5 Temmuz 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

5 Temmuz 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

NE POLİTİKA Danzigde vaziyet Şimdi bütün dünyanın nararları Danzig mmtakasına tevcih edilmiş bu- funuyor. İngiliz Başvekili B, Chamberlain son beyanatanda, Versay muahe- Gesi ile asker, harp gemisi, tayyare ve defi topu bulundurmaktan memnu plan «Danzig hükümeti erazisinde şimdi askeri tedbirler alındığını ve seyyah mfatile Almanyadan bu mıntakaya mütemadiyen artan bir surette Almanlar Akın etmekte bulunduğunu ve (Memleket muhafızı) namı altında bir müğa- #na kuvveti teşkil edildiğini» haber vermiştir. Bu vaziyet karşında İngilterenin Frünsa ve Lehistan ile kı temasta plduğunu da ilâve etmiştir. İngilterenin her hangi ihtimale karşı hazır bu. funmak üzere alâkadar erkâmharbiyeler arasında lâzımgelen tedbirler alın. dığı da söylemiştir. Bu beyanattan sonra Danzig hükümetinin ahdi kayıtlara bakmıyarak Lehistana karşı askeri müdafan tedbirleri aldığına şüphe kalmamıştır. Fa- kat gerek Polonya, gerek Almanya gayet soğukkanlılık ile hareket etmekte. dirler. Polonya, ne Dansigin işlerine müdahale claniş, ne de mükerreren işan edilmiş olmasına rağmen, Danzig hükümeti nezdinde teşebbüslerde bulun- muştur, v Almanya da sakin davranmaktadır. Hattâ bir Alman kruvewörünün Danzig limanını ziyaret edeceğini, alelâsul Polonyaya haber vermiştir. Bu- gün bütün teşebbüs ve hareketi yapan Danzig hükümetidir. Buradaki nazi partisinin başı Forster, Dânzigin Almanyaya iltihak etmeğe karar verdiğini ve lâkin tarihinin tayinin Hitlerden beklediğini de ilân etmiştir. İngiltere ile Fransa, Polonyayı müdahaleye teşvik için, ihtimal Mosko- vadaki müzakerelerin neticesini bekliyorlar, AKŞAM Büyük harp nasıl patladı? 'Tara yirmi beş yıl oldu. 28 haziran 1914 de Avusturya veliahdı Arişdük Fransun Ferdinand karısı Hohenburg düşesile Bosnanın merkezi Sarajova- ya gitti. 1911 de «Kara el» denen bir Sirp - Boşnak birliği kurulmuştu. Bu birli- Kin azasından bir de Gavrilo Prensip yardı, Beş on arkadaşile Arşidükanm hayatına kasdetmeği kararlaştırmış. angak bir zabiti yaraladı. Kahrinoviç yakalandı. Sarajova kumandanı general Poto- ricke hâdiseden sonra iyi tertibat alıp almadığını sordular. — Bir günde iki suikasd yapılmaz! cevabını verdi, Kafile yola devam etti, Ancak geçe- cekleri yolları değiştirdiler. Fakat ara- bacı yolu şaşırdı. Franz-Jozef caddesi. ne sapınca general Potoriek: — Geri dön emrini verdi, rıhtamdan gideceğiz. Otomobil Franz-Jozef sokağından çikmak için geri bastı ve tanı Gavrilo Prensipin önünde durdu... Arşidüka katilin tam karşısındaydı. İki el (a- banca patladı, iki kişi yere düştü, Ar- şidüka We karısı ölmüştü. İşte bu hâdise büyük harbe sebep oldu ve 1914 den 1918 e kadar on mii- | DAR Mep Gi Tayyare ne işlere yarıyor? Eskidenberi boğmacaya yakala. nan çocuklara hava değiştirirler. De- niz kenarına götürürler, hatta veğur seyranlarına çıkarırlardı. Balon icad edildikten sonra boğ- macalı çocukları balona bindirmeğe başladılar, Bugün Alman doktorlar minen tayyare ile gezdiriyor- geç, > ön boğmacahlar pek az öksürüyorlar ve öksürükleri de pek çabuk geçiyormuş. Son senelerde Almanyada tayyare çamlara musallat olan tırtılların Imhasma da yaramağn başladı. Geçen sene Almanyada 200,000 hektar çamlık tırtılların hücumuna uğramış. Mücadele için bir ilâç bul. muşlar, fakat bu (âcı 200,000 hek- tarlık sahaya serpmek kolay mi?.. Bunun için tayyarelere bombalar koymuşlar, içlerine tırtılları *mha eden ilâcı doldurmuşlar ve tayyare- leri ormanların üstünde uçurarak ağaçlara bu ilâcı bol bol ve rahat ra- hat serpmişler.. Çin sokaklarında ışık Çinde bir hercumerçtir gidiyor. Bu gün en bilgin bir coğrafya merakis- ana Çinin hududunu çizdirseniz ye pamaz. Neresi Japonların, neresi Çi- nin pek beli değil Neyse biz işin #iyasi tarafında değiliz. Gelelim fik- yüz elli bin altın koydu. Maliye Nazırı parayı aldı, yarısını maiyetine dağıttı, yetmiş beş bin al Edirne elektrik tesisatı Nafia Vekâletire devrediliyor Hatay valiliğine tayin edilmesi ks- | & Edirne (Akşam) — Hükümetimiz Yarlaştırılan Emniyeti umumiye mü- dürü B, Şükrü Sökmensier dün şeh- karşılanmıştır, B. Şükrü, dün öğle yemeğini Dr. LâtfI Kırdarla birlikte yemiştir. Feryal vilâyeti teşkilâtı kanunu et Meclisince kabul ve yük- ek tasdike iktiran ettikten sonra B. Keme de yeni vazifesine tayin edile ket dece ni vazifesi başuna bare tarafından satın alınan Müttehid Elek- rik şirketinin Edirnedeki fabrika ve tikal devresini müteekip bütün hukuk ve vecibesile birlikte belediyemize derrolunacaktır. Elektrik şirketinin belediyeye dey- rinden sonra elektrik flatlerinde ten- zllit vanılarağını hsher aldım. Gençler arasında tatlı ve aşikane sözler artık “ iflâs etmiş! Bir Fransız muharrir genç nişanlıların neler konuştuk- larına merak ederek bunları dinlemiş ve hangi etin da- ha hafif olduğundan, yağ lekesinin nasıl çıkacağından bahsettiklerini duymuştur. Muharrir «herşey gibi aşk da kısmı piyenlerdeki ilânı aşk sahnele- rini taklit etmiş, bir kısmı daha faz. la coşmuş, ateşli sözler söylemiştir. Bunları dinliyen yaşlı bir adam de- miştir ki: — Bu kadar gürültüye, yorulmaya ne lüzum var?.. Aşk, hakiki manasi- le aşk ölmedi mi?.. Müsabakada bulunan vo bu sÖz- leri duyan bir Fransız muherriri di- yor ki: «İhtiyarın sözlerini tama men doğruya kabul edemeyiz. Fakat bu sözlerde birçok hakikat tarafı mev- cut olduğunu Itiraf etmek lâzım ge- ir, Bugün gençlerin bütün düşün- cesi spor, oyun, plâj gibi şeylerdir. Hissi noktalar ikinci plânda kalıyor. Bu vaziyette iken bir kadına kendisi. ni sevdiğinizi söylemek için o kadar ne lüzum var. İki kelime kâfidir: «Sizi seviyorum, dersiniz biter. Üst tarafı edebiyat... Fakat acaba edebiyata lüzum yok mu? Bilhassa aşk sahasında. Bu- realist oldu» diyor nu iddia eden birine bir başkası şu cevabı verdi: — Siz ne söylüyorsunuz. Artık kadınlar eski devirlerdeki kompli. manlara kulak asmıyorlar. Hatta bu gibi sözler canlarını sıkıyor. Hem bu telefon asrında uzun aşk mektupla rına ne lüzum var? Üç kelime #le anlaşmak kabil oluyor: Cumartesi günü gelin, bu akşam sizi beklerim Bu sözler beni korkuttu... Rtrafı- ma baktım, mahallemizin posta müvezzinin birçok renkli zarflar ta- şadığnı gördüm. Oturduğum semt Iş adamlarmın bulundukları bir yer değildir. Şu halde bu renkli zarflar. la aşk mektuplarından başka ne gönderilebilir? Bu düşünce üzerine korkum azaldı. Evimden çıktım bir meydanda kanapelerden birine otur- dum. Arkamda genç bir çift vardı. «Acaba ne konuşuyorlar?» diye ku- lak kabarttım, Şu mükâlemeyi duy- dum: e >. #* Srsun. Bu man sığır eti yeriz. ala — Ceketinin yakasında var. Acaba benzin bu lekeyi arar mı? — Vallahi bilmem. Bana kalır : şu askıdan vazgeçip kemer kullan den bahseden bu iki genç neler ko buşuyorlardı... Diğer birkaşeriiki. leme dinledim; hep bu tarzda şeyler, Aşktan, gözlerinin parlaklığından, güzelliğinden bahseden bir şeylet duymadım. Romantik devir yerine realist de vir kaim olmuş, Edebiyatta olduğu gibi aşkta da realist olmak lâzımlı.” Maamafih o kadar yelse düşmeme- li. Kelimelerin manalarını başka Sü» retle düşünmek mütöselli olrak için kifayet eder. Meselâ bir kız «haruç- lu et çok hafiftir, dediği zaman bu- nun: «Sizi bütün ömrümce Seveog- ğim: manasına geldiğini kabul et- melidir.» meli Eldivencilerin toplantısı Eldiven sanayiini korumak için tedbirler almağa karar verdiler Şehrimizdeki eldiven sanayicileri, dün İstanbul sanayi birliğinde bir iç“ tima yapmışlardır. İçtmada, eldiven- cilerin en mühim şikâyetlerini mucib olan eldiven ithalâtı mevzuu üzerinde müzekereler yapılmıştır. Eldivenciler, senede yüz bin kuzu derisi satın ak dıklarını, bu derilerden ancak iki yüz elli bin çift imal ettiklerini söylemiş- lerdir. Halbuki son zamanlarda Av- rupadan gelen mamul eldivenlerin, yerli eldiven sanaylinin bu hızını kı- racağına muhakkak nazarı İle bakı maktadır, Toplantıda yerli eldiven sanayini korumak * için bir taraltan İktisad Vekâletine müragaale, diğer taraftan da bir şirket teşkiline karar verilmiş- tir. <eldivenciler şirketi teşkili etra- fında alâkadarlar şimdiden tedkika- ta başlamışlardır. Bü mevzuu tekrar konuşmak üzere şehrimizdeki eldiven sanayicileri Pazartesi günü yeniden bir toplantı yapacaklardır. Yeni bir balık satışıtalimat- namesi hazırlanıyor Belediye sıhhat ve baytar müdür- leri müşterek olarak bir balık satışı ve balık dükkânları talimatnamesi hazırlamağa başlamışlardır. Evvelce kabul edilen talimatnameyi tadil edi- d mahiyette olan bü talimatname, şehir meclisinin tasdikinden geçirile- cektir. Yeni talimatname ile bilhassa balık satışının sıhhi ve fenni şartlar. la satılması temin edilecektir. “Türk şairi ,, MEHMED EMİN «Türk şaliris di- ye tanınan, hele bir Yurdakul'un yete mişinci doğum yıl- dönümü kutlandı. Mehmad Emin İz- tanbulda 1809 da doğdu. Babasi bir balık hibiydi. Kendisi Salih rels derle Oğlunu askeri rüş- diyede okuttuktan sonra (o mülkiyeye yazdırdı. Mehmed Emin. ilk türkçe Şiirlerini yazdığı zaman rüsumatia evrak kalemi müdürü idi. Meşrutiyetten sonra İttihad ve Terakki ona valilik gibi mü- bim memuriyetler verdi. Şeir bilâhere Musul ve sonra Urfa mebusu oldu. .. 397 de Tesaiya harbi sıralarındaydı. Bü- olan bu mansumeleri aeferler anlıyamı- yordu. Onların da anlaması için, Mehmed Renin ilk eserlerini doğurdu. «Rüsumat emaneti evrak müdürü Mehmed Rmin« diya atıyordu. Edebiyatı Cedidenin, — nin «fall ve tefalli yanında, A e al mi Ye “üm hisleri şuurta terennüm etdi: Band (m) — Mat ye kan m ” ves ge Kinesi kursu ii sona, Ben bir Türküm, dinim cinsim 1! Sinem, özüm ateş ile doludur. İnsan olan vatanm kuludur. ği Türk evlâdı evde durmaz, giderim. Mehmed Emin halkın ve köylünün de “ mürablarını terennüm etmek Tamamile milli şâir tarifinde olduğu Almanlar, Macarlar ve diğer mülleiier, | Türk edebiyatını tedkik ederlerken efşle mübeşşir! Türk edebiyatını yepyeni bir sahaya çıkaracak budur!» diyorlardı, Fakat seneler Seçti. Tahminler tama- mile tahakkuk edemedi. Mehmed Emin dü hilde, hattâ bilâhare Türkocağının kendi- sine fevkalâde propaganda Yüpmasınd rağmen, şiirlerini geniş halk fabakalarına, okutamadı. Güldüler, aldırmadı, ler, ehemmiyet vermedi. Yazdı, yazdı. Beiki eŞairlik, sanatkârlık tarafı ia Ni da, yolu doğruydu!» denecek. e pala da da yanlışlıklar Yurdu. vezinler halkın vezni değildi, 3 indim EN dörder dörder bölünmüş m i gibi mevzuları da Suni idi, Hülisa med Eınin bir sanatkâr, br cereyan beşşir olarak kendisini gösteremedi. Ancak şaurlu bir şekilde şiirde miliyetetiği tel- kin ettiğinden «Türk şairi. sayıldı. Möhined Eminin daha ziyade bir bar kıymeti vardır, Nâmı, Türk edebissii$e “ - sanal benkidlerine maruz ka” re muhterem olarak Geyjlâyetimiz. kalb, halim VESİ açılmış terbiyeli Yar baba adamdışelerde gö urun ve mesud yaşaınasını, iç, Dershane vi (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: