8 Temmuz 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

8 Temmuz 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yi İd Profesyonel güreş müsabakaları Dinarlı ile Feriştanof, Kara Ali ile Habeş pehlivanı karşılaşıyor Bulgar pehlivanının güreş için ileri sürdüğü şartlar Profesyonel pehlivanların ksrşı aşma mevsimi olduğu cihetle bu bafta yine Taksim stadında iddialı w mühim müsabakmlar yapılacak. On beş gündür şehrimizde bulunan ecnebi pehlivanlar iki defadır bizim- kilerin karşısında şanslarını deniyor. lar, Bu pazar günü yapılacak olan üçüncü müsabakalar ilk iki karşılaş- manın revanşı mahiyetinde oldu- maa büyük bir alâka uyandırmış- ie Feriştanof ile Habeş Kas- sam Tafari bu hafta son müsabaku- larını Taksim stadmda yapıp Avru- panın muhtelif şehirlerindeki güreş tumualarına iştirak etmek Üzere şehrimizden ayrılacaklardır. On beş gün zarfında yapılan iki müsabakada kıymetli birer pehlivan olduklarını meydana vuran Bulgar ile Habeşli güreş meraklısı halkımız Üzerinde bu karşılaşmalar esnasında iyi birer tesir bırakmış olduklarından son müsabakalarının da büyük bir alâka göreceği şüphesizdir. Karşılaşmaların programımı hazır- layan organizatörler bir değişiklik olmak üzere Habeş pehlivanına kar- şı geçen hafta çok çetin bir güreş tutturan Dinarlı Mehmedi bu hafta Bulgar pehlivanının karşısına çıka racaklardır. Yalnız Bulgar pehlivanı matbaa miza kadar gelerek ortaya bir iddiş atmıştır ki organizatörler Bulgar ” pehlivanının bir misafir olduğunu düşünerek bu iddiayı kabul etmek mecburiyetindedirler. Bulgar pehlivanının son karşılaş- mA için ortaya sürdüğü şartlar şu- dur «Ben İstanbula bir müsabaka yap- mak için gelmiştim. Bazı anlaşama- mazlıklar yüzünden zuhur eden hâ- diseler dolayıstle aleyhimde bulunul- du. Üzerimde bulunan bu menfi te lâkkiyi izale ettirmek gayesile şehri. nizde ikinci bir müsabaka yapmaği kabul ediyorum, Anlamış bulunuyo- rum ki fkinei ve son bir maç yap- madan buradan ayrılmaklığım hak- kımda iyi bir tesir yapmış olmaya caktır. Binaenaleyh bu hafta karşıma ki. mi çıkarırlarsa çıkarsınlar son ma- çımı yaparak avdet edeceğim Bu karşılaşma için ileri sürdüğüm şart- lar şunlardır: Geçen hafta bana 45 dakika gü reşeceğimi söylediler. Biz Bulgar pehlivanlarının güreşte bir kaideleri vardır. <İnsan ya yenilmeli veyahut yenmelis - güreş minderinden bu $6- kilde ayrılmak isteriz. Bu hafta an- cak bu şartlar içinde güreş yaparım. Çünkü 45 dakikalık güreş bizim gibi profesyonel pehlivanlara ancak id. man kabilinden ehemmiyetsiz bir şey ve adeta çocuk oyuncağı gibi ge- iyor. Lütfen bu söylediklerimi gaze- tenize yazın. Bu arzumu organiza- ki ederek kabul eder. Bulgar pehlivanının ileri sürdüğü bu mütalâaların doğru veya yanlış olup olmadığını tayin etmek bizden dyade müsabakaları tertip edenlere att olduğu cihetle bir fikir ileri sürecek değiliz. Yalnız memleketimize misa- fir olarak gelen bir pehlivanın açık Yapılacak ikinci mühim karşılaş- ma Habeş Kassam Tafari ile Kara AH arasında olacaktır. Evvelki hafta yaptıkları müsabaka neticesine Habeş pehlivanı itiraz et- mektedir. Bu pehlivanlar bu sefet tam bir buçuk öâaat birbirinin sırt ni yere vurmağa çalışacaklardır. Çünkü karşılaşma birinci müsaba- kanın revanşı mahiyetindedir. Mütevazi hareketleri yüzünden gü- reş meraklıları tarafından pek fazla sevilen Kara Ali bu seferki müsaba- kayı Habeş pehlivanının bir buçuk Sant istemesine rağmen kabul ede- rek bir büyüklük göstermiştir. Çün. kü şimdiye kadar yağlıgüreş müs- tasna bu kabil serbes güreşler şehri- mizde hiçbir zaman bir saati aşma- mıştır. Bir buçuk saatlik güreşe ne- fesinin kifayet edip etmiyeceğini tecrübe etmeden ringe çıkmak her pehlivanın harcı değildir. Habeş pehlivanın bu sefer Kara Ali karşısında bütün enerjisini sar- federek bir galebe kazanmağa çalı- şacağı ve bu yüzden Avrupadaki ber hangi bir müsabakada kendine rek lâm vesilesi çıkaracağı muhakkak | tır. Bu bakımdan bu karşılaşma çok çetin olacaktır. Üçüncü müsabaka bütün pehli- vanlara zaman zaman meydan oku yan Ali Ahmedie Molla Mehmed arasında olacaktır. Her iki pehliya- nın bu seneki vaziyetleri hakkında esaslı bir kanaatimiz yoktur. Yal nız Molla Mehmed bu karşılaşmayı kabul öderken Ali Ahmed için evve. 1â bizleri sonra başpehlivanları mağ- lüp etsin demektedir. Kendi muhitinde mülevazı bir $e- kilde çalışan ve zaman zaman çok alâkalı rekabetler doğuran güreş müsabakaları bu pazar günü dörtte Taksim stadında yapılacaktır. ŞAZİ Tezcan Demirspor takımı dün şehrimize geldi Bugün Vefa, yarın Beşiktaşla karşılaşacak Bu hafta yapacağı maçlarla milli küme şampiyonluğunu meydan çıkaracak olan demiripor takımı Üç senedenberi devam eden mill küme müsabakalarının en çapraşık neticeler doğuran bu seneki karşılaş- maları yarın ve pazar günü yapılar cak Demirspor - Vefa, Demirspor - Beşiktaş maçlarile nihayetleniyor. Bu karşılaşmaların ehemmiye- tinden ve milli küme şampiyonluğu üzerinde oynadığı rolden iki gün ev- vel ayni sütunlarda bahsetmiş oldu- #umuzdan bugün yalnız bu müsaba- kaların cereyan tarzına temas edece- giz. Yarın Taksim stadında yapılacak olan Vefa - Demirspor maçı yeşilbe- yaz takımın milli kümedeki derece- sine tesir etmediği cihetle Vefa klü- bü bakımından büyük bir ehemmiye- ti haiz değildir. Fakat Demirsporlu- lar için şehrimizdeki her iki karşı- laştırmaktadır. Son zamanlarda pek iyi oyunlar karaman yeşil beyazlılar evvel- Malüm olduğu üzere Vefalılar 2y- ni takıma Ankarada mağlüp olmüş- lar ve bu maçta Demirsporun «tı golüne üç atarak mukabelede bulun- muşlardı. Bu karşılaşma Ankara maçının bir revanşı mahiyetinde olduğundan Ve- falıların müsabaka esnasında bütün varlıklarını ortaya dökecekleri şüp- hesizdir, Çünkü Demirsporun bir gün sonra maçı olmasına rağmen yeşli beyazlılar kümedeki son müsa bakalarını yapmaktadırlar, Bu karşılaşmayı daha fazla Anka- ra takımı lehine görmekteyiz. Demirsporlular ikinci karşılaşma. larını pazar günü Şeref stadında Be- şiktaş ile yapacaktır, Bu müsabaka | her iki takımın milli kümedeki dere. celeri Üzerinde Tol oynayacak mahi- yette olduğundan büyük bir ehem- miyeti haizdir, Demirsporlular sene başında An- kara birincisi olarak milli kümeye girdikten sonra muvaffakiyelli maç- larla nazarı dikkati celbetmişler ve son olârak da İngiliz takımına karşı kazandıkları kıymetli galebe dolayı- sile şöhretlerini artırmışlardır. Fazla atak ve uzun paslı bir siste me istinat eder oyunları Orta Avru- pa sisteminden hâlâ kurtulamayan bazı İstanbul klüplerine tefevvukla- rına sebep olmaktadır. Beşiktaş gibi ayni sistemle oyna- yan bir takım karşısında Demirspor- luların ne dereceye kadar muvaffak olacağını ancak pazar günü görebi- leceğiz. Çünkü Beşiktaş Kısa paslı bazı İstanbul klüplerine tefevvuk edecek derecede enerji ve atağa is tinat eden bir oyun metoduna ma liktir. Bütün oyun sistemlerinden, şahıs- ların kıymetlerinden fazla bu maç- larda en mühim rolü de asap oyna yacaktır. Çünkü Demirsporluların şampiyonluk yulundaki gayeleri oyun- cularının sinirlenmemesi ile tahak- kuk edebilir. Aksi takdirde normal oyunlarını çıkaramadıkları muhak- kaktır. Bu mühim karşılaşma, her iki tarafa da müsavi şanslar tevcih etmektedir. Yelniz Beşiktaşın saha ve hâlk avantajı vardır. Demirsporun şehrimizde yapacağı maçlar milli kümenin ilk dört klübü- nü meydana çıkaracaktır. Kümenin diğer takımlarınıni vaziyeti göçen haf- taki müsabakalardan sonra belli ol muştur. Bu vaziyete göre Fenerbah- çe beşinci, Vefa altıncı, Doğanspor yedinci, Ateşspor sekizincidir, MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABJÂLI Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM Tefrika — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. No. 61 Italya ile suln için müzakereler ve ilk karşılaşma Herhangi bir meselede, hasseter si- yasi meselelerde, yalnız bir tarafın naklettiklerini atmak mahzuru ma lümdur. Fakat başka hiç bir eserde Giolitti'nin beyanatını karşılaştıra- bilecek malümata tesadüf edemedim. Bu malümat arasında birçok entere- san noktalar gördüğüm için bunları icmal ederek bildirmeği muvafık bulu- yorum: İlkevvel Babıâli Trablusgarp ve Bin- gazi üzerinde padişahın hükümranlık haklarından katiyen vaz geçmemek azminde idi. Buna karşı İtalya hükü- meti de bu iki kıtanın İtalya kralınm hükümranlığı altına girdiği hakkın- daki kanunu ileriye sürerek bundan vaz geçemiyeceğini katiyetle beyan edi. yordu. Devletlerin tavassut yolunda istim- zacları iki tarafın böyle israrları yü- günden semeresiz kalmıştı. Fakat Bal- kanlarda işler karışmağa başlayınca işin şekli değişmişti. Muhtelif teklif. ler, müracaatlar vaki oluyordu. Meselâ deniliyordu ki: (İtalyan- lar sahilden pek ileri gidememişler- dir. Bu vaziyete Osmanlı devletinin Trablusu İtalyaya bırakması halife- nin İslâmlar üzerinde nüfuzunu büs- bütün izale edeceği için buna imkân olamaz. Sahil İtalyanlar elinde kal- sın; fakat dahilde yerlilerin bir siya- 8İ teşekkül kurmaları kabul edilsin.) Bu Almanyanın fikri idi. Avusturya elçisi Pallaviçini Adala- rm uzun müddet İtalyan işgalinde kalmasının mahzurlarını Hariciye Na- zarı Asım beye izah etmiş ve şu proje. yi ileri sürmüştü: (Osmanlı devleti Bingaziyi Mısir Hidivine, Trablusu Tunus beyine terketsin; sonra bunlar da bu iki kı- tayı padişaha bazı haklar tanınmak şartile İtalyaya devreyiesinler.) Hiç 'prâtik olmıyan bu proje yürü. | medi, Asim bey başka bir teklifte bulun. du: (Osmanlı devleti bu kıtanın bir Arap beyi idaresinde istiklâlini ilân etsin; Türk ve İtalyan askerleri çeki- lerek yerli asker teşkilâtı yapılsın. Sonra İtalya mahalli hükümet ile Fransanın Tunustaki idaresine müşa» bih bir mukavele akteylesin.) Başka bir teklif de (İtalyanın Bin- gaziden el çekerek Trablus hâkimiye- tile iktifa eylemesi) şıkkını ihtiva edi. Bu tekliflerin hiç birisi İtalyaca ka- bule şayan görülmüyordu. Muharebenin devamına rağmen ba- zı İtalyanlar Osmanlı hükümeti erkâ- nı ve bâzı nüfuzlu rical ile münasebeti kesmemişlerdi. © Türk muhitinde dostları olan ko- mandor Volpi ile Banka Komerçiyalenin Şark mümessili komandor Nogara İs- tanbulda kalmışlardı. Nogara sabık Nazırlardan Halâçyan efendi ile nisan iptidalarında bir gün konuşurken Ha- laçyan efendi şu mülâhazayı beyan ey- lemişti: — Türkiye sulha muhtaçtır. Fakat bunun tahakkukunda mühim müşkü- lâta maruzdur. Osmanlı hükümetinin 'Trablusta tertip ettiği askeri mukave- met İtalyan ordusunu gayri muayyen müddetle işgal edebilir. Bu mukave. meti tesis için hükümet halkın dini hissiyatına müracaat ve islâmi hare- kete istinad eylemiştir. Bu sebeple bu ruhi haleti nazarı dikkatte bulun. durmağa mecburdur. Balkanlardaki hareket Türkiyeden ziyade büyük dev- letleri alâkadar eder. (!) Türkiye sulh akdedince kendisi için silâha sarılmış Arapları terketmiş ola. caktır. Bunun uyandıracağı aksülâmel Arap hilâfetinin ilânını intaç eyliye- cektir, Bu tehlike Türkiyenin İtalyanın is- tediği şartlarla sulh akdetmesini gayri mümkün kılar. Şüphe yok, ki hali ha- zir muhataralarla. doludur. En münevver Türkler bu işin için. den şerefle çıkılacak bir kapı ârıyor« lar. Bunun için de ancak iki yol var; Ya İtalyaca'ilhak kararnamesinin geri alınması ve Libyada padişahın dini ve siyasi hükümranlığının ib- kası; yahud memleket efkârı umumi- yesinin tazyik ettiği hükümetçe Trab- İ tusta mukavemetin terki makul gös- terilebilmek üzere İtalya tarafından Libyada veya diğer bir noktada pek vahim askeri hareketler vuku bul. ması, Bu işte diplomatik teşebbüsler ve hâdiseler kâfi değildir. En yüksek Türk ricali sulh akdi için hâdiselerin kendilerini icbar eylemesi lâzım geleceği kanaatindedirler. (Halaçyan , efendinin bu sözlerini kaydeyledikten sonra Giolitti şu ceüm- leyi araya sıkıştırıyor: Ege denizin- de bahri hareketimiz bü mükâlemeden sonra başlamıştır.) İtalyanın Ege denizinde donanma hareketi büşladıktan sonra bir. gün komandor Volpi, Giolitti nezdine gel- di. Istanbula gideceğinden bahsile Türkiye hükümetinin sulh hakkın daki fikirlerini istimzac eylemeği isti- zan etti. Giolitli istimzacı muvafik buldu. “ Volpi haziranın onunda İstanbula vardı. Birkaç gün sonra Jön Türkler- le münasebette bulunan mimar De. nari Istanbuldan Romaya geldi. Giolittiye Talât beyin Volpt ile cid- di mükâlemelere girişilebilip girişile. miyeceğini öğrenmek istediğini söyle. di, Ciolitti elinde resmi murahhaslık ve- skası olmamakla beraber Volpi le mü- zakereye girişilebileceğini bildirdi. De- nari avdet edince Volpi Mahmud Şev. ket paşa, sonra Hariciye Nazırı Asım bey, İttihad ve Terakki erkânndan Hüseyin Cahid bey, Halaçyan efendi ile mülâkatlarda bulundu. Bu zevatın hepsi işe bir netice ve- rebilmek yolunu araştırıyorlardı. (1) Mahmud Şevket paşa kendisinin bu- lamadığı bir çıkar yol gösterilirse ter- viç ettirmeğe çalışacağımı, Asım bey Trablus ve Bingazinin muhtariyet ve ya istiklâl esasile bulunacak bir for- mülü tedkik edeceğini söylüyorlardı. İttihad ve Terakki merkezi umümisi toplanıp şu yolda bir karar ittihaz etti (İki taraf da iddialarından fedakârlık etmelidir. Osmanlı Kabinesi ve İttihad ve Terakki cemiyeti Trablus ile Binga- zinin milletlerarası ahidlere bağlı iki muhtar eyalet olmasını kabul edebilir, Bu iki eyalette bütün iktisadi, zirat, sınai faaliyetler İtalyaya hasroluna- bilir. Yerli askerler kadrosunda Türk ve İtalyan zabitler bulunacaktır. İtal. yan askerleri işgal eylemiş bulunduk- ları yerlerde kalacaklardır.) Bundan sonra Hariciye Nazırı Asım bey Osmanlı devletinin Trablus şeh- rinin tamamen İtalyan hükümranlığı altma girdiğini kabul eylemesi de mümkün olacağını, bu suretle İtal. yan hükümetinin kuvvetli bir deniz üssü elde etmiş olacağını da bildirdi. Volpinin haziranm on altısında İs. tanbuldan hareketinden evvel Talât bey kendisine muharebeye hitam ver- mek ve bir ftilâfa varmak için Giolitti ile temasa gelmek üzere bir heyet ta- yin edildiğini de haher verdi. Bu ka rarlar gösteriyordu ki, Osmanlı hükü- meti artık uzlaşmak zaruretini hisse. diyordu. Volpinin İstanbuldan müfarakatın. dan sonra Osmanlı hükümetile tema- sı idame işi Nogaranın uhdesine kal- mıştı. Tekarrür eden hususi müzakereler Şürayı Devlet reisi Mısırlı Said Halim paşanın riyasetinde bir heyetin İsviç reye gönderilmesi kararlaştı. İtalyanlar da itidal ve metanetile maruf mebus Bertolini ve milletler. arası hukuk âlimlerinden mebus Fu- sinato ile Volpiyi memur ettiler, (Arkası var) (1) Bay Hüseyin Cahid Yalçın, padişa- hın Trablus ve bingazide hükümranlık haklarını İsalyaca tanınmasından başka, suretle meselenin İnlacına imkân olamı- yacağını Volpiye söylediğini vaki olan isti- zahım Üzerine bana ifade eylemiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: