8 Temmuz 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

8 Temmuz 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Temmuz 1939 AKŞAMDAN AKŞAMA Bir şiir böyle doğar Türkçenin asil bir çocuğu daha doğdu: Yahya Kemal güzel şiirlerin. den birini yazdı. Uzak asırlarda, torunlarımızın to- runları onun bu eserini okuyacak. lardır, “. Pratik meşgaleleri arasında başını kaşıyamıyan bir arkadaşımız var, Umumiyetle manzum Söze karşı du- Hayrettir ki cebinden bir kâğıd çıkardı: — «Foto Magazin» de Yahya Ke- malin bir şiiri intişar ekmiş. İstinsah ettim! - dedi, - Pek güzel... İstatistikleri tedkik eden kırk beş- lik bir aile babası, rakamların «elde var iki. sini parmağile o zaptederek başını kaldırdı: — Şiir ve biz!!... Eyn es - sera ve's- süreyya. — Fakat bu öyle şey değil... Odada bir avukat misafirdi: — Garip tesadüf... Bana da getir. diler... Kopya ettim... Ezberimde kaldı... Hatasız okudu: BAHÇELERDEN UZAK İstemem artık ışık, raylha, renk âlemini Koklamam yosma karanfiNe güzel yasemini Beni bir lâhza müsaid bulamaz izlâle Ne beyaz bakire zanbak, ne aleşlen lâle Bekleniem fecrini Teylâklar açan niının Özlemem vaktini dağ dağ kızaran erguyanın Her sabah başka bahar olsa da ben uslandım Uğramam bahçelerin semtine gülden yandım YAHYA KEMAL Mecliste kim varsa (istatistikçi de dahil) deftere, kaleme davrandı: tekrar inşad ediyorlardı. Eminim şimdi karilerimden bir çokları gazeteden bu şiiri kesecek, yahud istinsah edeceklerdir. İşte; «Kadrimizi anlamıyorlar ki...», «Yazıyoruz, kimsenin okuduğu yok!...», aŞiir iflâs etti şikâyetlerinin ce- vapları... v Şiir, matbaadan, propaganda ne- zaretinden, radyodan evvel icad edil. mişti, Onun yayılma yolu ezeldenbe- ri böyleydi: Kulaktan kulağa, kalb- den kalbe... Gene de o yatakları takip ederek kalblere akıyor... sa. Bü şiirinin mevzuunda melâl ol. makla beraber, Yahya Kemal hâlâ on yedi yaşındaki bir genç kadar li- rik nağmeleri söyliyebiliyor. Mısrala- rını, kelimelerini ise ihtiyar bir usta hünerile, miskalle tartıp kullanıyor, «Bihneğis ve «yapabilmeği. mezcet- miş... (Vâ - Nü) rana sanmaamane Başvekilin Belediye Reisine cevabı Elektrik, tramvay, tünel müessese- lerinin Belediyeye devri münasebeti. le doktor Lütfi Kırdarın çektiği teşek- küf telgrafına Başvekil doktor Refik Saydam şu telgrafla mukabele etmiş- tir: Lütfi Kırdar Vali ve Belediye reisi «Elekirik, tramvay, tünel şirketler rinin İstanbul Belediyesine devri mü- nasebetile İstanbul şehrinin hakkım- da gösterdiği samimi hislerden dola- yı teşekkür eder, gözlerinizden öpe- rin.» Dr. Refik Saydam ŞEHİR HABERLERİ Gazi köprüsü Kısmen döşenen tramvay rayları söküldü Gazi köprüsünde tramvay rayı bü- lunmaması hakkında Belediyenin yaptığı müracaatı Nafia Vekâleti ka- bul etmiştir. Bunun üzerine köprü üzerinde kismen döşenen taylar sök- türülmüştür. Gazi köprüsünün üÜze- rinden tramvay geçmiyecektir. Gazi köprüsündeki inşaat ağustos nihayetinde bitecek, maamafih - Un- kapanı ve Azapkapı başlarının tan- zimi işi beklenileceğinden köprü an- cak Cümhuriyet bayramında açılâ- caktır. Şehircilik mütehassısı B. Prost Ga- lata ile Şişhane yokuşu arasındaki meylin yüzde 6,5, fakat Azapkapı ile | Şişhane arasındaki meylin yüzde 7, B arasında değiştiğini nazarı itibare alarak daha dik olan bu yokuştan tramvay geçirilmesini tramvayların emniyelle seyrüseferi namına doğru görmemektedir. Amerika ile tiçaret azalıyor Bu münasebetle mıntaka ticaret müdürlüğünde bir toplantı yapılacak Son zamanlarda Amerika ile tica- retimiz hissedilir derecede durmuştur. Gerek Amerika ile türaret yapan ta- cirlerimiz, gerekse Amerika - İstan- bul arasında vapur işleten acenteler bu ticaret gerilemesini hisseder etmez tedkikata geçmişler ve vardıkları n6- ticeyi geçende vefat eden Amerikan ataşe kommersiyali Clasbi'ye bildir. mişlerdi. Bu zatın vefatı bir teşebbüs. te bulunulmasına imkân bırakma- mıştı, Şimdi, alâkadar vapur acentaları ve tacirler, yeniden ayni mevzu Üüze- rine avdet etmişlerdir, Önümüzdeki pazartesi günü ticaret müdürlüğü nezdinde bir teşebbüs yapılacak, haf- ta ortasında içtima akdedilecektir. Amerika ile bilhassa bu mevsimde en çok ticari temaslar yapan memle- ketlerden biri de 'Türkiyedir. Bu mevsimde biz, Amerikaya külliyetli miktarda deri, yapağı, kuş yemi yük- leriz. Tutulan hesaplara göre, bu 38- ne Amerikaya bu mevad üzerindeki ihracatımız sıfır raddesine inmiştir. İhracatımız böyle olunca, idhalâtı- mızda da hissedilir derecede durgun- luk kendini göstereceği tabiidir. Söylendiğine göre bazı firmalar kuş yemi, deri, yapağı hamulelerini Felemenge göndermektedirler, Fele- menk takası 88 olduğu için Felemen- ge İhraç edilen bu mallardan fazla kâr temin edilmektedir. Tacirlerin kâ- rına mukabil mallarımız, hem en ta- bii müşterilerini kaybetmek üzeredir, hem ikinci elden satış yapıldığı için, yani araya mütavassit olarak Fele- menk piyasası girdiği için de aleyhi- mize olarak pahalılanmaktadır, Önü- müzdeki hafta içinde, tacirler İktisad Vekâleti nezdinde de teşebbüsatta bu- Tunacaklardır. Karilerimizin mektupları Bir boşanma davası susasına İstinmden karım aleyhine boşanma davası açlım. Mahkeme, id- dialarımda beni haklı bularak bogan- maya ve evveles takdir olunan tedbiğ nafakasının da kaldırılmasına karar verdi, Kararı icra dalresine ibraz ede- rek tedbir nafakasının kaldırılmasını talep ettim: Henüz temyiz mahkemesince tas- dik edilmediği için talebinizi yerine getiremeyiz! dediler. Nafaka evvelâ yirmi lira olarak tak- dir edilmişti. Mal vaziyelimin mü- sald olmadığını mahkemeye bildir- dim ve mahkeme beni bunda da haklı bularak nafakayı 10 liraya indirdi. İsra dairesi mahkemenin bu kararını yerine getirip nafakanın badema 10 Hira olarak maaşımdan kesilmesini Kabul ettiği halde gene ayni mahke- menin bu nafakayı kaldırmasını, ka- rarin temyiz mahkemesince tasdikine bırakıyor ki bu, mağduriyetime &e- bep oluyor. Dört, beş aydır era dairesile hali temastayım, Bir türlü mağduriyetimi önliyecek bir şekli hal bulamadım. İcra dairesinden ancak boşanma ve todbir nafakasının. kaldırılmasına dak olan kararın temyiz mahkemesince tasdikine kadar Kesilen nafakaların ileride temyiz neticesine göre haklı çıkacak tarafa verilmek üzere icra dairesinde teraküm etlirilmesine im- kân mevcud olduğunu öğrendim. Bu halde hiç bir netice vermedi. Dosyam Ankaru dördüncü icrasın- dadır ve bu icranın talimatı ile İs- tanbul ikinci icra dairesi benden pa- ranın tahsiline devam etmektedir. Adliye Vekâletinin nazarı dikkatini eelbetmenizi rica ederim. Adam dövmek ve polise hakaret Nazmi isminde biri dün tevkif edildi Kahvede adam dövüp, ağız, burun kırmak ve polise sövmek suçlarından maznun Nazmi adında biri dün asliye dördüncü ceza mahkemesinde muhâ- keme edilmiştir. Son tahkikat karar- namesine nazaran Ferlköyünde Ali- nin kahvesinde bir kaç kişi oturur. larken aralarında Kavga çıkmış, bun- lardan Zikri ve Nazmi adlarında iki kişi birbirlerini dövmeğe başlamışlar- dir. Neticede Nazmi tekme ve yum- rukla Zikriyi dövüp ağzını, burnunu kanatmış, gelen polise hakaret ede- rek karakola gitmek istememiştir. Dün asliye dördüncü ceza mahke- mesinde dinlenen polis memüru Yö kayı yukatıda yazdığımız şekilde an- latmış, fakaş mazmun Nazmi bu id- diayı lamamile reddetmiştir. Mah- keme Nazminin tevkifine karar ver- miş, şahitlerin çağırılması için muha- keme başka güne bırakılmıştır. Almanya bakla alıyor Dün piyasada yeniden Almanya he- sabına külliyetli miktarda bakla top- lanmıştır, Almanyanın talebleri kar- şısında bakla fiatleri, son hafta için- de hayli yükselmiştir. Dün, Alman- yaya kilosu 4 kuruştan olmak üzere 300 ton bakla satılmıştır . Bay Amcaya göre!. Eminönü - Unkapanı 700 parça emlâk istimlâk edilecek Eminönünde , Balıkhane binası önünde istimlâk edilecek 13 parça binanın istimlâk muamelesi yakında bitecektir. Belediye, Eminönü ile Unkapanı arasındaki sahayı ilk önce istimlâk et- meğe karar verdiğinden Balıkhane binasından Çukurhana kadar olan saha hakkında Daimi encümenden istimlâk kararı almış ve tasdik eğil- mek üzere Dahiliye Vekâletine gön- dermiştir. 700 küsur parça bina bulunan bu sahadaki emlâkin kıymetlerinin ve sahiplerinin tesbitine şimdiden baş- lanmıştır. Dahiliye Vekâleti (Menafii umumiye) kararını tasdik ettikten sonra istimlâke başlanacaktır. Bura- da yapılacak istimlâk Prost plânı esaslarına göre olacaktır. Parti başkanlığı B. İbrahim Kemal vekâlet edecek Valilerin Parti başkanlığından ayrıl. maları hakkında Halk Partisince ve» rilen karar dün doktor Lütfi Kırdara tebliğ edilmiştir. Doktor Lütfi Kırdar, Parti başkanlığı vekâletini Denizyol- lar umum müdürü B, İbrahim Kema- le deyretmeğe karar vermiştir, İstanbul Parti müfettişliğine tayin edilen eski Adliye Vekili OB, Tevfik Fikret Sılay şehrimize geldikten son- ra İstanbulun yeni Parti başkanı s6- | çilecektir. Ticaret emtiası depoları teftiş ediliyor İstanbul mıntaka iktisad müdüri- yeti müfettişlerinden bir grup dün şehrimizdeki bir kısım ticaret emtiası depolarını teftiş etmişlerdir, Teftişle- rin devam edeceği anlaşılmaktadır. Kızılay haftası bu akşam bitiyor Bir haftadanberi devam eden Ki- zılay haftası bu akşam sona ermekie- dir. Evvelce de yazıldığı gibi, hafta- nın birinci günü Kadıköyünde, ikinci günü Üsküdarda, üçüncü günü de Beyoğlu ve İstanbul kazalarında Par- tinin oparlörlü otomobili ile gözile- Tek propaganda yapılmış, muhtelif semtlerde müsamereler, sinemalarda projeksiyonlu Kızılay ilânları göste- rilmiştir. Dün, Kızılay İstanbul mü- messilliğinde açılan Kızılay kız sanat- larevi sergisini bir çok bayanlar gez- miştir. Fatih noteri tekrar vazifesine başladı Noter dairesinde bir yolsuzluk su- çundan dolayı ağırceza o mahkeme sinde muhakeme edilen Fatih noteri B. Şükrü muhakeme neticesinde be- raet etmişti, Adliye Vekâleti, B. Şük- rünün tekrar vazifesinin iadesini mu- vafık görmüş ve kendisi vazifeye baş- lanmıştır. Sahife 3 SOHBET Derkenar I Şiir. — Yine içinde, itiraf edilecek şeyler aradığı bir gündü. (Fakat içi- i bulduğumuzu zannettiğimiz her şey muhakkak sahih değildir ki!.. Çoğu zaman sadece hayalimizin bir icadıdır, bir öyle-olmak hevesi'dir; bu- nu, söyler söylemez tamamile üzak- laşmasından anlarız.) Dedi ki: «— Doğrusu ben yalnız şiiri, şair- yor. Romanları, fikir ve tenkid yazı larını okuyorsam bu, sadece, herkese uymak, vakit geçirmek içindir. Bili- rim ki, bütün romanlar, fikir ve ten- kid yazıları geçer ve ancak mısrağlar kalır, Baki kulan bu kubbede bir hoş seda imiş. Sanat daima terkibdedir; roman, tenkid ise her şeyden evvel tahlil ruhunun mahsulüdür, Bir gün şair gelir, romancıların, mütefekkir- lerin uzun uzun sayfalarda söyledik- lerini bir manzumeye, bir musrağa, feryadı andıran bir söze sıkışlırıve- rir; asıl sanat eseri budur, ötekiler ise bunun ancak iptidai maddeleri, sânki birer müsveddesidir, «Zaten umumi hisse bükın: hiç bir devirde, hiç bir kimse büyük roman- ciyı, büyük mütefekkir, büyük şair derecesinde bir adam saymamışlır. Balzac'a, Stendhal'e, Döstoyevski'ye hayranlğımız ne olursa olsun, onları bir Dante, bir Milton, bir Hugo kadar tanrılaştıramayız. İtiraf edeyim ki Dante ile Milton'u pek bilmem. Zarar yok. Onları bilmemekle beraber yine bildiğim büyük romancılardan üstün olduklarını hissediyorum. İçimizde şairlere bir derin bağlılık vardır; on- larm sesini, insanlığın vicdanının sesi diye dinleriz. Şiirde - bittabi iyi- sinde - dalma bir mucize hâli vardır; romün tenkid ise bize bu hissi vermez. «Sanat, mükemmel şekiller sevgisi ise romanı da, fikir yamların da sanatten ayırmak icab eder, Siz şim- diye kadar güzel şekiller yaratmak btiyen bir romancının muvaffak ok duğunu gördünüz mü? Sanatkâr ro- mancılar vardır; Gautier, Goncourt'- lar, Gustave Fizubert... Fakat bunla- rın en güzel eserlerinde bile bir sah- telik, bir eksiklik göze çarpar. Onları Balzac, Stendhal, Dostoyevski ile bir tutmağa imkân yokturMDikkat edin, roman tarzının bütün büyük €serleri, Fielding'den Roger Martin du Gard'a kadar, şekilleri ile değil, ruhi zengin- likleri ile büyük eserlerdir. Hepsinde bir perişanlık, bir neviğ iğrelilik gö- rürsünüz. Onların hemen her sayı- fasını, her satırını başka türlü de söy- lemek kabildir. Halbuki asıl sanat bize, ezeli ve değişmez bir şekil karşı-, sında bulunduğumuz hissini veren şey değil midir? Sanatkâr romancı, yani romanında mükemmel şekiller yaratmak istiyen adam İse, yolunu şaşırmış bir zavallıdır. Bir şair olması lâzım gelirken romancı olmuştur. «Romanı kötülemek istiyorum san- mayın, bilâkis bayılırım. Fakat ro- mancıyı"şairle bir tulmak bana bir paradoks gibi gelir. «Destan Jirik (şiir ve tiyatro... İşle edebiyat sanatinin asıl sahası. Fakat Şiir - tiyatro ile roman - tiyatroyu bir tutmayın. Tiyatro, Shakespcare'- de, Racine'de, Paul Claudel'de olduğu gibi bir şiir tarzı olduğu zaman bü- yüktür. Onlarda sahne hareketlerin. Nurullah ATAÇ (Devam 13 ncü sahifede)

Bu sayıdan diğer sayfalar: