21 Ağustos 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

21 Ağustos 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAMDAN AKŞAMA Ercümend Behzadın masalvari şiirleri Artist Ercümend Behzadı kim bil. mez? Onu aktör, mütercim, konuşucu olduğu gibi şair sıfatile de tanırız, Beş on sene evvel bu son hususiyo- tini meydana vurduğu vakit: «— Sen sahne adamısın? Nene li- &im şiir?» diye düşünmüş, kendisine bu sütunlarda takılmıştım, Filhakika o zamanlar hayli tesir altındaydı, Tenkidi hakkediyordu. Fa- kat Ercümendi senelerce gözden kay- bettim, Ankarada bir temaşa hayatı yaratmağa çalışanlar arasma katıl mıştı. Meğer fikri sabit halinde «mo- der şiir» le de uğraşmış; kimsenin girmediği sahalara girmiş. Kullandığı gekil, gerçi serbes mısra dedikleri tarz amma, baktığı Alem herkesinkinden başka: Bir masal dünyası, Çocuklar için anlatılan, yazılan, yahud resmedilen masalların nasıl renkli, acayip, ziyalı, yaldızlı, yıldızlı hir dekoru vardır, Ercümendin şiirle. rinde » baştan başa bir üslüb halinde « bu manzaraları görüyoruz. Ritm un- suru yerine bir primitif ressamlık... Abdülhak Hâmid, «şaire İ, «güşuna mütemadiyen sesler gelen» bir adam olarak tasvir eder. Ercümend Behza- dın ise, kulağına seslen ziyade gözü- ne çocukça hareketli çizgiler, boyalar, şıklar görünüyor. Bu da bir nevi şair- lik, sanatkârlık; Km e rma kosem? elere, ldızlar serptiğim içinden... Nerede gümüş kamçım? Küheylânlar uçurttuğum bulutlara?... Nerede mavi Külâhım, Gözden kaybeden beni? Nerede kirk haramilerim? Batmış hazineler çıkaran aulardan. Ve bir inei midyesinin kaptığı kalbim?.. Diğer bir şiirden: Bir sihirli değneğim olsa... Vursam bir nar ağacına Narlar çatlasa kahkahadan, Ve bebek yüzlü kızlar Uzatsa başlarını Tane tane dallardan. Onları Ceblerime doldursam Ve bir masal ömrü sürmek için Götürsem billür sarayıma, Diğer bir beyi! Işık kadar çıplak ol, Haz kadar uçucu. Bir kople : Bir söğüt dalma düşünür, Ve dalma güler bir kavak. Fakât bir #elvi her zaman ağlamaz. Münekkitler, estedler, belki de ken- di ölçülerine vurup: — Nesi var bunların? dir. Fakat ben bu şiirlerin bir muhata. bı, bir alâkadarı olacağını sanıyorum. Bu şekle aleyhdar bulunmama rağ- men içlerinde bir cevher, bir pırılta görmemezlik de edemiyorum, Madem ki Ercümend Behzad masal dünyası- » diyecekler- nı böyle vüzuhla ve samimiyetle nakle-| debiliyor? Şekil marifefine kaçmadan, şiir unsurunu kullanarak doğrudan doğruya çocuklar için bir edebiyat vü- cude getirmeğe uğraşsa... Buna ne ka- | dar muhtacız, Ve bü da istihkar edi- lecek şey değildir. Güezl bir fincanın kırılmış parça- ları hissini veren böyle revacsız man- zumeler yerine kendisinden öyle bir faydalı ve sürümlü meta bekleri; Senelerdenberi tanıdığım ve gözle- rinde bir sanat hırsını dalma okudu- | Zum - kendi de şahsen bir efsane kah- — Sinyor Mussolini midesinden Pahatsızmış diyorlar bay Amı | ŞEHİR HABERLERİ Bir kamyon devrildi Ikisi ağır, ikisi hafif dört kişi yaralandı Dün sabah 8,30 da Ramide Kü- çükköy yolunda bir kamyon devril miş, iki kişi ağır, ikisi de hafif olmak Üzere dört kişi yaralanmıştır. Şoför Hakkının idaresindeki içeri- si amele dolu bir kamyon, Küçükköy yolunda süratle giderken, karşısına bir araba çıkmış ve birdenbire İren yaparak kamyon devrilmiştir. Halbuki yapılan tahkikata göre, şoför Hakkı, şehir dışına çıktıktan sonra direksiyonu kamyon sahibine vermiş, kaza bu yüzden vukua gel- miştir. Maamafih, tahkikat derinleş- tirilmektedir, Devrilme . neticesinde ameleden Hakkı ve Mehmed ağır, Hasan ile Bayram da hafif surette yaralandık- larından can kurtaran otomobili ile Guraba hastanesne kaldırılmıştır. istimlâk edilecek binalar" Belediye vesaitile yıktırılmak için yeni bir teşkilât kuracak | Şehrin imarına başlandığı şu si- rada şehirde yapılan inşaat ve istim- lâk işleri Belediyeyi yakından alâka- dar ediyor, Belediye yol yapmak için münakasa kanununa göre, inşaatı bir müteahhide ihale ediyor, istim- lâk edilen binaların da yıktırılması işleri kezalik yine müteahhide veri- liyor. Halbuki -büyük inşaat müs- tesna olarak. gerek yol inşaatı, görek istimlâk üzerine yıktırdan binalar için müteahhitle Belediye arasında birçok ihtilâflar çıkmakta ve bu yüzden işler de alelekser gecikmekte- dir. Belediye, bu vaziyete nihayet ver- mek ve ufak, tefek inşaat ile istim- lâk sahalarındaki binaların umumi işini kendi vesaitile yıktırmağa 6sas itibarile karar vermiştir. Ancak bununiçin bir teşkilât yapmak lâzım geliyor. Bu teşkilât için 940 senesi bütçesine tahsisat ko- | nulacaktır. Beşiktaşta ağır bir cerh Beşiktaşta, Dikilitaşta, İmrahor caddesinde 179 numaralı evde oturan Mehmed oğlu Sabri ile Süleyman oğ- lu Alinin çocukları, karpuz almak ! meseleseinden kavga çıkarmışlardır. Çocuklar kavga ederlerken babaları da gelmişler ve aralarında kavgaya başlamışlardı. Ali bıçakla, Sabriyi İki yerinden Ağır surette yaralamıştır. Yralı Bey- Oğlu hastanesine kald nıştar. ramanıma benzeyen - enteresan arka- daşım Ercümend Behzaddan çok da- ha iyi eserler ummakta haklıyız, Şair olarak ilk ortaya çıkışile şimdi bulun- duğu saha arasında dağlar vardır. Şiir âleminde dolaşa dolaşa zengin malzemeli bir masal dünyasına haki- katen varmış olduğunu kabul ediyo- ruz, Orada bütün Türk çocuklarını misafir edecek billur saraylar yarat- ması mümkündür. (Vâ - Nü) — a aim . Hastalığın iyisi olmaz amma mide rahatsızlığı hepsinden beter- dir, insan kazanı patlamış gemiye döneri. Karilerimizin mektupları Rüzgârlı vagonlardan hasta oluyoruz Ben ihliyar bir adamam, Yeşil köyde oturuyorum, Yaz yünün de terli terli trene gelirim, Her ta» vafta pencereler fora edilmiş. Hele külâr hârekete gelince rüz- gür büsbütün vurur. Ne yapaca- gğımı şaşırdım. Gelip gidenler ka- pıları da daimi surette açık bu- lundurur. Otobüslerde yalnız bir yan pencereleri açık oldugu halde trenlerde hepsi açıktır. Mütema- diyen hasta oluyorum. Kims ye Uf dinletemiyorum. Her yerde kadınlara mahsus mevki kalktığı halde Sirkeci tren- lerinde var. Bu vagonların yarısı gene kadınlard kalsa da diğer yarısı rüzgârdan kaçan ihtiyar- ların ve hastaların olsa... Bahu- sus ekser vagonlarda pencerelo- rin bozuk olduğuna da ayrıca dikkati celbederim. Necati Vernis Yaya kaldırımları Tamir işi ancak yirmi senede ikmal edilebilecek Belediye, İstanbulda cadde ve 80- kak inşaatına büyük bir ehemmiyet veriyor. Bu itibarla bu ayın sonunda yeniden bir ımliyon elli bin liralık yol ihale edilecektir. Ayni zamanda mahalle aralarında da birçok sokak. lar tamir ve inşa edilmektedir. Fa- kat, şehrimizde yapılacak bu cadde- lerin inşasından başka cadde ve 80- kakların yaya kaldırımlarının tami- ri meselesi vardır, Bu hususta şirn- diye kadar alınan tedbirler kâfi gel- memişlir. Belediyece yapılan hesap. lara göre İstanbul sökalarının bü- tün yaya kaldırımlarının tamiri an- cak yirmi senede ikmal edilecektir. Bu maksadın temini için Beledi- ye ikinci on senelik imar programı- | na büyük bir para koyacaktır, Ancak Aksaray ve Lâleli cihetin- deki yaya kaldırımlarının tamiri için bu semtteki halk büyük bir alâka | göslermişler. Halk, Belediye tarafın- dan amele verilmek suretile malze me masrafını deruhte ederek Aksa- ray ve cıvarındaki troluvarları tamir ettirecektir. Belediye reis muavini B, Rifatın da iştirakile yapılan bu içtimada Aksaraylılar esas itibarile bu fikre taraftar olmuşlardır. Ancak kati bir karar verilmek üzere bir toplantıya daha ihtiyaç görülmektedir. Şişli - Büyükdere yolunda feci bir kaza Tarlabaşında, Sakızağacında 84 nu- maralı evde oturan Andon oğlu Yani, Büyükdereden o Şişliye motosikletle gelmekte iken Derbendde prevantor- yom hizasında 1060 numaralı - taksi otomaobilile çarpışmıştır. Yani başının üç yerinden ağır surette yaralanmış ve beli kırılmıştır. Yaralı Beyoğlu has- tanesine kaldırılmış şoför de yakâlan- mıştır, Bay Amcaya görel... İ 125 kuruşa veriliyordu İ lan ihtikâra ancak bu şekilde bir niha- Bira bulunmuyor | Meyhane ve gazi" nolar da eskisi gibi pahalı satıyorlar İnhisarlar idaresinin fiatleri indirmesi, balkın biraya büyük bir rağbet göster- mesini temin etti. Fakat maalesef şunu ööylüyelim ki, İstanbulun muhtelif semt- | lerinde bira bulmak kabil olmuyor. Şehrin ucra mahallelerinden o sarfına- zar, Beyasıddan Fatihe, Beyazıddan Ak- saraya ve Yenikapıya kadar olan İstan- bulun göbeği addedilen yerlerde ne bak- kallarda ve ne de depolarda bira bul- mak kabil değildir. Sözüne ilimad eldiğimiz bir okuyucu- muz Çarşıkapıdaki bira deposuna ba- vurduğu halde orada da bira bulama- maştar, İnhstarlar idaresi ya sevkiyatın azli- ından doğan ve yahut basi muhlekir bakkalların arayanlara el altından yüksek flatle satmak için kasden ihdaş ettikleri bu buhrania mücadele için yer yer depo- lar açmalı ve bütün talepleri tatmin edecek mikdarda bol bira bulundurmalı- dır. Ancak bu sayede halk bira ucuzlu- gundan istifade edebilir. Ehemmiyetle kaydedeceğimiz diğer bir nokta da meyhane ve gazinocuların bira fHatleri indirildiği halde bâl& tarifeleri- ni indirmemeleri ve yahut tarifelerinde yaptıkları tenzilâlın devede Kulak kabi- inden olmasıdır. | Bira fiatleri indirilmezden evvel Sirke- | ci meyhanelerinde “ayakta bira kadehi | İnhisarlar ida“ resi fiatleri yüzde 47 nisbetinde indirdik- ten #onra bunlar ayakta birr kadehini Iâtfen on kuruşa, yani yüzde yirmi ris- betinde indirmişler ve geride kalan yüz- de 27 nisbetindeki kür: kendilerine pli- | koymağı imal etmemişlerdir. Beyoğlu meyhane ve gazinolarında da vaxiyeb aynidir. İnhisarlar idaresi beş on meyhaneci ve gazinocunun sanki kazandıkları kâfi gel- miyormuş gibi daha siysde kazanmaları için değil, sıhhate muzır olan rakı (pilâ- sını önlemek ve halkı biraya alıştırarak sarfiyatı arttırmak için bira fiatlerini in- dirmiştir. Meyhanesi ve gazinoculata bu hakikati şiddelli cezai müeyyideler ile anlatmak lâzımdır. Belediyenin bira bardağının 7 kuruşa satılacağını karar altına almas kâfi değildir. Belediye, meyhane ve gazi- noların bira tarifelerini kendisi tayin ve tanzim etmeli, büyük harflerle yazılacak olan bu tarifeleri müesseselerin içine her- keme kolaylıkla görülecek yerlere astır- mali ve buna riayet etmiyecek gazino ve moyhanecileri şiddetli para cezasına çarp » tırmalı ve icabında meyhanelerini ka- patmalıdır. Bu muhtekirlerin göz göre göre yaptık- yet verilebilir. Belediyemizi, bu açık ihti- kârla mücadeleye davet ederiz. Üzüm yüzünden kavga Dün Sarıyerde, üzüm almak yüzün- | den üç kişi biribirine girmiş, zabıta. nın müdahalesine lüzum hasıl olmuy tur. Yeniköy Cami sokağında oturan yazmacı Mustafa oğlu Nuri, üzüm al- mak yüzünden Yeniköy Saidpaşa cad- desinde oturan Yorgi oğlu Anastaşa kafa vurmuş, dudağından yaralamış- tır. Nuri, aralarını bulmağa çalışan aynı caddede mukim Niko oğlu Yani- yide sol kaşından yaralamış ve yaka- lanmıştır. Ekmek bıçağı baldırına saplandı Dün, Kumkapıda Bayramçavuş ma- hallesinde taşçılar sokağında oturtan kunduracı Avadis oğlu Torkum, evin- de yömek yemekte iken ekmek bıçağı masadan düşerek baldırına saplannıış, yaralanmıştır. Müdavatı yaptırılmış. tar. . Eğer karbonatla falan geçer neviden değilse Düçenin başına, bu kargaşalıkta, bir de ameliyat çıktı . Maamafih mide hastalıklarını şimdi ameliyatsız da iyi ediyorlar, Meselâ benim de vardı, böyle geçtil. İSTANBUL HAYATI l de İ Hava taarruzu tecrüb« Dört gün seferber bir halde ku larımız kirişte, gözlerimiz sıği yollarmı gösteren lâvhalarda; te heyecan, merak içinde bekledik. Uzunca bir vapur, tren düdi duyar duymaz herkes yerinden b luyor: — Hah, girelim. Diye telâşa düşüyordu. Bekliye obekliye nihayet onu gördük. Saat dokuz buçuktan 80 Beyaznd, Galata kulelerinin acı | dük çığlıklarına limandaki vapu da iştirâk ettiler. Keskin vizlt dalga dalga şehrin dört bucağına yıldı. Evvelâ bir tereddüd dev geçti. Düdük sesleri uzayınca İşin kâsı kalmadı. Her tarofta faali başladı. Sokaklarda kadın, erkek, luk çocuk koşan koşana... Tecrübe esnasında serbes gezec lere mahsus beyaz kurdelâyı kolu takıp sokağa fırladım. Kalaba gruplar sağa sola kaçışıyorlar. Kİ evine koşuyor, kimi sığınaklara... Cağaloğluna çıkarken çarşaflı kadıncığaz karşıma dikildi; — Oğlum, buralarda bir yer vw mış. Göstersene bana... Soğanlık diyorlar, pek dilim dönmüyor, H şu, kör olası düşman tayyaresinğ kaçılacak yer... Yerebatan sarayının yolunu gi terdim: Daha ileride sığınak olarak ay lan bir caminin kapısına yaklaş düdük ötüyor. Sığın | İçerisi arı kovanı gibi uğulduyor. caklarında çocuk kundakları, el rinde yiyecek paketlerile kadınlı bez entarili bakkallar, ahçı, kasap: rakları, çoluk çocuk tıklım tık dolmuşlar, Bulut kümelerini yaran ölüm ki talları korkunç homurtularile me dana çıkınca şehir derin bir sükü! daldı. Gece gündüz bir saniye b gürültü eksik olmuyan İstanbul $ kaklarında, havadaki pervane gür tülerinden başka ses kalmadı, Ca deler bomboş... Kanatlı ejderler pemizde dolaşıyorlar, kuyruklarınd savrulan renkli bomba duman havada halkalanıyor. Arasıra d den top sesleri, mitralyöz takı duyuluyor. Tecrübe yerlerine yi köşebaşlarında güz elbiseli, b maskeli hortlak gibi adamlar şıyor. Koca şehir, ölüm tecrübesi altını şahin görmüş çil yavrusu gibi bir sinip kaldı. Nihayet kurtuluş düdükleri, İi İ lin Suru gibi imdada yetişti Tecrübe omuvaffakıyetle o yapılğı Allah sahicisinden saklasın. Cemal Re Cerrahpaşa hastanesinde intizar salonu Cerrahpaşa hastanesinin medhaâli: deki binalar çok çirkin bir ma: arzediyor. Bundan başka Cerrahps: hastanesine tedavi maksadile mü caat eden hastalarla ziyaretçiler iç kâfi genişlikte bir intizar odası yo: tur. Bunu nazarı dikkate alan CGj rahpaşa hastanesi baş hekimliği Ki intizar salonu yaptıracaktır. Kamyon bir kıza çarptı Dün, şoför Cezmi, idaresindeki 34 plâka numaralı kamyonla Tepebaşız giderken, Yeniçarşıda oturan Melin kızı Selmaya çarpmış, bacağından rTalamıştır. Yaralının ilk müdavatı pılmış, şoför yakalanmıştır. ama lyataği B. A, — Öyle amma senin mid de Habeşistan, Arnavutluk, On il ada yoktu ki...

Bu sayıdan diğer sayfalar: