3 Nisan 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

3 Nisan 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 Nisan 1938 CUMHURİYET Lihtenştayn Prensliği nasıl yaşıyor? İktısaden İsviçreye bağlı olan bu minimini memleket harb ve istilâdan âzadedir, halktan okuyup yazmıyan yoktur Son günlerdev matbuatta Lihtenştayn ismi sık sık geçmeğe başlamış tır. Lihtenştayn Prensliğinin, müs takil devlet sıfatım muhafaza edeceği söyleniyor. Diyet meclisi, komşu devletlerle münakid bütün muahedele rini muhafaza et mekte ve haklı vazivetine güvene rek, haricî müda haleler vukuundan korkmamakta imiş. Anşlus'un, orta Avrupayı tehdid eden yayılma plâm içinde, LShtenş tayn isminde bir memleket bulunduPrenslerin oturduğu Vaduz şatosu ğunu bilenlerin pek sayılı olduğu şüpheslzdir. Onun lçin, sinl bu parlamento intihab eder. Bu ismi pek nadir esitilen bu devlet hak günkü hükumet reisi doktor Hoof iskında biraz tafsilât vermeği muvafık minde bir zat olup, yalnız Başvekil değil, ayni zamanda bütün nezaretlerin buluyoruz. nazırıdır. Başvekile, gene meclis taraLihtenştayn, yüz elli sekiz kilometre murabbaı genişlikte ve on iki bin nü fından seçilen iki kişilik bir hükumet fuslu bir prensliktir. Otomobil, bu mem şurası yardım eder. Lihtenştayn devletinin bütçesinde, leketi, orta süratle yarım saatte, sürati hükumet masrafı olarak ayrılmış bu arttırmak şartile on beş dakikada başlunan tahsisat bizim paramızla takriben tanbaşa dolaşabilir. yirmi beş bin liradır. Devletin en fazLihtenştayn'i, Avusturyaya merbut la ehemmiyet verdiği cihet, maarif olzannedenler varsa da. bu tamamen yanduğu için, bütçede, mekteblere, bu palıştır. Bu küçük devlet. Avusturyadan, ranm bir misli fazla tahsisat konulmuşgarb eteğini işgal ettiği muazzam sıra tur. Bu sayede Lihtenştayn ahalisi, başdağlarla ayrılmıştır. Isviçre ile arasın tanbasa okur yazar insanlardan müte daki hududu Ren nehri teşkil eder. şekkildir. 1866 da, Prusya ile Avusturya arasınŞirin mer'alan, sebze bahceleri, asuda cıkan harbde, Lihtenştavn, Avustur de kasabaları, kışm bir spor cenneti haline gelen karlı dağları ve bütün bun lara ayrı bir kıymet veren rahat ve sakin yaşayış tarzile, bu küçük prenslik, veryüzünün en mes'ud memleketidir Sivasî dedikodulardan uzak. bir tek ve âkil bir rejime candan bağlı Lihtens tayn ahalisi çiftci, çoban ve burjuvadan ibarettir. Sanayi, orada pek az inkisaf etmistir. Amele, birkaç yüz kişiden fazla deŞildir. Lihtenştavn Prensliğinin ordusu da yoktur. Bütün memleket dahilinde asavişi temin eden kuvvet üç jandarmadan ibarettir Bu küçük devletin hududlan icinde a c ker aramak büsbütün bevhu dedir. Zira, Lihtenstavn'ın iki tane as keri vardır ki, biri arasıra. kartpostal fotoğrafçılarının objektifi karşısmda poz alan Sadova'dan kalma, asırlık son ihtiyar, öteki de müzede duran balmumundan mamul neferdir. Bu ufacık memleketin, bu vazivete rağmen. haricî müdahaleden korkma dığını bağıra baeıra sövlemesi garib göPrens Birinci Fransuva ve rünürse de. Lihtenştavn, bu itimadı. Prenses Elsa devletin banisi olan Jan Adam'ın 1712 yaya bir miktar asker göndermişti. Fade sövledıği su sözden almaktadır: kat, elli sekiz kişiden ibaret olduğu söy«Lihtenştayn hanedanmm âkil ida lenen bu kuvvetin hakikî miktarı haresi altmda. devlefin kıvamete kadar tırlarda kalmadığı gibi, Sadova'dan sonra, Prag'da toplanan kongrede, Lih baka bulması için. hak ve adalet son detenştayn ismi akla bile gelmemiş ve rere kuvvetle muhafaza edilecektir » Ba<=vekilin, Prensliğin istiklâline dosulh muahedesinde zikredilmemişti. Bu kunulmıvacağı yolunda, Almanvadan. unutuluş. Prensliğin, nazarî olarak Prusya ile hali harbde kalmasmı intac 2 mart tarihinde teminat almıs olduğu nu sövlediğini de buna ilâve edebiliriz etti. Hatta, Mareşal Moltke'nin, PrensL'htenştayn devletinin iki asırdan ilik arazisine yakm bir Isviçre kasabası tariM de oldukra savani dikolan Rajaz'a geldikçe, Lihtenştayn hu baret kattir. Prenslik Vuduları ici"de bulu dudlarına yaklaşmamağı itiyad edindiği nan Sellenberg Baronluğu ile Vaduz söylenir. Kontluğımu. Avusturvada muazzam 1914 te, Lihtenştayn, bitaraf kalmışh mali^ânelerp sahib olan Tropno Dükası Fakat, Avusturya împaratorluğu ile Jan Adam dö Lihten<;tavn, 150 000 ve gümrük ittihadı yapmış olduğundan. ^90 000 eulden mukabilinde Hfhenems îtilâf kuvvetlerinin tesis ettiği abloka Kontundan satm almıstı. Prenslik un ya o da bilmecburive dahil olmus ve vamm kendisine veren ve bu arazivi obunun bütün mahrumivetlerine katlan nun i^are^'ne tevdi edpn. îrrrDarator Almak zaruretinde kalmıştı. tmcı Sarl nlmu<*tur O t^ihtenberi. LihUmumî Harb biter bitmez, Lihtenş tenştavn PrenslîŞi. bu ilk Prensin ah tayn hükumeti. Avusturya ile mevcud f?dı tara^ından ida r P ediimektedir. bütün mukaveleleri feshederek. iktısaLihtenştavn prensleri. zengirı^V den İsviçreye bağlandı. O tarihte. Lih ve eöme'diikler^e me<;hurdurlar. 71 se> tenştavn tahtmda oturan Prens İkinci ne tahtta kalan îkinci Jan. tebaasına 75 Jan, bu isabetli yolu tutmamıs olsavdı, milvondan fazla ppra dg^tmıstır. Bu son ilhak hareketinde. bu küçük dev ıükümd^ r P ; ^ ; ^^i Frarrıova. her let de Avusturyanm akıbetine uğramış devle'e 100,000 îsviçre frangı bulunacaktı. hibe Lihtenştavn hükumeiinin, iktısaden îsviçreye iltihak kararınm îsviçre ta Maskeli balo rafmdan k?bulü bir talih eseri savılaCumhurivet Halk Partisi Kadıköy bilir. Zira. İsvicre, 1919 senesinde. Hel merkez ve Erenköy kamunları tarafınvetva konfederasvonuna dah'l iki yeni dan mevsımin son ve mutena maskeli kanton sıfatı iktisab etmek i'tiven. A balosu 9 nisan 938 cumartesi günü ak vusturyanm Vorarlberg ve Tirol eva ^amı Süreyya salonlarında venlecektir. le^erini ilhaktan imtirıa e+rnesine muBu balonun eğlenceli ve nezih olması kabil. Lihtenstavn'ın gümrük ve posta için çalışılmaktadır. idareierini uhde^ne almıs. haHa prensBüfenin temiz ve mutedil olmasma psi diploma^i sabasında temsil vazife dikkat edilmekte ve müteaddid sürprizsi^i de deruhde etmisti. \er hazirlanmaktadır. Bu iktısadî birlik. küçük prensliğin. ne siyasî hakimiyetme, ne de idarî muh23 nisan Çocuk bayramı ve o hafta tarivetme halel vermistir. Prensliğin da çocuk haftasıdır. kendi bütresi, kendi sikkesi, kendi puBu bayramda çocukları sevindirelu, doŞrudan doğruva halk tarafından cek olan Ç. E. K. na yardım ediniz. se"ilmış ve on be; azadan mürekkeb bir meb'usan meclisi vardır. Hükumet rei Kıyamete kadar baki kalacak devlet! İktısadî lıareketlcr Ticaret Odalarımız Ticaret odalanmızm vaziyeti cidden ele alınmağa değer bir haldedir. Esasen bunun için değil midir ki bugün gaye ve mahiyetini kaybetmiş olan odaları bir nizama sokmak, onları rejimin bekledi ği vaziyete getirmek yolunu anyan îktısad Vekâleti hepsini birden kaldırmağı ve yerlerine iktısad odalan kurmağı za rurî görmüştür. Bunun nekadar yerinde bir düşünce olduğunu Istanbul Ticaret odası meclisinin son fırtınalı celsesinden sonra varılmış olan netice münasebeti le gördük. O ne garib bir vaziyetti. Hakikaten makul olmadığı görülen idare heyeti teklifleri karşısmda meclisin idare heyeti haricinde kalan azalan itirazlannı yükseltiyorlar. Bu kâfi gelmiyor, isyan ediyorlar. Söyledikleri sözler herkesi hatta dinli yenleri bile tekliflerin makul olmadığına kani kılıyor da, en sonra sıra reye gelince idare heyetinin teklifi kabul ediliyor. Niçin> Anlatalım: Istanbul Ticaret Odasımn otuz bu kadar azasınm beşi idare heyeti, dördü riyaset divanı ve gene aşağı yukarı beşi borsa idare heyeti azası ve biri de umumî kâtibdir. Bu aza tabiatile meclise devam eden azadır. Oda meclisi daima diyebileceğimiz bir ısrarla ancak mezunlann da mevcud farzedil mesile ya on bir yahud on iki kişi ile toplanır. Meclisin küşad merasiminde bile azanın yirmisini bir arada görmek kabil değildir. Bunun için içtimalarda ek seriyet daima idare heyetindedir. Şu halde idare heyetinin isteğinden başka bir şeyin mecliste kabulüne de pek imkân yoktur. îşte son içtimaın neticesi bunun en bariz misalini teskil etmektedir. Bir spor kulübünde Sokakta bulunan iki kulak iki yüzlü meslekdaşlar Uludağda iki kadın Bir spor kulübünde Son zamanlarda, büyük ve meşhur İ spor kulübü müz, üstüste mağ lub oluyor. Gene t r mağlubiyet günlerinden birinin akşammda, azadan biri kulüb binasma girer. Arkadaşlannı, al d'klan tecrübe derslerinden istifade eder vaziyette, yani pek düşünceli göreceğini ümid ettiği halde bir de bakar ki, onlardan kimi radyo çalıyor, kimi şarkı söy lüyor, kimi içki içiyor ve kimi de kahkahalar atıyor... Bu sahne karşısmda, içeri giren zat, kendi kendine hemen şöyle sÖyler: Titanik de böyle batmışh! Der ve kapıdan çıkıp gider. kıt kanaat yaşarlar, hatta büyük bir zaruret ve mahrumiyet içindedirler. Halbuki ben bu iki yüzlü meslekdaşları pek ya kından tanırım. Bal gibi sermaye sahibidirler. Gazeteleri, matbaaları, kübik evleri ilâh... vardır. Beyoğlunun en lüks terzilerinde giyinirler. Birçok ziyafetlerde gorünürler. Evlerinde de çiçekler, kris taller, gümüş takımları arasında yemek yer, viskinin, rakının, hatta şampanyanın tn âlasım içerler. Ben memleketimizde bu nevi komü nistler gördüm amma bunlann yazılarına 1 sldanan bir tek akıll çocuk görmedim ve bundan sonra da Allah göstermesin! PAZADDAN PAZAQA J PENCERESiNDEN Binliğe doğru! 3 Uludağda iki kadın Sokakta bulunan iki kulak Eskiden ne lyiydi sokaklarımızda pa • ra bulunurdu. Art k, edebinden hep önüne bakarak yü rümenin mükâfatı imiş gibi yerde para bulan bahtiyarlardan eser kalmadı. Gazeteler habeı veriyor: Geçenlerde biri yolda iki insan kulağı bulmuş Acaba dalgınlıkla kulaklarını yere dü şüıen kim? Bu dalgınlık böyle gıderse, artık bundan sonra yollarda para yerine ya bir burun, ya bir çift göz, ya bir çene veya iki dudak bulacağız. Hele çenesi düşen lir gitgide çoğalıyor. Bugün için bu şeklin devamını bir zaruret olarak kabul etmeliyiz. Çünkü er babı ticaret ve sanayiin Odaya karşı alâkası o kadar kalmamıştır ki meclisine aza olanlar dahi bir alâka duymuyor veya fayda beklemiyorlar. İki yüzlü mealekda*lar Ne denir, hemen iktısad odalan ka Ben memleketi nunu biran evvel çıksm da şu vaziyet ni mizde bazı komühayete crsinl nistler tan ı r ı m. Bunlar gazetele F.G. rinde han, hamam, aparhman sahibi burjuvalarm, za lif giyinen kadmarm kristaller ve çiçekler arasında yemek yiyen ve içki içen ınsanlann ya doğ rudan doğruya, yahud ima ile aleyhlerinSirkcti Hayriyenin aylardanberi tatbik de yazarlar. Zannedersiniz ki bu burjuva edilmekte olan kış tarifesinde ak$amlan düşmanı muharrirler burjuva değildirler, Bir dostum elindeki gazeteyi bana uzatarak dedi ki: Bak, şurada bir resim var: Bizim Uludağda iki kadın, mayolarla, karlı havada iski yapıyor. Bu kadınlardan biri ecnebi, öteki de Türkmüş. Bak: Ecnebi kadın dimdik duruyor. Bizimki soğuktan iki kat olmuş. Bunlar eve gidince ecnebi kadm belki hemen bir soğuk «u duşu yapacak; fakat bizim bayan hemen yatağa yatacak: Bir çay, bir ıhlamur, iki kom prime kinin alacak; yorganlara sarılacak. Bu gibi sporlara çocukluktan alışıhr. değil mi? Şu cevabı verdim: Yo...k, mübalâğa etme! Çocuk luğundanberi vücudlerini terbiye eden kadnlanmız da yok değil. Artık eski zamanın tandır hanımlanndan eser kalmadı gibi birşey... Bu resimdeki kadına gelince, onu bir istisna farzetmeli. Hem de nesi var? Senin dediğin gibi çocukluktan idmana başlamış. Neden? E... însanm alışmadığı bir spora bu şekilde başlaması çocukluk değil midir? Kaza zannederken Meğer vapurdan bir şirket memuru çıkacakmış! SERVER BED1 Köprüden saat 7,5 ta Rumeli postasını yapan bir vapuru vardır. Bu postanın Köprüden saat 7,30 da Rumeli postasını Rumelihisandır. Evvelki akşam ayni postayı yapan vapur Arnavudköy önlerine geldiği sırada birdenbire yol kesiyor. Yolcular birbirlerine soruyor: Acaba önümüze bir şilep mi çıktı? Vapurun bir tarafında sakatlık mı oldu? Bu ve buna benzer mütalealar devam ederken vapur da Arnavudköyüne doğru hafif yolla seyrine devam ediyor; bi" raz sonra da iskeleye yanaşıyor. Korkulacak bir vaziyet olmadığı için yürekler ferahlıyor, fakat bu sefer de bu gayritabiî hâdise hayrctler uyandırıyor. Vapurun ılk iskclesi Rumelihisarı ol duguna gore içeride de Arnavudköy yol" cusu bulunmamak lâzım gelirken gene bir zat kollarını sallıya sallıya, mağrur (!) buraya çıkıyor. Bu zatın da Sir" ket memurlanndan biri olduğq anlaşıhyor. Akşam geç vakit yüzlerce yolcuya tahsis edilen ve muayyen bir tarifcye tâbi olan bir vapuru kiralanmış bir motör gibi kullanma^a; yüzlerce yolcuyu azçok telâşa düsürme^e ve daha sonra bu yolculan velev ki kısa bir zaman için olsun yollarından ahkoymağa herhangi bir memurun hakkı var mıdır? Bursa yeni koza mevsimine Sevdiği kızın anasını öldüren hazırlanıyor adam mahkemede Bursa (Hususî) Koza mevsimi yaklaşmaktadır. Buradaki ipekçılik ve böcekçilik enstitüsünde bu sene memle kete dağılacak olan 80,000 kutu koza tohumu muhafaza edilmektedir. Birkaç ay evvel komşu ve dost Irana gönderilen 30,000 kutu tohumla birlıkte bu yıl 110 bin kutu tohum istihsal edilmiş demektir. Enstitüden aldığım malumata göre: Tohumlar her sene bir nisanda kışlaktan çıkarılırken bu sene havaların müsaid git memesi dolayısile ihtiyaten daha nisan ortalarına kadar kışlakta fennî muhafaza altında bulundurulacaktır. Civardaki rasad istasyonlarile temastan sonra Trakyaya ve Anadolunun diğer koza mıntakalsrına tohum gönderilmiye başlanacaktır. Bursa (Hususî) Bahri adında biri Gemlikte sevdiği bir kızı kendisine vermedıkleri için onu kaçırmıya karar ver nıiş ve dört arkadaşile birlikte rakı ve esrar içtikten sonra kızın evine gitmiştir Arkadaşlannı kapıda gözcü olarak bırakan Bahri içeriye girmiş, karanlıkta bir kibrit yakmıştır. Kızın annesi uyanmış ( Kim o!) diye seslenmiştir. Bahri bu sesin geldıği tarafa tabancasını boşaltmış, onu derhal öldürmüştür. Kızkardeşi Asiyeyi de kolundan yaralıyan bu adam cinayet ten sonra kızı kaçıramadan kaçmışhr. Er~ tesi gün Yalova vapurile Heybeliadaya giden katil yakalanmış, îstanbulda ve Gemlikte sorgusunu müteakıb şehrimize getirilmiş, Ağırrezada muhakemesine başlanmıştır. îstanbulda ve Gemlikleki iik ifadelerinde cinayeti itiraf eden Bahri mahkemede bunu inkâr etmekte ve arkadaşlannın teşvikile kızı sevdiğini, fakat arkadaşlarınm bir hile yapmış olduklannı, eve girenlerin ve cinayeti yapanların da arkadasları olduğunu söylemiştir. Muhakeme şahidlerin celbi için 5 nisana bı â nhisarlar îdaresi, yüksek derecelı 11 içkilerin büyük şişelerle satılmasmı düşünüyor ve bu mühim mevzu üze" rinde incelemeler yapıyormuş. Gazetemiz geçenlerde bu haberi verirken İdarenin ne gibi sebeblerle böyle bir düşünceye kapıldığmı da ilâve ediyordu. Muharririmizin öğrendiğine göre mesele iktısadî mülâhazalardan değil, içki severlerin sıhhatini korumak endişesinden doğuyormuş. Çünkü İdare, küçük şişelerle satılan yüksek dereceli içkilerin çok satıldığını, bu yüzden sarhoşluğun çoğal" dığını görmüş ve iki kiloluk şişelerin piyasaya çıkarılması halinde değme ayyaSin meselâ bol rakı alamıyacağını düşünmüş imiş!.. Bu, binliğe doğnı dönüş demektir. Yani orijinal bir düşünce değildir. Zira ekmek gibi, et gibi, şeker gibi alkolün ds memleketimizde pek ucuz satıldığı günlerde ayyaşlarca vahidi kıyasî binlikti. O devirlerin ölçü lehçesince binlik iki bu" çuk okka tutannda olup şimdiki kilonun üçüne tekabül ederdi ve bir oturuşta bir binlik devirmek ayyaşlarca rökortmenlik sayılırdı. Biz o günlere yetiştik, binlikler devi" ren demkeşleri de çok gördük. Ondan b V türü înhisar İdaresinin şişeyi büyültmekle ayyaşlığın hududunu daraltacağına asla ihtimal vermiyoruz. Meyhanelerde kadehle rakı vermek mümkün oldukça üç kiloluk «işeler çöyle dursun, bin kiloluk fıçılar da icad olunsa ayyaş, midesini tatmin edecek gıdayı eksiksiz bulur. Sayed idare, muhali mümkün yapmalc fikrinde sabit kalıp da kadehle rakı satılmasmı yasak ederse o vakit ayyaşlar bü" yük şişeler satm almak mecburiyetinde kalırlar ve mikyaslannı büsbütün şaşırarak adamakıllı zıvanadan çıkarlar. 3u halde yapılacak şcy zarfı büyültmek değil, mazrufun ya zehirini azaltmak, yahud ağır içkilerin zararını o za"* rardan tegafül edenlere öeretmektir. Bunu düşünmeyip de eski binlikleri piyasaya çıkarmaktan ne çıkar? *** Içkiden bahsederken Onyedinci asrın meşhur Bekrîsini hatırlamamak kabil mi?... O, sarhoşlar tarihinin biricik kahramanıdır ve binbir menkıbe sahibidir. Rahmete vesile olmak için fıkralarından birini iste yazıyorum: Bekrî, ikinci mi, üçüncü mü binliği devirip silleliyecek ense, yumruklanacak sırt araştırmağa başladığı ve yaman bir da" laşma ihtiyadle kıvır kıvır kıvrandığı sırada meyhaneye devriye gelir, vaktin geciktiği bahanesile orada bulunanlan yakalayıp Yeniçeri Ağasınm huzuruna götürür. Fakat Ağa, Bekrîye ceza vermez, nasihat edilmek ve tövbe ettirilmek ricasile onu Istanbul Kadısma yollar. Kadı Efendi, her dilde adı dolaşan Bekrîyi acıyan bir bakışla uzun uzun süzdükten sonra içkinin fenalıklar anası olduğunu, haram bulunduğunu anlatır ve sözüne şöyle bir netice verir: Yarın ahirette bu içtiğin zehirler hep burnundan gelecek. O zaman ne yapacaksın? * 4 Bekrî sükunetle cevab verir: Doldunır, doldurur, tekrar îçerim. Başka ne yapabilirim Kadı Efendi?.. I M. TURHAN TAN İki sabıkalı yakalandı 23 martta Paşabahçe vapur iskelesî gişesinin camı kinlarak bir hırsızlık yapılmış ve para çalmmıştı. Bu yoldaki tahkikat sona ermiş, bu işi sabıkalı Alinin yaptığı anlaşılmıştır. Suçlu dün yakalanmıştır. Konya 2 (Hususî) Konyaya bağlı Seydıçehirde yapılacak tam teşkilâtlı Mürefte (Hususî) Bundan otuz Brüksel 2 Şaht, dün akşam saat 22 ilkmektebin temeli bugün Vali ve Vılâyıl kadar evvel vuku bulan şiddetli bir yet erkpnının huzurile atılmıştır. de Berline hareket etmiştir. sarsıntı neticesinde memlekete boru tefrişi suretile getirilen su yolları bozulmuş ve o vakittenberi Mürefteliler dere suyu içmek mecburiyetinde kalmışlardı. Umumî Müfettişimiz General Kâzım Dirik halkın sıhhatini tehdid eden bu hale bir nihayet vermek üzere güzel bir çareye başvurmuş ve ihrac edilen üzümün beher kılosundan su parası namı altında beş para tahsil ederek bunu bankaya yatırmağa başlamıştır. Bu para bugün 2500 lirayı bulmuştur. Bu para ile şehre su getirilmesine teşebbüs edilirken civarda bir sun'î şelâle vücude getirilecek, bununla da havalinin elektriklendinlmesine çalısıîacaktır. • • • • • Mürefteye içme suyu getiriliyor Bu sene komşu ve dost Irana gene tohum gönderilecektir. îrandaki ipekçılik sosyetesi, Bursadaki tohum müstahsille rile tekrar bir anlaşma yapmıştır. Bu anlaşmaya nazaran îrana gönderilecek olan tohumlar mevsiminde hazırlanmış bulunacaktır. Ziraat V'ekâleti yeni çıkarılacak ipekböcekçiliği kanununun hazırlıklarına baş rskılmıştır. Bahrinin arkadaşlan da kız lamış olduğundan şehrimizdeki İpekbö kaçırmıya yardım suçundan muhakeme cekçiliği Enstitüsü müdürü doktor Tahir edilmektedirler. Yetmeni Ankarava caeırmıştır. Bu da başka bir sabıkalı 22 mart gecesi vapurla Boğaziçine giderken uyumakta olan Ali Rıza ismüv deki bir zatm jiletle yeleğini keserek cebindeki 175 lirayı çalan Çopur Nus ret de dün yakalanmıştır. Doktor Şaht'ın Brüksel seyahati Bir ilkmektebin temeli atıldı Muayenehane küşadı Kıymetli doktorlanmızdan teşhisi marazî mütehassısı Kudret Vehbi, Beyoğlunda İstıklâl caddesinde bir muayenehane açmıştır. Değerli doktora muvaffakiyetler dileriz. Oksford, an'anevî yarışta Kembrici yendi Nevyork sergisine hazırhk İştırak için hükumetce yarım milyon ' a tahsis ed'len büyük Nevyork sergi •. )ii7 rionıiması alâkadar makamlaıa biHitilmiştir. ır Oksford nelık kürek dökülen bir önünde çok ile Kembriç Üniversiteleri arasındaki seyarışı dun Tavmis nehri üzerınde sahile mılyondan fazla çok büvük bir kalabalık bozuk bir havada yapılmıştır. Oksford tek nesi yarışm başlangıcmda elde ettiği avantajı muhafaza ederek 20 dakıka 20 sanivede birinci olmuştur. Yukarıki resım, gahb Oksford takımmı dünkü müsaj bakaya hazırlanırken göstermektedir. }

Bu sayıdan diğer sayfalar: