27 Ocak 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

27 Ocak 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Franko rejimi kendiliğinden Ççökecek — Asi orduda memnu- niyetsizlik artıyor Frankocu Iİspanyollar arasında en büyük nefreti Iİtalyan pliyadesi uyandırmaktadır Frankocu ispanyo! zabitleri, italyan ve Alman zasitlerinden hakaret gçör- dük eri .çin kızıyor.ar, Dün gelen haberler Frankocula- Fın elinde bulunan bazı mıntakalar. da asiler aleyhine ayaklanmalar baş gösterdiğini bildirdi. Bu hususta he- nüz mütemmim malümat gelmemek- le beraber, Franko cephesinin için- den yıkılacağına mukakkak nasarile bakılabilir. Asilerin hezimet günü yaklaşmış gibidir. Hafjtalık bir Amerikan mecmuası- vin Barselonda bulunan muharriri, İspanyol asileriyle müdahalecilerin cephe gerisindeki vaziyetlerini isah eden bir Yan neşretmiştir. Franko- culâr arasındaki momnuniyetsizliği göstermesi ve sebeblerini tahlil et- mesi ifidariyle çok şayamı dikkat o- lan bu yazıyı kismen alıyoruz ? Camhuriyetçi — İspanyol — hü - kümeti, Franko rejiminin kendiliğin- ; den çökeceğini pek haklı olarak iddia etmektedir. Franko cephesi gerlsinde- ki bitmez tükenmez galeyan ve İsyan- lar ve isyanlar ve ayni zamanda adet- leri gitgide çoğalan esirlerle firari- Ter bulddiaları teyid etmektedir. Fran ko için mesele, sadece İspanyolları Al man ve İtalyanlarla mücadeleden me- natmek değil, fakat ayni zamanda fa- langistler, raketistler, muharibler ve siviller arasındaki mütemadi boğuşma ya da mâni olmaktır, Faşist şefleri arasındaki mücadele, dâha isyanın başlangıcında, Mola Burgosta hükü- metini kurduğu zaman alevlenmişti. Salamankaya yerleşen Franko ve Se- vilde kalan Keypo dö Liyano, Burgo- sa tâbi olmak İstemediler. Franko e- sasen evvelce de İtalyan ve Alman- larla ihtilâf halin'-vdi. Keypo dö Li- yano ise kendisini F-dülüsün hâkimi addediyordu. İkisinin de, bususi erkâ- nibarbiyeleri ve “nazırları,, vardı ve ikisi de kanunlar neşrediyorlardı. Sıkr bir merkezi idareden mahrum olan âsiler, İtalyanlarla Almanların müdahalesi olmasaydı, şüphesiz gayet çabuk imha edileceklerdi. Müdahale - ciler âsi generaller arasında üstünkö- Hai iyyi İN gy goA ü ggarl “Memlekette her gün yeni fabrikalar kuruluyor, Senin gibi işçilere ihtiyaç var, Vatana dön ve senden beklenilen hizmeti yap. Sonra vaziyetini bildir, biz de gelelim.,, Evvelâ bu teklifi tereddüdle karşı- ladım, Israrlar o kadar çoğaldı ki, ni- hayet işimi terkederek, büyük bir se- vinç içinde memleketime koştum. Pa- Kat burada geçirdiğim her gün beni bir parça daha hayal inkisarına uğ- vattı. Günde yirmi lira ücretle bir Ma- oar mütehassısa yaptırılan iş için ba- na 1,5 lira tekli/ ettiler, Cebimde pa- ram yoktu, aç kalmamak için kabul ettim ve tesisatı yaptım. Bulduğum ikinci iş ise maalesef bir ccnebi şirkette oldu. Bunu da tesi - satta Türk işçi kullanmak mecburiyo- tinde kaldıkları için verdiler. Velhasıl aylardanberi müracaat etmediğim yer Ralmdı. Nihayet bütün ümitlerim Ka - Tıldı ve ayda ufak bir parayla memur olmak mecburiyetinde kaldım. Arkadaşlarım hâlâ mektup bekli - yarlar, ne cevab vereyim? Bulunduk- ları mömleketin - tabiiyetine girip de öyle — gelmelerini mif — İçlerinde her türlü sınai şubelerde ihtisaa sahi- bi olanlar var, belkir burada iş bula- bilir; fakat ya benim vaziyetime dü- şerlerse?,, .A * Arkadaşımı hakli buldum. İleri sür- düğü fikir bence doğrudur ve hariç memleketlerde — çalışan mütehassıs Türklerden herhalde istifade edebili- riz. Memleketin smal kalkınmasımda en büyük yükü omuzlarma almış olan sayın Başvekilimizin de bu işle meş- gul olâcağını ümid etmemek için or- tada hiçbir sebeb mevcut değil. AHMET NECDET TÜ bir anlaşma vücuda getirdiler ve idareyi Frankoya verdiler. Buna rağmen dahildeki asayiş dü- zelmekten ziyade büsbütün bozuldu. Müdahaleciler, âsl orduyu kendi a - janlarıyla doldurmaya, İspanyol ku - mandanları yerine kendi kumandanla- rınt tayin etmeye başladılar. Bunun neticesi, umumi ve sakınılması güç bir memnuniyetsizlik havası uyandı. Ve bu evvelâ, falânjistlerin isyanı şek linde tezahür etti. Falanjistler arasın- da nasyonalist ve monargist temayül- ler kuvvetliydi. Franko, falanjistle - rin başıma, Manuel,Edilyayı getirdi. Edilya kat'iyyen sevilmiyordu. Onun beceriksizliği ve zaafı, Sanço Davilâ - ya ve mevkil iktidardan uzaklaştırıl- marş bulunup Frankonun - taktiğinden Mmemnun olmryan diğer faşistlere mu- halif bir cereyan uyandırmak imkâ - nınt verdi. Haziran ayında Davilâyla taraftarları, isyan edebilecek kuvveti elde ettiler ve Salamankadaki umum? karargâhmda Edilyanın grupu Üzeri - fe hücum ettiler, Bu kanlı mücadele- de mitralyöz, el bombaları ve hattâ tanklar kullanıldı. Bu hâdisede kaç kişinin öldüğü gizli tutulmaktadır.,, *Nejyşen,, mecmsası muharriri, dei- leri ecnebi ordularına tâbi kılmakla, Almanların büyük bir hata işledikle- rini sövlediklen sonra — şunu ilâve et- mektedir: *“Franko rejimini iyice sarsan, işte bu cihet olmuştur. Hattâ cenub ordu- suna bile itimad edilemiyor, cünkü bu Ordunun içindeki memnuniyetsizlik ge niş bir ölçüde bu'lmuyor, orduda, za- bitler ve müdahaleciler o kadır v0 - vilmemektedirler ki, sivi! halk ara - sında en kücük bir isyan dahi, âs? as- kerlerin bu halka iltihak etmelerine kâfi geliyor.. Frankocu İspanyollar arasında en büvük nefreti İtalyan pivadesi uyan- dırmaktadır. Valyadolidada İtalyan - lar, idareyi tamam'vle ellerine almış- lardır. Sokaklarda Ttalvan askerleri karakol germektedir. Bunlar, sivil halka sebebsiz sataşmakta ve evlere hücum etmektedir. Bir gün, Sevilde birkaç İtalyan as- keri tramvayı durdurmak istemişlerse de vatman bu arzula.mı reddetmiştir. Bunun Üzerine İtalyanlar tramvayı zorla durdurmuş'ar ve vatmanı bayıl- tıncaya kadar döğmüşlerdir. Bilbaoda da, birkaç İtalyan bir kahveye girmişler ve, bütün masala - rın işgal ödildiğini görünce, herkesin “defolup,, gitmelerini emretmişler - dir. İspanyollar itiraz edince, İtalyan- lardan birisi tabancasını çekerek ateş etmiş ve iki kadınla bir İspanyol za- bitini öldürmüştür. Eğer bu gibi hâdiseler ancak sivil halka karşı yapılmış olsaydı, âsi İs- panyol zabitleri, belki de buna aldır- mazlardı. Fakat bu zabitler, kendile - rine kat'iyyen ehemmiyet ve kıymet verilmediğini, üstelik hakarete de ma- ruz kaldıklarını gördükleri için gale- yanları gitgide artmaktadır. Bütün Almanlar, en aşağı yüzbaşı rütbesini ihraz etmişlerdir. Diğer ta- ra'tan gerek Alman, gerekse İtalyan zabitleri, kendileriyle ayni vazifede bulunan İspanyollardan en aşağı bir derece fazla rütbeyi haizdirler. Âst ordusundaki memnuniyetsizlik her gün biraz daha fazlalaşmakta ve açık bir şekil almaktadır. Esasan bu- nu bizzat si İspanyol gazeteleri de iti- raf etmektedirler. Netekim bundan bir müddet evvel, Santanderde çıkan resmi Vos de Espagna gazetesi, aske- ti makamların emriyle, “orduda ikilik Çıkaran,, dört — miralay, bir süvüâri kaymakamı, iki yüzbaşı ve dört mülâ- zimin ordudan ihraç edildiğini yazmıe tır. Ordü memnün olmadığma göre, ** zimet zamanı uzak sayılabilir mi”,, &2ir toxat yüzünden Iki kardeşini öldürdü Ilgın, (Hususi) —- Kazamıza bağlı Yekdiğin köyünde hiç yüzünden bir cinayet olmuş, Mevlüt İsimli bir adam iki kardeşini öldürmüştür. Hâdise şöyle cereyan etmiştir: Yek- diğin köyünde Mevlüt Hasan Ali ve Aşir isimli üç kardeş bir evde otur- makta ve sakin bir hayat sürmekte- dirler. Evvelki gün bunlardan Hasan Ali, Aşirin karısma bir hayvan yem- leme meselesinden ötürü —kızmış ve bir tokat atmıştır. Mevlüt buna içer. lemiş, fakat ses çıkarmamıştır. Ha - san Alinin bu hareketini haber alan Üçüncü kardeşleri Aşir bunun çok çirkin olduğunu söylemek Üzere eve koşmuş, fakat Mevlüt bu kardeşinin de ke- *isine - 'Aceğini sanarak tat u iri vurmuştur. bi #SİNL . Hasan Ali de me'. ı başında Mevlüdun yağdır - dığı kurşunlarla karşılaşmış, yere se- rilmiştir. Yaralı iki kardeşin biri köyde öl- müs diğeri tedavi için getirildiği N- gında vefat etmiştir. Suçlu Mevlüt tevkif edilmiştir. Yurddan Küçlik Haberler * Kastamonu belediyesi 600 fakire 60 bin kilo odun dağıtmıştır. * İzmir valisinin teşebbüsü üzerine Çeşmeden Sakıza domuz * ihracatmma başlanmıştır. * Konyayı arasıva selleriyle tehdit öden Geşlli dere mecrasının değişti- rilmesine karar verilmiştir. Derenin önüne bir set, ve civarına bir de du- var yapılacaktır. * Kiltahyada Zirant Veküâleti tara - findan bir vişne fidanlığı tesis edil “mlştir. * Bursa belediyesi, ha'kın Üzerine dikkatsidik neticesi çamur sıcratan göförlerden ceza almaya baslamıztır. Tarih diyot ki . . * —. — Sıvas mektubu Sıvas şehrinin imar plânı yapılıyor Sıvas, Orta Anadolunun göhbeğindenN fışkıran modera bir şehir olacak Sıvas, (Hususi) — Şehrin müstak- bel haritasının tanzimi ile diğer bazı meseleler üzerinde vekâletle temas etmek üzere Ankaraya gitmiş olan belediye reisimiz Bay Adil çalışmala- rına devam etmektedir. Öğrendiğime göre, şehrimizin plânı nafia vekâle - tince yaptırılacaktır. Kurulacak çimento fabrikasiyle bir kat daha inkişaf edecek ve yepyeni bir çehre alacak olan Sıvas, plânm tatbikı neticesinde orta Anadolunun göbeğinden fışkırmış modern bir şe- hir halini alacaktır. 200 talebeye elbise yaplırı'ıyor Şehrimiz çocuk esirgeme kurumu Hlk okullardaki kimsesiz yavrulardan 200 talebeye elbise ve ayakkabı yap- tırmaya karar vermiş ve çalışmalara başlamıştır. Bu yavrular Kurban bay ramında giydirilecektir. Bu hayırlı iş için Srvas - Erzurum demiryolu inga- at başmüdür muavini Haydarm de'â- letiyle kısım âmirlerinden 504 lira pa- ra toplanarak esirgeme kurumuna ve- rilmiştir. Yine bay Haydarın delâle - tiyle Hsede okuyan fakir talebeye de 150 Hiralık bir yardımda bulunul - muştur. Şeh r İş'eri Şehir meclisi ay başmda top' n'tr- larına - başlıyacaktır. Belediyem zin Sıvas - Malatya yolu üzerinde yaptır- makta olduğu merzbaha tamamlan- mıştır. Mezbaha yakında açılacaktır. Sıvas ördüevi tarafından zabitan yurduna yeni bir sesli sinema maki- nesi getirilmiştir. Şehrimizde acrlan mi'let mektepleri büyük bir ra#bet görmüştür. Dersle- re hararetle devam edilmektedir. Râdiye kadın, hayratına tarih düşürtüyori SKİ devirlerde hayrat yapmak, cami, sebil, medrese İnşa ettir meok, bir anane halini almıştı. Padi- şahlar, valide sultanlar, vezirler, ü lema, velhasıl hali ve vakti yerinde olan her sınıf halk, sevap — işlemek, adlarını ebedileştirmek için bir türe be, bir çoeşme yaptırır, — bu İşe kesze kese akça sarfederlerdi. Tarih sayfalarında, vakanameler- de, böyle hayır ve hâasenatı seven bir çok kadın ve erkek adı göze çarpar, Yalnız çeşme, medresoe vo ilh yap- tırmayıp, umum İçin abdesthane in- şa ettirenler de vardır. Meselâ Razi- ye kadın bunlardan biridir. Raziyo kadın, çeşme, mektep, ca- mi vo medrese falan — yaptırmamış, amumt bir abdesthane inşa ettirmiş- tir. O devirlerde, çeşme, cnmi, imaret vesalre gibi hayrathaneler yapıldığı xaman, tarihi bir kaside yazdırmak, bir kitabe kaleme aldırmak âdet ha- Hini almıştı. Devrin sairleri — tamta- raklı, mnsanna kasideler — yazarak tarihler düşürürlerdi. Bunlar, hayrat yerlerinin gözü görünür — yerlerine yazdırılırdı. Umumi bir abdesthane yaptırmak- Ta, büyük bir hayır itlediğine kanaat getiren Raziye kadın, bu gibi yerler için kaside yazdırmak, tarih düsür mek usulden olduğunu zannettiği 1- çin, abdesthanenin tarihsiz kalmazsı: na gönlü razı olmadı. Hayratı için bunu bir eksiklik savdı. — Zamanın (Reisüssücra) « (NAbi) yo başvurdu, bir tarih rica etti. NÂAbi, Raziye kadımın teklifini rod dedemedi: — Abdesthane için de tarih yazılır mı İmt«! Git başımdan... diyemedi: — Nen yazar. yollarım ! Diyerek; kadımı savdı. Raziye kadım, bir gün. bes gün, on | gün bekledi. Pir cavan cıkrmavmera, tokrar başvurdu. Nöhi vakti olmadı- Ponı, *marzmun,. bulamadığını söyle. di. bircok maseretler hulda, Pakat, | kim dinler?.. Kadım yalvardı. yakaz. | an, rica etti... NAbi, yakaamı kurta- İ ramıyaca*ını anlavmenı l — Yarın muhakkak gönderirim, sİz gidin?! dedi. Ertesi günü Raziye kadına şu kıta yı gönderdi: Kadın yaptı bu hayratı Kazuratın def'ine teude Dedim tarihini Nâbi: « çam hayratına bende! Tarih düşürmek, bunu ebced hesa- bina uydurmak, filhakika, şiirle uğ- raşanlar için güç bir iş — değilse de, *mazmun,, bulmak bakımından çok hünerli ve sanatkârane bir iştir. Edebiyat tarihimizde, — sanatkâr tarihçi olarak, Sururri en başta ge- lir.. Onun tarihleri hakikaten birer şaheserdir. Sururi, bütün tarihlerini tasannusuz yazmış, üstünde — uğraş- mamıştır; merhirm Mehmet Celâlin dediği gibi, su İçer, yemek yer gibi tarih düşürmüştür. Donanma 1204 yılında kaptan pa- şanın kumandasında Rusya seferi 1- çin Karadenize çıktığı zaman Sururi şu misrat tarih düşürmüştü: Bürdü yelken kürek âdayı kaptan paşa Bazı dostları ona dediler ki: — BSen bu tarihi donanma henlz tersanede iken söyledin, ya kaziye aksi çıkarsa ne diyeceksin? — Benim tarihim hem muzafferi- yeti, hem de mağlübiyoti — camidir. O zaman da şöyle tarih düşürürüm: Sürdü yelkon kürek AâAda kaptan paşayı Ebeced hesabma uydurularak ya- zılan tarihler içinde, hakikaten ori- Şinalleri vardır. Turşucu zade Ah- met Muhtar efendinin Şeyhislâmlı- ga yazılan şu tarih cidden nevinde Lâhana biber turşusu! Abdülhalim Memduhun rüşvet al- makla meşhur olan, ve aldığı rüşveti yalnız mecidiye olarak kabul eden bir defterdar hakkmdaki şu misrar da gützel tarihlerdendir: | Aldı defterdar efendi bir mecdiye daha! Mizahi ve müstehcen şekilde yazıl- mış tarihler de vardır. Fakat bunları müstehecen kelimelerle ifade edilen #“fikir,İn, “mazmıun. an güzelliğine bağışlam»t hir sanat borendur. Hüseyin Rüştü TIRPAN Güzel Sıvasın tarihi ve Tıymetli 8867 lerinden: Gökmedreseye dbir da toplantılar tertip ederek mı konferanslar vermektedir. bi Bu yıl 25 şubatta Divrikte de T Ha!kevi açılaraktır, Divrikli ı“' sevinç içihdedirler. / Yeni yıl dolayısiyle baromuz sent lik köngresini yapmış ve wık-n"*_ avukat Ahmet Göze seçilmiştir. N — ğ Tik okul öğretmenlerim!z aralarıf | © - Yurdun Dilekleri Bir de odun ihlikârı var' Yurdun her yanında pahalılıkl M cadele ediliyor, hükâmetin onli:"d4 rarl ihtiyaç maddeleri üzerindt P"'“ tedbirler alacağı anlaşılıyor. —Şi çdtt ki ük plânda ucuzlalılması İCAP * ğt maddeler şehirlere ve kasabolâr? " gi başka daşkadır. Meselâ İstanbil sül, ekmek, Karala sabun ve elbite tamonuda odun... Evet, Kastamonuda emvelâ eattti ması Iâzimgelen en pahalı ımdıif' dar. Odun pahalıdır, çok pahl, Hiyor ve bü pahatılığin mıı.ııı" orman kanunile hiç de münüseb? tar. Bugün odun geçen sencwt '“ fam iki misll fiyetla satılıyor. SÜ gg Bt aldığımız bir yük odunu budü? * reşa alıyoruz. Niçin? v Orman kanunu çıktığı tetn İi den odun kestlemiyor, devlet Ktt dunlardan para alıyor denilet buki, bu hakikt bir sebeb o! kü 50 kilo sayabileceğimiz DİF P._.,f_ vükü odundan devletçe alrnAf "1:' M git yf Ü hd ekTİF Çğa ü cak üç kuruştur. Haydt diğef da koyatım da fazlalığı 5 kurtl ee PD ralım. Bar takdirde odunu BU tüz ü kuruş fazlasile gene 35 şe ati etmez mi? O halde neden GÜ ,J" ıııl" # n hyoruz. — Hükümet $ kuruş © YO anel ai odunu iki misli fiyata rıkü',“, V. N, hamt nedir? Bilkama ortada GÜti rant gibi bir variyet de N'"_.vıî'; Bunun açık manosı: llıııkdıii"â' yakın kazamız olan Tapköpfil, n';; 35 kuruştur. Orada odun MÜ g. te gani ancak beş kuruş artm't) kü orada ihtikâr yoklur. Bt gibi, ekmek gibi mmf'”,ı": rın figallarını kantrol edtt en eraslı bir ihtiyag olat — gı halde bırakmasına imkân © tamana kadar, Kastamo" B digenin daha estatı tedbiriF / Ö bektiyorlar. / . Kat :

Bu sayıdan diğer sayfalar: