17 Eylül 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

17 Eylül 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Rüy Amerikanın Kolgşeyt üniversitesi ruhiyat lâbo- ratuvarı direk- törü felsefe v: fen dok- toru Donal A, Laira bu yazısiyle | tahtelşuuru muzun hiç uyumtyarak mütemadiyen — fikirle yarattığını; rüya gören adamların bu fikirleşi hatırladıkları takdirde uyanık ihen bir tör. 5 lü başaramadıklar, bir çok meseleleri kolayca halledebi. leceklerini maktadır, anlat: ir; çün: Ma SARE nda düşürce atale- te geçmez. Bilâkis cidi düşün mek için en iyi zamanlarımızda; biri uykudur. Başlarımız uyanık | iken ne derece faaliyette ise uyur | ken de o kadar işlektir. Uyku - nun bize akli bir boşluk gibi gö - rünmesine sebep, uyandığımız za man başımızın yastık üstünde ge- girdiği yedi sekiz saat zarfında! düşüncelerimizin ne yap'ığını bi! mememizdir. Halbuki birçok kin seler en iyi düşüncelerin: uyurker edinirler. Profesör Boys gaz 'stihlâkini ölçen makinesini uyurken keşfet- miştir, Bu profesör tam yirmi yıi. dır makineyi düşünüyor, fakat bir türlü tamamlıyamıyordu. Bundan bir iki hafta evvel uykusunda ma kinenin eksik kısımları: tamam lamıs ve sabahleyin uyanır uyan-! maz doğru lâboratuvarma koşa rak işi bitirmiştir. Uykusunda sayıklıyanları ya- hut kalkıp gezenleri bevimiz bi- liriz. Bu da zihnin uyurken işle diğini gösteren delillerdir. Rüyalar iki türlüdür: Yanlı rüya ve düşüncenin sağ'am işle- diğihi gösteren doğru rüya. Yanlış rüyalar fazla üzüntü ve endişelerden ileri gelir. Buradı rüyanın tahayyülü yaratıcı değil dir. Zaten karmakarışık bi: iğ- tişaştır. İşte düşüncenin bu gibi iğtişaşlarının önüne geçmek için pehriz etmek, mideyi Hafif tut mak, geceleri ağır yememek lâ- zımdır. Meşhur Fransız bilgini Hanrı Puvankare riyaziye mazariyele - rinden bir çoğunu rüyalarında ha letmiştir. p Alman kimyageri Kekule de uzyi kimyanm esrarını çözmüş ©- lan benzin işini de gündüz bir ©- tobüste uyuklarken gördüğü rüya AŞAĞIDA: Meşhur bir âlim ruya- sında icat elmiş olduğu bir meselöyi anlatırken “ertesi sabalı uyandığım vekil meseleyi tam bir halde sanki karşımdaki duvara resmedilmiş gibi gördüm, i damın dü- .İraşır veni- munasiyle işler demiştir. da bulamıştur. Uyanık iken halle- dilemiyen bir mese: leyi kendi halin. de “irakmak çok iyidir. Çünkü sağlam ka- fak bir a- şüncesi bu meseleyi birakmaz, boyuna uğ- hayet rüya- da onu hal- leder. Çünkü başimiz uykeda 'ken i bomboş ve durgun gibi görünmek le beraber, işlemektedir. Onun dörtte üçü uykuya dalaı, fakat | geriye kalan dörtte biri ise, yap- mış olduğu düşüncelerin en iyisi ni başarmakla uğraşmaktadır. Orta zekâda bir insanın yapa- <ağı iki şey vardır: Halletmek i- çin bir meseleyi ele alması ve rü | yada ne gibi hal çarelerinin bu -| lunmuş olduğunu hatırlıyabilme - si. Meşhur bestekâr W alfgang | Mozart'ın rüyasında bestelemiş o! | duğu bu kadar çok eser? meyda | na koyabilmesi, hafızası sayesin | dedir. Bu sanatkâr on dört yaşmday-| ken Sikstin kilisesinde Gregerye| nün “Sefalet,, adir ese»ini dinle-| miş, kiliseden çıkar çıkmaz da; Romada olurmakta olduğu otele! koşarak eseri baştan boşa ezbe - rinden yazmıştır. İşte ancak bu ezber kuvveti sayesindedir ki Mo zart geceleri rüyalarında bestele diği eserleri, O ertesi sabah otu-| rup yazabilmiştir. Bestekâr rüyalarını besteledi-' RÜYA NEDİR? alarımızı kendimize faydalı TA şekilde işletelim! İ gün bile on binlerce kişinin kal - akma, GREY GREN — Aksam Postam » Ingiltere İŞ kralı üçüncü Rişard tarihi rüyasında, öldür - müş olduğu adam. ların kendini teh - dit ettiklerini gör - müştür. Bu rüya fay. dalı olan soydan ve kendisine garıyacek bir meseleyi halleden hiçim den değildi; sadece bir kâbustu. ği, müellif de rüyalarını kâğıt üs - tüne tespit ettiği gibi “Somnam- bül , dediğimiz hastalar da rüya. larmı yürümekle tespit etmekte. dir. Asri keman yayını icat et. miş olan Ginseppe Tartini, rüya sında şeytanın kendisine köle ol-| duğunu görmüştü. Bestekâr, kö-! lesine çalması için bir keman ver miş ve şeytan çalmağa başlamış! Tartini'nin sözlerini dinleyin: “ Beni en çok şaşırtan ney» di, biliyor musunuz? Seytan bü- tün kayal ve rüyalarımdan bile ge.! çiremiyeceğim kadar güzelikte| bir Sonatı çalmast...., Tartini uyanır uyanmaz bu - bini heyecanladıran “Seytanm Sonatı,, eserini yazmıştır. Dünyanm, mücit, muharrir. bestekâr, artist gibi yarztıcı bütün! işçileri düşünüldüğünden çok da| ha fazla rüyalarının yaratrcılığı- na bağlıdırlar. Bir kere bu acaip, fakat evren sel kudret, yani rüyada yarala- bilmek kabiliyeti adamakıllı ter-| biye edildikten sonra, artık derir uykuya dalmağa lüzum görmederi e A A Rüyayı tesbit eden makine, kalbin rüyaya karşı olan reaksiyonlarını bir kâğıt üntüne tesbit ettiği gibi bu | rüyanin ne kadar devam ettiğini ve sahibine ne dereceye kadar heyecan verdiğimi de gösterir. Bu makine u - yuyan bir adamın kalbi üstüne kon makta, iğnede uzun kâğıt şeritleri üstüne, çarpınlıları mürekkeple yoz- maktadır, de işletilebilir. Azıcık bir ustalık elde edildikten sonra derin uyku yerine, şöyle azıcık okestirm: de elverir. Yarı uyku, yarı uyanık olar | ballerde zihin bilhassa pratik kıy: mette icatlar için verimlidir. Ak şamları uykuya varmadan ve sa- bahları tamamiyle uyanmadan ev- vel beynin bir kısmmın uya- yık ve bir kısmının uyur bulun. duğunu herkes bilir. Buna doktor! tuk “Hypnogogie,, hal diyor. Bu halde iken çalar saati, ya- hut birisinin bizi çağırnıakta ol - duğunu işitiriz. Lâkin beynimi zin bir kısmı uykuda olduğunda” şittiğimiz seslere karşıkk vere - meyiz. İşte böyle zamanlarda ku - laklarımız uyanık olduğu halde| eml tüneline Meşhur ressam Johann Lüks bu tablosuyla "kd « bus,, dediğimiz — hali çok canlı bir şekilde tasvir et- miştir. Uykudan evvel a « gır yemek yememek stres tiyle ve zihin terbiyesiyle korkulu rüyalardan sakı - nabiliriz. ii SOLDA: Kalp vuruşlarını göste » ren otomatik ma « kinenin grafiki, Sakin bir uyku da kalbin normal vuruşunu gösle - ren A ile rüya es. nasında kalp vuruşunu gösteren B arasındaki far ka bakınız. dillerimiz uykudadır. Ağır bir yemekten sonra dı şarıda güneşte yayılıp oturduğu- muz zaman işte bu yarr uykuda yarı uyanık hale varırız.. İçimiz bir şeyden O sıkılır da zihnimizi başrboş bırakırsak bu yarı uykuda yarı uyanık (o fikirler tıpkı meteor'ların (Gök taşları. nın) boşlukta fırladıkları gibi zik nimizde oynaşırlar. Mozart hiç de Koşlanmadığı bilârdo oyununda bir parti ya - parken, zihnini başıboş bıraka « rak kendini dalgınlığa kaptırmış « tr. İşte bu dalgınlık O esnasında “Sihirli Flüt,, adir operasının meş- hur besteleri zihnine üşüşmüştür. Tomas Edison da icatlarından birini inkişaf ettirirken, arasıra bu dalgınlık halini kullanmıştır . Bir zorlukla karşılaştı mı hemen işi bırakır, iş odasındaki katı ma- saların birinin üstüne boylu bo- yunca uzanır, yarı uyur yarı u- yanık bir duruma dalarak, zih- ninin rüyada bu meseleyi hallet. mesini beklerdi. Dünyanın ilk elektrik istasyo - nunun kurulmasında karşılaştığı bütün zorlukları böyle halletmiş» tir. Yenielektrik O istasyonunun köşesindeki (Prens Jo-j otelinde kendine mükemel bir ziyafet çe- kersk karnını tika basa oldurur, yaz;hanesine döner, burada ayak- larını masasının üstüne © uzatır, i melon şapkasını gözlerinin fistü- ne kadar indirir, yaratıcı zihni fa- aliyetinin en yüksek derecelerin de olduğu halde uyur gibi görü- nürdü,

Bu sayıdan diğer sayfalar: