30 Mayıs 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

30 Mayıs 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Istanbulun mahsul bayramları Tee m Bursa mektupları kadi alen: 2 e a e ———— Marul bostanlarında hemşe- | Bursada Koza ve İpek rilerimiz nasıl eğleniyor pazar gün- Bilmem İs- ruyorsunuz? a uğrad çtinizse iğne atılsa oluk oluk ir ırköyüne işleyer bınn ge i davet ediyor. Bos- den belediye nizâ- i edilen hasır is işler... Ko- yer hasırları m tuz atıyo ayni fıçıya batira çıkara ya... O başka...) se beş kurusa... İskemle- tuzu, safası, kekâsı çeşmi yil marullari yıkı Marvi Rumca asıllı bir kelime ol- Cufuna göre, Orta Asyadan gelen Türkler bu sebzeyi buralarda bulmu- $a, benzerler Fakat iyice benimse. mişler... Senede bir kere marul tar- Jasmdan geçmek iyi imiş derler... Her halde ilkbahar mevsiminde de iptidailiğe avdet ederek bu tatlı ve nefis otu hatır hatır yemek te zevkli ve faydalı... İnsan vücudünde bir ta- zelik duyuyor... Marul, hemcinsimi- zin çiy olarak yediği ender otlardan! Eskiden: — Veremlere şifadır! - derlermiş, Hatlâ büyük annelerimden biri, bu tedavi İle sıhhatine kavuştuğunu iddia ederdi Sonra doktorlar güldüler: — Böyle şey olur mu?... Marulun olacak?... Şayet mikrop- m tifo olmasına sebebi- yet verir... O kadar. Fâkat daha sonradan gene tıbbi telâkki değişti. «Marulun içinde vik taminin en civcivlisi var!ş dediler... Bostanda marullar toplanıyor her halde - tifo tehlikesini bertaraf ettikten sonra - yemeli... İnsan iyi bir şey olduğunu vücudünde tecrübe Bandırmada Spor ve Gençlik bayramı Bandırma (Akşam) — 19 Mayıs Spor ve Gençlik bayramı toprak tesviyesi henüz biten yeni stadyonda bütün mekteplerin iştirakile yapılmıştır. Bandırma ortaokulunun muntazam beden hareketi çok alkışlarımış ve bunu müteakiben sporcu bir genç ve ortaokuldan bir talebe nutuk söylemiş- Jerdir. Öğleden sonra Fatih Halkevi takımile Bandırma Halkevi takımı arasın. da bir futbol maçı yapılmıştır. Çok heyecanlı devam eden bu samimi maçta Fatih Halkevi takımı bire karşı iki golle"galip gelmiştir. meyva etrafında bir nevi festival tertip etmek ve İstanbulun çok semtlerini mevsim mevsim canlandırmak mümkündür Bir bosatnda marullar yıkanıyor ediyor. Gene eskilerin iddiasına na zaren «kanı temizler; imiş... Bu, en doğrusu olsa gerek... “ Asıl söylemek istediğim: Marul, İstanbulluların senede bir kaç gün işte böyle Lânga, Yedikule ve sair bostanlar civarında bir nevi bahar bayramı, mahsul bayramı yap- malarına sebebiyet veriyor. Buralar- da halk toplantıları teşekkül ediyor. Fakat yalnız marul etrafında de- gil, meselâ sonbaharda üzüm cetra- fında da ayni kalabalık görülmekte- dir. Halkın sevdiği bağlar var. Ora- lara gidiliyor. Şarkılarla, eğlenceler. le, yemek yemekle bütün bir gün ge çiyor... 'Türkelr, eğlenirken bir şey yemeyi severler. Bu da hiç tenkid edilecek fena bir huy değildir. (Yalnız tiyat- roda fıstık yemek müstesna...) Ala- turka musikinin bile bir meze &of- rası başında dinlenmesi ayıp sayıl mamaldır. Bu, olsa olsa bir âdet farkından ibarettir. Bu yazımda şunu söylemek istiyo. rum ki, marul, üzüm, dut bolluğu zamanlarında İstanbullular bu mah- sullerin en bol olduğu yerlere top- lanıp buralarını panâyır haline ge- tiriyorlar. Böyle toplantıları teşvik etmek, daha hoş bir hale getirmek belediyenin vazifesidir. Hattâ emsa- Mini çoğaltmalı; Kiraz bahçelerinden başlayarak, her münasip semte her meyvanın bir parkını yapmalıdır. Buralarda sabit tesisat yapmağa ha- cet yoktur. Sıralar, iskemleler, ha sırlar, seyyâr kâmeriyeler, bir yan- dan öte yana da - zamanı gelince - nakleğilebilir. Böylelikle, kaç mey- va, kaç mahsul varsa onun en mü- tekâsif merkezinde bir hayat, bir neşe doğabilir, Hem müstahsil istifa- de eder, hem nakliyat vasıtaları, hera de ucuz eğlendiği için halk... Burd&- lara musiki ile hayatlarını kazanan- lar en başta olmak üzere, diğer es naf ta gelir. Son müthiş muharebelere sâhne olmadan evvel, Barselon şehrinin 365 muhtelif sokağında senede bir gün bayram yapılırdı. İstanbulun da bir çok yerlerini bilhassa bahar ve yaz mevsimlerinin muayyen günle- rinde şenlendirmek mümkündür. Fesitvallerde olduğu gibi önceden ilân edilir. Halk falanca gün falan- cn yerin falanca mahsul seyranı di- yebilir... Ve giderler... Eğer teşkilâtı, hüsnüniyetli oya- pılırma kimsenin burnundan gel mez... Millet te, müstahsil de mem- nun olur, Görünüyor ki sade bir marul bay- ramı, İstanbulu ber sene bir ay, bir buçuk ay şenlendirmeğe, oyalamağa, harekete getirmeğe kâfidir. — Y. Ç. istihsali artıyor Yeni mahsulün çok temiz ve iyi olacağı anlaşıl. maktadır. Bu sene hariçten fazla taleb vardır Bursa (Akşam) — Koza ve ipek İs- tihsali her yıl in- kişaf etmektedir. Geçen sene 59 bin küsur kutu tohum açılmıştı. Bu se- ne 70 bin kutu to- hum satılmış, Du nun 61 bin kutusu açılmıştır. Şu he- saba göre bu sene- ki tohum satışı yüzde on, açılışı ise yüzde iki fark göstermektedir. Yeni mahsulün fevkalâde temiz ve randımanlı olaca- ğı anlaşılıyor. iHa- yalar çok uygun gidiyor. Fenni ve dikatli bir nezaret altında yetiştirile- Tek İpek böcekçi- Mği enstitüsünün kışlağında o mw hafaza edilen to- humlar hastalık- sızdır, Dut yaprak» S4 ları temiz ve be- reketli olmuştur. Halkın böcek tut- ma ve koza yeliş- tirme bilgisi ise, se neden seneye ok & gunlaşmaktadır, Bütün bunlar, Bursa kozacılğı- nın inkişafında müessir olmakta» dır Mıntakamızın geçen seneki koza istihsali 1,118,000 kilo idi. Yeni mah- sulün 1,300,000 kiloyu bulacağı tah- min edilmektedir, Fiatler normal şeklini muhafaza et- mekte ve alıcı arttıkça tabil bir yök- seliş kaydedilmekledir, Sön yıllarda harice yapılan kuru koza satışlarımız, büyük bir inkişaf vadetmektedir. 937 ye kadar dış piyasada yalnız Fran- sa müşterimiz iken, bu yıl İtalya ve İsviçreden de koza almağa başlamış- Yukarıdan aşağıya doğru: Bursada koza satışı, dut yap- rağı yiyen böcekler ve ipek böceği yetiştiren bir aile kalmıştır, Bir taraftan Ihracat mikta» rının yükselmesi, diğer taraftan mem- Jeket içindeki ipekli kumaş sarfiyatı- nın artması, Bursa kozacılığının in- kişefı için en kuvvetli garantiyi teşkil etmektedir. Birkaç sene evvele kadar yılda birkaç ay tatil yapmağa mecbur olan fabrikalarımız, iki senedir mües- | seselerini bu tarzda kapamağa lüzum lardır. Bü talepler, fiatlerde sağlam * bir istikrar temin etmekte ve yetişti. ricileri fazla istihsale teşvik etmekte- dir, Nitekim kuru koza piyasası âzami 230 kuruş iken, birkaç gün evvel İs- | viçreye ihraç edilen büyük bir kuru koza partisi 291 kuruştan muamele görmüştür. 988 senesi mahsulünden Fransa, İtalya ve İsviçreye satılan ko- za miktarı 75 bin kiloyu bulmuştur. Daha şimdiden yapılan yeni talepler- Je bu miktarın mütemadiyen artaca- İ Sanu, ğı, fiatlerin de o nisbette yükseleceği | anlaşılmakadır. elinde yalnız 14 bin kilo kadar mal görmeden çalışmağa imkân bulmuş- lardır. Bu da gösteriyor ki, bir aralık tabii ipeğe ciddi bir rekabet yapacak gibi görünen suni ipek modasına rağ- men, İpeklilerimizin revaç ve rağbeti azalmamış, bilâkis, halkımızın satın alma kabiliyetile mütenasip bir şe- kilde ipekli kumaş sürümü de ziya deleşmiştir. İzmir müddeiumumisi terfi etti İzmir (Akşam) — İzmir Cümhuri- yet müddeilumumisi B, Kemaleddin mesaisindeki omuvaffakiyeti nazarı dikkate alınarak, Adliye Vekâ- Jetince dördüncü dereceye terfi ettirir miş, maaşı 90 liraya çıkarılmıştır, İz- i mir Adliye erkânı arasında birçokları Geçen seneki mahsulden tüccar İ daterti etmiş, bazı nakiller yapılmış- tar, Cemubi Amerikada Peru hükümetinin merkezi olan Lima şehrinde beş yaşın. da bir kızın bir çocuk doğurduğunu telgraflar haber vermişti. Yukarıda kü. çük ana ile çocuğu görünüyor

Bu sayıdan diğer sayfalar: