15 Temmuz 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

15 Temmuz 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

15 Temmuz 1939 CUMHURÎYET Şehrin içinden Satie meselesinde son vaziyet Borsada idare meclisi seçimi Tarihten yapraklar Yarısı elektrikli, yarısı elektriksiz köy: Bir kısım halk, eski Belediye idaresinin yaptığı ihmalin günahmı çekiyor! Yazan: SALÂHADDİN GÜNGÖR Tahir Kevkebin tahliye Parti, bu yıl da namzed talebi reddedildi göstermiyecek Şehrimiz Ticaret ve Zahire Borsasmda her sene olduğu gibi müddeti temmuz nihayetinde hitam bulacak olan idare meclisine yeniden yedi aza seçılecektir. Bu lıususta hazırlıklara başlanmıştır. Yaptığımız tahkikata göre bu seneki seçim, gayrimes'ul tüccarlar tarafından bazı gazetelere yapılan beyanat hilâfına, bu sene de Parti tarafından namzed gösterilmeden, tüccar ve mübayacılar arasında serbestçe yapılacak ve meşru propaganda ile en fazla rey alan yedi kişi idare meclisine seçileceklerdır. Bu hususta halen aza olmıyan bir tüccarla yaptığımız temasta, serdolunan mütalealann yerinde olmadığı, halen idare meclisini teşkil eden azalarm yalnız, yapağıcı ve tiftikçi olmayıp, içlerinde bueday, un, afyon, kuşyemi ve saire ile de meşgul olanlar vardır. Eğer söylendıği gibi her türlü muamele ile meşgul olanlardan birer murahhas, mecliste temsil edilmek icab etseydi, 7 kişi yerine Meclise 1 5 2 0 kişi seçmek lâzımgelirdi. Mübayaacılann kendi aralannda 2 kişiyi seçerek Borsa komiserliğine isimlerini bildirmeğe geîir.ce bunun da tatbik kabiliyeti yokhır. Z:ra Borsada seçmek kabiliyeti olanların mıkdarı 12 dir. Bu kadar az reyle idare meclisine seçilmek mümkün değildir. Cürki ŞEHİR İŞLERİ seçicilerin mikdarı 80 den fazladır. Eğer bu sene gene namzedleri Parti göstermiGenişletilen yol yecekse en ziyade intihab kabiliyeti olanHarbıyeden Valikonağı caddesine ve lar seçilecektir. Teşvikiye Palasa kadar devam eden yolun genışletılmesi işi, pazartesi günü bi Müesseselerde spor teşkilâtı tecektir. Bu caddenin daha fazla geniş 400 den fazla işçisi olan müesseseler letilmesi için oradaki büyük bir bina kanunen beden terbiyesi için hususî teşnın istimlâkme lüzum gösterilmiştir. kilât yapmak mecburiyetindedirler. Başvekâlete bağlı beden terbiyesi genel direktörlüğü alâkadarlara bir tamim Son zamanlarda şehrimizde yapılmakta olan asfalt yollar, Avrupa şehirleri be göndererek bu teşkilâtın vucüde getirillediyelerince kabul edilmiş olan umumî mesini tebliğ etmiştir. kaidelere tevfikan yapılmakta idı. Fa Yol tahsisatı kat şehrimizdeki nakil vasıtalannın ve Belediyenin bu sene şehir dahilinde bilhassa arabaların hususî vaziyetleri gözönünde tutularak bu yollann daha inşasına karar verdiği yollar için ayrılkuvvetli yapılmasma mecburiyet hasıl mış olan 1,100,000 liranın 50,000 lirası olmuştur. Bu itıbarla bilhassa ihtısasın şimdiye kadar muhtelıf inşaata sarfedildan istifade edılmek üzere Oten isminde miştir. Mevsım dolayısile sonbahara kabir mütehassıs celbolunmuştur. Bu zat, dar 100,000 liralık yol daha inşa edile bilecektir. Bu paranm mütebaki kısmı tetkikat yapmaktadır. gelecek senelerdeki inşaata harcanacakîstimlâk müdürlüğü tır. Nuruosmaniye Yerebatan caddesinin İstimlâk işlerinin çoğalması dolayı asfalt olarak inşasına başlamlacaktır. sile işleri artan Belediye İstimlâk mü dürlüğü, Cumhuriyet Halk Partisi ya Beşiktaş Ihlamur caddesi de asfalta çevrilecektir. nındaki binaya nakledilmiştir. Bugün saat altıda Vali ve Belediye reİstimlâk edilecek yerlerin si Lutfi Kırdar tarafından yeniden tarh listesi ahızrlanıyor ve tanzim edilen Taksim bahçesinin bahçe kısmının açılış töreni japılacaktır. Yeni istimlâk kanunu mucibince, Belediye, imar mmtakasındaki inşaata bir Taksimde yaptırılacak sene zarfmda ya müsaade edecek, yahut elektrik tesisatı bunların yolunu vererek istimlâk mu amelesine başlıyacaktır. Bu itibarla BeTaksim meydanmda abidenin önündelediye beş senelik programa tevfikan is ki havuzlara elektrik tesisatmm yapıl timlâk edeceği mahallerdeki binalann ması Beledıyece müteahhide ihale edilbir listesini hazırlamağa başlamıştır. miştir. Denizbankm Fındıklıdaki Satie binası alım satımı tahkikatmda, dördüncü sor guda dün bir şahid dınlenilmiştir. Bu şahıd, evvelce Denizbank idare mechsı azalığında ve Zonguldak meb'usluğunda a bulunan Yusuf Ziya Özencidir. 5 h'd den, tahkikat mevzuu hâdise etrafmda ve Denizbank muamelâtına aid bazı izahat ahnmıştır. Ankarada bulunan baz şahidlerin istinabe yolile alınmış olan ifadeleri de, dün sorgu hâkimliğinde tetkik ve mukayese mevzuu olmuştur. Sorgu hâkimliği, birkaç bankadan müzekkere ile sorduğu suallere cevab beklemektedir. Bu sabah sahid dinlemesi de, ihtimal haricinde değildir. Diğer taraftan mevkufların artık muhakeme safhasmda serbest bırakma isteğinde bulunmaları beklenirken, bunlar dan Denizbank Umum Müdür muavinlerinden Tahir Kevkeb, hakkmdaki tahkıkatın kendisi gayrimevkuf olarak de vamı isteğile, dün sorgu hâkimliğine bir istida vermistir. Bu istek reddedilmiş, bunun üzerine de Tahir Kevkeb, asliye dördüncü ceza reisliğine müracaatle, red kararına karşı itirazda bulunmuştur. İtiraz neticesinin bugün belli olması muhtemeldir. ^ Hımaroğlunun eşekliği Sultan Ibrahim, Piyale Paşanın yüzüne bağırdı: «Daha ne durursuz, boğun!» Yazan: KADİRCAN KAFLI Derya Kaptanı Piyale Paşa kuman dasındaki Osmanlı kadirgaları Trabiusgarb limanına demir atmıştı. Levendler karşıda dimdik yükselen kale duvarlaunı hayran hayran seyrederek konuşuyorlardı. Limandaki birkaç gemiden ayrılan filikalar Kaptan Paşanın baştardasına yanaşıyor, içinden çıkan kaptanlar: Hoş geldiniz! Demek için mükellef surette döşenmiş olan kıç kasaranın muhteşem atlas tentesi altına doğru gidiyorlardı. Piyale Paşa gelenleri geniş bir divanda gururla oturmuş olduğu halde kabul ediyor, etek öptürüyordu. Bunların arasında Hımaroğlu Mehmed Kaptan di ğerlerinden daha terbiyeli, daha sadık görünüyor; etek öperken başını fazla eğdıği gibi dudaklarını da atlas hil'alin uçlarında daha uzun zaman tutuyordu. Halbuki boyubosu gibi yürüyüş ve gö rünüşü de diğer kaptanlardan daha alımlı, cazibdi; zeki, cesur ve becerikli olduğu da söyleniyordu. Fakat Piyale Paşanın asıl beklediği adamlar bunlar değildi. O, Trablusgarb Beylerbeyi Mehmed Dayıyı çağırtmıştı. Ondan şikâyetçiler gelmiş, Trablusta birçok zulümler, yağmalar yaptığı haber verilmişti. Piyale Paşa boş yere bekliyordu. Birkaç gün daha geçti, Mehmed Dayı gelmedi. Çünkü o da kendinden evvelkilerden Sefer Dayıyı hatırlamış, çekinmişti: 1614 senesinde Derya Kaptanı Halil Paşa da böyle, bir donanma ile ve halkın şikâyetleri üzerine buraya gelmişti. Şikâyetlerin sebeblerini sormak için Sefer Dayıyı gemisine çağıracaktı. Sefer Dayı bunu hissettiği için donanmayı îimana sokmamak istemişti, fakat Halil Paşa kurnaz davranmış, Sefer Dayıya itimad telkin etmiş, gemiye getirtmiş ve zincire vurdurmuştu. Bunun üzerine Sefer Dayının adamları ve akrabası kale kapılarını kapayarak Halil Paşaya karşı isyan bayrağı cekmişler; bazı şeyhler de araya girince Sefer Dayı salıverilmişti. Bunun üzerine Halil Paşa karaya asker çıkar mış, divan kurdurmuş, şikâyetleri dinlemiş, Sefer Dayının suçlu olduğunu tes pit etmiş, fetva alarak idam ettirmişti. Mehmed Dayı Piyale Paşanın p,ön derdiği haberlere, ettiği yeminlere kan madı. Bununla beraber özür diledi ve araya giren Hımaroğlu Mehmed Kapan vasıtasile Kaptan Paşaya bazı hedireler gönderdi. Bu hediyeler arasında en çok göze çarpanlar iki sofrahk gümüş ve iki sofalık da altm sahanlar, halis altından güllelerdi. Altın sahanlar çok güzel iş lenmiş, kenarlarına Padişahm adı yazılmıştı. Gümüş sahanlardan bir takımının kenarına da Sadrıazam Paşanın adı iş lenmişti. Altın sahanlarla gümüş takımlardan bir tanesi ve altın gülleler Sultan İbjahime götürülecekti. Gümüş takımlardan birisi de Sadrıazama verilecekti. Piyale Paşaya başkaca hediyeler takdim edilmişti. Kaptan Paşa mala ve paraya düşkün bir adamdı. İstanbula döndüğü zaman bu hediyelerin hepsini sahiblerine vermeğe kıyamadı. Altm ve gümüş takımlardan birer tanesini Padişaha, gümüş ta kımlardan ikincisini de Sadrıazama gönderdi. Fakat altm takımlardan ikincisini ve altın gülleleri kendi hazinesine koydu. Eğer meydana çıkarsa bunun kendisine pahalıya mal olacağı şüphesizdi, fakat hediyelerin mahiyetini Hımaroğlundan başkası bilmediği gibi tamamile yerliyerine verilmediklerinden de haberi olamazdı. Piyale Paşa böyle tahmin etmekîe aldanıyordu. Hımaroğlu Mehmed Kaptan hepsini öğrenmişti, ses çıkarmıyordu, çünkü Paşanın bu kabahatini bir silâh gibi kullanarak kendi arzularını yaptırmayı tasarlıyordu. Hımaroğlu şımardı. Tersane Kethü dahğmı istedi. Ayni zamanda nizama aykırı bir harekette bulundu. Piyale Paşa böyle şeylere ehemmıyet veren bir adam değildi. Mehmed Kaptana Tersane Kethüdahğını vermedıği gibi nizama aykın hareketinden dolayı da falakaya yatırdı, sopa attırdı. Hımaroğlu fena halde kızmıştı; inti kam almak, Tersane Kethüdalığını da herhalde ele geçirmek istiyordu. Artık Piyale Pasadan merhamet bekliyemez di. O halde başka ycldan gitmek lâzımdı. O zamana. kadar Kaptan Paşaya istediğini yaptırmak için sakladığı sırn şimdi madrabaz vezirden intikam almak için kullanmak mümkün değil miydi? Hatta bu suretle yalnız intikam almış olmıya cak, Padişahm teveccühünü kazanmak suretile Tersane Kethüdalığından daha üstün bir vazifeye bile geçebilecekti! Fakat bunu Padişaha nasıl bildirme liydi? O sırada Cinci Hocanın Sultan İbrahim üzerindeki nüfuzu çok yüksekti; bu sayede «Galata Kadılığı» nı ele geçirmiş olan softaya söyliyebiürse o da Padişaha haber verirdi. Koca Piyale Paşa birdenbire nereden geldığini anlıyamıyacağı bir yıldırımla vurularak yere serilirdi. Hımaroğlu Mehmed Kaptan CinciHocayı ziyarete gittığı zaman şöyle haber saldı: Şevketlu Padişahımıza karşı ya pılan bir hiyanet hakkında sözüm var dır. Cinci Hoca böyle bir ihaneti Padişaha haber vermek suretile bir kat daha göze girebileceğini, birçok ihsanlara daha kavuşacağını düşündü. Bir an bile tered düd etmeden: Hele çabuk gelsin! Dedi. Mehmed Kaptan ham softanm önünde yerlere kadar eğilerek etek öptü. Sonra etrafına bakmdı; başbaşa kalmak istediğini söyledi. Cinci Hoca divandakileri savdı; ziyaretçiye yer gösterdi. Burun buruna ko nuştular. Kaptan anlattıkça hocanın gözleri büyüyordu; kara sakahnı beyaz ve küçük ellerile sıvazlıyarak ikide bir başını sallıyordu. Mehmed Kaptanın sözleri bitince: Berhordar olasın, oğul! Elbet bunlar ankarib saadetlu Padişahımıza arzedilir ve muradın dahı yapılır! Dedi. Hımaroğlu oradan omuzları biraz daha yükselmiş ve genişlemiş olarak çık' yordu. Çünkü artık kendisini Tersane Kethüdası olarak kabul ediyordu. Cinci Hoca istedikten sonra kim engel olabi lirdi! Bu efsuncu softa, dilediğine, Tersane Kethüdalığı şöyle dursun, vezirlik bile alırdı. * * * Cinci Hoca vaziyeti hemen o gün Padişaha açtı. Sonra da akıl verdi: Vakit kaybetmeden Piyale Paşayî buraya çağırtmalı; bir taraftan da a damlar salarak konağım aratmalı. Elbet altın sahanlar ve altın gülleler orada buiunur. Hiyanetine bundan daha başka şahid mi aranıhr! Billâh idamı lâzım gelir! Sultan îbrahim zaten bu gibi işlere çok kızardı; hemen Bostancıbaşıya emirler verdi. Piyale Paşayı apartopar getirdiler, Padişahm karşısına çıkardılar. Bir taraftan da evini bastırarak ortalığı altüst etmeye, her tarafı aramağa başladılar. Padişah Kaptan Paşanın üzerine yürüdü: Bre kâfir! Bre nankör herif! Trablusgarb Dayısı Mehmed Paşanın gön derdiği altm sofra takımı bir tane miydi? Piyale Paşa şaşırdı. Bütün vücudünü buzdan bir mil dolaşır gibi oldu; fakat kendisini toparladı: Padişahım, hediyelerin cümlesi takdim edilmiştir. Yalan söylersin! Altın sofra ta kımlarından birini ve altın gülleyi kendine alıkoyduğun bilinmez mi sanırsm! Hele dur, şimdi anlaşıhr!... Piyale Paşanın konağını aramak için gidenler geldiler. Beraberlerinde gülle lerden başka altm sofra takımmı da getirdiler; Padişahm sahanların kenarlarına işlenmiş olan ismini gösterdiler. Padişah onları Kaptan Paşaya gösterdi: Ya bunlar nedir? Diye gürledi. Piyale Paşa sararmıştı; artık dizleri nin üstünde güçlükle durabiliyor ve cevab veremiyordu. Sultan İbrahim oradakilere bağırdı: Daha ne durursuz? Koman! Bo ğun! Piyale Paşanın üstüne saldırdılar; boynuna yağlı kemendi geçirdiler, bir iki dakika içinde boğdular, sürükliye sürükliye dışarı götürdüler. Piyalenin yerine Bekir Paşa geçirildi. Bekir Paşa Tersane Kethüdahğıni Hımaroğlu Mehmed Kaptana vermedi. Naima, bu vak'adan bahsederken «Hımaroğlu eseklik idüb....» diye yazar. numaralı ev cereyan alabilmektedir; fakat az ilerideki 2 numaralısı lâmba ile aydınlanıyor Benî, geçen gün işimin başından ayı İste dedi bir mahalle ki, yansı bunrarak Anadolu yakasmdaki Maltepeye dan en az elli sene evvelki devri yaşıyor. kadar götürdüler. Ne zamandanberi uğ Diğer yarısı da, Yirminci asrın en büyük ramamıştım. Bu sefer, nedense pek ho nimetinden doyasıya isiifade ediyor! şuma gitti. Biraz dağmık.. Fakat bu haVe pancurlan, biıbirine bakan şu iki lile gözlere daha cazibeli görünüyor. Şöy evi, gördünüz değıl mi? Bunların birinde le beş on gün gelip kafa dinlemek için ne petrol lâmbası yanar, ötekinde elektrik müsaid yer, burası! Herşeyden evvel ha ampulü.... vası güzel ve suyu bol... Su ile havayı, Demiryolunun ikiye ayırdığı bu evleri, ben, güzel insanm, eski klâsik tarifinde sanki mukadderat da, birbirinden ayır ki kaş ile göze benzetirim. İkisinde de mıstır. Elektrik dıreği, burnunun dibine geri kalanı sözden ibarettir. kadar geldiği halde, meselâ şu yeşil panMaltepeli ahbablar, yorgunluk almağa curlu köşk sahibi o direkten bir tel ayırbile vakit bırakmadan, bize köylerinin tıp odalarınm içini aydmlatabilmek hak«şayanı temaşa» mahallerini göstertrek kından mahrumdur. Akşam karanlığı orarzusuna kapıldılar: talığa çökünce; hal, büsbütün fecaat kesbeder. Elektriksiz evlerde, çolukçocuk, is Evvelâ kazinomuza gidelim! Ve önümüze düşerek, minimini dalga li bir lâmba şişesinin etrafına toplanarak, ların nefes nefese üzerine atıldıkları yeni rasgele demiryolunun öteki yakasında rıhtımın hemen yanında kuş kafesine ben bulunmak talihine mazhar olan karş evin, nurlar içinde pırıl pırıl yandığını, ziyen bir binaya bizi soktular: içleri yana yana seyrederler. İşte kazinomuz..» Bu arada, komşu çatlatanlar, «bac Sordum: benim cicilerime!» diyen çocuklar gibi Neden sizin kazinonuz oluyor? Maltepe Beiediyesi yaptırdı da on ampul düğmelerini çal açıp çat kapayandan... Bu çorbada hepimizin birer parça lar o!ur. Elektriksiz evlerde oturanîarda tabiî surat bir karıştır! tuzumuz bulunuyor demektir. Derken, alay eder gibi, seyyar gazcı, Sonra, şu izahati verdiler: kapının önünden, eşeğini, dürte dürte ge Kazino tam altı bin liraya mal oldu ama, köyümüzün de epeyce yüzünü çer: Hani ya... Ga....zciiiü... güldürdü. İstanbuldan misafirlerimiz gelSiz olun da elinizde ise sinirlenmeyin, diği zaman, nereye götürelim diye artık bakalım...düşünmüyoruz. Peki ama, diye sordum, bu mahal Demek bu küçük köyün bir de belelerin ikisi de Maltepede değil mi? iediyesi var? Hem de ne çahşkan bir belediye'.. Elektrik idaresi, yolun bu tarafına da beş Önümüzdeki sene, Maltepe, asrî bir mez on direk dikse olmaz mı? Olmasına olur elbette.. Fakat, işi baha ile bir soğukhava deposuna sahib daha bidayetinde yanlış tutmuşlar. Malolacak. Tabiî bunları da belediye yaptıtepelilerin bir kısmı, eski Belediye reisi rıyor. zamanmda yapılan bir ihmalin günahını Varidatı epeyce mi bari? çekiyorlar! Topu topu on dört bin lira... EünElektrik şirketi, bu civarda ilk tesisatı de para olsa, çok işler görecek ama... yaptırırken, hükumetle akdettiği muka Maltepelilerden biri bu arada: Bizim en mühım derdlerimizden bi velenın bir maddesine istınaden, tes:satın ikmalinden itibaren on beş gün zarfmda, ri de sudur! demesin mi?.. nerelere nekadar direk dikmek lâz:m ge Ama, yaptınız ha.. Eğer siz de suleceğinin takdirini Belediyeye bırakmıstı. suzluktan şikâyet ederseniz.. Hayır.. dediler, şikâyetimiz susuz Belediye, hiç o taraftan gelmedi. Şirket de, verdiği on beş günlük mühlet bitince Iuktan değil, sudan.. tasını tarağını toplayıp çekildi. Bu koca Ve ilâve ettiler: saha dahilindeki evler de, bu suretle Sizden rica ederiz. Bunu sudan bir elektriksiz kaldılar. şikâyet olarak dinlemeyiniz! Mühlet bitmeden itiraz edilseydi, şirVerdikleri izahata göre, Maltepe çeş ket buralara da, ihtiyac nispetinde direk melerinden akan su, halis Kayışdağı su dikip hat çekmeğe mecbur olacaktı!» yu imiş. Fakat bu su, Evkafa aid olduğu O sırada mütekaid bir zabit olduğunu için, Belediye karışamıyormuş; Evkaf, sonradan öğrendiğimiz bir zat, yanımıza kulağımn üstüne yatmış, aldırmıyormuş; ;eldi. Meğer, o da, sabık Elektrik şirkehalk da, o canım Kayışdağı suyunu, böy tinin bu azizliğine kurban olanlardan biri le bulanık bulanık içiyormuş! imiş. Derdini bize şöyle anlattı: Çaresi nedir? Küçükyalı caddesinin deniz tara Ya Evkaf müsaade etsin, memba fmdaki kısımda benim de bir evim var. ını biz temizletelim.. Yahud, bu işi, ken Elektrik tesisatı yaptırmak istedim. Hep disi yapsın! Belediye ile Evkafın arasi bir araya toplanıp müşterek bir müracaat vaktile bu su yüzünden epeyce açıldı. İş, yapar, 915 lirayı da veznemize yatırırsadavaya kadar bindi. Fakat, Evkaf, mah nız, sizi elektriğe kavuştururuz! dediler. kemeden kendi lehine karar almağa rr.u Komşularıma başvurdum. Hiçbiri, bu pavaffak olunca, Belediye de ister istemez radan hisselerine düşeni def'aten verecek işin arkasını bıraktı... vaziyette değildi. İster istemez, parayi Maltepe Beiediyesi, Kayışdağı suyu ben ödedim. Şimdi, onlardan üçer, beşer nun mülkiyeti mutlaka kendi eline veril tahsil etmeğe çahşıyorum. Elektrikli evde sin demiyor. İstediği, sadece, suyun mem oturuyoruz ama, (Edison) un ihtiraı bibaında sıhhî kaidelerin icablarma uygun ze hayli tuzluya mal oldu. tesisat yapılmasından ibarettir!» Elimizle vejdiğimiz parayi, şimdi kaBiraz sonra, kazinodan çıkarken; Mal pı kapı dolaşarak geri almağa çalışıyo tepeli ahpablardan biri: ruz.» Asıl büyük sürprizimizi sona sakMaltepenin daha bir kısım mahalleleladık! dedi. rinde de aşağı yukarı vaziyet ayni idi. Nasıl sürpriz?.. Evlerin kiminde ışık var, kiminde yok. Birazdan görürsünüz... Maltepe, bu yüzden geceleri, biri apayîçine kurulduğumuz hususî otomobil, dınlık, öteki kapkaranlık iki ayrı dünya bizi köy icinde gelisigüzel bir müddet do haline geliyor. lastırdı. Birkaç mahalleye girip çıktık. Biri yer, biri bakar kıyamet ondan koNihayet demiryoluna bakan tozlu bir yo par derler. Elektriğin bile eskimis bir kelun üzerinde otomobilimiz durdu. şif sayıldığı devirde, bir İstanbul köyüBana hazırladıklar» sürprızi merakla nün yarısı, neden hâlâ petrol lâmbasma bekliyordum; Maltepeli arkadaşlarddn esir olup kalsın? biri: , Salâhaddİn GÜNGÖR Asfalt yollar i 14 Temmuzun yıldönümü KADİRCAN KAFLI Fransada 14 temmuz bayramı bu sene fevkalâde tezahüratla kutlulanıyor. Bu bavrama bütün Fransız İmparatorluğundan mümessıller iştirak etmektedir. Yukarıda, üstte: Paristeki geçid. resmine giren yabancı alaylardan bir kısmı ve altta: Sark! Fransız Afrikası mümessilleri Fransa Müstemlekât Nazırile bir arada görünüyor. Yeni müşavir îstanbul mıntaka Ticaret müdürlüğü müşavirliğine tayin edilen Stokholm Ticaret mümessilimiz Hayreddin Şükrü şehrimize gelmiş, vazifesine ba§lamıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: