18 Mayıs 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14

18 Mayıs 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KaraMaske -<5ZE HABER AD E ÖUĞGUNUZLU LÖ | GÖYLÜYORDUNU Z. BUNUN (iÇİN BŞEKMÜR BDERİM Polis hafiyesi ( X: 9 )un manı bir sinema seyreder bi takir harikulâde maceralari : No. 27 |rscetsiniz. HAKKINIZ VAR MARLO. iŞ$TE Sizi BuL . BU DEKSTER.. S- M G SK DÜ Zi DEMI YUT.RESUNUZ TULAR? GİBi ... AYNAYI ÂT Ö GKT TUNUZ . ŞİMDI KİLİDİN LNİ GÖREDİLİ YoORUM ÇEB SAATIN/ SÖKEREK BA. NA ZEMBE REĞİNİ !' # | " Bi | k - Di hvea iÇİN BOBİNİ ... A hülâsası Polis hafiyesi X: 9 Şikagol Karamaske isminde — bir hayd çetesiyle çarpışmaktadır. Bu çef Marlo isminde zengin bir ada bir hile ile kaçnmışlar — ve Ski çiftliğinde kayaların içindeki H mağaraya hapsetmişlerdir. X işe evvelâ telsiz istasyonundan b lamak kararını veriyor. Fakat pusuya düşüyor. BABAN- î_ıı.%hğızzi »| İ ARABIN i — Susunuz! Bluva esrarını karış- | tırmayınız! Ben gülüyorum, siz beni | ağlatacaksınız! Cevabını verdi, Eline bür altın verdim. Gözleri parladı: — Ben de başka altınlar da vâar,| şimdi zenginim.. Güzel ve cömert ma- dam bana bir kese altm verdi, dedi.. Ben de geri döndüm. Bentris bir kaç saniyedenberi söy- lenenleri dinlemiyordu. Gözlerini bir noktaya dikerek dü- şünüyordu. Bu delikanlının evi Arşer Frank sokağının başında değil mi?.. Ragastan hayret etti. — Evet! O sokakta ikinci veya Ü- çüncü ev.. Fakat bunu nereden - bili- yorsun? — Biliyorum. Keşfediyorum, Rüya gördüğümü sanıyorum. Eğer bu ümit de boşa çıkarsa kederimden öleceğim. Dinle.. Geçen sabah seninle beraber gelmeme müsaade etmiştin. Sen ma- halleyi ararken ben İspada Kapya ile | arabada kalmıştım. O sırada atlı bir | delikanlı geçti. Kendisini gördüm. Fa- kat İspada Kapya ile bir kaç kelime konuştu. Sesi kalbimde tuhaf bir | duygu uyandırdı. Penecereye yaklaş- tığım zaman o uzaklaşıyordu. Gülme sevgilim., Ben bu sesi eskiden de işit: tim, Tuhaf bir tesadüf.. Annelik kal- bimde derin bir şefkat hissi uyandı- ran delikanlı Frank Arşer sikağından çıkıyordu.. Ah bana o kadar — yakın geçti de çağırıp kucağımda — sıkama- dım... Bu delikanlı çünkü oydu KEeVgi- Tlm t Ragastan yaşlı gözleriyle karısına bakıyordu: — Belki! diye mırıldandı.. Sonra dalgın bir tavırla devam et- H — Yarım gene gideceğim ve ne ©- 138 . — RAGASTANIN OGLU — lursa olsun Manfredin kim olduğunu öğreneceğim. Bentris hazin hir sesle: — Yarın mı? dedi, — Evet! Şimdi Kralın — davetinde hazır bulunmaklığım lâzım. - Biliyor- sun ya, bu da bizim çocuğumuz için! — Git. Fakat İspada Kapyayı bana brrakabiliyor musun?.. Belki lâzım 0- lar.. Ragastan odadan çıktı.. Beatris o- nu bakışlarıyle takip etti. — Ah! Onu ben bulmuş olsam! di- ye mırıldandı. Büyük bir ümit rahunu okşuyordu. Ispada Kapyayı çağırdı. —Sİ— MANFRED'İ KİM ÇAĞIRMIŞTI Düşes Detamp, Marjantinin evin- den dönerek Luvr sarayımna girince doğruca Düşes dö Fontenblö'nün da- iresine gitti. Bu dairenin iki kapısı vardı. Bir taraftan, Matmazel Kruvaziy'in Tri- buleyi getirdiği intizar odası vasıta- siyle giriliyor, öbür taraftansa küçük Düşesin nedimelerinin, Madam dö Sen Alban'ın gözü önünde gece tuva- letini bitirdikten ve yatağını ııttıktan sonra çekildikleri gerideki bir oda va- sıtasiyle çıkılıyordu. Işte Düşes Detamp bu odaya gir- mişti, Ocağın üstünde bir 1şık yanıyor, * ağır ağır yanan ateşin kargsısında ge- niş bir koltuğa gömülü bulunan Ma- dam Sen Alban uyukluyordu. Düşes onun koluna dokundu. Ihtiyar kadın ayağa kalkarak onu hürmetle selâmladı. — Ne var ne vyok Sen Alban? — Soytarı dün gece geldi! — Mümkün mü?. — RAGASTANIN OĞLU - 139 — Evet! Her şeyi gördüm. Her sö- zü işittim. Düşes oturarak: — Bunu bana anlatınız! dedi. — Soytarıyı getiren Matmazel Kru- vaziy'dir. — Bir hâin daha! Madam Sen Albanın dudaklarında zehirli bir gülümseme belirdi. Matma- mazel Kruvaziy genç ve güzeldi. İşte bu ihtiyar kadının nefret ve düşman- lığını kazanmağa kâfi iki sebep! — Soytarı içeriye girdi. Küçük Dü- şes babacığım! diye onun boynuna x- ftıldı. Konuştular, Luvrdan hiç hoş- Tanmadığını ve gitmek istediğini söy- ledi, Her ikisi de pek çok ağladılar. Düşes Detamp hayrette kalmıştı : — Demek doğru ha! O Tribulenin kızı öyle mi? Soytarının elinden tu- tarak bütün saray halkının önünde: İsşte benim babam! dediği zaman ya- lan söylemiyormuş!. Deli değilmiş! — Bunun doğru olduğuna İnanımız! — E.. Sonra?. — Soytarı bu akşam, gece yarısı gelecek ve kaçacaklar!., —Bu gece mi? Hay ihtiyar ahmak! Bunu bana gündüzün neden haber vermedin? İhtiyar « Özüne fena halde içerli- yen Sen Alban; — Size gizlice malümat vermek için hiç bir fırsat bulamadım! dedi. — Susunuz! Ah., Tamam. Siz bura- da değildiniz! İhtiyar kadın yüzünü kızartmağa çalıştı : y — Madam la Düşes ne demek iste. diğini anlıyamıyorum, — Sevgili Ale 18 Mahü'nüzü nereye sakladınız! — Madamt!.. — Kızaracak ne var ayol? Görüyor- sunuz ya, İşim pek acele.. Bu anda bir odanın kapısı açılarak bir Subay Düşese doğru ilerledi. Ve büyük bir hürmetle eğildi: — İşte! Madam la Düşesin emirle- tini yerine getirmek üzere hazırım ! Bu Ale lö Mahü idi. Ale 1ö Mahü Kralın muhafız aske- rindeu küçük rütbeli bir Subaydı. Fa- kirdi. Ve askere yazıldığı otuz sene- denberi zengin olmak için bir fırsat bekliyordu. Korkusuz, merhametsiz, her işe gelir bir gaddardı. Bir serse- riden farksızdı. Kumarbazlığı son dereceye vardırmış olup maaşını aldı- ğt gün hepsini götürüp kumara verir- di. İhtiyar, huysuz, kavgacı, kimse ta- rafından sevilmediği için meyus olan Madam Sen Alban oldukça çok - bir paraya karşılık kendisini ona sevdir- meğe çalışıyordu. Ale lö Mahü bu gece de metresin- den elli pistol (550 frank) istemeğe gelmişti. Madam Sen Alban bu parayı biraz fazlaca görmüş aralarındaki çe- kişme Düşes Detamp gelene kadar devam etmişti. Düşes gelince Subay kendini güç halle bir odaya atmış ve ihtiyar kadın da bir koltuğa çökmüş- tü. Ale 1ö Mahü, Düşes Detamp ile metresinin konuştuklarını bilhassa Düşesin son sözlerini duyunca kendi kendisine: — Galiba bizim elli Pistol çıktı. di- yerek bulunduğu odanın kupısını açıp Düşese doğru ilerlemişti. c Düşesin ilk sözü: e — Mösyö Ale lö Mahü, yüz pistol kazanmak ister misiniz? olmuştu. Mahü, ihtiyar metresine hakaretli bir bakış fırlatarak hemen diz çöktü. Bundan daha iyi bir cevap olamaz- dı. K — Pek âlâ Mösyö! Hazır olunuz, bu yüz bistolü yarın gelip benden alacak- sınız! |htimal ki daha fazla da kaza- nabilirsiniz!

Bu sayıdan diğer sayfalar: