11 Kasım 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

11 Kasım 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAM 11 Teşrinisani 1989 “iğ cephesinde vaziyet Geçen harbin meşhur Fransız kumandanların- dan General Castelnaunun mütalâası *“ Beklemeği öğrenelim. İhtiyar Fransız kumandanı : Muzafferiyet bu ne elde edilecektir ,, diyor esaslı farklar vardır. Şimdiki harbin başlangıcındaki fark müttefiklerin lehinedir, 1914 de umumi seferberli- ğe tekaddilm eden gergirilik devresi, ansızın olmuş ve kısa sürmüştür. O zaman siyasi ufuk, birdenbire kârar- mıştı, gerginlik ancak birkaç gün sürmüştü. Büyük asker! harekât harbin pat- laması akabinde başlamıştı, Harp plânları hakkında evvelden İngilie- re, Fransa ve Bölçika arasında anlaş- ma olmamıştı. 1939 da ise, hal bunun tamamile aksine olmuş, endişe devresi çok uzun yanın Çekoslovakyaya el attığı gün başlamıştır. Haritaya bir göz atınız, Slovakyaya el simak, Almanyaya, Polonyayı çember içine alarak hare | Almanya, 1914 senesi gibi şimdide harbe başlıyan kendisi olduğu cihet- le, iki cephede karşı koymağa mes bur kalmıştır. Pukat 1914 harbinde ise tedafül bir vaziyet almıştı, 1989 senesinde bunun aksine hareket ef miş, yani şarkta (Polonyaya bütün küvvetile taarruz ederken garpta in- tizar ve müdafanda kalmıştır. Biz İse bu müddet zarfında kemali huzur ve imizi ve te | emniyetle £ seferberliği: cemmülerimizi bitirdik. Almanya, müehhar harekât için tamamile serbes olmak üzere mezele- yi tasfiye etmek ümidile bütün ku vetile Polonyaya çullanmıştır. Biz iss ne yaptık? 1914 senesinde, Alman tecavüzüne umumi bir taap ruz İle mukabele etmiştik. Bu taarru- ruh hedefi, düşmana neröde rüsge lirsek gelelim derhal hücum etmekti. 1939 senesinde muvakkat bir zaman için Polonya lehinde bir nümuyiş yapmak müksüdile birkaç kilometre Alman erasisi işgal ettikten sonra bü- tün hudud boyunda, eri emniyef müfrezeleri ve arkada her hangi bir harekete karşı derhal mukabeleye hâzır ihtiyat kuvvetlerimizle intizar vaziyeti aldık. Binaenaleyh şimdi Fransız - İngiliz ordularının vaziyeti 1914 senesinkinden bambaşkadır. Bu vaziyet, iki hükümetin müşte- reken tanzim ettikleri harp plânının Harp zamanında, belki bu bir kuw. vet teşkli eder. Fakat zayıf taraflar da vardir. Bu zayi! taraflar, yeni ilhak edilen vuntskalarda beliriyor. Berlinde gizliden gizliye hüküm st Ten hoşnudsuzluktar sarfi nazâr, son günlerde Pragda vukubulan tezahiir ler pek münidardır. Bizde ise, Ana vatanda, müstemle. kelerde bütün halk hükümet etra fında yekvücud bir kitle teşkil ediyor. | Mükayese lehimizdedir. Harici siyasete, ittifakları ve bey» | Md görülmemiş en kuvvetli General Gastelnau nelmilel münasebetlere geçelim. Bu- rada denebilir Ki, Sovyet Rusyanın Almanyaya istinadgâhı, halatın idam edilen kimseyi tutmasına benzer. Almanyanın ihtiraslarından kendi- lerini tehlikede gören bitaraflar ise ya doğrudan doğruya bizim davamı- za teveccühkâr, yahut açıktan açığa Almân - Sovyet manzumesine aleyh- dardırlar. Türkiyenin vefakârlığı, bizi Akdenizde her türlü endişeler. deh kurtarıyor. Harici siyaset saha- sında da vaziyelimiz çok iyidir. 914 ve 939 Alman orduları Şimdi askeri sahaya geçelim: 1914 senesindeki Alman ordusu fikrimce eski Roma lejyonları zamanındanbe- bir harp Aleti idi. 1939 senesindeki Alman or- dusu 130 fırkalık kuvvetine rağmen bu seviyeye varmaktarı uzaktır. Kuvvetini #stisşar etmek mânası bir şeydir. Fakat fikrimes Alman or dusu, talimi, bilgisi ve yüksek ku- manda heyeti bakımından açıkça Fransız ordusunun dunundadır. Bu günkü İngiliz kuvvetleri ise 1014 se- nesinde olduğu gibi değil, fevkalâde mücehhez, talimli, harp ve darbe teş- ne hakiki bir ordu teşkil eder. Vek g hasıl müttefik ordular, tam tir emini» İE delim; Bidayette biraz kararıılık gö- ( kuvvetlerinin tamamile hâkim ole ava kuvvetlerini muvaffakıyetsizii. Denizlerde İngiliz - Fransıs tefew vuku ezicidir. Hiç bir Alman filosu, denizde muharebeyi göze alamaz. Ab manlar bize mevzif zararlar ika ede- bilirler. Fakat hiç bir zaman bizi de niz yollarımızı takipten medemeş p ler. Zannımca bu tefevvuk ve Alman- & yanın zayıf meli ve iktisadi vaziyeti harp plânımızın tesbitinde esaslı bir unsur olmak lâzımdır. Bu, vaziyeti. mizin en kuvvetli tarafıdır. Bundan istifade etmek lâzımdır. Fransanın müdafaa sistemi Pransânın şimal hududu, gerek müdafaa için ve gerek düşman hücu munun akametini takip edecek olam | mukabili taarruz için kuvvetli bir sü- rette organize edilmiş bir muharebe meydanı gibi görünüyor. Bu müda- İaa sistemi, bize kuvvet tasarruf eğ mek imkânını veriyor. Bu veziyete göre harp plânı, Ak manyayı Fransız cephesinde muha harp menedeck iptidai maddeler tedarikinm- den mahrum edecek olan sıkı bir ab- lukanın tatbiki ile elde edilebilir. Bü sayede Almanya, garp cephesinde, kendisi için meşum neticeler verecek bir askeri hareket yapmağa mecbur kalacaktır. O güne inlizaren mütte- fiklerin kara orduları vAziyellerini daha ziyade kuvvetlendirmek için bu intizardan istifade edebilir, - Neticeyi mi istiyorsunuz? Frans lara masihatim şudur; İntizar etmeği öğrenmeliyiz. Bilirim ki, beklemek bizim tablatimiz icabı değil. Fakaf muzafferiyetin bu sayede elde edile. : ceğine göre beklemeği öğrenmeliyiz.» Tayyare hücumları Tayyareler kaç şekilde bomba atarlar? Bu defaki muharebede sik sık tay. yüksek irtifaa varınca plâne bir uçuş la alçalarak hedeften 500 metre yük. ğu cihetle, bombalar, hedefe isabef ederler, Havas ajansının bir tebliğine göre, Alman tayyareleri Skoçyada Forth'te» ki büyük köprüye yaptıkları taarruş esnasında bu usul ile bombalarını ai mışlar, fakai hedefe isabek ettireme- mişlerdir, KÜÇÜK İLAN okuyucularımız arasında EN SERİ, EN EMİN EN UCUZ vasıtadır. Alım satım, kira işlerin. de iş ve işçi bulmak için istifade edinizi MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIALİ Yazan; SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. Tefrika No. 117 Musa Kâzım efendinin şeyhislâmlığı, masonluğu hakkındaki hücumlara cevabı Biz de unutmamalıyız ki bu jön | nm en büyük ilmükemsi erbabı, en A my e mabedlerimizden - localar. dan - dir ki onlar kendisinden pek be- reketli semereler beklenilen bu işi başarmalarına salk olan masonluk ve ihtilâl ruhunu almışlardır). Demiş idi, Bunun üzerine içtimada; (Saburane enerjileri, fasilasız saf- leri, icazkirane fedakârlıkları irti- Cain ve vahşetin bütün kuvvetlerine galib gelen jön Türklerin pek tahsi- ne değer ihtilâl hareketleri karşısın- da Türkiyedeki hemşire localara sa- mimi bir sempati ve kardeş selâmı arz İle başardıkları büyük istihlâs ve inkişaf işinden dolayı kendilerini teb- Tik ve Türkiyede masonluğun adalet, hürriyet, uhuvvet idealinin tamami Je tahakkuk edebilmesini temenni ederiz.| kararı ittihaz olunmuştu. Doktor Nüzım beyle binbaşı Cemal bey - Cemal paşa - Meşrutiyetten son- ra İttihad ve Terakki komitesinin mümessilleri sıfatile Partse ilk gittik. leri vakit şereflerine (Les admire teurs de Uunivers) locasında yapılan törende Osmanlı ülkesinde Fransıs Grandoryanınm himayesinde fran mason locaları tesisi hakkında mü- zakereler cereyan eylemişti. (1) O günlerde İttihad ve Terakkinin nü- fuzlu şahsiyetlerinde mevcud kanan- te göre: Avrupa farmasonluğlyle tesis ve idame edilecek bu rabıta ve İyi mü- nüsebellerin siyasi işlerde bile tesiri ve faydası görülebilecekti. İttihad ve Terakki mahfillerinde bu ümid senelerce muhafasa edilmiş, bunun boşluğu ancak Balkan müha- ramaşile masonluklan siyaseten bir fayda temin edilemiyeceğine kati ka- naat getirilmiştir. Meşrutiyet devrinde iki defa şey- hislâm olan Musa Kâzun efendi de farmesonluğe intisap eylemişti. Beyoğlunda mason locasına kabul olunacağı sırada usulden olduğu Üze- re geçirdiği imtihanın parlaklığı masonlar arasında daima takdirlerie yadedilirdi. Kemal paşa zade Lâstik Sald bey Musa Kâzım efendinin İlk meşihatin- de (5 recep 1328 - 10 muharrem 1330) şu kıtayı inşad eylemişti: Hânı sabık ile sultanı saman beyninde, Bilmiyorduk, vâr imiş meslekü meşrepie tezadi Farmason zümresine hasmı anld idi Hamidi Cahı fetvayı arep farmasona verdi Reşadi Selânik mebusu Musevi Karasu efendi farmasonlar arasında büyük mevki sahibi idi, Buna ve Musa Kâ- m efendinin farmasonluğuna ima makam isimlerinin tam altına orta- ya atardı, Musa Kâzım efendi İse im- zasım makam isminin alt hızası biraş fasılah birakılmak suretile sağ ta rafa mailen yazardı. Buna sebeb ola» rak ta meşihat makamına karşı bes- lediği hürmet ve edeb olduğunu, kem disine gelinceye kadar bu makamı yüksek şahsiyetleri işgal eylemiş olup kendisinin bu gibi yevatın çömezi bi- le olamıyacağını beyan ederdi. Musa Kâzım efendi servet sahibi değildi. Sultan Reşad bir gün mtabllmina müdürü miralay Şeref beye: — Patriğin bile atı, arabası varmış, Bizim şeyhislim efendi - Mus Kâzım efendi - ise kira arabesile gi- dip geliyormuş. Uygun bir araba ve iki at tedarik edip kendisine götürü nüz. 'Emrini vermişti, Şeref bey saray atlarından ikisi ile beraber bir ara bayı şeyhislâm efendiye götürmüş tü; şeyhislâm efendi de padişahım nadir görülen bu ikramına karşı şükranını arzetmişti. Musa Kâzım efendi meşihatten in- fisal edince bu makamı yedi ay Ab- durralıman Nesip ve alta ay Cemaled- din efendiler işgal etti; Cemaleddin efendi yerine Esad efendi tavin otun. du. Esad efendi ihtiyarlığı hasebile vü- kelâ meclisinde müzakere esnasında uyuklardı. Arkadaşları efendinin bu halinden hep müşteki idiler ve buna ancak iki ay tahammül ettiler, Esad efendi âyan azalığıns naklolu- narak meşihat neş'et ettiği ilmiye si nıfına İrca olunan Evkaf nazırı Hay- ri eendiye tevcih olundu Hayri efendi de bu makamda iki sene kaldı, Sald Halim paşa sadaretinde Musa Kâzım efendi ikinci defa olarak me- $ihata getirildi. Musa Kâzım efendinin ikinci şey- hislâmlığı iki buçuk sene sürmüş, efendi Vahideddin zamanında üç bu. çuk ay kadar hizmetten sonra Talât Paşa !le birlikte çekilmiştir. Musa Kâ- m efendi ilk meşihatında sultan Reşadın verdiği atları infisali üzerine besliyemiyerek satmuş olmalı idi ki ba defa meşihata geçtiği vakıt yine at Siz kalmıştı. Sultan Reşad bu kere de şoyhis Jâma iki at ihsan eylemeği padisah. lık zimmetine borç bilmişti! Musa Kâzım efend ilmi kader ha. miyetile de maruf idi. Balkan harbi. nin felâketlerinden pek müleessirdi. Bozgun haberleri tevali ettikçe kam. dığı yelse payan olmuyordu. Bir gün Talât bey Bulgarlara karşı hezimetlerde kendisinin gönüllü ne- ferliği esnasında şahid olduğu feci hal ve vakaları izah ederken Musa Kâzım efendi kendin! tulamamış ve: — Bu adamlar Allahtan damı korkmuyorlar? Bu ne dinsizlik? Ne imansızlık!... Demişti de Talât beyden: — Ah, efendi! Allah korkusu insa- nı cennete kadar götürebilir! Pakat Sofyaya gitmek için insanda başka bir iman kuvveti olmahdır! Cevabını almıştı. Umumi harp esnasında Almanya imparatoru İstanbula gelince Yıldır da kendisine tahsis olunan merasim dairesine hükümet ve saray erkünma davet etmişti, İmparator burada şeyhislim Mu- sa Kâzım efendiye Naci paşa tercür manlığıyle islâmiyete dair bir çok sorular irad etmiş, Musa Kâzım efen- dinin açık fikirlerine karşı takdirde bulunmuştu. Avrupa ricalini Osmanlı devleti lehine kazanmak için mason- #1 hürmetsizlik, ahlâka ve milf an- anelere karşı mübalâtsıslık ile tevf) edenler pek çoktu. İş başımda bul nanlardan bazılarının bu yolda hare ketleri böyle zanları takviye edeceli bir mahiyet arzediyordu. (1) N, Nicolaldla; Une almde de Oonatiiaie pek çok fazlrirfan sahipleri, asırlara. | son (1909

Bu sayıdan diğer sayfalar: