Bunlarla kek, biskü!, pas- ta, torte, sandviç verilir, Buzlu çay ve meyva salatası gibi şeyler misafirlerin pek hoşuna gider. rakı gibi içkiler saat yediden son- 2 er pastası denilen getenun tertibi şudur: 225 gram tereyağı, 775 gram toz şeker, $ yumurta, 250 gram un, iki kahve kaşığı beking. çay fincanı süt, rendelenmiş bir limonun kabuğu ve 30 gram toz ka- kao #lmalı. Tereyağını elle ezerek köpürtmeli, Yu- murtaların yalnız sarılarını telle köpür- tüp bir defa yumurta sarısı, bir defa toz şeker nöbetle ve azar azar yağa ilâve etmeli, Evvelce elenmiş olan wna bakingi karıştırmalı ve tencereye, yağa oYavasça Mâve etmeli. Hamur iyice kanşınca İkiye ayırmalı ve ayrı kaplara taksim etmeli, Biri rendelenmiş İlmonu, diğerine kakaoyu karıştırmak. Yumurtaların aklarını telle vurup seri- Teşinceye kadar köpürtmeli ve iki etraftaki hamurla çörba kaşığı ile ayni m'kdar taksim ederek karıştırmalı, Küçük yuvarlak bir kalıp veya tepsi almalı, yağlamalı ve biri beyaz, diğeri ka- kaolu hamurdan çorba kaşığı ile alarak kalıbı sera ile doldurmah, Hamurlar bir- birme bulaşmaz ve yayılmazsa zararı yoktur. Pirmda pişerken hepsi yoluna girer. Sıcak f) rk dakika pişirmelidir liğim de Orenbourg'da geçmişti. Bu şehir Kırkızlarla Başkurtların stepler- den at getirip sattıkları bir yerdir. — Ne münasebetle orüda bulundu- nuz, madam? — Babam valii umumimiydi. Sonra bizim #lemizin bir şubesi Tatar ve Müslümandır. Asılları Cengize varır. Cengiz ismini işitince Gouraud ka- dınım tipik yüzüne daha dikkatle ve merakla baktı. Kökleri kızıl, ucları si- yah iri kirpikleri gözlerinin altına çöl lerde görülen bir serap manzarası ak- seltirmişti: Suya dalmış bir sıra na- zenin söğüd gölgesi... Ninanım mendili elinden kaydı, ye- re düştü. Bir Paris çocuğu olan general eğil. di; Nina da eğildi. Birinin sol, öbürü- nün sağ eli, cilâlı parke üzerinde da- ğinik ve rayihalı yatan bu beyaz Gül Üzerinde birleşti, Karşılıklı gülümsediler, ip yal Volkan kovuğundaki in Karanlıkta iki saattenberi içinde dow Jaştıkları çay yatağı Nezihe bütün gep tikleri yerlerden daha acaip, deha| Arızalı, çok girintili çıkıntılı göründük, Yarlar, inler, bataklıklar ve kayalık- Jarla dolu idi, Her türlü baskınlar yü- mp gizlenmeğe müsaid olduğu geen leyin de belli oluyordu. (Arkası var) ; d Ü

Bu sayıdan diğer sayfalar: