18 Ekim 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 12

18 Ekim 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

.Dr. Reşit “eği güzel. bir ke kasabamızda pelere (oyayılmış büyük bağlarımız vardı. Bunların ara” sında, kırmızılı omermerden ya altında hu. A nadolunun narındaki en bizim malımız olan bir de pmar.; Orası uçuk renkli se- eflere benzer; ocakıllariyle, kü” cük bir havuz gibidir. Ortasm- dâki billir O kaynak daima kay” nar; v bi dairelerle yata- ğında :genişliyerek ayağına dö külür. Üzümlerin oOkumral sal. gibi suyundan içtiğim zaman; ye niden » dünyaya - gelmi bi lurdum.:Ve bu tasların . binbir serin yerde saatlerce allıı Ihtiyar bu vaziyette J kaslarını catıp ömründe belki ilk defa olarak beni azar ladı. — Sen erkeksin, sert ol, gü” zelliklere ie ada kapılma! Kendisinin her > İlk defa olarak w na isyan ettim. — eee bunda ne kaba. hat va pembe yüzü, bu sözüm le paye kesilli, Kaşlarını büs- bütün cattı, fakat girişmedi ; lerek, hâlâ Kücük bir cocuk imi sim gibi; beni * kucakladı ve ku- ezan yanından öperek , söy” ie ? hınzırın yemlemesidir Yanlar! Merhum dedeni de böyle avlamıştı! Zavallınım o ölümü bu yüzden oldu. Ben seni ona kap. tırmayacağım yi heyeca 20 kim? O kim?) diye LİR Gözün de bir damla yaş, bana ' baktı. Ve bir şey söylemeden: uzaklaş. tı Ninemin © sekseninci yıldönü. münde, onun o sevdi tatlıları . Ben de ona bir he ve parlıyordu. ressamın zümrüt yeşili bir Dz çizdiği harikulâde ağrı lar vardı ki, aralarına birer ı2 damlası gibi yakutlar kakılmıştı. Bütün bunlar, meçhul bir. milk letin diliyle yazılmış esrarlı “— ler gibiydi. Güya o milletin den helâk olduğunu, acı gide! lerle anlatıyorlu. Bü tas çok pa halıydı, Fakat senelerce o harçlı- sevin. zl ile, lek; (var ol yav- rum!) sözleriyle beni öpecek di- ye kağ bn sığamı” yor Ha şam, onun sevdiği tatlılar ve ciçeklerle süslenmiş masaya oturduk. Ben de esrarlı (o esrarlı göz lüamk çiçeklerin ortasında saklı bulunan hediyemin mahfa- zasını açtım. Ninem tası görün- ce,. birdenbire kirec gibi bembe- yaz kesildi, (o Dudakları titriye - rek, büyük bir halecanla. (Nere- den buldun onu? Nereden ald.n çıkıştı. Ben Büyük gibi, korka Yozül. yemin ediyo dum GL Nâni nineciğim; obedes- Klan satın aldım! Bütün para- larımı verdim — O hınzırın tasıdır bu! Pı - nârdan kapmısın — Hanei hen Hiç hınzırın tası ek güzel olur mu Artık li ve, lâfını e sirgemedi — O hınzır peri oOkızı güzel olmavacak da kim güzel olacak? O pınarda her salı gecesi gün doğmadan av ışığında yıkanıyor, senin icin yrkanıvor: Bu altın tas o, sesinden bilirim! n tekrar yemin ettim. Bom- boş Kaban para cüzdanımı gör dü. Fakat artık o püzel gece he pimiz icin zehir olmustu. Bir a- ralık beni kucağına cekti ve ku - lağımın yanından Oo öperek ağlar gibi bir sesle fısıldadı: man yavrum gitme oraya; kın dat liaği Onu görme, seni de ii elimden, Gitmiveceğine yemin et bakayım; Vallâhi mi? O gece, yatağımda birdenbire uvandım günesler büvük bir Ur, ve, büviik bir çarpıntı vardı, Bunlar gördüğüm ve unuttuğum bir Yi yadan ileri geliyordu. . Aynı manda; pencereme : pelip ahi davam kocaman bir ay.. A edile dalarak rilyamı Hatirla. 5 bir Kadın sesinin gavet tatlı hes. Peş. kulağıma bir şiir söylüyor. iğ dinleiiği güya bunu ha- ayın. Ör bir gölgenin geldiğini ve ayın basık çehresinin o değişerek akıl. ları durduracak kadar. güzel bir yüze döndüğünü gördüm. O bu- lut da ona elmas bir ten olmuş- Penceremden atladı; yanıma geldi. İki eliyle başımı tutup kı- lağıma mırıldandı; Kaptığın o tası n bana. Senin için dala güzel ola- yım O zaman bir küçük çocuk gi- bi yorganıma (o Sarılarak korku. dan titredim. — Ben onu çalmadım, aldım. satın — Hırsızdan satın almışın de- mek! Zarar yok! Öyleyse; beni sev de kanımı hediye (olarak ver! Kayboldu. Ben de uyudum: Sabahleyin, onu seviyor mu yum acaba diye (kalbimi kei dım. Oraya batırılmıs o küçücü elmas bir hançer vardı. Kalbde bir hançerle (o yaşanır mı? Her gün biraz daha solu- yordum. Bu acayip hastalığı hiç bir hekim anlamıyordu. Aylarca ev halkı etrafım- Nihayet bir gün ninem beni a- rabasına bindirip, uzak; dağlar vd oca bir merden bir köşk merdivenlerin önünde arabamı? durdu. Yavaş yavaş merdivenleri cıktık. Hindli köleler bizi karşı - ladılar, Eğilerek kapıların perde. lerini actılar. Loş salonlardan gectik, Tâ ileride koca bir diva - siyah elmas gibi; esrar âlemine acılan pencereler. di. Ona doğru vavaş yavaş ileri. ledik. Son bir ümitle ona baktık; önünde hürmetle diz cöktük. Ni. nem ona halimi * anlattı. Derin ıztırabıma maddi “âlemin vere mediği çareyi ruh âleminden a - ramaya geldiğimizi söyledi. « — O âlemi ancak sen bilirsin! Cocuğuma Ga ku yEtini het eksirini w beni ei duruşuma u- zin üzün gi tı. Mazlum halime iha: avet acidı ve saclarımdan ön- siyah misk dolu bir hokka ile, lâ- al ile ve erimiş zümrütle (doldu. am baska © hokkalar da var. Kalemi onlara (o batırdı, Vi e tidişi bir levhanın o üzerine TA. hor şallarının insanı ta reğin. den cezbeden 6 tatlı nakışlardan daha güzelini çizdi. Bambo fili - zini ve levhayı bana uzattı, lara bakınca anladım. Ve kalemi alarak öptüm ve başıma koydum. Evet anlamıştım ki, bu büyük zat bir sihirbaz değildi. Bir üfü- kçü değildi. O, bunlarla bana N ma» bir yol gösteriyor, büyük bir na- sihat veriyordu. Zalim sevgili. lerin katı gönülleri ancak güzel sanatların va yumuşar!) de. mek istemişti. Gözlerimden lar ii şükranla elini öp. üm. Kalktık ve hükümdarlara yapıldığı gibi ona ie arkamiızı e hiç dönmeksizin ge gittik ve dışarı çıktık. büyük hahce- mizdeki; siyaha (benzer büyük veşil yapraklı manolya ağacının altıma çimenliğe Ouzandım. Bir gül dikeni ile, sol bileğimdeki bir damatı yırttım. Orada koyu kırmızı bir kan damlası çiçeklen- di. Bilginin verdiği (okalemi bu kana batırıp, (ağaçtan dökülen krem rengi manolya yaprakları - na pir kalbimi ve acımı e . Saatlerce yazdım. Tztıra; di incelmiş ruhuma, güzel Mi lebekler gibi ince fikirler ve tat- lı şiirler geliyordu. Bütün bu yaprakları birer birer sabah Sil; gârma veriyordum Ertesi sabah, gün doğmadan ttim 1 ortasında sabah yıldızı- ksi, koca bir pirlanta gibi ln Yetrablak onü cevir- miş, aralarında hansetmislerdi.. hz derin derin ktım, O . birden karşımda sarı saclı ibi tenli, bir peri kızını ayak. tw ağlıyor gördüm. Sudaki . pır- lanta, onun döküle: başka bir sey değildi. r tutun ötüm. Hazin bir gülümse. me ile bana baktı; yavaş yavaş söyledi " t bana kanımı ma. nolvalarla (gönderdin: YE mke etmiyeceğim! Cünkü imi ancak senin İçin öl, vii şiirlerinle beni , ağlattın. Bizim kalbimiz olmadığından hiç kanunumuz övledir ki, eğer kal - bimiz doğar da ağlarsak, biz de nerilikten ölün insanlığa doğarız: Fakat hafızamızı kavbederiz: .Sen üyoi iken de ben ara, bul ve rildi ağlat ki, — vanma (gelip; hep senin olayım! ' ! Bunu dedikten ye eğildi: Iki eliyle —— tarak göz- lerimden öptü, Ve yavaş havuzdaki yıldızın alime gi- rerek eriyip kayboldu O günden. #onra İbi i- çinde hep o peri kızımı aradım. Seneler geçti. Saçlarıma gizli gizli uk düştü. Onu o bulamıyor. dum. Ve bü pilori de artık şiir yazamıyordum. a AE

Bu sayıdan diğer sayfalar: