20 Mart 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

20 Mart 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bir tek kelimeyle, iki milyon dolara mal olan bir filmi göslerilmekten men, hattâ imba edebilen adam a . Bunun için ahlâka avdet etmeğe ka- Tar verdiler. İşte bunun Üzerine de şirketler kendilerini bir tek sansür bürosu tarafından kontrol ettirmeği düşündüler. Bu sansür ,halkın naza- Tındaki ideal ahlâk faydalarını tesbit ve tatbik etmek vazifesile mükellef kılındı. Size şunu söyliyeyim ki bu dü- şünce cidden dahiyanedir. Burada bir | çok kafalı adamlar çalışır. Şirket di- rektörleri burada toplanarak ,meşhur avukat, gazeteci ve içtimaiyatçı olan mösyö Heysi intihap ettiler. Mösyö.| Heya bunu kabul ederek beni sansür olarak seçti. Ben de hem gazeteci hem de avukattım. Şirketler aralarında bir anlaşma yaparak “Offis Heys,in ajanlarına maaş bağlamayı ve, bilâiz- tisna, onun bütün kararlarına müna- kaşasız boyun eğmeği tsahhüt etti. ler, VETO Mösyö Brin kısa bir süküttan son- ra, gözlerimin içine bakarak devam ediyor: “— Anlıyorsunuz, değil mi? Şu ke- limenin veya bu cümlenin şu veya bu sabnenin kesilmesine veya değiş- tirilmesine karar vermek hakkma mma- likim, Bir film ikmal edildiği halde onu gösterilmekten menetmek hakkı na malikim. Kararımı mazur göster. mek mecburiyetinde değilim. Veto hakkım katidir. “Offis Heys,, şirket lere, senede birkaç yüz bin dolara mal oluyor. Netice itibarile ben şirketlerin memuründan başka bir şey değilim. Buna rağmen, bir tek kelimeyle, iki milyon dolara mal olan bir filmi gös terilmektön”men ve hatta imhe edebi- “Trim Esasen; bu, vaki olmuş bir ha. disedir. Anlaşma kollektif bir konlü. rattm. Şirketler artik bundan kurtu- Jamazlar. Benim kararlarımdan bir tekine bile mühalif hareket eden bir sirket, diğer şirketlere öyle cezalar ödemek mecburiyetindedir ki, kısa bir zaman içinde iflâs eder, Şirketlerden | hiçbiri şimdiye kadar muhalefet gös | termemig ve Heysin kararlara dai- ma boyun eğmişlerdir. Serbestçe kabul edilen bu disiplin Amerikan sinemacılığının kuvvet ve gururudur. Onun sayesinde filmleri- mize tekrar ahlâk mefhumları girmiş ve Offisin gayesi tahakkuk etmiştir: “Herkese her şeyi gösterebilmek,, ta- biatile, işlerimizi, heran felâket çıkar mayacak bir şekilde tanzim ettik. Eğer bir filmi bittikten sonra tet- kik etseydim, üçte ikisini reddeder. dim. Bunun için evvelâ senaryoları gözden geçiriyorum. Çevrilmek iste - nön her senaryo burada okunur. Bin- lerce senaryo var. Asistanlarım, ilk nazarda tehlikeli görünmiyenlerini okurlar, “Bense, şahsen, mevzuun na- zik olduğunu söyledikleri mühim ve, umumiyet itibarile, büyük yıldızlarm çevirecekleri filmlerin senaryoları okurum, dört senaryo üzerinden, va- sati olarak, flçünü reddederiz. Senar- yo kabul edildikten bir müddet sonra bize muhavereler ve sahnelerin tam dekupajları gönderilir. Ben bu işe de müdahale ediyor ke, $iyor, tahvilât yapılmasını istiyorum, Nihayet bana dekorlarm maketleri ve kostümler gösterilir. Bütün bu ted - birlere rağmen, bir filmin bittikten “ sonra ahlâka mugayir olduğu vakidir. Kâğıt üzerinde ehemmiyetsiz görünen bir şey, canlanımca tehlikeli oluyor. Bunun üzerine tekrar müdahale etmem bazı parçaları kesmem lâzrmgeliyor. İcab ettiği zaman, yukarda da söyle- diğim veçhile, bütün filmi menediyo - rum. Holivudun; unumiyet itibariyle, senede çıkardığı yedi yüz filmden an- cak bir! veya ikisi göstörilmekten me. edilir. e Sansür diktatörü hep ayni ciddi - yetle devam ediyor: ” “— Bakın size iki misal söyliyeyim. Lübiç oldukça minasip bir film ge.) virmişti, Fakat ben, her zaman olduğu gibi, bu filmi ilk seyredince, bir sah. nenin kesilmesini istedim, Bu sahne gâyet kısa ve ehemmiyetsizdi, bunun için de film zarara uğramıyacaktı. Fakat Lübiç hayretler içinde kalarak, kararıma sebebiyet veren ciheti izah etmemi istedi. Ben de ona izah et - tim. Mevzubahs olan salıncde eşhas ve konuşma yoktu. Sahne on altmeı Lui devrine sit bir salonu gösteriyor- du. O kadar, Fakat şöminenin üze - rinde küçük bir bronz heykel vardr. Bu bronz heykel, ok atan bir aşk ilâ. hı temsil ediyordu. Tabit buda e - hemmiyetsiz bir şeydi. Fakat bu gö. minenin arkasında bir ayna vardı. Si, nema makinesi bu aynanın önünden geçerken, aynadan, aşk ilâhının çıplak arkası görünüyordu. Anlıyor musü « nuz? Bu küçük klâsik heykele bakı . Imca, arkasını hiç kimse düşünmüyor. Fakat ayna “bunu düşgündürüyordu.,. Bunun üzerine sahneyi kestim. Başka bir defasmda de bir şirket, Ameörika- da meşhur olan bir romanı filme al. dı. Bu roman, hayatım bir devresin- de fahişelik eden zavalir bir kadının macerasıydı. Filmin fahişeliğe ait o. İan sahnesi gayet dürüst çevrilmiş ve hemen hemen kapalı geçilmiştir. Ben filmin gösterilmesine müsaade etmek. le beraber, filmin nihayetine kadınım hapishanede bulunduğunu gösterir bir #ahne ilâvesini istedim, İlâve edilen bu sahnenin mevzula hiçbir elâkası yoktu. Fakat adalet ve ahlâk mef*- humlarmı ve hislerini tatmin için, günah işliyen bu kadının, cezalandırıl- “mus olmasını östermele Jizımdu. Esa- “senteşkilâtımızın.en. nazik. tarafı bu ahlâk muvazenesidir. Sinema şirket. leri, dünyanm her tarafından aldıkla- *: bütün mektupları bize gönderiyor. Jar. Bu mektuplar, her gün on binler. ceyi bulmaktadır. Ve biz bunları gös- den geçiriyoruz. Dünya tansiyonu “Hesabımız gayet doğru, hareketle, rimiz rıyazidir, Gelen mektupların mühim bir kısmı bir mevzu üzerinde ayni fikri izhar edince, noklai nazarı. mı değiştirmekte asla tereddüd et - mem, Sırf şirketlere verilmek üzere bir broşür beşrettik ve bunda, yapıl. maması icab eden şeylerin ana pren - siplerini aniattık. Fakat arasıra ta. mimler göndererek, dünya tansiyonu hakkmda onlara fikir veriyorum: “dikkat edin! Korsa ve çorap bağları artık görünmiyecektir. Merkezi Av . Tupa bunu İstemiyor. Kocalarmı kan. dıran kadınları daha az gösterin, Ma» saçüset itiraz ediyor.,, Yine bunun İ- tindir ki, bizim siyah çorab veya kor- se siyasetimiz, dünyanın vaziyetine göre değişir. Bundan başka “hainler,, le de bilyük bir müşkülâta maruz ka. yoruz. Bizim burada “fena adam, dediğimiz şahıs, bütün filmlerde görü. len gangster, hırsız, çocuk kaçıran an. tipatik adamdır. Scnelerdenberidir, bir an'ane olarak “fena adam,, esmer- di, ucu sivri favorileri vardı ve İtal - yandı. Nihayet İtalya diplomatik yol- la bunu protesto ederek bizi Amerikan filmlerine boykotajla tehdid otti. Bu . nün üzerine bütün “fena adam, Jar cenubi Amerikalı oldular, Üç ay sonra cenubi Amerikada da şiddetli bir re. aksiyon göründü, En münasibi Rus. lardı. Fakat, bunda da muvaffak ola- mâdık, Bunun üzerine, boykotajları - nm, bize hiçbir ziyanı dokunamıyacak küçük memleketlere çullanmak mecbu- riyetinde kaldık. Bunun içindir ki, bir senedenberi, bütün “fena adamlar, Bulgarlar veya Arnavutlardır., Mösyö Brin bu sözler üzerine koltu. ğunu çeviriyor, bir sigar yakıyor, bir tanesini de bana veriyor. Kendisinden gon derece memnun görürüvor. Kon . foransını bir Mtifevle bitirmek isti. yor ve gunu anlatıyor: Avrupa şampıyonasına Girecek güreşcileri- mizin seçme müsabakaları başladı Avrupa şampiyonasma İştirak e- deocek milli takımımızı seçmek Üze- re, şehrimize gelen Ankara, İzmir takımları ile İstanbul klüpleri gü- reşçileri arasındaki seçme müsaba- kalarına dün gece saat 7,30 da Be- yoğlu Halkevi jimnastik salonunda başlandı. 56 KİLO lik müsabaka 56 kilodan Kenan (İstanbul) ile AH (İzmir) arasında idi. Kenan çok faik ve atak bir gü- reşle rakibinin sirtını 5 dakikada kolaylıkla yere getirdi ve çok alkış- Jandr. Mustafa (Ankara) Hasan (İzmir) Gene 56 kilo olan bu karşılaşma» da da Ankaralı Mustafa rakibini gü- zel bir oyunla yere atti vo yavaş ya- vaş uğraşarak tuşla galip geldi. 61 KİLO Ahmet (İzmir) Mahmut (Ankara) 61 kilonun bu ilk müsabakasına çıkan İzmirli Ahmet uzun boyu ve süeleli vücudu 4le derhel dikkati &- zerine çekti. Atak ve nerjik güreşi- yordu Rakibini daha ilk dakikalar- U& uş vüzıyetlerıme gEUTmege au vaffak oldu. Ankaralı tamamile mü- dafaaya çekilmişti. Fakat buna rağ- men $. inci dakikada tuş olmaktan kurtulamadı. Ahmedin yaptığı bu enfes tuş uzun uzun alkışlandı. Hasan Tahsin (Istanbul) Ahmet (Ankara) Gene 61 kilo olan bu müsabakaya İstanbuldan giren Hasan Tahsin, geçen sene 50 kiloda güreşiyordu. Bu sene daha irileşmiş ve daha tek- nik güresiyordu. Baştan aşağı itişmekle geçen bu güroş zevksiz oldu ve 20 dakika s0- nunda Hasan Tahsin ekseriyetle, hükmen mağlâp sayıldı. Kuloğlu (Istanbul) Suat (Ankara) 61 kilonun üçüncü müsabakası Kuloğlu (le Suat arasında idi. Sua- dım Kuloğluna nisbetle daha üstün olduğu daha ilk saniyelerde farke- dildi. Tecrübesiz bir güreşçi olan Kuloğ- lu 2 dakikadan fazla dayanamaya- rak enfes bir kafakol ile tuş oldu, 66 KİLO p Bekir (İzmir) Buha (Istanbul) Mer iki pehlivan da güreşe sert başladı. Biribirerine karşıltkir bir- çok oyunlar tatbik eden Iki güreşçi de lik on dakikaya kadar bir netice alamadılar. Kur'a çekildi. Baha alta yattı. İz- mirli üstte çok kötü çalışıyor, Baha- ya ufak bir oyun bile tatbik edemi- yordu. z Neticede Baha 15 inci dakikada İzmirli rakibine çok güzel bir salto ile tuş yaptı. Yusul Aslan (Istanbul) hzet (Istanbul) İstanbullu Iki güreşçi arasında yapılan bu karşılaşma tatsız bir itlg- meden başka bir şey değildi Yusuf sinirli ve sert güreşiyor, fakat hiç bir oyun tatbik edemiyordu. İlk on dakika sonunda Yusuf kur'ayı kay- bederek yere yattı. İzzet bir iki teh- Devamı 1 inlde likeli salto yapmak İstedi ise de mu-j doya (even o) YL e Müli küme karşılaşmaları Uçok takımı, Ankarada Muhafız gücüne 2-1 mağlup oldu Ankara, 19 (A.A.) — Milli küme maç- larmı oynamak Üzere şehrimize gölen İzmirin Uçok fudbol ekibi ilk karşılaş - masmı bugün fevkalâdo müsalt bir | vada ve 8 bini mütecaviz bir meraklı kütlesinin tribünlerini doldurduğu şe - hir stadında Ankara ikincisi Muhafızgü- cü ile yaptı, vo 2 - 1 mağlup oldu. Mutad söntte vo alkışlar arasmda #a- haya gelen takımlar kiza süren bir 46- remoniden sonra karşıtrkir olarak şöyle- 66 dizildiler; Uçok: Necat, Necdet, Ziya, Halim, Adil, Mazhar, Süleyman, Hamdi Namuk, Al, Sait. Muhafızgücü — Natık, Saffet Salih, Lütfi, Cihat, Ahmet, Atıf, Ibrahim, Rr- za, İzzet, Şahin. Oyun hemen hemen müsait şartlar altında başladı. Her iki taraf da zaman zaman biribirini sıkıştırarak tehlikeli dakikalar yaşatıyorlardı. Ve yine İki (a- raf muhacimleri yaptıkları hücumlar es- nasımda olde ettikleri çok müsait gol fraatlarından acele ve heyocandan İsti- fade edemiyorlardı. Dakiknlar ilerledikçe Muhafızm daha ağır bastığı ve İzmir kalesini müşkil va- ziyotlere soktuğu görülüyordu. Hattâ bir aralık Uçok kalesine çok yakin hir mesafeye kadar sokulmıya muvaffak o- lon Muhafızgücü akıncıları 8 İnel deki- kada Rızanın sıkı bir şütü ile ilk sayıyı kaydettiler. Yapılan bu gol, İzmirlilerin kuvvel maneviyelerini sarsmamı;, bilâkis onla- ra başlamakta oldukları gevşek oyun - dan #ıyrılmaları hususunda bir ibtar ve hir teşvik mahiyetinde olmuştur. A A Lı ve enerjik oynamıya başlıyan İzmir muhacimlerinin ayakları arasında dola - şan top Muhafız kalesini sık sık ziyarete başladı. Fakat Saffet ve Sâlihten mü - rekkep Ankara müdafaası en müşkil veziyetlerde bile kalelerini muvaffeki- yetle müdafaa ediyorlardı. Bu ârada İz- mir muhacimlerindön Namık, Hamdi ve Ali Ankaraya birkaç güzel gol fırsatı kaçırdılar. Vaziyelin yavaş yavaş aleyhte bir inkişaf almakta olduğunu sulamakta ge- cikmiyen Muhafız tekrar canlanarak İz- mirlilere mukabeleye başladı. 39 uncu dakika olmuştu. Sağ açık A- tıf geriden aldığı derin bir pasla aldığı topu Irmir kelesine doğru süzülerek ör- taladı. Kaleci Necati yaptığı çok vakit - siz çıkışla topu elinden kaçırdı. Bu sı - rada tam vaktinde yetişen Şahin güzel bir şutla takımın ikinci golünü yap - makta gecikmedi. Bu suretle sayı adedinin yükseldiğini gören İzmir oyuncuları galebiyet değil» 56 bile hiç olmazsa beraberliği temin makandiylo tekrar harekete geştiler. Bu öanada Namik'm çok uzaklan çek - tiği bomba gibi sıkı bir şütü ile gelen top golposta çarparak geri geldi. Fakat buna yetişen sağaçık Salt plasa bir vu- ruşla İzmirin ilk sayısmı yaplı vo ye- Plan bu gol ile beraber hakemin düdüğü devrenin sonunu bildirdi. Maçın ikinci kısmı da ayni şernit al- tmda devam ederek devre ortalarına doğru şayan: dikkat bir vaziyet oldu; Mubhafızm soliçi İzzet bir hücum es - nasmda karşımma çıkan müdafileri do atlattıktan sonra pek yakin bir mesafe- den yüt atacağı sirada İzmirli sağ mü- dafi kolundan tulup çekerek bu gole mani olmak istedi. Hakem bittabi bunu penaltı ile cezalandırdı. Fökat Saffetin çektiği bu ceza vuruşu kalecinin kuca - Enda söndü, Bu suretle de Izmir kalesi smikadder olan bir üçüncü golden kur - tılmış oldu. Oyunun bundan #onrski kısmı daha ziyade Mubefizgücünün hakimiyeti al - tmda fakat golsüz olarak geçtiğinden maç 2-1 İzmirin mağlubiyeti de neti- celendi, Misafir takım ikinci maşmı yarım Har. biyo idman yurdu ile yapacaktır. a v Li e ll ii B takımları arasında Beşiktaş -İ. spor beraber€ kaldılar Beykoz, Güneş, H& sımpaşa rahiple! ini yendiler Yök maçlarının B takımları ai ki müsabakaların» dün Taksim ve #tadlarında devam edilmiş, Taksiz dında Beykoz - Topkapı, iz Güneş takımları karşılaşmışlardır. İlk müsabaka Adnan Akmıp b” kemliği ile Beykoz ve Topkapı KP” ri arasnda oynanmıştır. Topkapi. e bana ma Beye de il ler, buna mukabil Beykozlular da larmı, Şahap, Sadeddin ve Tu: vi viye ederek kuvvetli rakiplerine çök güzel ve hâkim bir oyun çıka | >. ya muvaffak olmuşlar ve ilk ; gi 20 galip bitirmişlerdir. İkinci devrede her iki takım d8 w savi bir oyun oynıyarak karşılık!” rer göl atıklarından müsabaka bu retle 3-1 Beykozun galibiyeti ile ei miştir. re Güneş 8 - Galatasaray i Ayni sahada ikinci maçda ba, 4 fa Blheş 5 enleri “arasında İlk dakikalar her iki taratın da tini denemesiyle geçti. Onuncu öö kadan sonra top daha çok Güneş” sahasında, 12 inci dakikada ve bir Güneş akımında Galatasaray zi ne frikik oldu. Necdet bu cezâ şundan ilk golü attı. Akabinde bir sarı kırmızı akinında da sol “©, Nuri beraberliği temin etti, Bu sonra oyun Galatasarayın hâkimiyeö tına girdi ise de muhacimler çok bozuk oynıyan Salâhaddin 53) fırsat kaçırdılar. ; 30 uncu dakikada bir Güneş de Canbaz takımının ikinci gölünü * ve devre böyle 2-1 Galatasaray ne netizelendi. İkinci devre başladığı vakit G saraylıların mağlâbiyetten kurtarmak çin canla başla oynadıklarını görü”, ruz. Fakat üç orta çok Müsait trsst ları kaçırarak vaziyetin değişmem sebeb oldular. Â Bu devrenin yarım saatini tam” tek kale şeklinde oynıyan Gülatö fe raylilar, beceriksizlikleri yüzünde Kbiyeti, hattâ beraberliği temin © mezken Güneşliler yavaş yavaş bü * yikten kuruldular ve yine inik Necdet vasıtasiyle üçüncü gollerisi zi öttılar ve müsabaka da böylece 3-1“ neşin galibiyeti ile bisi e Kasımpaşa 3 - Galata gençit” Şeref stadında ilk maç ikinci KW. vin iki rakip klübü Kasımpaşa ü8 ista gençlerin B timleri arasmda sandı, Çok heyecanlı geçen bu We. Esik bir oyun oynıyan ve her iki “ rede de açık bir hâkimiyet tesis © Kasımpaşallar rakiplerini sıfıra KW üç gölle mağlâp ettiler. ; Beşiktaş 1 L spor İ el” İkinci müsabakayı yapan İstan”. spor - Beşiktaş B takımları hakemliği ile karşılaştılar; bu #3i ka tamamen mütevazin cereyan est doksan dakika sonunda taraföy” ie Gi 21 w Mi

Bu sayıdan diğer sayfalar: