2 Mayıs 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

2 Mayıs 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İL 4 —Küçük Hikâye— Leylânın bir kabahati vardı: İ- natçı idi. Mektepte derslerine çalışırdı. Zeki ve anlayışlı idi. Fakat, bu inatçılığı yüzünden ona mektepte Kocaları, evde anası ve babası az mı çıkışırlar, az mı tekdir. eder- lerdi? Leylâ tesadüfen peynire tebeşir dedyise, onun peynir olduğunu anladıktan sonra da tebeşir oldu- ğunu iddia eder dururdu. Bir gün sınıflarile hocalarınm nezareti altında Mecidiye köyüne gezmeğe gitmişlerdi. Leylâ, kendisini seven iki ar - kadaşıyle Mecidiye köyünün bi - raz ilerisinde oyun oynuyordu. A- Yaçlık bir yerde konaklamışlardı. Bütün çocuklar oyun oynıyarak vakit geçiriyorlardı. Sınıf mualli - mi Bay Necati babacan bir adam- dr, Bastıkları yerde açılmış ren - gârenk kır çiçeklerini toplıyarak Kepsi hakkında ayrı ayrı izahat verirken, Leylâ iki arkadaşiyle be- raber, konakladıkları yerden e - peyce açılmışlardı. Leylâ, kestirme olsun diye, e - peyce derin bir hendekten atlayıp Karşıyakaya geçmek istiyordu. Arkadaşları bu yarıktan bir can - Bazıri bile güçlükle atlıyabileceği- | ni söylediler ve kendisini takip et- | mekten çekindiler: | — Biz döneriz.. Canımızı so - kakta bulmadık! Dediler. Leylânın — herzamaki damarı tutmuştu. Artık onu bu teh” Kikeden hiç kimse geri çeviremez - di. Leylâ: — Bakın, dedi, şimdi bir atla - yışta karşıya geçeceğim — ve siz korkaklığmızla kalacaksınız! Leylâ bir kaç adım geriye çe - kildikten sonra, hızla koştu.. A - dımları kısa geldi.. Uçuruma yu - | varlandı. Arkadaşları haykırma - ğa başlamışlardı. İ Leylâ, kimbilir ne için kazılmış olan bu uçurumun içine kakılmış olan kazıklardan birine - takılıp | kalmıştı. | — Aman.. Can kurtaran yok mu? diyerek avazı çıktığı kadar bağırıyordu. | Eğer muallim vaktinde yetişme- miş olsaydı, Leylâ kasap dükkâ - nında çengelle asılmış koyun gibi, kazıkta boğulup kalacaktı! Maide Ramiz Bugünkü Bulmacamız Doğru yapanlardan Birinciye: Şık bir fotoğraf makinesi Ikinciye: Güzel bir yazı takımı Ve ayrıca 200 okuyucu - muza da muhtelif hediyeler veriyoruz rüyorsunuz! Bu Bilmece müddeli 15 gündür Yukardaki kilişenin içinde bir çok numaralar gö- kadar —düz çizgilerle— biribirine bağlayınız. sonra ihtiyar bir adamla karşılaşacaksınız? Bu adamı | da Londrada ölmüştür. | sında: numaraları, birden başlıyarak sonuna Biraz boyalı kalemle boyayıp bize gönderiniz. Meşhur musikişinaslar: Weber 1786 — 1826 ü Veber, meşhur Alman musikişi- naslarından biridir. Almanyanın Eutin kasabasında 1786 tarihinde doğmuş ve — 1826 Bir çok meşhur parçaları ara Preciosa, (Le Franc archer) Freischütz, d'Oberan |İnvitation a la valse, d'Euruyanthe Concert- Stuch, Mouvement perpetuel gibi bir çok operalar bestelemiştir. Weber, muasırları arasında ro - mantik mektebinin en muktedir ve yaratıcı üstatlarından biri olarak| la:nmıştı. Weber Almanyada binlerce ta - lebe yetiştirmiş ve musiki nazari - yatında tekâmül göstermiştir. (L'invitation a la valse) 1 We berin en ziyade duyarak ve yoru - larak vücude getirdiği en güzel e - serlerden biridir. Yürekler acısı! İhtiyar bir Macar çiftçisinin olan bu at, bu gördüğünüz yavru köpeğin anasıyle beraber bir ahırda yaşarlar- di. Ana köpek öldü. Şimdi atın, öksüz kalan şu yavruya gösterdiği — şefkatle bakın. Çocukların dertleri; Mektep gezintileri Mevsim münasebetiyle bir çok|- mektepler sınıf halinde hır gezin- tileri yapmaktadırlar. Dün bir mektep talebesi bize şu kısa mek- tubu göndermiştir : *“Kardeşim ilk mektebin üçün- cü sınıfındadır. Ben de beşincide- yim. Geçen gün bir kır gezintisin-| de kardeşim yorgun olarak kırda| su içmiş. Şimdi hasta olarak yatı-| yor. Ve ben bunun için babamdan iki defa dayak yedim. Babam: (Kardeşine mektepte neden bak. madın?) diyerek beni daima tek- dir etmektedir. Benim bu işte ne kabahatim var? Bunlarla — sınıf muallimlerinin meşgul olması lâ- zım gelmez mi?7,, . » HABER Gocuk sayfası Bilmece kuponu Farelerin —İngilizceden— O gece Londranın büyük cad -| delerinde büyük bir düğün vardı. | Fakat, bu düğünün davetlileri yerW altında dolaşıyordu ve düğün evi nin kapısı Sidney bakkaliye mağa- zasının arka duvarındaki küçücük bir delikten ibaretti. Fareler bu düğünü yapmak için epeyce zaman beklemişlerdi. Yıl başında mağazanım hesabatına ba-| kılıyordu. Bilânço yapılırken, ma - ğazayı üç gün kapamışlardı. | İşte bu üç gün, farelerin çoktan beri birleşmek için — bekledikleri günlerdi. Gelin ve damat Çinli kıyafetine girerek salonda göründükleri za - man o semtin mağazalarında yaşı- yan bütün kibar fareler bu mes'ut PALLERC .. düğünü! çiftin peşinden gelmişlerdi. Siz farelerin böyle büyük bir teşrifatla evlendiklerine inanmak istemiyorsunuz, değil mi? Halbuki ben onları gözümle gördüm, Mağazamız üç gün kapalı ka - lacak diye sevinmiştim. Evvelâ kendimi size tanıtayım: Ben bü « yük Sidney bakkaliye mağazası - nın gece bekçisiyim. Patronum bana da iki gün evime gitmek için müsaade vermişti. Fakat üçüncü geceyi gene mağazada - geçirmek üzere akşamdan gelmiştim. Benim iki gecelik yokluğumdan istifade ederek düğünlerini yapan ve misa- firlere mağazadaki üzüm, incir, fındık, şamfıstığı gibi kuru yemiş- lerle peynirlerin envamı ikram et- tikten sonra, üçüncü gece de son bir veda müsameresi tertip etmiş- lerdi. Mağazanın orta salonunda irili ufaklı yüzlerce farenin birbirlerile dolanmış dansettiklerini hayret - le görüyordum. Gözü açık mahlük. ) lar danslan © kadar çok sersemle- mişlerdi ki, benim tavan arasmda aşağıya mantarlı silâh attığımı bi- le duymuyorlardı. Bunları dağıt- mak için üzerlerine — sıcak su at - maktan başka bir çare bulamamış- tım. İşte ozaman çok gülünç bir manzaraya şahit oldum: İki fare, oldukça hoşlanmış olacak ki, yere serilmişti.. Bütün misafirl fi. na toplandılar ve tEhİNKEYİ görün- ce, hastaları kucaklayıp kaçtılar. Bunların arasında gördüğüm biri- birine yardım gayreti bana büyük bir ders olmuştu. O güne kadar felâketzedeleri ve hastaları görünce omuz silkip geçerdim. Farelerin düğününden sonra, çok duygulu ve merhametli bir adam olduğumu itiraf ederim. Kemal Tunçel — Ağzımı aç... Ciğerlerine temiz hava dolsun! — Ne olacak?.. — Sonunda alacağın havayı, simdiden almış olursun! 2 — 5 — 935 n:ııı konuşmalar: İzmirde Cemal Nihat — Şikâ müdürüne şifahen anlatmanızın İyetiniz çok şahsidir.Vilâyet Maarifl daha faydalı olacağını umuyoruz. . <Z

Bu sayıdan diğer sayfalar: