10 Temmuz 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13

10 Temmuz 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Akşam Postası 10 TEMMUZ — 1935 —e Tarryeee LN Teşviki Sanayi kanunundan istifade Midehizmi- AĞi yor e- eden müessese sahiplerine : N Yemeklerden sonra İktısat vekâletinden: amapa i Şişginlik üceicüdl nderilmiş olan sual varakaları muci- £ SS aLla l“mîi::d senesi iş cetvellerinin beş nüsha Ekşilik ts hasınm vekâletimize gönderilmek D A PŞ N kadar postaya verilmesi, diğer &_ln kadar mahallin en büyük mülkiye (8762) SİNEKLER; Sıtma, tifo, tifüs Verem gibi hastalıklar ve ölüm getirir. TAHTAKUR'USU; uykunuzu kaçırır. Sizi iğrendirir. HAMAM BOCEKLERİ; yemeklerinizi, erza. halılarınızı, kımnızı, eşyanızı telvis eder. GÜVELER; elbiselerinizi parçalar , bince tertip edilecek 1934 olarak tanzim edilmesi ve hir_ı üzere en geç 31—7—935 tarihine nüshasının ise yine ayni tarihe Memuruna verilmesi lüzumu ilân olunur. a AERR —i f Yüksek Mühendis mektebi arttırma ve eksiltme komisyonundan: Mektep için “2500,, kilo Silivri yoğurdu "ılmıulmr. T.]ım.., fiat “18,, kuruştur. Mecmuunun tutarı olan , 450., Hira ve"bm :., parası “25.75,, liradır. İsteklilerin şartnamesini görmek uı;rı' er gün eksiltmeye girmek için de 17 — 7 — 935 saat 14 de komisyona Müracaatları ilân olunur. (3670) Âr Salsiz L S RL İ K L Iİ FAŞ DS KA | SUDOL AAA YAY Y V Eczanelerde 50 kuruş Kullanılması kutudaki k ağıdda yazılıdır. eait ! l v g0 taksimetroları Cemil Tahir n han T. 41782 Karmcâlar, arılar, pire, bit, kene, Kırkayak, — akreb, örümcek, tırtıllar ve her nevi böcekler, çiçekler, a ğaçlar ve hayvanlar — üzerindeki tekmil — tüfeylâtı FAYDA Kökünden öldürür Leke yapmaz. | İ Markaya dikkat ediniz i | “yyes opisâ d9py A, obya ESESREEEİ LN Petrc.)l Nizam Saçları Besler - Kovvetlendirir - iZoydanı Siyeç Dökülmesini keser uzatır. RETROL NiZAM Tecrübe edilmiş en iyi saç ilâcıdır. FAYDA diğer markaları nazaran iki misli kuvvetli ve yarı yarıya ucuz olup ecnebi yalanlarmna — aldanarak fazla para vermeyiniz. Hasan deposu: İstanbul, Beyoğlu. el İi Kutassu 30, orta BO, büyük 80. beş kiloluk 350 kuruştur. - « | 79007 :9032)3.1 OZ “ON “TEH SejiyAedesiiy epunsea sucejsodius , | j | ! ü . zincir var, Otuz. kadem top - ::;: altında bulunan bir zindan - da bu zincirlerle duvara bağlıdır. O zindanın bir hava deliği I?ile yoktur. Kurtulması yüzde yü.ı im- kânsızdır. Haydi üıi:'ılşıcyınıı.. Nasıl olsa öz oğlunuz dği!. — Tesellinize teşekkür ederim merhametli ıgun.! M Çingene karısı dışarıya çıkmca karanlık ve 1ssrz. sokakta sevin - cinden öyle korkunç bir kahkaha savurdu ki, Monklar bile duymuş olsaydı titrerdi. iİ vez Hizli hızlı yürürken - düşünü - yordu: . — Ne ive, kendisine llba_ vöre mediğimden dolayı bana hiçbir şey söylemeğe hakkı — kalmadı. Ah demin ne kadar korktum. Ya yalvarışlarımı kabul ederek - onu affetmiş olsaydı.. diye mırıldan - dı. Bu düşünce — üzerine donmuş gibi bulunduğu yerde durdu: — Fakat hayır... Onu affede - mez. Tam umduğum gibi merha- metsiz çıktı. Acaba hakikati öğ - renince ne yapacak? — Ağlayınız Mösyö Monklar! di?:.i'hdm: Benim ağladığım gibi, siz de ağ - layınız! Evet şu anda zindanda zincirler içinde inliyen — Linime oğlunuzdur. Asılacak, elinizle a - adlacak.. Ah, ah.. Sizden onun af. fmnı rica ettim. Ayıklmnn;ı ka - pandım. Merhametsizlik göster - diniz.. Pek âlâ... Pek güzel.. — Bakalım öbür gün Trahovar meydanında asılacak — mı? Allah verede Monklar — yalan söyleme - miş olsa! Yalan söylese bile zarar etmez ya.. Yarından itibaren ka » pısının önüne — oturup bir yere kırnıldanmam, Kan' erşiz dü- ğün olur mu. Merak etme Monk - lar, darağacına kadar ben de si - Zinle beraberim. Sabahki vakadan dolayı gürül « tü içinde bulunan Serseriler Yata- ga döndü. Fakat — fahişelerin feryatlarına, Monklara — savrulan küfürlere aldırış — etmeden evine giderek bir parça — yemek yedi. Sonra elbisesile — yatağa uzandı. Senelerdenberi dudaklarında gö « rünmiyen bir gülümseme ile uyku- ya daldı. —19— KONT DÖ MONKLAR Polis müdürü âdeti olduğu gibi, erkenden kalktı. Pek — çalışkan bir adamdı. Ekseriya elemlerini, hayatmdaki boşluğu unutmağa muvaffak oluyordu. uğraşmağa dan gelen raporları okudu. Emir - ler verdi, tezkereler yazdı. Saat dokuza doğru cellât geldi. Cellât, her sabah polis müdürü- nün konağma gelirdi. Bir adamın asılmadığı veya işkence edilme - bire ölmese. Olur a... Intihar da eder. Sonra poliş müdürünün çekece- ği acıyı düşündü. Lântene; isyan, hapishaneden Doleyi kaçırmağa kalkışmak, İz - nas dö Loyolayı vurmak, serseri- ler başında olarak zorla saraya girmek, Haşarat yatağı hücumun- Monkların ve odun yığınının üze - rine saldırmak gibi cinayetler - le Müttehemdi ki bunlardan her - bhangi birinin cezası idamdı. Lântene şöyle üstünkörü bir mu hakemeden sotnra ya ertesi günü yahut birkaç gün sonra asılacak - tı. © da Kont dö Monklara dönerek: — Sen yirmi senedenberi oğ - kunu arıyor ve onun için ağlıyor- dun. Bak, işte oğlun budur! diye- cekti. Polis müdürünün uğrayacağı e- lemleri gözünün önünde canlandı- ran çingene karısının bakışmda bir parlaklık göze çarpıyordu. Büyük bir sevinç içinde idi. ucunda Lüântene - nin sallandığı ipin hayali, polis müdürünün acı ile burkulan yü - zü gözünün önünde o kadar bel - li bir surette canlandı ki çingene d SERSERİLER YATAĞI SERSERİLER YATAĞI v B k t.| - Biraz tereddütten sonra devam cak... Allah vere de sıkımtısından | karısı yüksek sesle — söylenmeğe — Ellerinde ve ayaklarında bi “:"" Ki Karamada VoleR birden ”| başlin — Bak Monklar?!.. İşte oğzlun! Istrrap duyuyorsun değil mi?.. E « vet, ağlıyorsun, fakat benim ka- dar ağlayamıyacaksın! Ayakları » na kapandığım zamanları gaddar ca hareketinle beni stırabımdan çıldırmak derecesine getirdiğin anları hatırla!... Ben de bir vakit- ler bir ipin ucunda — sallanan bir ceset görnmcüştüm, O da benim oğ- lumdu!.. . » « O gece saat dokuzda — çingene karısı Monkların konağma gitti. Kendisi hakkında lâzımgelen e - mirler verilmiş olmalı ki derhal polis müdürünün yanına götürül . dü, Monklar âdeti olmıyan bir yu « muşaklıkla: — Söyle bakalım, benden ne is. tiyorsun? dedi. Çingen karısı kalbinden taşan kin dolu duyguları göstermemek için kendisini tutmağa çalışarak cevap verdi: — Monsenyör, bilmem hatırlar - mısınız? Evvelce gelip sizden bi « risinin affını istemiştim, — Hatmlıyorum. — Asılacak olan o adam benim oğlumdu. — Evet!... — Bilirim Monsenyör, hafr : zanız pek kuvvetlidir Polis müdürü:

Bu sayıdan diğer sayfalar: