25 Ağustos 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

25 Ağustos 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

POLİTİKA İngiliz - Japon müzakereleri İngiltere He Japonya arasındaki müzakereler hayli ilerledikten sonra Çan-Kay-Şek hükümetinin parası ecnebi mıntakalarda tedavül etmeyip bunun yerine Japonya taraftarı Pekin hükümeti parasının geçmesi hususun- du Japon hükümetinin israr eylemesi üzerine sekteye uğramıştı. Bu sekte mizakerelerin büsbütün inkıtama ve şimdiye kadar elde edilen mühim neticelerin hükümsüz kalmasına sebep olabilir. Böyle bir halin zuhuru mesuliyetini iki taraf da üzerlerine almak iste- mediklerinden müzakerelerin cereyanı tarzı hakkında uzun beyannameler neşrettiler. İngiltere Hariciye Nezareti beyannamesinde 27 Haziranda kararlaştırı- lan bu müzakerelerde Çinde geniş mikyasta yapılan muhasamat dolayısile Japon ordusunun emniyetini ve memleketin asayişini muhafaza ve memles keti kontrol etmek haklarını ve Çan-Kay.Şek'in hükümeti menfaatine hiz- met edecek her türlü teşebbüs ve hareketleri tenkil etmeğe salâhiyettar ol- duğunu tanımış ve bu yolda memurlarına ve tebaasına emir verdiğini ve bu €sas üzerine ve başka devletlerin hak ve menfaatlerine dokunmamak şartile İngilterenin müzakereyi ilerlettiğini velâkin para meselesi mevzuu bahsolun- ca başka devletlerin menfaatine dokunduğundan bunlar ile istişareye lüzum gördüğünü ve binaenaleyh dokuz devlet muahedesini imzalıyan devletlerin pey ve fikri almmasında israr eylediğini izah etmiştir, Japonya hükümeti beyannamesinde müzakereyi isteyen taraf İngiltere olduğu gibi Çindeki harekât dolayısile Japonyanın askeri, siyasi ve iktisadi ihtiyaçlarına riayet emeği de kabul etmiş bulunduğunu ve para meselesinin de bunlar arasına ithali tabii iken başka devletleri işe karıştırmak istediğini kaydetmiştir. Japonya hükümeti başkalarının karışmasına razı Olmudığın- dan müzakerenin inkıtaa uğradığını velikin kati olarak kesilmiş olmadığını da ilâve etmiştir. İki taraf da müzakereye tekrar başlamak üzere açık kapı bırakmış oluyorlar, Fakat bu esnada yeni hâdiseler çıkmıştır. İngiliz müs- temlekesi Hong-Kong karadan abluka edilmiştir. Japonlar havadan çok sı- kıştırdıkları Çan-Kay-Şek payıtahtını Çunking'den meçhul bir tarafa nakletmiştir. AKŞAM ZUPPELER KRALI Hallivuttan gelen haberler Brum- melin hayatını gösteren filmin bitti. ğini ilân ediyor. Brummel züppeler kralı idi. Bu zat Caen mezarlığında medtun- dur. Züppeler kralı bu şehrin timar. hanesinde can vermişti, Brummel bir zamanlar Parisin en meşhur terzisi idi. Her sene onun Çiz- diği elbise örnekleri moda olurdu, Se- neleroe kadın kıyafetlerine istediği şek. li verdi. Brummelin zevki dünyanm zevki oldu, nihayet on parasız, kimse- siz can verdi, Brummeli alacaklılarından kurta- rabilmek için Calais'ye konsolos ta- yin ettiler, Orada öyle acaiplikler gös- termeğe başladı ki, nihayet timarha- neye koydular, Brummel timarhanede odasında es- ki ve yüksek müşterilerile görüştüğü nü tasavvur eder, gardiyanı du bu ma- sum delinin gönlünü hoş etmek için ukşamları Brununele haber verirdi: — Düşes Devonshire, Lord Abrandy geldiler... Brummel bu muhayyel misafirlerini kabul eder ve onlarla saatlerce höcre- sinde konuşurdu. Brummelin toprağı bol olsun, fa- kat bize öyle geliyor ki, son senelerin şapka modellerini çizen her kimlerse, onlar da günün birinde timarhanede can vereceklerdir!... Tersine Her müessese kendinin birinci sınıf olduğunu ilân eder. Lokantacılara s0- runuz, onun döneri, onun kebabı, onun plâyı, onun tatlı böreği hiç bir lokan- tada yoktur. Balığın nefisi onda, etin enfesi ondadır. Herkes onun lokanta- sında yemek yer,ve memnun kalır. Kimleçdir? Bunu söyliyemez, fakat lokantâsının üstüne lokanta olmadığı- nı iddia eder, Yakat Fransada Randan'da bir lo- kantacı bunun aksini yaptı. Onun dük- reklâm kânının kapısında ve yeme salonların- da şöyle levhalar yöze çarpıyor: «Bura. da ağız tadije yemek yenmez», sİstedi- ginizi değil bulduğunuzu yersiniz», #Garsonların servisinden şikâyet eden- ler başka lokantaya gitsinler» İşin garibi bu lokanta sahibi her tüt- Jü şikâyetin önünü bu suretle aldıktan sonra lokantası da mükemmel işle. mekte ve adam rahat rahat, sızıntısı; para kazanmaktadır. Iki Ihtiyar Pransada Var eyaletinde Pierrejen şehrinin nikâh memaru B. Louis Ali. vier İs bayan Fontmosse'un nikâh- larını kıydı, B. Louis seksen altı, bayan Font- evlendi! kıyıldı, çünkü bu iki ihtiyar nikâk memurluğuna gelemediler, Sebebi?.. İkisi de kötürümdür. Acaba nikâh memuru nikâht kıy- dıktan sonra bu yeni evlilere çoluk çocuk sahibi olmalarını temenni etil mi dersiniz?.. GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ Sürat rekorları Binbaşı Campbell isminde bir İn giliz, Mavi Kuş LI isimli Kano otomo- bili ile su üzerinde dünya üret reko- runu Kırdı, Tecrübe, sakinliğiyle ve güzel man- zarasile meşhur olduğu İçin etrafına bir çok zengin sayfiyeler toplyan Coniston gölü üzerinde cereyan eft- miştir. Göl, İngiliz adasınm garp şimalindedir, Mavi Kuş II 2500 beygir kuvvetin. deydi, Çok gürültü yapıyor ve şimşek süratile ilerlerken Insanı hayrete dü- Şürecek bir köpük izi bırakıyordu. Eski rekor saatte 214 idi, Bu haf | Fa içinde binbaşı Campbil'in kırdığı #€kor 277 kilometreden fazladır. Mavi Kuş, bu hafta tecrübelerini tekrar layacaklır, Saatte 150 mil yani 240 kilometre sürat elde edileceği zanno- lunmaktadır, Bu münasebetle dünyada insanla- rın şimdiye kadar sun'i nakıl vasıta- larile ve koşarak elde ettikleri en bü- yük süratler bir liste halinde neşre- diliyor: gm vasiias oSüâtterekoj Rekoru kıran Tayyare 765 Kın. 110 Wendel Otomobil S5 » 34 Ryston Motesiklet oo 219 » 503 Henns Kano otomobil 228 Kun, Campbell Motö. bisiklet 122 » Tl o Vandarstuyf) Bisiklet 45 » 84 Arohambaud Ayakla, 9 >» 20 Muğmi Su şehirlerimiz Yalovada yeni iki otel bir de gazino yapılacak Cumartesi ve Pazar günleri İstanbuldan Yalovaya olan akın Briç üstadlarının meraklı oyunu - Günde on iki kilometre yüreme ii kilo kazananlar ! Yalova, Ağustos Cumartesi ve pazar günleri İstan- buldan buraya âdetâ bir akım olu- yor. Birçok kimseler tatil günlerini geçirmek için Yalovaya geliyorlar, iki gere kaldıktan sonra pazartesi günü tekrar Istanbula dönüyorlar... Bu hafta gelenler o kadar çoktu ki otellerin hiç birisinde boş yer kalma dı. Hattâ memurlar, garsonlar oda larından çıkarıldılar, bunlar da ge lenlere verildi. Fakat gene kâfi gel“ medi. Geç vakit haber vermeden ge- lenlerin âçıkta kalmamaları için Otel Termalde fizyoterapi dairesin- deki boş yerlere karyolalar kuruldu, Hafta tatilini geçirmek için gelen- lerden bir kısmı geziyor, banyo yapı yor, yahud buraya yalnız gönderdik» leri çoluk çocuklarile görüşüyor, Fa kat bir kısmı otomobilden inip ye- meklerini yedikten sonra derhal masa başına geçiyor. Gelsin briç, gelsin bizik, gelsin poker... Vidoli tâvia oy- nıyanlar da var. Hattâ bazı tavla me raklıları sedef kakmalı tavlalarını birlikte getiriyorlar!.. Pazar günü sabahtan başlıyan parliler gece ya- rısından sonraya kadar devam edi- yor! Bu hafta burada briç stadları toplanmıştı. İstanbulda en iyi bri öynıyanlardan biri diye tanınmış olan ve kendisine profesör denilen bay (D.), bay B. M. vediğer D. ili parti briç oynadılar, Briç meraklılar rı için bunun seyri çok zevkli oldu. İki partide yalnız bir oyuncu bir ha- ta yaptı; gariptir ki bu hatayı yapan da profesördü, İnsanlık hali olabi. lir a. Kimse bir şey söylemedi, mü- nakaşasız, gürültüsüz bir oyun oldu. Pazar günü buraya ikinci bir akın oluyor, İstanbuldan iki vapur dolu- su yolcu geliyor. Bunlar Yalovanın dört bir tarafına dağılıyorlar, Akşa- ma kadar gezdiklen sonra beş buçuk ve altı vapurlarile dönüyorlar. Pazartesi sabahı otellerde yeni bir faaliyet başlıyor. Hafta tatilini geçir- mek için iki gün evvel gelenler â- bah erkenden kalkıyorlar. Asansör- ler durmadan işliyor, otobüsler, oto- möbiller kafile kafile yolcuları iske- leye taşıyor. İki gün bir düğünevi halini alan otellerde bundan sonra gene mutad hayat başlıyor... ... Buranın yürüyüş şampiyonların. dan bir bayana sordum: — Kaç kilo kaybettiniz? — Cevab verdi; — İki kilo kazandım! — Aman nasıl olur?... Yoksa «iz de on İki kilometreye kadar mı yürüyor- sunuz?.. Yalova kaplıcalarında Otel Termal iskeleden on iki buçuk kilometre me- safededir, Otele yarım kilometre uzakta 12 kilometre işareti vardır. Yürümekten hoşlanmıyanlar buray& kadar gidiyorlar ve sonra lâf arasın- da: «Her gün on iki kilometreye ka- dar yürüyoruz» diyerek kelime oyunu yapıyorlar.) — Hayır hayır; ben hakikaten gün- de 12 kilometre yürüyorum. Altı sa- bah, altı akşam. — O halde neden iki kilo kazanı yorsunuz? Yürümek insanı zayıfla tar mı, şişmanlatır mı? Gülerek cevab verdi: — Yürümek hiç şüphesiz zayıfla- tır. Buna rağmen İki Kilo almak- uğım buranın bhavesının güzel Mğinden, geçirdiğimiz rahat hayat- tandır. Bakın her taraf ormanlık, hava bol oksijenli, her şey insana ferahlık veriyor... Sonra ev meşgü- lesi, düşünce yok, Ahbaplar iyi... İn. sün burada elbette kilo alır, Yürüyüş yapmamış olsaydım beş, altı kilo alacaktım; yürüyüş sayesinde İki | Yalovada Kurşunlu hamamı ve otel Termalin uzaktan görünüşü kilo ile kurtuluyorum!.., ... Yalova kaplıcalarında her şey iyi, her şey güzel; yalniz bir posta ve te- lefon derdi var,.. Geçen gün postaya saat beşte bir mektup verdim. — Acaba ne zaman gidecektir?.. diye sordum. Memur; — Yarın akşamki posta ile, Ce- vabını verince şaşırdım. Haydi o ak- şamki postaya yetişemedi diyelim, ertesi günü sabah vapuru var, öğle vapuru var, Bunlarla gitse mektup © gün sahibinin eline vasıl olur. Ak- şam vapuruna kalınca sekizde İstan- bula gideceği için o gece tevzi edile- miyecek, binaenaleyh ancak iki gün sonra gönderilen zata verilebilecek, Memur bu garib vaziyetin sebebini şu suretle anlattı; — Bu sene buraya mutemed tayin etmediler, Postayı rica ile otobüs Ş$0- fürlerine veriyoruz, Onlar da her de- fasında almıyorlar. Her gün üç bu- çuğa kadar gelen mektupları o ak- şamki vapurla sevkediyoruz. Ondan Sonra gelenleri ertesi güne saklıyo- TUZ. Şaşılacak şey değil mi?.. Burada sabahleyin postaya verilen mektup akşam sahibinin eline varmalı. Ya- lova İstanbulun komşu kapısı... Telefona gelince, yakın zamana kadar 25 kuruşa İstanbula görüş mek kablldi, Şimdi ücreti 75 kuruşa çıkarmışlar, 24 saat zarfında ancak bir buçuk, iki saat görüşmek kabil. Bunun haricinde görüşmek İsterse niz 225 kuruş vereceksiniz!.. Yulova kaplıcalarile İslanbul arasında bir telefon mükâlemesi Ayrupa ile görüş mek kadar pahalı.. Buraya birçok iş adamları, İstanbulla daimi müna- sebeti olanlar geliyor. Bunlar her da- kika ucuz ve İstanbula görüşebil melidir, Posta, telgraf ve telefon umum müdürlüğünün bugünkü vaziyete nihayet vereceğini ümid ederim, ... Yalovada yeni iki otel yapılması tasavvuru var, Bunlardan biri şim- diki paviyonların bulunduğu yerde inşa edilecek, banyosu bulunacak. Diğeri kaplıcalara ve denize nezareti olan tepede yapılacak. Burası da İS. tirahat etmek, bafta tatilini geçir. mek için gelenlere mahsus olacak, Tepeye kadar muntazam yol var. Yeni otel ile kaplıcalar arasında sık sık otobüs işliyecek; isteyen dört beş dakikada aşağıye inebilecek, Bu iki otel yapıldıktan sonra bir de gazino inşası düşünülüyor, Gazino nun İiyatrosu, kütüphanesi, mütead- did salonları bulunacak. Bu yeni te- sisat ile Yalova bir kat daha mükem- melleşecektir, İki ihtiyar düşerek yaralandılar Beyoğlunda Tamtam mahallesinde oturan yetmiş beş yaşlarında Hacı Marya ismindeki adam, dün. evin mahzenine İnerken muvazenesini kaybederk düşmüş, tehlikeli sürette yaralandığından hastaneye kadlırıl- mıştır. Giatada oturan yetmiş sekiz yaşın- daki İliya da evinin merdiveninden yüvarlanarak ağır sureto yaralan- mış, Beyoğlu hâstanesins kaldırı miştar. Ordunun fındık mahsulü Ordu 24 (Akşam) — Dün yeni mahsulden bir vagon iç fındık Erzu- rum vapuruna yükletilmiş, bu mü. nasebetle şehrimizde büyük tezahü- rat yapılmıştır. Üç kadın dövüştü Sirkeciâe Demirkapıda Oturan Maryam, Roza, Sofiya isimelrinde üş kadınla tenekeci Mişon birbirlerile kavga edip dörüştükleriden hepsi polis tarafından yakalanarak mahko meye verilmiştir. ag ya — m9

Bu sayıdan diğer sayfalar: