30 Ağustos 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

30 Ağustos 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TARİHE GEÇ EN CINAYETLER Katil kadının idamı Babasını, kardeşleri. ni, kocasını, hizmelçi- sini zehirleyip öldüren kadının, Marie - Ma- deleine Ode Brinvii- Mers'nin dostu Sainte - Crolse ansızın öldü. Marie'nin işlemiş oldu- ğu cinayetlerin vesika- darı bir demir çekmece- deydi. Marie bu çekme- ceyi ele geçirmek için çırpınıyordu . Adliye Sainte - Crolse'nin evi- ni mühürlemişti, 8 Ağustos 1672 de mühürler söküldü. De- mir çekmece bulundu. İçinde şişelerle zehir ve Sâinle - Crois'ya verii- miş iki sened vardı. Ertesi günü 9 ağus- tosta Markizin işlerini baktığını söyliyen De- lamard ile kadının dos- tu Briancourt, komiser Picard'a (o başvurdular, demir çekmeceyi İste- diler, mukabilinde Brin- villers Markizi ne İs- terse verecekti. Komi- ser reddetti, Mari de Brinvilllers Tondraya kaçtı. Fransa kralı 14 üncü Lovis bu cinayetle yakından alâ: kadar olmağa başladı. İngiltere krah 2 nci Charles ile muhabereye girişti. Katilin teslimini istiyordu. İngiltere kral râzı oldu, Hollândaya kaçlı. Katilin 1676 ye kadar İzini kaybediyoruz. Nihayet 25 mart 1676 da Liğge'de bir ma- nâastırda levkif edildi. Kadın cam parçaları, iğneler oyullu, fakat öl- “Katil asli olduğu İçin yüksek MAN- keme “muzuruna çıkarıldı. Muhake- mesi 29 nisandan 16 teromuza kadar sürdü, Yirmi iki celse devam etti. “13 Temmuz 1676 da metresinin bütün esrarını bilen Briancourt hâ- kimlere her şeyi, bütün bildiklerini birer birer anlattı. 16 Temmuz 1676 da Marie - Ma- deleine de Brinvillers idama mah- küm oldu. b İdama mahküm edilen katil kadı- nın son demlerinde yanında bulun- mak üzere rahip Pirot'yu memur et- tir. Hapishanedeki hücreye girince ka- dın ayağa kalktı: — Beni teselliye geldiniz değil mi? dedi. — Evet madam. Elimden geldiği kadar o maneviyatınızı: yükseltmeğe çalişacağım. Sizi bu münasebetle ta- mımak istemezdim. — İnsan hayatta her şeye katlan- malidir. N Pirot sevimli, zarif bir adamdı. Fevkalâde munis bir sesi vardı. Marie konuştu: — Ölümden kurtulmıyacağımı bi- HMyorum. Size bütün hâyâtımı anla- tacağım... Esasen halkin dilinde des- tan oldum değil mi?... Pirot sözü cinayetlere intikal et tirdi: — Size kimler yardım etti, zehir. lerin neden mürekkep olduğunu söy- lemeniz doğru olur. Marie sözü çevirdi; -— Cenabı Hak her günalımı affeder değil mi?... Dua zamanı de geçiyor rahip efendi, haydi kiliseye ininiz de dua ediniz.. Benim /çin de dua ediniz... Rahip kiliseye indi, bir saat sonra İekrar Marinin yanina geldi. Katil kadın sessiz, mütevekkil bekliyordu. Rahibi görünce: — Ben ancak cellâdın elile can ve- rirsem ruhumu kurtarırım. Bugüne kadar cinayetlerimi inkâr ettim. Bu- gün artık itiraf edeceğim. Ve rahibe babasını, kardeşlerini nasıl zehirlediğini etrafile anlattı, Rahibe bir buçukta yemek getirdiler, Mari yalnız iki yumarta yedi ve ra- böruyü Dü per Marie Londradan | n doyurursen, büyük. bir.) haneden şıkta. A Yazan: Selâmi İzzet Sedes Marie de Brinvilllers | soğukkanlılıkla havadan, sudan bah- setti, Sonra kâğıd kalem istedi, Ko- casına bir mektup yazdı, af diledi, Öğleden sonra iki kere müddetiu- İ mümi geldi. Mahpusun sıhhatini sor- du ve dedi ki: — Eğet cinayetlerini itiraf edecek- sen istlevap edelim. Marie başını salladı: İmöprdi İon ili in kaaplanmakla lerim, — Çocuklarınızı görmek ister mi- siniz? — Hayır, neye yarar ki... Onları müteessir etmekte mâna yok. Rahip Pirot gece yemeğini de mahkümün yânında yedi, geç vakite kadar oturdu, ertesi sabah gelmek üzere çıktı. * “ Ertesi sabah rahip, mahkümun hücresine girdiği zaman Marie uyu- yordu. Gözlerini açar açmaz karşısın- İ da rahibi görünce şu suali sordu; — Cenabı Hak affeder dediniz. Bu- nun için de purgataire'de kalacağı- mi söylediniz. Cehennemde olmadığı- mı nasıl idrâk edeceğim? Tam bu sırada geldiler, kararı din- lemek için aşağı inmesi lâzımgeldi- ğini haber verdiler; — Biraz. sabrediniz, dedi, rahihim- Je konuşuyorum. . “ Aşağıda karar okundu. Brinvilliers Markizi iki tekerlekli bir arabaya bin. dirilecek, idam mahalline götürüle- cek, kafası kesiecek, sonra cesedi ya- Kılacaktı. X Marie ürperdi; hayır kafası kesile- | ceği için değil, çöp arabısana bindiri- leceği için... Bu esaletine dokunmuş- İ tu. Esasen «çöp arabasına bindiri- | lip...» cümlesinden sonrasını duyma» dı. Gözleri karardı, başı döndü, ku- lakları tıkandı. , Karar tefhim edildikten sonra iş kence odasına götürdüler. Kadın iş kence âletlerini görünce: — Bunlara hacet yok, dedi, her şeyi söyliyeceğim. Şahidlerin ifadele- Tİ doğrudur. Bütün © cinayetleri ben işledim. Hepsini arsenik ile zehirle- dim. Bu itirafına rağmen katil işkence- den kurtulmadı. Ağzına bir boru şök- tular ve su akıtmağa başladılar. Mide su ile doluyor, kadını sancı için. de kıvrandırtıyordu. Bu işkence bir #aat sürdü. Bir saat sonra bir şilteye yatırdılar, bıraktıair. Akşama doğru Brinvillers Markizi, yahnayak, bası açık, üstünde ölüm mahkümlarının giydikleri kalın be. yaz gömlek, elinde bir haç ile hâpis- çoğa geçti. Kapınm önünde bekliyen iki tekerlekli çöp arabasına bindi. Araba” yol aldi. Ya- nında rahip-Pirot, kar- şısında cellâd oturuyor» du. Marie bir aralık gü- lümsiyerek rahibe sor- du: — Bâna beyaz ya- kışta değli mi?.. Birdenbire gözüne kendisini Liğge'de tey- kif eden âdam Mlişti O da cellâdın yanıma otur- muştu. Kadının kaş lari çatıldı, cellâda rica etti: — Biraz şöyle dursa- nız da bu adamin yü. zünü görmiyeyim! Notre - Dame'in önü- ne gelince indirdiler. Kilisenin merdiyenleri- ne diz çöktü, dua &tti ve cinayetlerini bir ke- re daha itiraf etti. Yak nız babasının adını çok yavaş söyledi. Hüğmün infaz edile- ceği meydana geldiler, Yollar ve meydan hın- kalabalıktı, Ma- dam de Sövignö: «Pal ris hiç bu kadar kala- balık'ye bu kadar dik- katli olmamıştır? diyor. Marie rahibe yalvardı: -—— Başım kesilindöye kadar yanım- dan ayrılmamanızı'rica ederim, Rahip önüne baktı: «— Emredersiniz. “ İdam yerine basamaklarla çıkıla- caktı. Kadın ağır ağar çıktı, Diz çök- tü. Başını tümseğe dayadı: — Keski canlı canlı yakılsaydım! Çeliâd, kadının gözlerini bağladı. Marie mütemadiyefi dna ediyordu. Aksam oluyor, pöheörelere akseden güneşin kızıl ışıkları tek tük kaybo- Juyor, etraf kararıyordu. Cellâd al- yanm terini sildi, ballasını kaldırdı: Küt!... ” Boğuk, tok tir ses... Ve sonra cek lâd rshibe döndü: — Nası... Kafa dediğin böyle ke- silir... Kaç gündür bu kadın rüya- ma giriyordu. Ruhüna dua edeceğim, Ve bir şişe “şarap açtı, yanakların- dan ak'ta akıta içti. Bundan sonra cesedi odunların üs- tüne koydular, Ateş verdiler, — —— ——— Galatasaray klübü Atinaya davet edildi Haber. aldığımıza göre Atinanın Vradini gazetesi Balkanların en kuv- vetli futbol takımları arasında" ya- pılmak üzere “bir Balkan futbol tur- nüvası tertip etmiştir. ” Balkân kupası ismi verilen bü maç- lar için Yugoslavyadan Beogradski, Romanyadan Venüs, Yunanistandan Enosis, Türkiyeden Galatasaray; Bulgaristandan Slâvya davet edil mişlerdir. > Turnua 15 ile 30 eylül ârasında Atinada © yapılacaktır. Yunan gazetesi tarafından Galata- #aray klübüne müraçaat edilmiştir. Galatasaray klübü bu turnua için henüz müsbet bir öevap vermemekle berâber oyuncularıma izin temin ede bilirse Atinaya gidecektir. Cihad Fenerbahçeye girdi Güneş klübünün ve mili takımın Kalecisi olan” Cihadın muhtelif klüp- lere: gireceği yolundaki şayialar ta- hakkuk etmemiş ve Cihad, Fenerbah- çe klübüne müracaatla kaydi için lâzımgelen muameleleri ikmal ettir. miştir. Ay nihayetine kadar mınta- kaya kaydedilecek olan Cihadın önü. müzdeki sezonda Fenerbahçe takı- mında oyniyacağı katidir. Apartıman sahipleri Boş dairelerinize hemen iyi kiracı bulmak için »Akşam» ın KÜÇÜK İLÂNLARIndan isti fade ediniz. baki ei Ge ğnİ Bu hususta” Fuar maçları yy ŞAŞMA 30 Ağustos 1939 am e hnm İstanbul muhteliti dün İzmire hareket etti Giden kadro zayıf olduğundan bu maç- larda derece almaklığımız şüphelidir Muhtelit oyuncularından dördü: Her sene fuar dolayıslle Ankara, İzmir, İstanbul muhtelitleri arasında İzmirde tekrarlanmakta olan maçla- Ta iştirak edecek şehrimiz mühteliti dün sabah Anafarta vapurile İzmire hareket etti, Bu maçların daha fazla alâkalı ol- masinı temin maksadile fuar komitesi tarafından evvelce Alina muhteliti de İzmire davet edilmiş ise de futbolün tatil edildiğini ileri süren Yunanlılar gelemiyeceklerini bildirmişlerdir. Bu sebeple maçlar bu sene de her zaman olduğu gibi futbolda en sivrilmiş üç mıntakamız Ankara - İstanbul ve İz- mir muhtelit, takımları arasında ce- reyan edecektir. Bundan evvelki eler gehğimiz 2 min KT kaba KAM iş len muh. | telit takım birinci plânda bulünan | Galatasaray, Fenerbahçe, Vefa, Beşik- taş klüplerinden Hariç kalan birinci kümenin altı klübünden teşkil edilen oyuncularla nisbeten zayıf bir kadro ile gittiğinden iyi dereceler elde ede- memiş ve İstanbul mubtelitinin ikinci sımf oyunculardan teşkil edilmesi do- layısile de bu maçlar lâzım gelen alâ- kayı toplıyamamıştı. Bu sene fuar maçlarında İstanbu- Tun kuvvetli bir kadro ile temsili fut- bol ajanlıği târafından arzu edildiğin- den mümkün mertebe birinci sınıf oyunculardan teşkil edilmiş bir muh. telitin götürülmesi tekarrür etmişti. Halbuki evdeki pazar çarşıya uy- madı davet edilen oyunculardan Hak- kı, Salâhaddin, Faruk, Mehmed Al ve Şerefe asker olduklarından izin alı. namadı, Melih İse ayni tarihlerde Tür- kiye atletizm birinciliklerine iştirak edeceğinden takımla birlikte gideme- di. p “ Bu vaziyet karşısında futbol' ajan- lığı İzmire şu şekilde bir kadr ile git- mek mecburiyetinde kaldı. Kaleci: Cihad, Osman Müdafi: Hüsnü, Bahadır Haf: Feyzi, Hakkı, Hüseyin, Eşfak Muhacim: Fikret, Basri, Bülend, Ca- hid, Boduri, Şahap. Takıma ayrıca İzmirde bulunan mü- dafi Adnan iltihak edeteği de haber verilmektedir. Bu kadro İstanbulun €n kuvvetli muhteliti olmamaklâ be raber yukarda blidirdiğimiz. sebepler yüzünden bugünkü şerait altında teş- kil edilebilecek en müsald on birdir. 14 ü İstanbuldan giden ve bir de İz mirden iltihak eden 15 kişilik mühte- lit kadrosunu göz önünde tutarak Şöy- le bir takım teşkilini en müvaâfık ola- rak bulmaktayız. * Cihad - Hüsnü, Adnan - Hüseyin, Hakkı, Feyzi - Basri, Eşfak, Boduri, Şahap, Fikret. Muhacim hattını Basri, Boduri Pik- ret, şahap, Bülend şeklinde tertibi dü- şünülebilirse de birinci kadronun dâ- ha kuvvetli olacağı kanaatindeyiz. Kafileye futbol ajanı Kemal Halim riyaset etmekte ve monitör İbrahim Kelle de yardımcı olarak gitmektedir. Hüsnü, Cihad, Fikret, Feyzi sim stadında müteaddid antrenmanla formünü bulmıya çalışmış ise de son olarak cumartesi günü Pera ile yap- tığı ekzersiz maçında birinci devreyi iyi bitirdiği halde ikinci devrede bü- tün hatlarında bariz bir şekilde ne- fessizlik göze çarpmış ve bu yüzden maçtan çok zorlukla berabere vazi- yette ayrılabilmiştir. Yalniz bir klüb takımı karşısında bü dereceyi tutabilen muhtelitimizin fuar maçlarında İzmir ve Ankara muhte- litlerine karşı iyi bir derece alabilece- ğini iddia etmek mânasızdır. Maamafih henüz futbol tatilinin devam ettiği bir zamanda yapılabilen üç beş antren- manla oyuncuların formlerine girme» in nek de hata gına göre yn gz ala Te “ğümüz gibi gene şans ve talihe İşi bi- rakmaktan başka çare yoktur. Son zamanlarda gösterdikleri bü- yük terakki ile İstanbul futbolüne her zaman kafa tutabilecek -vaziyete' gir- diklerini isbat eden Ankaralıları fuar maçlarının galibi olarak ileri sürebi- lirsek de onlarında İstanbul futbok cüleri gibi ayni şerait” âltındâ bi lunmadıkları ne malüm., Sonra İzmir- liler bu maçlar için bir aydanberi raüii- tazaman çalışmaktadılar. a Oyun tefevrukundan fazla nefesin rol oynyacağı şüphesiz olan bu maçı larda İzmir futbolcülerinin bu baknm- dan derece almaları ümid edilebilir, Bilhassa saha ve halk avantajına ma- lik olmaları dolayısile bu ümidimiz bir kat daha kuvvet bulmaktadır. Velhasıl iki kewvetli rTakibile oyni- yacak”olan muhlelitimiz eğer İzmir- den iyi bir derece ile avdet ederse bu- nu doğrudan doğruya şansa ve iyi ta- Mhe hamletmek lâzımdır. Çünkü ha- zırlıksız ve zayıf bir kadro ile gitmek mecburiyetinde kalan oyunculartırız. dan fazla birşey beklemek hatadır. 2, 3 ve 4 eylül tarihlerinde her üç takımın biribirile karşılaşması şeklin. de tertip edilen bu maçların nibayetin- de puvan müsavafı olursa meşhur averaj sistemine müracaat edilecek- miş!... Futbol federasyonu milli kü- me şampiyonluğunun içinden bu sis. temin vuzuhsuzluğu yüzünden çıka- madığını ilân ederken diğer taraftan bunu tatbik etmesi gene ortaya bir ta- kım dedikodular çıkaracak mabiyete tedir. Haber aldığımıza göre bu maçları İzmir hakemleri idare edecekmiş fuar idarecileri böyle bir karar vermekte haklı olabilirse de yüksek hakem ko- mitesi talimatnamesinde bölgeler ara sındaki temsili müçlarm hakemleri yüksek hakem komitesince tayin edilir diye kati bir hüküm olduğuna göre bu mesele de sakât ve nihayetinde dedikodu tevlid edecek bir keyfiyet. tir. Elde böyle bir tallmatname olduğu- na göre yüksek hakem komitesinin vaziyete müdahale etmesi icap ederdi ” e ire ek

Bu sayıdan diğer sayfalar: