16 Mayıs 1947 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 15

16 Mayıs 1947 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

RÖPORTAJLARIMIZ Amerikalılar Geldi EÇEN sene bu aylarda (Misuri)- ye kollarımızı açmıştık. Bugün- lerde de (Leyte) uçak gemisi, (Day- ton) kruvazörü ile iki muhrip, suları- mızda hatıra sahibi... Dolmabahçe önünde demirleyen uçak gemisi ilk bakışta Hayırsızada büyüklüğünde görünüp baş döndü- rüyor, Sağından solundan geçip dönen küçük vapurlarımızda halk bir yana yığılıp, Amerikan gemilerini seyredi- vor, Ağızdan ağıza hikâyeler dolaşı- : Bir asker . arkadaşıyle Yavuz'un (Leyte) den daha uzun olduğuna dair iddialaşıyor, bir digeri ise Yavuz'un çatana gibi kaldığını söylüyor. Caddeler sokaklar bir başka âlem. Adım başında, şehrin her yanında, hiç yabancılık göstermeyen, o daima her şeye gülen, bol neşeli, dar elbi- seli, kısa kollu delikanlılara rastlıyo- ruz, Kolkola dolaşıp, Beyoğlu bira- hanelerinde içiyorlar,. öğle sıcağında Türk içkisi diye susuz rakıyı bardak- la çekince beyinleri dönüyor. Barlar, dansingler, sabahtan faaliyete başlı- En geniş kadrolarıyle, bütün boyalı kadınları ve caz takımlarıyle misafir bahriyelileri karşılıyorlar. Cumartesi akşamı Beyoğlu cadde- sinden geçenler şaşıp kaldılar. İstan- bulda ne kadar cazip ve güzel kadın varmış diyel... Tunelden yola çıktık ; Mithat ÖZKÖK adım başında dudakları en koyu (Mişel) rujuyla boyalı, süslü, en kısa robunu giymiş, en pabalı Naylon çorabını bacağına geçirmiş, saçlarını (Japonez) taramış güzellerle karşıla- şıyorduk. Yalnız veya ikişer ikişer piyasaya çıkan bu «<mal»lar Ameri- kalılardan başkalarına hiçde mültefit değillerdi. Ellerinde oyuncak may- munlarla dolaşan, her şeye mânasız bakışlarla bakan veya arkadaşının kolunda, fitil gibi sarhoş genç bahri- yeliler, o nazeninlerin tek ümitleriydi. Birçokları daha ilk günden onlar-. la ahbap olmuşlardı, Kırık dökük İngilizceleriyle konuşuyor, bu genç delikanlıları efsanevi bir diyardan gelmiş insan üstü bir varlık gibi gö- rüyor, Onlarla konuşmak, onlara dokunmak istiyorlardı. Sırayla ayıplarımız — Yolda giderken, sporculuk veya kuvvetlilik iddia eden * kahraman tavırları takınmayınız ! 6 — Yolda giderken, mütevazi ve alelâde görünmek için miskin ve iki büklüm biçimlere girmeyiniz ! 7 — Yolda giderken, ne her tarafı tecessüs eden lâubali ve şahsiyetsiz bir eda ile yürüyünüz; ne de (baston yutmuş) tabirinin belirttiği bir azamet garabetine düşünüz; sadece Ve tek kelimeyle vakur olunuz | Neslihan KISAKÜREK Gece ışıklar yandıktan sonra Be. yoğlu daha başkalaşıyor. » Artık âyık tek bahriyeli görmek imkânsızdır. Bağıra çağıra dolaşan, barlardan, semtin kenar sokaklarından zevkten bitkin halde çıkan, içkili yerlerden zom olmuş fırlayan bu bahriyelilerin hiç de bizlerden farklı veya üstün bir tarafları olmadığı gibi. Türke, Şarklıya hâs olan nice nice şeyler- den mahrum oldukları görülüyordu. Kimi sarhoş arkadaşını sırtına 'al- mış, kimi caz şarkısı söyleyen, kimi yavaş giden tramvayları itmeye çalı- şan, kimi en âdi sokak kadınlarını koluna takmış gezen Amerikalarla dopdolü olan ve gazinoların, barların kapılarında İngilizce yâzılar asılı du- ran Beyoğlu caddesi, bu görünüşüyle, lel bir yere benziyordu Gece yarısına doğru, Tepebaşının / arka sokaklarından birinde sarhoş bir Amerikalıya rastladım. Etrafına çıplak ayaklı çocuklar toplanmıştı, Bu:18 yaşındaki pembe yüzlü çocuğa, dolmuş şöförleri gülerek bakıyorlardı. Bana yaklaşarak, bir şeyler söyledi. Öyle çabuk konuşuyordu ki, bir şey anlamadım. Tekrar etti: « Girls Home > a. gitmek istiyormuş! Bu da neresi diye düşünürken birden aklıma geldi «Girls Home» yâni kızlı ev... Neresi olacak ? Ona bildiğim üç beş İngilizce kelime ile bir yol tarif et- tim; kim bilir çocukcağız nereye çıktı ? : Dolmuşun dolmasını beklerken iki şöförün konuşmasını dinliyorum : — Ya senl.; Bu sabah Amerikalı- ları. Beyazıttan Taksime getirmek için tam otuz lira almadın mı? Ben ise Taksimden Şişliye is on beş lira aldıysam ne olacak Otomobil LNlM geçerken düşünüyordum : (Misuri) gittikten köprüsünü sonra bu adı taşıyan, gazino, kahve, bar, losyon, bilmem ne, bir sürü şey türedi. «Misurı), babamızın, anamızın ismi kadar yakın geldi. Bu defa da (Leyte) salgını başlayacak mı? Artık seyredin! Leyte barı, Leyte çukulatası, Leyte ruju, Leyte öpüşü, Leyte kucaklayışı ve Leyte... Aylarca o gemilerin hâ- tıraları Rum, Ermeni, Yahudi; hattâ Türk olan kızların hayallerinde yaşa- yacâk. .Bu gelişte umduklarını bula- mayanlar yakında bir Amerikan filo- sunun daha limanımıza gelmesini ar- zu edecekler, Birçoklarının rüyalarında (Leyte), uzun geceler boyunca yaşayacak. Şanghay, Hong-Kong gibi beynelmi- - < AYAKLI Gs TÜRKÇE ark Dilimize girmiş ecnebi kelimeler lügatçesi ve karşılıkları DRAM : Ayniyle halk şivesine teslim : DRETNÖT : Halk şivesine teslim... DÜEL : (Düello) ve Türk- çeleşmişti DÜPLİKATA: İkinci bill demek... Kullanmıyacağız. DUŞ : Ayniyle halk şivesine teslim... DUZEN : (Düzina) şeklinde Türk- çeleşmiştir. DÜALİZM : İkilik mezhebi i (Düalizma) diye Türk- çeleştirebiliriz. : Dİlci 15

Bu sayıdan diğer sayfalar: