19 Haziran 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

19 Haziran 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çalınmış çocuk peşinde, Pğlıis Hafiyesi (X:9)un harikulâde maceraları — ÖRDEN TULDÜK. WASIL OLUJO — S BUKIZLA RSRASS? 5 44 A A ll DLDULERWNA ? PEKİ e #ESABINI SONRA VERE. CEKSİN c ” Ğ a NoT GÖRDÜN MÜ? MA TR,. DERDİNNİZ. YAR TAVUK. BVZE VARS WİÇİN BAŞKASINA YAPDIR ; : Ç ET. Evim YKILOYAK ÜZERE. ) : y ; Z MAT WİPDEİY sfç!qırşı'z/./ı! FnE r;ııvıîn ırrf- f £ I KENOİME TAMİN EDE ş DEĞİL.. RİRSİNİZ İ SERSERİLER YATAĞI vetli idi. Fakat bütün — bunlara rağmen Ragastanın önünde her - kesin hayreti altında — yere diz! çökerek mırıldandı: —— Affedersiniz! Bu tablo serseriler — üzerinde| müthiş bir tesir yapmıştı. Bu esnada Manfred ileri atıla- rak yüksek sesle şu sözleri söyle- di: — Bir gün polis müdürü beni Monfokon ölüler mahzenine ka- patmış, ve kapının önüne de on iki muhafız koymuştu. Maksadı, beni içeride açlıktan öldürmek, bu suretle benden — kurtulmak - t Bütün bildiğim lisanlarla mer- hamet kelimelerini dizdim. Beni bu şekilde öldürmemesi için po- lis müdürüne — yaptığım — bütün yalvarmaların hiç biri fayda ver- medi, SERSERİLER ARASINDA BİR KÜFÜR FIRTINASI KOPTU — Onu bir elime geçizsem işkembesini yiyeceğim. — Ben de kafatasını kâse gibi kullanacağım. — Bense kendisini hafif bir ateşte kızartmayı tercih ede- rim. Bundan sonra Manfrel'in sözü gene ortalığa hâkim oldu — İşte bu esnada gördüğünüz şövalye beni daha evvelce hiç bir yerde görüp tanımadığı lııılcle1 bükülmez kılıcile tek başına 12 nöbetçiyi kaçırdı. Ve beni diri | diri girdiğim mezardan çıkardı. Ve bana “Artık serbestsin!,, de- di. Bu sözler serseriler — üzerinde büyük bir tesir yaptı. Hepsi Ra- gastana hayret ve takdir — dolu gözlerle bakıyorlardı. Bu esnada mahkeme reisi ayağa kalktı: — Aramızda bu kadar büyük bir adamın bulunmasından dola- yı fevkalâde mesuduz. Zaten ne kadar cesur, ve iyi yürekli oldu- ğunuz yüzünüzden belli oluyor. Ragastan Trikoya döndü: — Haydi, — itiraf et! Emrini verdi. Triko inledi: — İtiraf etmek, ölmek demek- tir. Beni kürtarınız monsenyör bana »merhamet ediniz! Ragastan bedbahtı kurtarmak için mahkeme reisine doğru dön- dü. Fakat — Argo Kralınmı sözleri, etrafında bulunan diğer serseriler tarafından da duyulmuştu. — İtiraf etti. Gebertmeli, as- malı! Sözleri birdenbire ortalığı sarstı. Bir kaç saniye içinde Trikoyu yakalayıp götürdüler. Ragastan sefili müdafaa etme- ğe karar vermişti. Triko gerçi alçağın, caninin biriydi. Fakat kendisinden mer- hamet taleb etmişti. Onun için Şö- valye de onun hayatını kurtarma- ğt kendinde bir mecburiyet şek- linde duydu. Lâkin kılıcını çekmek “üzere SERSERİLER YATAĞI uH iken kollarının tutulduğunu his - setti. Manfred: — Biırakınız, cani cezasını gör- sün, Bana mani olmağa uğraş- mak coşan bir seli durdurmağa çalışmak kadar beyhudedir. Ba- kınız, zaten alçak herif kılıç çek- meğe değmez, dedi. Manfred bu sözleri söylerken işitilmemiş derecede korkunç ve iğrenç bir vak'a geçiyordu. On kadar serseri yukarıda söy- lediğimiz gibi Trikoyu yakala- mışlar, darağacına sürüklemişler, tahta iskemlenin üzerine çıkar- mışlardı, Şimdi ise yağlı bir ipin ilmiği- ni boğazına takmağa uğraşıyor- lardı. Talihsiz cani: — Merhamet, bırakınız da ya- ş$ayayım.. diye mırıldandı. Bu sırada yüz kadar fahişe: — Alçak Triko kahramanlara lâyık bir ölümle ölmemelidir! diye bağırarak darağacına — hücum ettiler, Trikonun etrafındaki a- damları itip kakarak dağıttılar. Eski Argo Kralını yakalıyarak Haşarat Yâtağımın en karanlık bir köşesine doğru sürüklediler.. Acba ne oldu?.. Bu, çıplak göğüslü, dağnık saç- , güzel, çirkin karmakarışık fa- hişe sürüsü acaba nasıl bir ada- let gösterdi. Trikonun müthiş çığlıkları ve kadınlarm hiddetli ulumaları işi- tildi. Sonra.,, Bir sessizlik. Bir kaç dakika sonra üstleri başları kan içinde beş altı fahişe- nin parça parça olmuş bir cesedi sürüyüp götürdükleri görüldü. Acaba Argo Kralımı parçala- mış mıydılar?.. Yoksa kollarından bacakların - dan yakalayıp çekerek cellâdın kır lariyle kuduran azgın kısraklar gibi her parçasını başka bir ta- rafta mı bırakmışlardı. Yahut onu lokma lokma mı doğradılar.. Bu, hiç bir zaman belli olmadı. Fakat dev yapılı, korkunç yüz- lü, tek gözü kör bir serseri sakin adımlarla darağacına döndü. Bunun ismi tek göz Noel idi. Darağacının iki adım ötesinde serserilerin bayrağı yere dikilmiş bulunuyordu. Bu bayrak, ucuna kokmuş - bir hayvan, kesilmiş bir at yahut öl- dürülmüş bir köpek leşinin bir parçası takılmış bir mızraktı. Tek göz Noel mızrağı tutup ucundaki hayvan leşini çıkardı. Ve yerine mantosunun altında sakladığı bir şey taktı. Ve bayra- ğt tekrar yerine dikti. Serserilerle fahişelerin kopar- dığı büyük gürültü bu yeni bay- rağı selâmladı. Tek göz Noel mizrağın ucuna Argo Kralı Trikonun kafasını tak mıştı. Ragastan sapsarı kesildi. Bu korkunç şeyler onu üzüyor- du.

Bu sayıdan diğer sayfalar: