29 Mayıs 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

29 Mayıs 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bir Epope kahramanı | olarak tarihe girerken: Sabiha Gökçen ve Ele Gökçen... Yazan: Nizamettin Nazif Bu bahar günlerinde dünyanm her | kiymetli bir windeh, muvaffak olmuş tarafmada genç kızlar, eşkin kanatla» rma sarılarak havalanılarsen dünya- nın bir tarafında da bir genç kız, çelik kanatlı bir uçağın karnında, kâh bulut ları aşıp yükselerek, kâh bulutlardan süzülüp Xara toprağa yaklasa dilinde askerin yalnız si siplinli erkek manasına gelmediğ askeri disiplin içinde Türk en zor, cn güç ve en çetin başarabildiğini ispat etti. Bu Türk Kızının adr Sal dir. Ona dün Türk milletin hayrar gözleri önünde murassa bir madalya takıldı, Verilen kumanda ile yapılan iş ara- sında en üfak'bir aksaklığa tahammül etmiyen müşkülpesent, titiz ve sinirli bir asker, yani İnönü bu yalçm yüzlü, açık aleni Püre kızından şöyle bahse- diyor: “— Sabiha Gökçenin yetişme tar- zını ve hareketlerini gösteren vesika» lar yüksek heyetinizin de dikkatinden kaçmamıştır ki ciddidir; Bu vesikala- rın her birinde dikkatli âmirlerin sert bir surette takip ettikleri meslek İnzr. batının hiğ tercddüd edilmeden tatbik edildiğini ve kendisinden geref mey. danında ve havanm güç gertları için. de en çetin vazifeler istendiğini görü- yoruz. Sabiha Gökçenin yüzünde ya- ni, nm da vazifeleri 2 Gökçen. hancı olmadığımız bu zor mesleğin l bütün sert imtihanlarını başardığını gösteren bir iradeye gahit oluyor$u- nuz. Biz ona bu madalyayı mernuni, yetle ve iftiharla verdik, Madalyasını bütün vatandaşlar ve bütün dünya ö. milnde-iftiharla ve göğsllnü gere gere taşımakta. haklıdır. Kahraman kızı. mız Sabihanmn havalarımızda birçok kahraman Türk kızı yetiştirmek için iyi bir teşvik misali olacağına emi. nim.,, Başvekil İnönlinden güzel sanatlar sahasında bir eser için, bir hitabe veya kazanılmış bir yüz metre sürât koşusu için Ki dir, militefit bir tebessiim koparmak belki kolay bir şeydir. Am&, General İnönünden askerlik sahastnda bir şans at İtimadı ve bir kahramanlık beratı kazanmak Yine İnönünün bızzat söy- lediği gibi çok çetin bir :mihanı as. kerlik kaldelerinin bütün formalitele, rine uyarak Başarabilmekle mümkün- dür, Askerlik sahasında, bihassa as. kerliğin &n modern teknikli kısmında böyle bir başarı çak cesaret ve cürete, şok bilgiye, reherete, büyük bir memleket sevgisine, ve sarsılmaz bir mmanışa bağlıdır. Verilen madalya na- $ıl bir gerefi ve onurlanmayı ifade edi. yorsa İnönünün sözleri de $. Gökçenin şahsıma bütün bü meziyefleri tıpkı öyle ve evvelki kadar şerefli bir şökil de şifaht ve meni bir Berat ile mal etmiş oluyor, İnönüün bul sözleri ile ulaşılan netice ancak Türkiye harp akademyalarmda üzün Yillarkafa ör. mak ve memleketin müdafaa öephele. rinde kol, bacak kaybetmez veya ca. nını dişine takarak memleketi, bir par. çasında, bir zafere ulaştırmakla kaza. nılması mümkün olan meticedir, Yani asker olmak, temiz.'dürüst ve yeğit muharib ve müdafiolmak şeref ve mç- ziyetidir. Çelik kanatlı asier ve muharib Türk kızımı ben işte'bu şerefli hüvi- yeti içinde ve hayran bir vatandaş s1. fatiyle selâmlıyorum. Ve hatırlıyo. rüm ki şimdi garbi Anado'uda Ödemi. şe yakın Çatal istasyonu yanmda bir âbide ile hatırası taziz olunan bir başka Gökçen vardı, İstiklâl mücade. lesinin saf kalpli, yeğit mücahitlerin- den “Ödemişli Jhtiyar efeve şehld Gökçen... Emin olabilirsiniz bayan Sabiha! | Sevefli gününüzün en büyük m68'udu sdaşmız olân bu Gökgendir mutlak, keşfedilmiş Nizame ttin NAZİF Ecnebi propagandası ve Tan'ın sayısız hataları... Şu'Tan gazetesi ömür şeydir doğru. su. Eğer idare mildürt ben olsaydım, ötesine berisine çorootu serperdim. Zi. ra bu derece zekâ ve dirayelin naza, ra gelmesinden korkardım, Amerikan kültürünün İstanbulda bir kevi işgüderi, maslahatgüzarı İmiş gibi bir tavır takınmaktan hususi bir zevk duyan” dostumuz M. Zekeriya dün öyle bir fezada düşmüştü ki, gö- renler parmak ısırdılar. Ten, beşinci sayfasında dört sütun, luk Yılankavi bir çerçeve İçinde nal gibi harflerle ecnebi propagandasına karşı yaptığı bir protestodün bahsedi., yordu. Mevzuu Şu: “Almanya istihbarat bllresunun İs. tanbul mümessili Valter W. Brell 'Tar. cılara hazır bir makale göndermiş. Makale tabil Dr. kaleme aldirilmiş “Deutschland Über Alles,, markalı bir dolma, Yaninda bir de mektup varmış. Bunda da (Makele- nin yalnız Tar için yazdırıimiş oldu. Zu, istenirse altındaki imennm silihe- * bileceği ve Berlindeki'Tan muhubir (W) inden alındığı rahat rahat söylene. Bileceği) bildiriliyormuş.,, Ten'clar ağızlarını açip gözlerini yumuyorlar ve yuniruklarmı sıkıp ter ter tepinerek bangır bang'r bağırı. yorlar: Gübels . tarafından | Yazan: Karadavut — Vay efendim, bizi propagandala. rma vasıta gibi kullanmak 'stiyorlar! Memlekette satmalacak adam arıyor. lar! Biz şöyleyiz, biz böyleyiz! Şöyle yapılsın, böyle: asılsın, öyle kesilsin: Falan filân... Bunu okuyunca ben şöyle düşün- dür: Almanya istihbarat bürosu kültü- rei, ekonomik ve siyasal bir neşriyat, propaganda ve... mutlaka bir casus- Juk teşkilâtıdır. Bu teşkiâtm İstan. bulda bir mümeasilinin-bulunması de. mek yapacağı iğle hüviyeti ve manası peşinen malüm olanbir Almanya va- tandaşınm “bile bile İâdes., aramızda bulusmâsı demektir. Eh bu Her Brell | İstarbulda sinek avlıyacak değil ya... Elbette calışacak. Hükümetin bu nevi unsurlara dikkat eden müesseseleri. nin vazifesi, her memlekette bu revi misafirlere yapıldığı gibi, gözünü dört açmak, her hareketlerini yakmdan ta- Kip ölmek ve bunlatın tomas elmek is- tedikleri mili ahlâk ve mienfaâtlerin çerçevesi içilde hassas olmak, avlanmamağa, âlet olmamağa * çalışmaktır. Bunu Tan gazetesinin dış sıyasa kısmını İ- dare-ettiğimiz günlerde yine Tan si. turlarında birkaç kere ortaya atmış. (Devamı & incıda) vatandaşların vazifesi de İ HABER — Akşam postası Az kalsın kiraz bahçe- 'sinde yaban Eka gibi avlanacaktık! Kayseri halkevinin yaptığı yaya gezilerden .Sitayişle bahsediyoruz, Kır lokantaları istiyoruz Yazan: Sâniyorum ki Halkevleci «masında köycülükle en iyi uğraşam zevkle ve şuurla kavradıkla- k ve ispat edecek delille- bu güzel şehrinde yaşıyanların birço- ğu Kayseri civarııda'da köyler oldu. gunu ve bü köylerde bulunanların teriyle zâman zaman hemderd ol. mak lüzrmgeldiğini anlamış olmaktan gok uzaktırlar. Lâkin Türkiyenin üç beş şehrini saran geniş ovalardaki köyiü ummanına dalıp köyün şehre ve şehrin köye karşı Israrlı vemuamma- lı tarafı kalmamasına çaliyâr bir avuç Kâyaerili münevverin - nietodla çalış. mağ hünerihe mükömmel surette vü: kıf tulunduğuna mütlake inanmak lâ Zr, Dün, Mimar Sinanın doğduğu köye doğru yapılan Yaya gezinini ve köyde yapılan incelemelerin hesabını veren bir brogür âldik ki Kayserideki tabı imkânları içinde bize böyle faydalı ve güzel bir eser kazandırmış olanlara se yine:mizi bildirmekten kendimizi ala- mağığımızı buraya kaydetinek isteriz. Kayseri valisinin başkanlığı altnda Kayseri Halkevinin tertip ettiği yaya köy gezilerinin tetkik notlarından ü- çüncüsünü teşkil eden bu broşürden Şu birkaç satırı alıyorum: "Sıvas şosesini takip edsrek ilerle. dik. Beş kilometre ötede köye sapan yoluu başma vardık. Erciyaş dağınm simale doğru uzanan kolumun garbın. dak* köy büradan görünüyordu, Ger. mir köyünün alın ten sonra kafilemiz dik Wir yokuşu tırmanmağa başladı. Bunun sonunda köyün sımırma giriliyor. Boz tarlalar arandan geçen dar, dönereçli ve ha- fif meyilli yol... ilâh.,, Ne güzel değil mi? Broştiri yazan arkadasın adı Kâ- 3ım Özdoğan, Etiler Okulu Baş öğret- meni ve Kayseri halkevinin müze ve sergiler komitesi üyelerinden olan bu münevver belli ki, yaptığından büyük bir zevk ve heyetan duymuş. Kayse. riden kilometrolarca Uzâk ve Ereiyaş gibisarp birdağm bir kensarmda kay- bolmuş gibi durdü bir köyü, Kayseri. deki Etiler mektebinden * kendi otur. duğu eve giden yolu nasıl tarif eder- se öyle bir kolaylıkla anlaliyor. Hal- kevi kafilesi beraberinde bir de fotoğ- raf öleti getirmiş. Evvelâ köyün bir resmini almışlar, sonra köydeki en yaşlı vatandaş olan taşçı Ahmedin res. mini almışlar, İlbay köylünün dertle. Tini sorar ve isteklerini not ederken Halkevi ilyeleri de köyü sosyal du. Tam, folklor ve tarih bakımdan tet. kik etmişler. Brosür bize Sinanm kö yaşında altı kisi yaşadığı held genç, halâ dinç oldukla gövdelerinden umulmıyacak bir çe viklikle karsı karaya gecip rakslar Yaptıklarını, şarkılar söylediklerini öğretiyor, Faraza şarkılardan birinin şu parçası ne güzel: Ördek isen göle gel, Bülyül isön güle gel Hakikatli yar isen, Et ettiğim yere gel! yseri Halkevinden o böohsederken İstonbuldaki © halkevlerimizin köylerle alâkadar olmadıklarını söy. lemek istemem, Biliyorum ki geçen bayram tatilinden istifadz ederek İs- tankulda Halkevlerinden de köylere kafiseler. gitmiş, tabihler şönderilmiş, köylülere ilâç dağıtılmış, köylerde bu: lunan ağrr hastalar şehirdeki hastane- lera getirilmiş ve giden ebeler gebe ka dınları doğurtmuşlardrı. Bununla be, raber İstanbuldaki kâlkevierinin köy, cülfik işlerine hiç de iyi ba'tıbildikleri kanaatinde değilim. Ve bu - çalışma sahasında gösterilen bu ihnialin deva. mından da şahsan ıstırap duymakta. teki dereyi geçtik. | Ensari ii yım. Halkevleri beden ter& rakalar; konferanslar ve kudar 'köye de eremmis haltâ bilhassa köylerle mecburdurlar, öyü İstahbula ve İstanbulu köye götürmek dileği artık bir :5 maktan çıkmalıdır. İst başımdaki köylerden k bin nüfuslu İstan ne ve kağgmlinex dir? Denilebilir ki dört avcı, be$ memuru, bir kızım'jandarma ve yürü. yüş yapmak itiyadında olan birkaç yüz kişide midada herkese bu köyler meçhuldür. BE bu ne biçim iştir ca. mn? Bununla beraber kabakeli yalnız halkevlerine, yalnız - münevverlere ve şehirlilere yüklemek de lur. Haddiniz varsa şu 5 kilometre uzaklaşın, Ne bi bir köy lokantası, ne bir otumobil du- rağı bulabilirsiniz. Geçen gön bir iki arkadaş Küçükçamlıcadan (o kalktık, Kısıklı - Büyükçamlıca - Tomruksuyu üzerinden Beylerbeyine indik, Dünya- nm en güzel yerleri ve yeşil ekinleri, fundalıkları, çilek tarlal, r benekli. yen insan kümelerinden belli ki halk bü güzellikten kendini hiç de mahrum etmek istemiyor. Lâkin değil bir dağ lokantası, bir açık hava gasinosu, bir kâğıt helvacı, bir. kebabçı hile yok. Tomruk suyunun başında nöbet bekli. vermeye, ağraşımıya , yoriar. Parasiz su içemiyorsun. E, 0. Jur.a efendim, adumcağızın birinin de | Un parası olmaz, Nu yapncol? Sw luktan çatlıyacak mı? da bir kiraz bahçesine girdik. Maksa- dimız paramızla kiraz safınalmaktı. Az kalsın delikarlınm biri çiftesile hi. zi domuz avlar gibi avlayıverecekti. Vali Muhiddin Üstündağ bir dağcı. ık klübü yaptı. Bursanm bir kısım halkma çok faydalı oldu. Kayak spo. Tu ve dağcılık zevki gerek Bursada, gerek İstanbulda onun eseridir, Aca. ba yaya yürüyüş amatörlerine İstan- bulun misilsiz güzellikleri arasında dolaşırken zaman zaman oturup din. | Jenebilecekleri, eğlenebilecekleri bir İki açık huva ve dağ lokantası yaptı. ramaz mı? Sanıyorum ki bunu hem ister, hem yaptırır, Bu yazınm hedefi işte budur. Yanlışlarla dolu bir saat Gazetemize koymak için o yessumımezdan bir kapaklı saat res imi oyapmasını iste dik. Bize yapıp getir diği şesimde bir ta kara hatalar gördük. Ayıp olur, herkes far kı varmasından ve “kapakli: santi na wi olduğunu da bik miyorlar,, demesin - den çekindiğimiz için neşredemedik. Fekat sonra Güşündük ki bunu Arap saçma koya irm, Bakalım hizim farkına vardığımız yan İaşları okuyucularımız da bulabilecekler mi? dedik. Bu müküfatıdır. Yanlışları bulanlardın 4 kişiye muhtelif hediyeler vereceğiz. Cevap ların 4 baziran tarihine kadar (Arap saçı) Kaydile görderilmesi lâzımdır. o Yanlışları gene © günkü nüshamızda birer birer kayde deceğiz. Eğlenceli bir hesap meselesi . Otomabillerin numaralarında ilk dört ade diri meselâ 1,23,4 oarak farzedelim. Polisin hesabına güre bu rakamlarla bulunacak en büyük yektin şu-olabilir: 1234 44321 443129867 5 MAYIS — 1937 Köy ve kır, şehirliye niçin meçhuldür ?| Hayata dair Tramvayda RAMVAYDA oturduğum pek nadirdir, sabanlıkta durur, İ gara içerim. Dün, ilk istasyondan bin. diği içir bir haylı böş yer olduğu İ halde yine ayakla gitmeği, İercih et, tim. Yolum uzundu, trawvaf yavaş yav»ş doldu, oturulacak yer kalmadı. Bir istasyonda genç bir bayan bin. di, kucağında da bir, bir bucuk yaşin. da kaf dar bir cocuk vardı. İçeri girdi, oturanların hemen Kepsi er. ren bir tek Eşi çıkmadı. rda yerimizi kadınlara bi- rakmasak da olur: onlardan yorgun plavi'iriz. Yaşlı, hatta orta adamın kalkıp da yerini kızi y vermesine hiç bir lüzum aşlı, çocuklu kadınlar , Bu bir his, merhamet meselesidir, insan kendinder çok yaş- li, yahut hasta olduğu yüzü! dön anla. yıla» bir erkeğe “de yerimi vermeğe meeburdür, için öyle deği Günden gönlümüzü kapatıyor, hem-inslerimizin ıstırablarısa, keder. lerine lâkayd kaliyoruz. (Hepimiz: “Gemisini kurtaran kaptan'ır,, sözüne uyup sırf kendi gemimizi kurtarmağa bakıyoruz. Beş on dakika ta git. mek zahmetine katlanman-«k için'ye. rini çocuklu bir kadına, iht yar bir er- keğe veremiyen adam yarın, herhangi bir adam için bir fedakârlğa razı ola- bilimi? B-iki o tramvaydaki Şinde yerlerini o kudina v enter olmuştur; belki de; kak olmuştur, W gösisrecek ben mi kaldım? » yerini versin!,, demiş, kimi de öteki. ler bakar, alayla bir gülümser diye ce, saret edememiştir. Çünkü yerini biri kadına bırakan adama: “Züppe?” ya- ut “Ukali!” der gibi bakanlar Gok oluyor, İnsan da heme: dan bakılmağı mıyor. OHalbuki doğru bulduğu. mux bir işi oyapmak için “aliya | ugrsmazı'us gvle ar e kaldım ?,, demek de doğru değildir, bi. zim aklımıza gelince biz yapmalıyız. Şimdi söyliyeceğim şeyi yazımı gi, girmek için uydurduğumu sanacaksı, nız, fakat yemin ederim ki doğrudur: bir yer açıldı, çocuklu bayan bir adım attr, fakat öteden bir erkek, kendi ak. Imca açık gözlülük etti, daba atik dayanıp oturdu. Yani yar kapmak hususunda çocuklu bir kacından daha üstün olduğunu isbat etti. Belki bu işe müdahale etzieli idim, her şeyi gözüme alıp o adama yaptığı» nin syıb olduğunu söylemesi idim; fa- kat: “Bana mı kaldı?,, dedim, herke sin alay etmesini, o adamın: “Sen ne ei demesini göze alama. um, srkekler böyle Yekin. polisin tesbit etmiş o olduğu yekünden daha küçük olduğuna göre, bir ke Te de rakamları büyüiterek 24,56, rakamları *e alınır Ve bunlarla yapılacak hesapta en Küçük. yekünu bulmak için şu hesap yapar: 306-6543 4 3(85—1 344 Bu İki hesaptaki yekünlerdan küçük, biri 12000 öteki büyük olduğuna göre otomobil lerdeki nümaralarm, 2845 rakamlarından teşekkül etmesi icap ettiği ve bünlarm ara ile 2040, 5432, 4128 mumay taşıdıkları nüla. gitir. Böylece yapılassk tetapta Ç yektmun hakikaten 17200 oldağu da kolayca meyünna çıkar, Bu meseleyi doğru halledealerden: Kasim» PAŞA Çıkmaz yağlıspa #ükak Dumara 13 Mah MUra, — Sarıyer Döreboyu Alibey apartman Na. 2 Kayrtinniza, — falanbul gümrükleri taşmüdirtüpü sieti servisi o memurlarından Röşat Çevik, — Heyoğlu Mahmutafa yokuşu Aysel Nedim Aklyzıd, Kaybolan cüzdan Bir adamcağız pars cüzdanını. kaybetti, İçinde kaş Lrusr olduğumu bilmemekle bunun kerhalde yüzden aşağı olduğunu tatmin edi yordu. Bürlarr evvelen ikişer İkişer, Üçer ü- ger, saymış hep (1) rer Hira © artmış, Tger saymen hiçbir şey artmnmıştı. Bu adamin acaba kaç lirası vardı, deraidiz? Bunun cevabını yarın uüshamızda bula caksmız,

Bu sayıdan diğer sayfalar: