29 Kasım 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

29 Kasım 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bahite 8 Adana 78 (AA) — Dahiliye Vekti Pak Öztrak dün Halkevindeki muallimler top- lantisinda şu nutku söylemiştir: «Arkadaşlar, bu geceki çok sıcak ve sa- mimi toplantımızda bizi aranısa aldığınm- dan dolayı size teşekkür ederim. Beni bu- raya kabul ederken Dolmabatçedk bul polis müdürü B. Salih Kılıçla, ayni işte vazifesini ihmal ve terahi- den maznun eski polis müdür mus- vini B. Kâmranın davalarma elif Amme şahitlerinin İstanbulda İstina- be suretile dinlenmeleri hakkında İs- mit Ağırceza mahkemesinin karan veçhile dün İstanbul ikinci Ağırcesa mahkemesinde şahitlerin dinlenme- sine devam edilmiştir. Bu celsede B. Salih Kılıç, avukatı B. Sedad ile, B, Kümran da avukat B. Suad Ziya İle beraber mahkemede hazır bulunmuşlardır. Şahit olarak dinlenen Beşiktaş polis merkez Ami- HM Lütfi Madesinde ziyaret günleri Dolmabahçe etrafında ve saray için- de intizam ve inzibatı temin vazife sini aldıklarını söyliyerek dedi ki: — Bir gün evvel lâzımgelen ted- birler alınmıştı. O gün ziyaret inti- zamla yapıldı. Ertesi günde âyni tertibat (Oalındı Fakat bu de fa akşam üzeri halk kesif bir kalaba. ık kütlesi halinde saraya akın etme- z ğe başladı. Bu vaziyet karşısında O R gün ziyarete nihayet vermek için saray kapısının kapatılmasını B. Kâmranla muvafık gördük ve kapıyı kapattık, Kapı kapanınca helkın bir kısımı dağıldı. Fakat bir kısım halk içeriye girmek için-ıs'ar ediyordu. Kalabalık biraz aralanınca kapıyı tekrar açtık, Bunu gören halk büş- bütün ileriye yürüdü, Süvari polisi de akını durduramıyordu. Ha'k, po kendileri İlerlemek istiyorlard. Po is kordonu da yarılmıştı. Bu esnada ben içeride idim. Ezilme hâdisesini sonradan haber aldım. Hâdise saaf 11 de olmuş. Diğer şahit polis ikinci şube mü dür muavini B, Tevfik de ayni İfa deyi vermiş ve: — Saray kapısı, Beşiktaş mer panmıştır. Sonra kim tarafından ve nasıl açıldığını bilmiyorum. Izdiha- mm önüne geçmeğe imkân yoktu. Süvari polisleri B. Salih Kılıcın em rile gelmişlerdi. B. Salih Kılıç ve B. Kâmran bu işte hatalı havrket et memişlerdir. £ Lâzmgelen tertibaf âlımmış fakat halkın hücumunun Dahlliya Vekilinin tedkikleri Adanada muallimlere hitaben bir nutuk söyledi kez memuru B, Lütfinin emrile ka- | Tabendele için hasırlamağa çalışıyorduk. Evvelee bize kaybettirilen al zararlarım bir an evvel telâfi etmenin zevk ve şerefi size düştü. Dalma bunu hestha katarak © şeref ve zevkin ardından şevk de koşunuz. Her akşam Yazifeniri bitirip çıkarkau büyük esere bir tag daha inanmanın vereceği huzuru duyunuz. Krta- si gün vazifenize giderken ona bir taş da- ba koymağa gidenlere yakışan şevk İle gi- diniz. Bu umur ve şevk hayatın verebileceği en büyük saadettir. Eğleniniz, eğlence size kuvvet verecektir.» izdiham faciası Dün de şahidler dinlendi, istinabe evrakının İzmite gönderilmesine karar verildi se ik O zamani polis ikinci şube mü- dür muavini B. Tahsin de intizamın temini için lâzımgelen tedbirlerin ta- mamile alındığını, halkın hücumu önüne geçilemediği cihetle feci hâdi- vukubulmuştur. de vukubulmazdı. Kapının kim tara- fından açıldığını bilmiyorum. Gerek 'B. Salih Kılıç ve gerekse B. Kömran bu işte kabahatli değildirler, Şimdi Çanakkale komiserliğinde bulunan, beşinci şube başkomiseri İsmali ve diğer şahitler de hâdiseyi Ayni şekilde anlatmışlar ve kaza- nın tedbirsizlik ve dikkatsizlikten de- ği, halkın fazla tehacümünden ol. duğunu söylemişlerdir, Mahkeme, istinabe evrakın İzmit Ağırceza mahkemesine o zönderilme- sine karar vermiştir. Otomabil kazası hak i munaremesi Dün Belediye makine mü- hendisleri ve Adliye dok- toru dinlendiler Bir hafta evvel kendi hususi otömobilile Fatihten Edimekapıya giderken bir kadına çarparak başından yaralayıp ölümüne se- bebiyet vermekten mazmun Dr. -Orhama muhakemesine dün asliye dördüncü ceza mahkemesinde devam edilmiştir. Kaza yerinde keçi! yaparak rapot veren Belediye makine mültendisi B. Beşir, B. İs- mail Hakkı ve Adliye doktoru B. Enver Ka- Tan dün mahkemede şabid olarık dinlen- miglerdir, B. Boşir Madesinde: — Şehidler ifadelerinde, B. Orhanın oto- mobille giderken 50 metre ileride kadını gördüğün ü-söylüyorlar. Halbuki yirmi mat- Te mesafede bir otomobil kolaylikla durdu- o gidi, yan tarafa da çevrilebi- Dedi. Diğer şahid B. İsmail Hakkı da ya- aral emre Şa B. Orhanın dıka adında bir kadın olduğu meydana çıkmıştır. Sıdıkanın kıs kardeşi olduğunu #öyliyen Bahire adında bir kadın dün mah» Jkemeye gelerek bir istida vermiş ve kou- disinin dâvacı sıfatile mahksmeye alın- | masını, ölen Sidika için mazmun B, Orhag- dan 2500 lira ölüm tazminatı istediğini bil» dirmiştir. Mahkeme, Bahirenin, ölen Sıdıkanın va» risi olup olmadığının hukuk mahkemesine den tâhkikine ve mahkemece teşkil olunan insanlara | Bölge kupası bu hafta başlıyor Böden Terbiyesi toşkilâtına alındıkları tarafından bususi mahiyette bir dün akşam merkezinde buşkanı bağ Ka Kemal Halimin fiyase- toplanan yedi klüp muruhhası kura» çekerek iki buçuk ay devam edecek maçların fikatürünü tanzim etmişlerdir. Yapılan fikstüre göre maçlara bu hafta pazar gününden itibaren Bakırköy saha- sında başlanacaktır. hakemler idare edecek sahanın teknik ve Meibati tedbirleri, kendi muhiti olduğu igin, Bakırköy İstiklâl klübü tarafından t9- min edilecektir. Her pazar günü iki maç yapılacak :ş dört klüb birbirile karşılaşacaztır. Kuraya güre bu pazar Akımepor İle Arnavudköy, laşmasını yapacak» wan hesabile Askeri mektepler futbolşampiyonası Deniz lisesi, Bursayı 6-2 yendi ında gmüfettişiik ku- ı ve pazar günü hzva- Askeri liseler pası için tertib e nın muhalefeti dolayısile oynanamıyan De- | niz lisesi - Bursa maçı Şeref stadında ya- İ plmaştır. Evvelki hafta geçen sanehin futbol Şana- piyonu olan Maltepeyi mağtüp ederek kuy- vetini isbat eden Bursalıların bu maçtan İ da galibiyetin çıkacakları tahmin edilirken karşılaşma tamamen aksi olmuş ve donun- madan lUtihak eden oyuntularia kuvetli bir ekip çıkaran Deniz lisesi üstün Or Oyundan sonra rakibini 6-2 gibi açık vie sayı farkile mağlüb etmiştir. Maltepe karşısında o muvaffakiyetli ole Türkiyeye a ecnebi takımlarında aranılacak şartlar Futbol federasyunu tarafından ecnebi #amanlarda, Türkiyeye davet edilen #encbi takımlarının. sırf para kazanmak gayesile hareket edil. diği cihetle kuyvetine, beynelmiisi dervessi- ne bakmadan getirildiği anlaşıldığından badema bu gibi temaslara imüsaade edil. memesi hakkında teşebbüslere girişilmiştir. Türkiyeye gelecek takımların daha fazla Merkezi Avrupa stilini kabul etmiş olan- Alikadarların bu hususta titiz davran- malari gerek Türk futbolünün için ve gerek halkın aldatması bakımın- dan ehemmiyetle üzerinde durulacak biz eseledir. Seneliği 3600, altı aylığı 1800, 9 aylığı 1009 kuruştur. EK. 1256 221 7120 948 lam im ei ım lam 0 1819 Yedi klüp arasındaki maçlar Yazan SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIALİ — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur, Tetrika; No. 129 Abdülhamidin Selânik'te. Alâtini köşkündeki üç gehimdesi Ziyaeddin, Necmeddin, Ömer Hiümi efendiler yapılacağını evvelce bildirmişti. | mabeyinin bu en büyük fki memuru- Parti nu Dolmabahçe sarayınm yukarı kağ 8olalarının birinde kabul ettiler. Ziyaeddin efendinin hal ve meşre- binden evvelce bahsetmiştik. Üç şehzadenin en küçüğü Ömer Müsabakaları resmi | Hilmi efendi (doğumu H. 1303) şah- san güzel; dinç idi; fakat akli mele- keleri tenemmiüv etmemişti; toy de- nilebilecek bir hali vardı. Lâkırdı söylemekten çekingen bir çocuk hükmünde idi. Veçhen güzel, fıtraten de zeki olan ikinci şehzade Mahmud Necmeddin efendi (doğumu H. 1295) ise söz söy- lemesini iyi bilirdi. Ancak oda ma- Iüldü, Sol kulağı pek nahoş surette arkaya yapışıktı; fazla şişmandı. Şehzadelerle baş mabeyinci ve baş kâtip beylerin mülâkatı ayakta hayli uzun sürdü. de kardeşlerinden uzakça bir noktaya çekti ve şu sözleri söyledi: — Bu ilk mülükatımızda size bir hizmet etmek isterim. Vazifelerinizde muvaffakıyetinize dutlar ederim. Fakst şimdiden haber vereyim ki mu- vaffakıyetinize ön büyük mâni olacak zat amcamız Vahideddin efendidir. Ondan sakınınız. Bu söz size benden bir hediye olsun! (1) Mâhmüd Necmeddin efendinin isa. betli bir görüş varmiş, Hanedan Azası arasında.. birbirini çekememek, biribiriğin aleyhinde bu- lunmak cariye umümi”bir kaide gibi idi. Böyle doğru görüşler ise çok değildi! Abdülhamidin kapalı hayatı Abdülhamidin Selânikte Alâtini köşkünde oturması : tekarrür etmesi üzörine bu köşkün hükümet tarafın. dan sahibi olan Socist& immobiliğre 'oryent'dan yüksek. bir bedel ile - yetmiş bin lira diye işitilmişti - satın alınmış ve idarel askeriyeye teslim edilmişti. Abdülhamidden evvel köşk jandar- ma tensikinş memur İtalyan Robilant paşa ailesi tarafından İşgal edilmek- te idi. Bu ailenin burasını tahliye ey- lemesi için bin lira kadar tazminat verilmek lâzım gelmişti, Robilant paşanın köşkün bahçesinde çalışan bahçıvanı gene işinde alıkonulmuştu. 1909 Nisanının yirmi sekizinci gü- nü akşamı Abdülhamidin Selâniğe geleceği İllihad ve Terakki merkezi umumisinden İstanbula murahhas gönderilmiş olan kolağası Rasim ve Müftü zade İhsan Namık beylerin işarile merkezi umumi heyetince ha- ber alınmıştı; vilâyet ve müşiriyet makamları tabii haberdar edilir. An- cak bu haberin şuyu bulması müna- sib görülmemişti. Halbuki Selânik demiryolu istasyonu memurları bir büyük zatın gelmekte olduğunu işaa eylemiş oldukları için akşam üstü şe- hir halkından istasyonda toplananlar az olmamıştı. Abdülhamid aleyhinde hiç bir nü- meyiş ve haysiyeti muhll hareket olmadan ailesi efradı ve maliyetinde. kilerle- birlikte geceleyin ezani saat dörtte AlAtini köşküne girmişti. Miahlü padişah “Selâniğe erkânı Fethi bey yeni muhafızı takdim vesi- lesile Abdülhamidi müvaceheten ken- disine teslim etti. Abdülhamid ile ailesine ve musahip- lardı, Abdülhamid iptida köşkün elek- trikle tenvirini istemişti. (Külli ma sarifi mucib olur) diye hava gazı fiş tenvir tereih olundu. Yıldızdan ka ai Halid Ziya, Uçgaklığik; (Baray ve öte- hayatı dınlar için yatak takımları, Abdülhe- mid için koltuk, odalara sandalyeleş vesair İlzumlu eşya celbedildi, Bu kilidier verilmedi. O da kendi işi. ni kendi gördü: Yanımda getirdiği sandıklarda ne kadar killd ve halka Yârsa çıkardı; oturduğu Odanın pan- curlarına birer kilid taktı; bir kaçını getirdi. Yatak odasının balkona âçi- Jan penesresine geçme bir tahta ku- şak da koydu. O zaten bu pencereleri, pancurları pek açmazdı; odasında gündüzleri bile hava gazı yakardı. Bir müddet sonra şehirde gündüzleri İkinci Abdülhamidin burdan sonra (Ordu köşkü) diye yadedilecek olan bu Alâtini villâsında geçirdiği hayat belki kardeşi beşinci Muradın Çiri- gan sarayındaki , hayatından ziyade herkesce merakı celiptir. Selânikte İken * Abdülhamidin hu- sus tababetini ifa eylemiş olan Dr. binbaşı Atıf beyin Ordu köşkü hayata hakkında yazılmış hatıratı bulundu. gunu duydum; ancak bunları bu Jup okumak maatteessüf bana nasib olmadı. Yalnız Abdülhamidin muha- İazasına memur edilen zabitlerden yüzbaşı Süleyman Fehmi bey - müte- kâid albay. Süleyman Fehmi Tuncay - Ordu köşküne geldiği -14 İlkteşrin 1909 - Rumi Teşrinlevvel 1325 - tari. hinden memuriyetinin devâm ettiği 1910 senesi Kânunusanisinin üçün- cü - 1325 Kânunuevvelinin yirmi bi. rinci - gününe kadar köşkte görüp işittiklerini günü gününe not etmiş ve bu notlarını bana tevdi eylemek lütfunda bulunmuştur. Bu mebhaste bu notlardan iktibaslarda bulunaca- gız. Abdülhamid Ik şamanlarda asabi. yetten kurtulamıyordu. Hemen her gün hayatından emin olmadığını İleri sürüyordu. Bunu baş muhafız beye daima tekrar edip duruyordu. Niha» yet üçüncü erkânharbiye birind şube müdürü kaymakam Halli Reca bey (mahlü' hâkanın hayatı ordunun zamân ve kefaleti altında bulunduz ğuna) dair bir sened yazdı. Bu seneğ Recai beyle ordu erkânı harbiye reisi Ali Rıza paşa ve ordu kumandanı Hâdi paşa taraflarından imzalanarak kendisine takdim eğildi, Abdülhamid bunu okuyunca memnun oldu. Ertesi günü baş muhafiz beye: — Bu gece çok rahat uyku uyuduk Dedi. Köşke yeni gelenlerin “hepsinden tevahhuş ediyordu. Bir gün köşkte lâğım ve hamamın tamiri için celbe dilen ameleyi görmek Üzere binanın arka kapısına çıkmıştı. Amele başının İtalyan olup olmadığını sormuştu. O hâlâ anarşistlerden korkuyordu! Ali Fethi bey Tanin gazetesine Ab- dülhamidin bu halleri hakkında şa beyanatta bulunmuştur: (Abdülhamid Selâniğe geldikten sonra daima öldürülmekten korku. yordu. Bir ax müddet geçince artık hayatına sulkasd edilmiyeceğine ka- naat getirmiş ve verilen yemekleri bis &z emniyetle yemeğe başlamıştı.) Fa» kat Abdülhamidde bu emniyetsizlik ve esabilik büsbütün geçmiş değildi; ikide, birde nüksediyordul Ordu köş- künde yerleştikten bir kaç gün sonra İstanbuldan bir kaç adamının daha getirilmesini istemişti. Bunların cek binde vaki olan teehhüre kızmış, ba ğırarak baş muhafıza: (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: