20 Şubat 1948 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 14

20 Şubat 1948 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

> Da KARAGÖZ ARAGÖZ oyununun icadı hakkın- teri Hazretleri, bir akşam müritlerini toplayıp kafşılarına beyaz bir perde kurdurmuş ve perdenin gerisinde yaktırdığı bir itle bir takım şekille- ri perdeye akis ve bunları hareket ettirmiş... Derken ışık, Şeyhin em. riyle birdenbire söndürülmüş ve be- yaz perde, üstündeki şekillerle bera- ber karanlık tarafından yutuluver. İstanbul Camileri Havuzlu Mescid Reşat Ekrem KOÇU UMKAPI ile dini LA 1934 Belediye Şehir Rehber e göre, Nişanca mahalles , Havı iu Mescid sokağı içindeki li çak zin nihayetindedir. Son kır! kılarak harab olmuş. yıkılmış. bu satır- ların yazıldığı 1947 Eylülünde kesme taş- tan minaresinin kaidesi ile yine kesme taştan iki duvar parçası kalmış bulunu- yordu. Bu mescid hakkında Kl YO. avşantai wbi Hüseyin paşadır. Klipi Süleyman vü ze- köşede (o müstakil sebili dahilindedir. Bu make min beri anı medfun İlanbdlabe. şı Hasan Ağa koy- muştur, mahallesi vardır 7 de, harabesinden de pek aydın olarak görülüyordu ki, Havuzlu Mescid, mâmur iken pek dilnişin, pek güzelmiş : Bir sed üstündedir; minare kaidesi yanından on basamak mermer merdiven ide çıkılır; sed altında küçük ve mermer ayna taşı aa İşine nakışları ile müzeyyen bir ardır. Teknesi yok olmuş, lülesi Dr Vaktiyle dur- madan akar tatlı suyu varmış. Merdivenden çıkınca mescidin avlu- suna girilir; avlunun n ortasında mescide adını veren 9 metre murabbaı' bir mer- mer havuz vardır; havuzun suyu mer- mer bir olukla mermer bir tiskiyeden gelir, dökülür ki; havuz harab, fiskiye- nin yekpare mermer ve kenarları tırtıl nakışlı müdevver teknesi yerinden kopa- rılmış, kenar nakışları birkaç yerinden kırılmış, az iletide duvar dibinde duru- rdu. i Bahçe, bir ulu çitlenbik. bir ulu Ferriğ Çleymik, hükmü demekle GEÇMİŞ GUNU ELERKEN 19 uncu ASIRDA İSTANBUL Eski Balıkhane Nazırı merhum Ali Rıza Bey miş... Bunun üzerine Şeyh Hazretleri, etrafına, şu vasihatı vermişler : — İşte bu dünyada ne kadar iş. Keşir alışveriş, harp. kital, Mik safa, elem, keder, hamle, dâva vars şu beyaz metdideki hayallere ve göl, z elere benzer g Işık kalkar ve hepsi yoklara karışır. Şeyh Hazretlerinin bu temsilinden sonradır ki, gölge, ve hayal oyunu küçük eğlencelere de vesile teşkil etti ve düğünlerde, helva gecelerinde tatbik edilmeğe başlandı. Lâkin basi- ret ehli, bu beyaz perdeye basiret nuriyle baktığı zaman, onun oyun ve eğlence tarafiyle meşgul olmaksızın, Şeyhin kerametli temsitindeki hikmet- le karşılaşır.» < İşte Şemidani Zade Tarihinin birin- ci cildinin 261 inci sayfasından aldı. ğım ve mealini yukarıda gösterdiğim satırlar, Karagöz oyunu hâkkındaki ilk kaynağını rivayetçisi mahiyetin dedir. Fakat, bu hususta, esbak Bursa mebusu Tahir beyefendi ile sabık «Meclisi Maarif» âzasından Ziya be yefendi tarafından bana lütfedilen bilgiler, bilhassa kıymetli noktaları ihtiva ettiğinden, bunlara kendi bil. gilerimi de karıştırarak Karagöz oyu- mış, narlar da yokolmuş; havuzun etrafı fırdolayı bir parmaklık ile çevrili imiş; onlar da sökülüp alınmış Fiskiyeden © gelen su. az acımlırak ve durmadan gürül gürül akan buz gibi bir suimiş. Kaynağı Beyazıd tepesinin altında imiş. Yazın, havuza atılan bir karpuzu ei gen sonra kü kütür patlatırm Bu suyun da yolları tıkanıp b iler presli Mescidin arkasına düşen yüksek bir du- varın dibinde olan yeraltı bir su yolu, Beyazıd altına kadar gidermiş. Arabacı Hasan adında bir delikanlı bu yolda yüz s Mescidin yıkılmış mihrap duvarı önünde baş ve ayak taşları yok olmuş, mahaileli tarafından etrafı yığma taşlar- la çevrilmiş bir kabir vardır ki, halk ağ- Havuzlu Mescid ile, Büyükşehir, sa- dece bir yapı değil , beş asır boyunca işlenmiş bir vee zevkin şirin bir şeyi- ni kaybetmişti nu hakkında bir hulâsa yapmak is- tiyorum : Bu oyuna, yüksek tabaka arasında «hayal», avam ve çocuklar arasında «Karagöz» denir. Eğer terbiye ve edep çerçevesi içinde oynatılır ve kımdan ibret ve intibah vesilesi bir oyun olacağı şüp- hesizdir Bu oyunun. ibret ve neza- het göziyle seyredilmek şartiyle, caiz olduğu hakkında, din adamlarının bü- yüklerinden Fenari Ebussud efendinin fetvası bile vardır, Yüksek tabaka arasındaki telâkkiye göre, bu oyun, vahdetin temsili bakımından icad edil. miştir; mucidi de Bursada hükümet caddesinde medfun Şeyh Güşteri isimli zattır, Rivayete göre, Yıldırım Beya- zıt zamanında (Hacı Avvaz) veya n ciyvad) ve (Karagöz) isimlerinde iki nüktedan kimsenin lâtifelerini şekil. lendirmek maksadiyle, Şeyh Güşteri tarafından, beyaz perdeye tatbik edi. lerek bu oyun icad edilmiş... Şeyh Güşteri'nin #irhesinde aynen Şu ibare menkuştur «Kutbülârifin, ssüleinile oen- netmekân. firdevsâşiyan, sahibi ba- yal, Şeyh Mehmed Güşteri — 803» Evliya Çelebi, Seyahatnamesinin 1 inci cildinin 654 üncü sayfasından itibaren bu hususta malümat vermek- tedir: Evliya Çelebiye göre; Haciyvad, Alâaddin Selçuki zamanında, Bursada yaşamış ve Bursadan Mekkeye gider- ken bir arap eşkiyası tarafından öl- dürülmüştür. Karagöz ise Kırkkilise'li olup İmparator Kostantin zamanında yaşamıştır. günün mizahı; 40 yıl ev- eçmiş vel (Cem), “Her yiğitin bir yoğurt yiyişi vardır, serlevhası altında, sağdan itibaren “terakkiperver,,, “mutedil, ve “muhafaza- kâr, 1 gösteriyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: