18 Ağustos 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

18 Ağustos 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KERR Izmir fuarında son hazırlıklar yapılıyor Sovyet, İngiltere, Fransa Italya, Romanya, Polonya ve Danimarka pavyonlar tamamlandı Yukarıda: Fuarda 9 eylâi kampı, aşağıda: İtalyan paviyonu İzmir (Akşam) — Fuar hazırlık. Jarı son safhudadır. İzmirliler, fuar açmak için gelec€k Ticaret Vekili B. Cezmi Erçin ile diğer Vekilleri istik- bal için hazırlanmışlardır. İzmir fu- arı şimdiden iç memlekette bir turizm hareketi yaratmıştır. e Anadolunun uzak, yakın köşelerinden İzmire tren- lerle gelenler çok kalabalıktır. İstan- buldan limanımıza gelen Etrüsk va purile gelen yolcuların ekserisini ekspozanlar teşkil ediyordu. Mersin doğru ve ara posta seferle- rini yapan vapurların da Gelibolu ve Tekirdağına uğrıyarak İzmire gele- cekleri, bu suretle fuar ziyaretçilerini getirecekleri haber alınmıştır. Sovyet Rusya, İngitere, Fran İtalya, Romanya, Polonya ve kardeş İran paviyoları tamâmen hazırlanmıştır. Bu paviyonların de korasyon işlerine büyük ehemmiyet Tefrika No. 42 | i Te İ verilmiştir. Yunan, Alman, Lübnan ve Filstin paviyonlarmda deko rasyon hazılıklarına henüz devam edilmektedir." Fuar için muhetlif müessese, tica- ret odaları namlarına heyetler İzmire gelmişlerdir. Ticaret Vekili ile İktisad Vekilinin, fuarın açılma merasi- minde hazır bulunduktan sonra iki, üç gün İzmirde kalacakları ve bu müddet zarfında Vekâletler teşkilâtı müesseselerini tedkik etmekle beraber tüccar ve müstahsillerle, ayni za- manda iktisadi mai müesseselerle hasbihaller yapacakları öğrenilmiş- tir. İzmir ticaret ve sanayi odası ta- rafından Ticaret Vekili ile diğer Ve | killerimiz şerefine bir ziyafet vereceği | haber alınmıştır. Ziraat Vekilimiz B. Muhlis Erkmenin, fuarın açılma merasiminde hazır bulunacağı öğre- nilmiştir. SEViLEN KADIN Aradan iki buçuk ay geçmişti. Kışın sonlarındaydık. Acıbademdeki Köşk- te Mihrinur hanımefendi, sadık kalfa- $i Fetanetle ve birkaç adamı ile otu- Tuyordu. İhtiyar kadın şehrin dağda- fasından hoşlanmadığı İstanbuldaki konakta Necile ile damadını yalnız bi- Takmış, kendi başını dinlemek üzere | buraya gelmişti. Koca köşk, ıssız ve | sessiz bir haldeydi. Torununun düğün gecesindenberi, İhtiyar kadının sinir. Yeri fevkalâde bozulmuştu. Canı kim- seyi görmek istemiyordü. Bir görüş- tüğü insan varsa o da doktor Kadri AAhmetti. Lâkin ona da eski emniyeti kalmamıştı. Torunile Vehbinin muhâ- © veresini dinlemek, ona müthiş bir dar- be olmuştu. Yanlış yola saptığına şim- di artık kani idi. Necileyi bedbaht et- mişti, Vicdan azabı çekiyordu. Necileyi mesud görmek için: - Çocuk sağ olduklarını söy. İesem...» diye düşünüyordu. Fakat ö zaman da bütün yaptıkları Nakleden : (Vâ-N Dışarda rüzgâr şiddetle esiyordu. Saat henüz altı olduğu halde ortalık kapkaranlıktı, Mihrinur harımefendi, masasının başına oturmuş, elinde bir | kalem, dalgın, düşünüyordu. Mütered: | ditti. Nihayet kararını verdi ve azim. | kâr bir hatla şu satırları karaladı: | İ sİşlediğim hatayı şayed hayatımda | tamir edemezsem diye şu satırları ka- | raliyorum. Her nedense bü son zaman. larda içimde mütemadi bir ölüm kor. | | kusu var. Acaba ömrümün sonu mü | yaklaştı? İki senedenberi bir sant bile | rahat uyku uyuyamadım. Gurürüma, | | mnöyktime feda ettiğim yavruların fak) meydana çıkmıyacak mıydı? Bu da ih- | tiyar kadının gururunu fevkalâde sar- Syordu. Susmağı terçih ediyordu. yadı boyuna kulağımda aksediyor. Necile onları ölmüş sanıyor. Halbuki ikisi de sağ ve biribirlerinden fersah- larca uzakta bulunuyorlar, Zavallı to- runlarım! Vicdan azabı çekiyorum. Damad edindiğim adama da zerre kadar emniyetim kalmadı. Şimdi artık bütün erkeklere karşı kalbimde şüphe uyandı, Hattâ doktora dahi eski em- niyeti beslemiyorum. Çocuklara tevdi | için kendisine bıraktığım parayı aca- Güzel olmak kabahat mıdır? Kendisine sarkıntılık edilen bir kız böyle diyor Adana 11 (Telefonla) Cemal kızı 13 yaşlarında Penbe adında bir kız dün sabah merkez polis karako- luna gelerek Etem isminde bir genç tarafından kirletildiğini söylemiş “ve şunu da ilâve etmiştir: — Bana eniştem Mehmcd Ali de sarkıntılık etmekte ve benden İstek. lerde bulunmaktadır. Söyleyiniz AL Iah aşkına güzel olmak kabahat mi- dır? Zabıta Penbenin bu sözleri üzerine derhal harekete geçmiş ve kendisini kirleten Etemle Penpeye sarkıntılık yapan eniştesi Mehmed Aliyi yakala. mış ve tevkif etmiştir. Su ar evraklarile bi ye verilmişlerdir. bakılacaktır. Giresun fındık satış kooperatifinin kongresi Giresun 17 — Fındık tarım satış koopetâtileri bi inin genel kurul toplantısı yüz elliden fazla mümes. silin iştirakile dün yapılmıştır. Birlik idare meclisi reisi celseyi âç- tıktan sonra Ebedi Şef Atatürkün âziz hatırası ayağa kalkılarak ve bir dakika süküt edilmek suretile tâzim ve tebcil edilmiştir. Evvelâ idare meclisi ve kontrol he- yeti raporlar ile bilânçolar okunarak kabul ve Ünye, Fatsa, Tirebolu, Gö- rele, Vice ve Beşikdüzünde yeniden teşkil edilen satış Kooperatiflerinin birliğe iltihakları tasHib edi aza ile İki 7 pılmışt hisleri Izmir tramvay işçilerinin talepleri İş hakem kurulu, ihtilâf hakkında kararını verdi İzmir 17 (Akşam) — İzmir tram- vay ve elektrik şirketi ile işçileri ara- sındaki ihtilâfın Vilâyet iş hakem ku- ruluna intikal ettiğini yazmıştık. Uzun müzakereleredn sonra iş ha- kem kurulu, kararını vermiştir, İşçi. lerin İş kanununun tatbikine başlan- dıktan sonraki devre için hastalık ve mezuniyet zamanlarına şid ücretle. rinin verilmesi icab ettiği ve bütün işçiler hakkında müsavi muamele ya. pılması kararlaştırılmıştır. İşçilerin yıllardanberi fazla çalıştırıldıklarını iddla ettikleri müddete aid istedikleri hakların istihsali için hakem kurulu karar ittihazında kendisini salâhiyet. siz görmüş, bu hakları için işçileri mahkemeye müracaatte serbes birak- maştar, ba verecek mi? Şayed vermezse bu yav. rakibin seçilmeleri ya. Kongre minet ve şükran yüklerimize bildirm! rucaklar seril sefil ortada kalacaklar, | Daha doğrusu onları tekrar yanıma getirtmeli, himayemin altına almalı- yım.» Biran kalemini masanın üstüne bı. | İ raktı. Başını kaldırdı. Fetanet kalfa | i içeri girmişti. Mihrinur hanımefendi sordu: — Ne istiyorsun? — Doktor Kadri bey geldi, efendim. İ Yemek vakti de oluyor. İhtiyar kadın süate baktı: — Sahi.. Yediyi geçmiş... Şimdi ini. yorum. Kalfa sordu: — Kadri Ahmed bey burada mı ka. | lacak? — Tabii. Hava nasıl? — Berbad... Müthiş rüzgâr var, hanımefendiciğim... Kar da serpiyor. — Böyle havada doktora nasıl «giti; denir? — Hangi odayı hazırlıyayım? — Öbür köşedeki misafir odasını, Kendisi nerede şimdi? — Aşağıda, salonda... — Pekâlâ... Geliyorum... Büyük hanim ayağa kalktı. Kalfa. sının aşağı indiğini görünce tekrar odamna döndü, Masasının çekmesin. den bir anahtar aldı. Duvara doğru yü. rüdü. Bir tahta kapak kaydırdıktan sonra duvarın kalınlığında yerli ola- Takas işlerine dair iki yeni talimatname Dünden itibaren tatbik mevkiine konu- lan kararnamelerin başlıca hükümleri Ankara VI (Teletonlay — 2/8099 sayılı kararnamenin 1 inci maddesi. 1e 2,3 ve 4 üncü maddelerinin tatbik suretlerini göstermek üzere iki yeni talimatname hazırlanmıştır, Dünden itibaren meriyele konulan bu tali. matnamelerden. İ inei maddenin tat- bik suretine aid olan talimatnamede mevcud başlıca hükümler aynen şöy- Jedir: 1 — 2/8099 yılı birinci maddesinin sure mütedair maddesinin 1 ii şekilde değiştirilmiştir; «Takas muamelelerinin talepna- menin tescili tarihinden İtibaren Azami bir sene zarfında, icab eden vesalkin de Türkiye Cümhuriyeti Merkez bankasına ibrazı suretile ta- lepnameyi imza eden firma veya fir- malar tarafından tekemmül ve Inta- cı mecburidir.» 2 — 2/8099 sayılı karamamenin birinci maddesinin sureti tatbikine ald tallmatnameye müzeyyel tali. matnamenin ikinci maddesi aşağıda. ki şekilde değiştirilmiştir. «Talepnamede bidayeten gösterilen ihraç malı, fiil ihraç muamelesine başlanmazdan evvel Türkiye Cümhu- riyeli Merkez beankasınca alAkadarların müracaatı Üzerine değiştirilebilir. Talepnamede bidayeten gösterilen ihraç malının kısmen ibracı halinde dei mütebaki kısmı filli ihraç mua- e başlanılmadan evvel değiş- kararnamenin tatbikine 16 ıncı Mevzuubahs karamamenin birinci maddesinin tatbik suretini gösteren talimatnamenin 16 ıncı mad. desi hükümlerine . tevfikan bir sene zarfında tekemmül ve intaç ettiril. memiş bulman müamelelerin $1i j uevvel 939 tarihine kadar tas- fiyesi mecburidir. 4 — Bu tarihe kadar fiili ihraç muamelesine başlanılmış bulunan ihraç malı Türkiye Cümhuriyeti Merkez bankasınca alâkadarların mü. racaatı Üzerine değiştirilebilir. 2/8099 sayılı kararnamenin 2, 3 ve 4 üncü maddelerinin tatbik suretini gösteren ikinci tallmatnameye göre de bugün meri olan talimatnamenin 81 ve 35 inci maddeleri esasları da- hilinde yapılacak ithalât mukabilin- deki ihracatta, elde olmıyan sebep- lerden dolayı, ihracatın müddeti için. | de yapıldığı tevsik edilemediği tak- dirde ihracatçıya üç aylık bir tasfiye müddeti verilecektir. Bu müddet zarfında dahi ihracatın | yapıldığı tevsik edilemediği taktirde Türkiye Cümhuriyeti Merkez banka- rak Hüğulmiş' biz bir ai kasa meyda- na çıktı, Mevcudiyetini bilemiyenler için bunu bulmanın imkânı yoktu. Ne | hırsız bunu çalabilir, ne de yangın ha- rap ederdi. İhtiyar kadın anahtarı çevirdi. Demir kanad açıldı, İçerde yığm yı ğın altınlar, mücevherler, esham gö- ze çarpıyordu. Yazdığı kâğıdı da oraya bırakarak, kendi kendine; «— Sonra devam ederim...» diye dü- gündü. Tekrar kapadı. Odasından çıkıp aşa- ân indi. Kadri bey, asabi bir haldeydi. Şeri- kinin izdivacındanberi hiç bir işi ras gitmiyordu. Vehbi vadettiği faizi bile bin güçlükle veriyordu. Azıcık rahat yüzü gördüyse o da Mihrinur hanım- efendiden aldığı paralar sayesindey- di. Fakat çiflikte ona çok görünen bü mebliğ İstanbulun dağdağalı ha- yatı içinde pek ehemmiyetsiz geli- yordu. Üstelik hanımelendinin muamelesi de günden güne değişiyordu. İhtiyar kadın, lâf arasında torunlarını getirt- mek niyetinde olduğunu da hissettiri. yordu. Kadri bey, zenginlik ve lüks hevesi- ne o derece kapılmıştı ki, tasarladığı seviyede kendini muhafaza edebilmek için herşeyi yapmağa hazırdı. Kurdu- ğu feci plânı tatbik etmek Üzere sı- sına nakid olarak yatırılmış olan mal bedeli “veya mevcud teminat mektu- bünüri nakde tahvilinden elde edile- cek meblâğ yatırılmış olduğu hesap- tan çıkarılarak (ticari bakaya) he #abına kaydedilecektir. Bu hesaba almacak paralar, ancak Türkiyede icrayı ticaret eden yerli ve yabancı şirketlerin hariçte bulu- nan hissedar ve tahvilât hamillerine göndermek mecburiyetinde bulun- dukları paralar ile © m 'Türkiye- de bankalarda muh sebeplerle bloke bulunan p kullanılma mış bulunduğu m i meleri suretile de bloke ve tasfiye edilecektir. Elâzığta yeni lise binasının temeli atıldı Elânğ Vi — Burada inşasına ka rar verilen lise binasının temel atma merasimi bügün dördüncü umumi müfettişlik ve binlerce halkın iştira. kiyle yapılmıştır, Elektrik cereyanı çarptı Adana 17 (Akşam) — Bugün Ada- nada feci bir kaza oldu. Şevket adın: da bir adamın lokantasında garson- Tuk yapan Ali oğlu Mustafa bir lâm- banın ampülünü değiştirirken elek- trik çarpmışlır. Cereyan, Mustafayı fena halde sarsı Kazaya uğrı- yan Mustafa tedavi altına alınmış- tar. Güneş çarpmasından ölüm İzmir (Akşam) — İzmir Belediye reis muavini B. Suad Yurdkorunun kardeşi B, Fuad Yurdko: törle Bayraklı koyunda da uzun süren bir gezintiden sonra güneş çarpmasından vefat etmiştir. Üzerine fenalık gelerek evine nakle. dilen B. Fuadım hayatını kurtarmak için doktorlar "tarafından her türlü sıhhi tedbirlerin ittihaz olunmasına rağmen hayatı kutarılamamıştır. Ev, Apartıman kiralamak Için «Akşam»ın KÜÇÜK İLANLARI En süratli ve en ucuz vasıtadır. ra bekliyordu. İşte fırsat bu akşam... Bundan âlâ. sına raslaşıak müşkül olurdu. Bu bü- yük köşkte hizmetçiler dairelerine çe» kilip yattıktan sonra, ortada iki ihti- yar kadından müâada sade kendi kala- caklı, Ne şahid, ne isbat!... Koca karının öldüğünden bir haf- ta sonra da Vehbi yirmi bin lrayı şırp diye sayacaktı. Üstelik çocukların pa- TASI... Filhakika yapılacak hareket son de rece cüretkârca bir işti. Fakat bun- dan doğacak kür da fevkalâde idi. Birkaç saatlik açık gözce «çalışma» ğav mukabil, bütün istikbalini temin edecekti. Yemek odasında sofra kurulmuştu. Bu büyük salonda güçültülen masa Adeta nokta kadar kalıyordu. Hanım- efendi le döktorun yerlerini, hizmetçi karşılıklı hazırlıyordu. Kadri Ahmed asabi asabi dolaşm» rak yemek odasına girmiş, hizmetçi nin çalışmasına bakıyordu. Bir aralık yalnız kaldı. Hemen cebinden küçük bir şişe çi- kardı. Mihrinur hanımefendinin önüne de duran sürahinin içine boşalttı, Su bulandı, Fakat derhal eski ber. raklığını ve parıltısını buldu. Tam o sırada kapı açıldı. Hanım- efendi de içeri girdi, (Arkası varj

Bu sayıdan diğer sayfalar: