19 Haziran 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

19 Haziran 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

19 HAmAN — 1985 Ailelere ve Talebelere ilân Talil zamanları devamınca 20 eylüle kadar 10 Türk lHirasile 10 Her li g , Ku kalar BERLİTZ' te açılmıştır. Hususi derslere bu müddet için mübim teuzilât Kayda başlanmıştır. Istanbul 373, Istiklâl caddesi, Ankara Konya caddesi inhisarlar U.M lüğünden: Bazı kimselerin bandrollu içki şişelerini boşaltarak içlerine su doldurduktan sonra tekrar piyasaya sürdükleri zaman, zaman görül- mektedir. İnhisarlar idaresi bu hil enin önüne geçecek bütün idari ve teknik tedbirleri almış olmakla be raber müstehliklerin de tatbik edi- len usul ve şekilleri bilerek uyanık bulunmalarını temin için bu yol - da mevzu takyidat aşağıda izah olunmuştur. Şişelerde bu eşkâle ay- kırı vaziyetler görüldüğü takdirde keyfiyetin en yakın inhisar idare- tine bildirilmesi rica olunur. 1 — İçki şişelerinin karnına matbu etiket, şişenin — yukarı kıs - mındaki boğazına boğazlık, yapıştırılmakta ve şişenin ağzına mum ve bandrol konularak damğa basılmaktadır. 2 — Etiketlere, ıiçkinin nev'i, miktar, fabrika mamulâtı olduğu yazılmaktadır. derece , fiatı ve hangi landıktan sonra renkli mühür mumuna batırılıp üzerine bandrol ge - çirilerek fabrikanın mühürile damgalanmakta ve bandrolların iki ucu tişeye yapıştırılmakla beraber boğazlık bantları da uçların üst kısmı- a ilsak edilmektedir. 4 — Bandrollar için, gayet ince ve su ile temasa gayri — müsait vasıftaki kâğıtlar kullanılmakta olup üzerlerinde inhisar idaresinin Monogramı, içkinin ismi ve matbu seri harflerile müteselsil numa - talar vardır. Etikette yazılı içkinin miktarı ve şişeye — yapıştırıldığı tarihte ayrıca lâstik damga ile bandrollarda gösterilmektedir. (2768) HABER — Akşam Postası “Gençlik Tılsımı, SEKSÜLİN Eger iktidarsızlıktan şikâyetci iseniz, eger birçok ilaçlar alıpta hiç birinden fayda görmedinizse size son bir TECRÜBE tavsiye edeceğiz. —- SEKSÜLİN kullanınız ÜĞ el DT Bu şaya Kanı, Sinirleri, Beymı ihya KUTUSU 200 KŞ BEŞİR KEMAL - MAHMUT CEVAT ECZANESİ SİRKECİ Ba)ıwAuNA Kat'iyyen zarar — vermeden teri | Zevcinin aşkını n muhafaza için mücadele edıyor! Meşhur bir sinema yıldızı; “hiç bir erkeği muhafaza için mücadeleye gi- rişmek zahmeti değmez,, diyor. Hat- buki, bir çok kadınlar bu fikirde de- gildirler. Onlar, zevelerinin başka ka- dımlar üzerindeki dikkat nazarlarını kemali haşyetle takip ederler. Fakat bunlar aynaya bakarak biraz da ken- di kabahatleri olduğunu — biliyorlar mr?. Bir erkeğin, beyaz ve yumuşak bir cildi, taze ve genç bir teni takdir nazarlariyle seyretmesi pek - tablidir. Bir kadın, yüzünün buruştuğunu, gü- zelliğinin solduğunu görünce, evvelâ zevcinin nazarı dikkatini celbedecek bir genç kız tazeliğini iktisap etmek çaresine tevessül etmelidir. ki, bu, hanli hazırda her kadın için kolay ve mümkündür. Her akşam yatmazdan evvel yalnız penbe rengindeki Toka- lon kremini kullanmız. Siz uyurken ensacrnız Üzerinde ic- rayi tesir ederek yüzün zayıf düşmüş adelelerini küvvetlendirir. Buruşuk- ları giderir ve cildi gençleştirir. Sa- bahleyin yüzünüzde husnle gelen şa- yanı haytet tebeddülü nazarı takdir- le seyrediniz. Gündüz — için beyaz rengindeki (yağsız) Tokalon krtemini kullanınız, Bu krem münbesit mesamatı sık.- laştırır ve bütün siyalı benleri kay- bettirir. Bu gençleşme tedavi tarzı sayesinde zevcinla aşkımı — yeniden kazanmağa muvaffak olmuştur. ( tlet Denirmdarı ve fizaları ee Ümum ilarasi nn | Beher 1000 kilo muhammen bedeli 1429,39 lira olan 18000 kilo külçe kalay 29 Temmuz 1935 pa zartesi günü saat 15,30 da kapalı zarf usulü ile Ankarada idare bina sında satın alımacaktır. Bu işe girmek istiyenlerin 1929 ,68 liralık muvakkat kanunun tayin ettiği vesikaları, ka nunun 4 üncü maddesı mucibince işe girmeğe kanuni manileri bulun madığıma dair beyanname ve tek. liflerini ayni gün saat 14,30 a ka dar komisyon reisliğine vermeleri lâzımdır. Bu işe ait şartnameler 125 ku ruş mukabilinde Ankara ve Hay- darpaşa veznelerinde satılmaktadı r. (3294) İ keser kokuyu izale eder. Elbise ve çoraplarınızı uzun müddet yeni o- larak saklar. aa Diş Tabibi veszz Mehmed Rifat Atay İstanbul Belediyesi karşısına $ SPOR POSTASI Spor Postası pazartesi günleri çıkacak | En yeni haber, en bitaraf yazı ve en güzel resimler Spor ! Postasındadır. î 3 — Müskirat fabrikalarında' içki şişelerinin ağızları — mantar - Asipin Kenan Sizi soğuk algınlığından, nezleden, gripten, baş Yurdun en çok okunan bu spor mecmuasını Pınrteıı gun- leri mutlaka ve diş ağrılarından koruyacak en iyi ilâç budur. c SERSERİLER YATAĞI Yanmda duran Manfredin e- linden tuttu. — Saat on bir buçuk.. Geliniz, şimdi tam vakittir, dedi. Manfred başmı sallıyarak - ce- vap verdi: — Ben burada kalacağım!. — Polis müdürü bütün kuvve- tiyle hücum edecek.. — İşte onun için kiryorum ya! — Hakikaten siz de bu - serse- rilerden misiniz? Ve siz de bir serseri misiniz? Ragastan bu sözün karşılığı- mı helecanla bekledi. Manfred cevap verdi: — Ben serseri değilim, fakat bu zavallıların arasmda büyü- düm. Bunlam bakışlarında ken- Çocukken bunların sert elleri beni okşadı.. Sonra yegâne iftihar duy- duğum kılıç ve hançer kullan- maktaki ustalığımı bunlardan öğ- rendim. Ragastan: — Söyleyiniz!.. dedi. Az kalsın: — Söyle! diye bağıracaktı. — *« Bu adamların hepsi de ta- Hhsiz, zavallı kimselerdir. Beni nasıl sevdilerse ben de onları öyle severim, Bu akşam bana muhtaç- tırlar.. Nasıl ki benim de onlara muhtaç olduğum zamanlar - oldu. Onun için burada kalacağım.. Ve Mâzımgelirse onlarla beraber öle- ceğim. Mösyö, iyi kalpliliğinizden Devam ediniz, size binlerce teşekkür.. Eğer mümkün olsaydı sizi büyük bir sevinçle takip ederdim. Fakat kal- mağa mecburum. — O halde ben de kalryorum. Manfred sevinçle bağırdı: — Sizin gibi eşsiz bir kahra- manın müthiş krlıcı sayesinde mu- hakkak kurtulacağız.. Sonra der. hal Lanteneyi çağırdı , — Kardeşim, sana bir çok ke- reler kendisinden bahsettiğim bü- yük kalpli adam budur, Lantene elini uzatarak Şöval- yeye minnet ve takdir dolu bir ba- kış fırlattı: — Mösyö, siz bir kahramansı- nız.. İşte kardeşimin bugün ha- yatta kalması sizin sayenizdedir — Kardeşiniz mi?.. — Evet, gerçi Manfredle belki de ayni anadan doğmadık, lâkin biribirimizi hep böyle çağrmız. Ragastan bir bakışta, Triko- nun müthiş bir cani olmak üzere anlattığı Lantenenin — nasıl bir kahraman olduğunu anlamıştı. — Ayni anadan doğmadığınızı söylerken, belki de.. Sözünü ilâve ettiniz.. Merakımı haş görerek bu- nun sebebini anlatmaz mısmız? — Bunun sebebi çok — basit: Ne ben ne de Manfred aslımızı, neslimizi bilmiyoruz. Çocukluğu- muza dair bildiğimiz bir şey var- sa oda ikimizin de bir çingene karıst tarafından bu — Serseriler Yatağında büyütülmüş olmamız- dır. Bu esnada kulağına kendisini it- tiham eden mırıltılar çarptı . Reis sordu: — Buna ne dersin? — Nöbetçiler beni ittiham et- mek için satın alımmışlardır de- rim, yahut verdiğim emri — doğru anlıyamamışlar. Birden Manfredin sesi defa olarak gürledi : — Trikoyu polis — müdürile münasebete girmekle ittiham edi- yorum. Reis yeniden: — Cevap ver! ikinci Diye — emret- ti. — Yalan! Eğer bu doğru ise, birinin beni görmüş — olması lö- zımdır. Beni polis müdürü ile gö- ren var mıdır? Birden etrafı titreten bir: — Ben! Sözü — duyuldu. Ve Ragastanım serserileri iterek ur - taya çıktığı görüldü. Triko kendisini görünce bu se- fer bem beyaz kesildi. Başından ayaklarıma kadar bir ürperişin geçtiğini hissetti. Ragastana delice bir bakışla baktı. Sonra yavaş yavaş topladı. Ve cevap verdi: — Fakat ben rum. Reis: — Bu yabaner kimdir? Ara- Yarza nasıl girmiş? Ve bize nasıl karışıyor? Diye sordu. Trika bun-! dan cesaret aldı: kendisini sizi tanmmıyo- SERSERİLER YATAĞI 9 gene soğukkanlılığını — bozmadı.|, — Evet, evet! Aramıza nasıl girebildiğini öğrenmemiz lâzım - dır. Şövalye sakin bir sesle Triko- ya cevap verdi: — Bu çok basittir. Koyduğu zun nöbetçiler kolaylıkla içeriye girmeme müsaade ettiler. Sirden ker kim olursa olsan içeriye gir- melerine müsaade edilmesi emri- ni almışlar. Anlaşılan — beni de kralm adamlarımdan biri sandı - lar. Ragastanın ıiıkıl büyük bir tesir yapmıştı. Serseriler kendile- kaptırmışlardı. Triko — kıvrandı. Bir gayretle ağzından şu sözler döküldü. — Hiç birimizin — tammadığı bu adama itimat etmeyiniz. Bu belki de bir casustur. Muhakkak bir casustur. Yirmi senedenberi sizi tanıyan, ve seven Trikoya inanınız. Ragastan kendisine doğru bir adım attı. Parmağını bir bıçak gibi Trikonun — göğsüne daya- dı: — Sen bana casus dedin. Bu sözünü geri al! Triko gülmek istedi. Fakat mu- vaffak olamadı. Ragastanm göz- leri, gözlerine dikilmiş, ve yüzü hiç bir zaman görmediği bir mâ- na almıştı. Triko kral idi. Serseriler ara- sında büyük bir nüfuzu — vardı. Bu anda Ragastandan çok buv- Forma: 1

Bu sayıdan diğer sayfalar: