21 Ağustos 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

21 Ağustos 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 — Manevra bug (Baş tarafı 1 inci sahifede) Öğleye kadar istirahat halinde bu- Yunan kıtaat, Relsicümhur maneyrâ sahasına vasıl olduğu zaman tektar barb faaliyetine başlamış bulunuyor- du. Milli Şef, kırmızı ve mavi kuvvet- lerin kati neticeye doğru süratle inki- şaf eden şiddetli çarpışmalarını ma- nevra sahasını baştan başa dolaşmak suretile yakından takib etmiş, bundan sonra Edirneye doğru seyahatine de- vam ederek saat 17,5 da şehrin Kıyık mevkiine toplanan kalabalık bir halk kütlesinin alkışları ... — Varol... Sesleri arasinda Edirneye dahil ok muştur. Milli Şef, Edirneyi bir kere daha se- vince garkederek bu ikinci ziyaretle- rinde doğruca Belediyeyi şereflendir- miştir. Otomobilinden Başvekil İle bes raber Belediye binası önünde inen Mili Şef, buruda Belediye reisi tara» fından karşılanmış ve civarda topla» nan halkın tezahüratına elile muka- bele ederek Belediye binasına "girmiş- tir. Bu sırada Belediye binasinın dire ğine çekilmekte olan Riyaseticümhur bayrağını halk şiddetle alkışlamıştır. İnönü, burada misafir olduğu 45 da- kikalık müddet içinde başta Başvekil ve Nafla Vekili olduğu halde şehrin yeni imar plânı ile meşgul olmuştur. Trakya umumi müfettişi general Kâ- sım Dirik, Edirne valisi B, Ferid No- mer, Belediye reisi B. Şerif Bilgen'in plân etrafında verdikleri izahatı din- Jemiştir. Milli Şef, şehrin belkemiğini teşkil eden ve İstanbul - Edirne asfalt yolu üzerine düşen caddenin iki tarafının Belediyenin yükünü hafifletmek Üüze- re Nafna Vekâletince açılmasını ten. sib buyurmuştur. Bundan sonra, Edirnenin içme suyu noksanı yüzünden çektiği büyük sı- kıntı üzerinde ehemmiyetle duran Milli Şef, bu mesele etrafında salâhi- yettar zevatı dinlemiştir. Başvekil B. Refik Saydam ve Nafia Vekili general Ali Fuad Cebesoy Edir- pedeki sü derdinin esaslı surette halli hususunu görüşmüşlerdir. Bir tesadüf eseri olarak suların, $e- hirde gene kesildiği bir sırada görü- şülen ve kati neticeye bağlanan su derdinin halli, Edirne halkını son de- rece sevindiren bir müjdedir. İ Bu meşguliyeti müteakib, İnönü, Belediye binasının karşısına biriken kesif bir halk kütlesinin şlkışları ve: — Yaşa, varol.. Sesleri arasında otomobillerine bi. nerek şehrin içinden geçmiş ve doğ. ruca Karaağaç istasyonundaki husu- 8i (enlerine geçmiştir, Mili Şef, bu gece Belediye binasın- da kalmıştır. Şehir baştan başa elek- trikle donatılmıştır. Manevra bugün bitiyor Ordumuzun beş gündenberi devam | , Tefrika No. 44 SEVİLEN KADIN Alnından iri ter damlaları sızıyordu. Mendilini çıkararak yüzünü gözünü kuruladı. Bir müddet öylece durdu. «— Bravo bana... İşi hallettim... Kendimde bu cüreti ummâzdım!.» dedi. Artık plânının en mühim kısmını halletmiş bulunuyordu. Yanan şamda- RI eline aldı. Kendine tahsis edilen odaya gitti. Yatağını -içinde güya ya- tılmış şekilde- bozdu. Sonra pencereyi açtı. Dışarıya bak- tı. Uşaklar dairesinde hâlâ ışık var! Bekledi: Lâmbalar birer birer sön. dü. Belli: Artık onlarda uykuya varmışlardı. Bahçedeki yapraksız iri ağacın, bu karanlıkta gölgesi bile görünmüyordu. Ev sahibesinin oda- $ı, bu uşak dairesinin karşısında bu- Yunduğu çin ihtiyatlı hareket etmek lâzımdr. İşte bu dairedeki uşaklar istisna edilirse, bahçelerle mahsur olan bu koskoca binada tuzağa düşmüş bi. çare iki kadınla doktordan başka kimse yoktu, Kırklarelinde göçmen mahallesinden avdet Kırklarelinden bir enstantane eden büyük manevraları yarın (bu- gün) şafaktan itibaren başlıyacak umumi harekâtla sona erecektir. Bu harekâtı takib etmek Üzere davetli bulunan Miısır askeri heyeti, ecnebi devletler ataşemiliterleri, yerli ve ya- bancı gazeteciler, yarın (bugün) sa- | | bah saat beşte Edirneye gelmiş ola- İ caklardır. Geceyi Edirnede geçiren MUH Şef, yarın (bugün) sabah otomobille ma- nevra sâhasina hareket edecektir. Umumi harekâtta hazır bulunacak davetliler de kendileri için Ankaradan gönderilip Edirnede beklemekte olan | otomobillerle büyük bir kafile halin- de mânevra sahasına gideceklerdir. Ş. Rado Taşra gazete bayilerinin nazarı dikkatine Bazı taşra bayilerinden. aldığı- miz mektuplardan «AKŞAMşı mutlaka şu veya bu mutavassıt. lardan tedarik etmek hususunda kendilerini mecbur addettikleri anlaşılmaktadır. Bu zehab hakikate uygun de- ğildir. Binaenaleyh taşra bayile- rinden arzu edenler her zaman «AKŞAM; İdarehanesine müra- caatla doğrudan doğruya mua- meleye girişebilirler. Bu hususta «AKŞAM, idaresine mektup ya- zarak bayi şartlarını öğrenebi- lirler. (Baş tarafı 1 inci sahifede) inci sahifede) Oo | sile, Brux, Frelber; «Sunday Experss» gazetesine gelen malümata göre Fransanın ve İngilte- renin gelecek günler zarfında husule gelebilecek istisnai vaziyeti karşılaya- bilmeleri için tedbirler ittihaz edile- cektir. Bu güzetenin yazdığına güre, | itiyor Beynelmilel vaziyet sile, Brux, Freiberg, Chemmitz, Zwio- | kan ile Bohemya ve Moravya hudud. ları da dahil olmak üzere bütün bu İ mıntakalardaki yolların 10 eylülden 18 eylüle kadar yalnız askeri vesaitin seyrüseferine açık bulundurulacağını yazmaktadır. Macaristanın askeri işgal altına alın- Almanya ve Polonya polisinde ması Polonya hükümeti tarafından | memleketin istiklâlini tehdid mahi- | yetinde telâkki edildiği takdirde Fransa ile İngiltere, Polonyaya © ver- dikleri garantiyi tatbik edeceklerdir. Biyasi «Sunday Dispatseh» gazetesi- nin muharriri, Lord Halifax'ın Hari- ciye Nezaretine avdetinin İngiliz - Japon müzakerelerinin akamete uğ- radığına dair Tokyodan alınan hs- berlerle ayni zamana tesadüf ettiğini yazmaktadır. Berlin 70 (A.A) — Alman mat. | buatı, Polonya ile demokrasiler aley- | hindeki hücumlarına gitgide şiddeti- ni arttıran bir lisanla devam etmek- | te ve Polonyalı taşkınlıklarile vazi- yeti zehirlemekle ve demokrasileri de Polonyaya bu tecviz edilemez battı hareketinde teşvik ve bu suretle de dünyayı harbe #ürüklemekle ittiham eylemektedir. Almanya, harekete geçmek için henüz bir karar vermedi Berlin, 20 (A. A.) — Alman askeri hazirliklarının geniş mikyasta devam elmesine ve Polanyaya karşı gazetele- rin şiddetle hücum eylemelerine rağ» men hemen harekete geçilmesi için henüz bir karar verilmemiştir. 27 ağustosta Hitlerin birnubuki radedeceği Tannenberg merasiminin yapılmasından ve Nürnberg kan- gresinin taplanmasından vaz geçil diğine dalr bir şayıa dolaşmış isede alâkadar mahfillerde hiç bir deği. şiklik derpiş edilmediği beyan olun- maktadır. Leh gazetesinin makalesi Varşova 20 (AA) — Alman pro- pagandasının aldığı mahiyeti mevzu. bahseden «Gazetta Polakâs diyor ki: «Bu yalancı propagandanın hedef- leri gayet açıktır, Evvelâ, Alman mil letini fışkırtmak ve onu Polonyaya karşı bir harb yapmanin zaruri ok duğuna kandırmak, Bu gayret boşa çıkmışa benziyor. Çünkü Almân'mi. Jeti endişe içindedir. Sonra, Almanların her şeye hanr olduğu ve Polonyanın Alman taleb. lerini kayıtsız ve şartsız olarak kabul etmesinden başka çare olmadığını Varşovaya İsbat etmek. Almanlar bunda da aldanıyorlar. Şunu ihtar edelim ki, herhangi bir müzakereyi düşünmezden evvel Berlinin bugünkü konuşmak tarzını değiştirmesi zaruridir. Almanya manevra yapacak Berlin 20 (A.A.) — Alman gazete. leri, tamamile motörlü olarak yapı- lacak sonbahar manevraları dolayı- Nakleden : ( Vâ - Nü ) Doktor, kış havasını bol bol ciğer- lerine çekti. Gerisin geriye döndü. Demin marifetleri becerdiği yatak odasına döndü. Kadınlar, şiddetli klorformların te- sirile hiç kımıldamamışlardı, Mihri. nur hanımefendi belki de şimdiden ölmüştü. Kır saçları beyaz yastık üzerine yayılmış; balmumu . sarılı. ğındaki çehresini çerçeveliyordu. Ayaklar önünde, Çerkes kalfa, bıraktığı gibi yatıyordu. Şamdan, masanın üzerinde yanı- yordu. Doktor, mumlara bir müddet baktı, Sanki gözlerinin ateşile bun- ların alevini artırmak istiyordu. Bir hamlede şamdanı kaptı, Pen- cereleri kat kat kaplayan tül, ipek kadife perdelere yaklaştı. Ateşledi. Alev, yağlı boya tavana doğru sıç- rıyordu. Acıkmış gibi, birçok diller peydalanıvermişti; yükseklerde, al çaklarda ne buldularsa hepsini yalı- yorlardı. Babusus bunlar ahşaptı, Tam iştihalarına göre... Pencereler tamamile yangının tesirinde kalınış. Jardı, Şimdi doktor, karyolanın ka- bn kış cibinliğini de, kapı perdeleri. ni de, karyolayı da, kanapeleri ve koltukları da, bulâsa kumaş dolu olan bu odanın her yerini alevliyor. du. Sonra salona koştu. Orada da ay. ni hareketleri tekrarladı. Birkaç dakika sonra, iki kadının oturduğu daireyi baştan aşağı nteş sarmış bulunuyordu, Halılar, mobil. yeler, tavan ve zemin döşemeleri, du. varlar, her yer alev içindeydi. Ancak yarım saat sonra; — Yangın var! - feryadları çınla- mağa başladı. Bu fırtınalı gecede evine geç dö- nenlerden biri her nasılsa ateşi gör- müştü, Onun feryadları üzerine 86 yisler, aşçılar yerlerinden fırladılar, Kapıları kırdılar. İçeriye daldılar. Fakat hanımların dairesinden ©s€r kalmamıştı. Ancak doktorun tarafı daha duruyordu. İç kapıları güm güm vurdular. Meğer Kadri beyin uykusu ne de ağırmış. Uyanamadı. Az daha o da yanacaktı!! Şişman adam, gecelik entarisile paltosuna sarıldı. Kapıdan da kaçabilmek mümkünken, şaşkın- lık alâimi göstererek balkona fırla- dı. Oynadığı rol mükemmeldi. Hiç kimse kendisinden o şüphelenmeği. Zn deil, .— Şüphelenmeğe de esasen sebep yok- tu. Şimdi artık yangın binanın yarı- sını yutmuş bulunuyordu. Öteki ta- rafa da yavaş yavaş ilerliyordu. Kö- pekler havlıyordu, Kümes hayvanları türlü türlü feryadlar koparıyorlardı. Bina kâmilen mahvolmuştu. Yal- nız yarı kârgir olduğu için bazı ka- ın duvarları duruyordu. O zamanlar itfaiye teşkilâtı mükemmel olmadı. Zından şuradan buradan bâzı derme çatma tulumbacılar gelmişlerdi. Fa. kat ev sahibesile hizmetçisi ortada yoktu, Daireleri bir alev kütlesi ha- Yindeydi, Onları kurtarmak teşebbü- sünde bile bulunmadılar, Zira bir şey yapmak kabil değildi. Yangını ilk haber veren adama! — Sen ne vaziyette gödün? - de diler. Mihrinur hanımelendinin odası gösterdi: — Şu taraf göçüyordu. - cevabini verdi, Aşçı ve arabacı başılar; — Eyvah gitti hanımımız! . diye samimi göz yaşları döktüler. Hizmetçiler ve komşular, yangının nisbeten az tahribat yaplığı kısım lardaki bazı eşyaları çıkarmak için mihaniki surette çalışıyorlardı, Fa kat binadan hayır yoktu, Kurtarma- ğa teşebbüs bile edilmedi, faaliyet Varşova 20 (A.A.) — Alman polisi dün Silezyadaki bütün Polonya ban- kalarını kapatmıştır. Poliş diğer taraftan, Polonya tica- i rethanelerinde ve hususi eşhasta bu- lunan bütün kitapları da müsadere eylemiştir. Varşova 20 (A.A.) — Polonya po- lisi bir çök Alman bankalarında araş- tırmalar yapmış ve mühim mikdarda gümüş para satın alınmış olduğunu ve Almanyaya para kaçakçılığı yapı- dığını tesbit etmiştir. Polis bazı tevkifat yapmıştır, Jur gazetesinin makalesi Paris 20 — Enternasyonal gerginliği mevzuu bahseden «Journ (gezetesi, İtalyanın Berlin büyük elçisi Attolico ve Macar Hariciye Nazırı Csaky'nin mütemadi gidip gelişleri hakkında şöyle yazıyor; «Bütün bu gidiş, gelişler ve Roma- dan ve Budapeşteden sızan başı haber- ler gösteriyor ki Almanya uğrunda İtalya silâhlı bir ihtilâfa girmekte ve Macaristan da «fazla hayırhaha- ne> bir bitaraflıkla Polonyaya kara Alman taarruzunu kolaylaştırmakta tereddüd etmektedir, Almanyanın Polonyaya karşı aldığı taarruz vazi- yeti, Berlin hükümetinin pek yakın. da bir şeyler yapmağa hazırandığına delildir, Bu vaziyet önünde, teyak- kuz ve itidal her zamandan ziyade z8» ruridir, Roma 20 — İtalyan matbuatı ziyetin çok ciddi olduğunu yazmak- va- 3 AYLIK 1 AYLIK Posta itsihadına dahil olmiyan ecnebi memleketler; Seneliği 3600, altı aylığı 1900, üp aylığı 1000 kuruştur. İ Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek lâzımdır. Recep 6 — Hızır 108 B. İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E. 821 1012 515 903 1700 149 326 5141217 1604 1900 2040 İdarehane: BabıAli civarı Acımusluk sokak No. 13 Rüzgâr esiyordu. Sağa sola uçkun- lar uçuşuyordu. Bereket versin o ci. varda başka bina yoktu da Ssireyet etmedi. Kimse zarar görmedi. Mahallelerde bekçiler bağırıyor, kulelerden köşklüler koşuyordu. Çok geçmeden yangın haberi bütün Üs- küdar, Kadıköy kısmına yayıldı, Ora- dan da İstanbul tarafına geçti. Saat Üçe doğru, bütün yapı, heyeti umu- miyesile göçtü, Necilenin doğup bü- yüdüğü evden artık yalnız korkunç duvar bakiyelerile bir harabe kal- miştı, İki gün iki gece dumanlar tüttü, küller savruldu. Üçüncü gü- nü keşif yapıldı. Mihbrinur hanımefendi ile sadık hizmetçisinin yanıp vefat ettikleri tesbit olundu. Fakat ancak bazı in- san kemikleri bulunmuştu. Bunlar tabutlara konuldu. Muhteşem bir eg- naze merasimi tertip edildi. Bu vefat haberi üzerine, Necilecik, haftalarca, aylarca ağladı. Vehbi be- ye ise, bütün samimi dostları: — Tebrik ederiz Kocakarıdan kurtuldun! - dediler, O da, yarı şaka, 'yarı ciddi kasla- rını çatarak; — Amma yaptınız ha... — Haydi haydi... Saklama... İçin düğün dermek!... Dışın kan öğl- yor... (Arkasi var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: