5 Nisan 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

5 Nisan 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—50— Ruhi Büşcran: Uzunca' veya uzum boylusunur. munyece örtasınız. Geneisniz. Fnalsiniz. Bir işi iyi || ve munlazam yapmak için çalışırsınız, Bu hususta iradeniz sabrınız çek iyidir. Bir işin zor ve yoreu olması sizi korkulmuz. Dikaktiniz de iyldir. Yalnız bir şey hak- kında büküm vermekte acele eder, evre- Wâ bükmünüzü verir, sonra tetkike girişir. siniz. Bunu, pek beğenmeğe imkân yok. tur. Harict tesirlere kapılımağa. ve nazarı dikati calip-hareketlerde bulunumğa tema, yülünüz mevcuttur. Bir o yabancı dilile meşgul oldunuz mu? öl H.14. Mode: Fazla hassas ve asabi görünüyormimz Düima mı.böylesiniz? Yoksa müracsalınızı asabibi bir zamanınızda mı yaptınız. Bunu ya yg yy yg Ayrıca, bu dela a e e da küfretmesi icap edeceğini ilâve olarak söylediler. Şpatina arkadaşlarının bu arzusunu yapmaktan istinkâf etti, Arkadaşları maşanın üstüne beş kron koydular. Ve bütün güçleriyle onu kandırmağa ça- kaştılar, Fokat Şpatina, inat etti: — Yahu, dedi, siz de çok insafsızsı- nız!. Küleredresm yarın muhakkak im- Uianda dönerim. Gelin bugünlük bu sevdadari vazgeçin?.. Etmeyin, eyle seyin", Ben, dini bütün bir hıristiyan olmam itibariyle bunu yapmamalıyım.. ve yapmıyacağım da... “Arkadaşları masanım Üzerine beş kron daha koydular. Şayet papazlarâ küfreder ve sarlioş Dismas'r metheder. se kendisine on Kron vereceklerini söy: dediler. Şpatina gene dayanir: — Mademki öyle, bax de kiliseye gi- | vardır. Yaşmır 30-35 dir. Boyunuz ortanın üstündedir. —650— Ankara Mehmet Kutsi: Size gazetemizde kançi numara |. le hitap edilmek iktiza ettiğini, sal elinizle yazınızı, dirseğinizden bile- ginize kadar mesafeyi (santim ola rak), bir elinizin Kâğrt - üzerindeki resmini gönderiniz. Bir de mütend- dir imzalarınızdan hangilerini hangi şeraltte veya nerede kullandığınız! dn yazmamızı rica ederim, —053— PangaltrZ,. B: Hoyunuz uzunca, bünyeniz. orta» dır. Gengsiniz. Heyecanlı şeylere me- rakınız ve alâkanız vardır. İşten yıl- mazsınız. Zor ve alışmadığınız işleri diyorum, dedi, Alla hepinizin. belâsr. nr versin. Arkadaşları onu kiliseye kadar gö | türmeği teklif ettiler. Şpatina, Gelki ar» kadüştarını yoltlik insafa e | ! Bu teklifi seveseve kabul etti. Fakat “zındıklar, da inat ettiler, Küfürsüz pa, ra vermediler. Onu kiliseye kadar 1 ederek, duasını, bitirinciye kâdar kapı» || nın önünde beklediler, Şpmtinarın.duası epey uzun sürdü. Dışarı çıktığı zaman arkadaşları, bira” haneye gitmek istediklerini. şayet arzu ederse kendisinin onlarla gelebileceğini fakat muhakkak surtte hiç olmazsa bir defa olsun küfretmesi lâzım geldiğini, törmeği,m,-,. TİHOfürüaşebdül sssev ona bildirdiler. Pakat Şpatina sözünde sebat etti, Dİ. ni bütün bir hıristiyan olarak kaldı. Ar- kadöşlarını bir hayli kalayladıktarı sör- anlamak işin diğer yazılarımıza İhtiyacım > Cevapları veren Profesör Sanerk Grafoloji ve Grafometri | mütehassısi de muvaffakiyetle bitirmeli husu- sunda gayretli ve.dikaktiiainiz. Yal- mız acelecisiniz. İstediğiniz bir şeyin ra evine geldi. Bütün gün ve bütün ge ce imtilanz Hazırlandı. Uykusunda dâ yüksek sesle: “Ben dini bitün bir Bıriğ- | tiyanım!:,, diye Bağıra. Ertesi gün öğleye doğru kıpkırmızı Jirim. İmtihan: veremellim; döndüm. Bugünden itibaren Ben de “rrndik;, ol. düm. Bü sözlerden sonra yakası açılmadik köfürlere başladı. Mukaddes Bildiği | her şeye ve Herkese kilftetti. Sarkoş Dismas'r göklere çıkardı. Ayın birinden sonra dr papas amcasının paralariyle din aleyhtarı bir mecmuaya, yani “zın. | | diklar;, me mecmuasına abone oldi. Rusçadan çeviren * Fershi FERRUH dili likle takkeli. ns MARRTZ DO POMPADUI. Belki de kont, kendi aşk teorisini ona anlatırken başka bir hedefi de yoktu. Şövalye, Sen — Jermenin söylemiş olduğu vechile, hakikaten #licenap bir ruha ve kalbe malikti. Yavaş yavaş, kendisini Janın saa- 'detine hâsretmenin, çarelerini düşün- meye çaşlamıştı. Intihar düşüncesi, ted- rizt bir şekilde, kafasından uzaklaşıyor. dü, Hep ayni derece de ıstırap çekiyor- du. Fakat artık kontun bu sözlerindeki hakikati kabul ediyordu: — Tedavi edilemiyecek bir tel şey vardır: Ölüm! Ölmek, kendi kerdini, artık Janr biç görmemeğe mâlıküm etmek 'değil miy- di? Hanâ fedakâr âşk teorisi bir kenara bırakılsa bile, hattâ, genç kadının kal- Bini kazanmak istediği kabul edilse bi- Je, intihar, artık hiç bir telâfi imkân berakmıyan #on ve kat'i hezimet ölmaz meyd:?. Kont dö Sen . Jermen onan koluna girmiş; onu dışarıya sürüklemiş, ona tatlı bir tavırla hitap etmiş, uğn üzün anlatmış ve nasihatlerde bulunmuştu ve nihâyet, otelinin kapısı önünde on- dan ayrılırken, yaşayacağına, hayatma kıymıyacağma dair ondan söz almıştı. Kont yalnız kalınca şöyle düşündü: — Eh! İşte birisini ölümden kurtar- dım. İyi mi yaptım? Kabahat mi işle dim? Kirahilir? Fakat iyisi mi şu hazin fikirleri bırakalım ve gidip baloda kimin muzafler olduğunu görelimi, . kendi huzuruna, hoşlandığı kadınlarla alay edilmesine ve aleyhlerinde dediko, dular yapılmasma kat'iyyen müsaade etmez ve onları bir Revi Kahramanca mertlikle ve şiddetle müdufan ederdi. Jan ise, bilâkis, kendisini Lâiyle yad. ms görünce, bir delişet hareket! yaptı. — Sir, diye mırıldandı, yalvarırım size, hiş olmazsa perdeyi kaldırmama müsaade edin.. Krat: — Fakat niçin, gürel melek7 diye sordu.. Yoksa sizden şüphe etmek ce- saretinin gösterilebileceğini mi düşü - nüyorsunuz ?. Emin olum ki, sizinle baş baya kalmak arzusunu göstermiş ol. mama biç Kimse hayret edemez. Ve bi- risi buna hayret ederse, size yemin €- derim ki, bu size dokunmryacaletır. Ba- na muhafaza etmek emrini vermiş oldu. ğımuz bu mendil, kalbime; sizin şöhre- tinizden daha yakın değildir. Kral, içinde aşktan ziyade, kadına karşr nezaket arzusu ifadesi okunan bu cümleyi söylerken, Janm elinden tuttü ve onu bir kanapeye kadar götü terek, oraya oturttu. Jan çılgın bir Kalde kekeledi: — Sir, kralın karşında oturmak! Majesteleri unutuyorlar ki. On beşinci Lâi, genç kadınm yanma yerleşerek: — Canrm dedi, boş merâsini kaldele- rinin ne ehemmiyeti verdir. Burada, majeste ve kral yok, sadece, nihayet sizi yakından görebildiği ve bu kadar arzu i ! Xx ettiği hâdisenin tahakkukundan dolayı son derece memnun ve mesrur olan bir ILANI AŞK perestişkârmız var. Jan, ruhunun saf ve kuvvetli kranr Betbaht D Assas, istemiyetek perde- içinde bağırdı: yi düşürdüğü zaman, on beşinci Lâi, — Demek doğru! Beni görmeği ar- küçük salonda, Janın yanında kalmıştı. zu etmiştiniz!. . Pilbakika, kral, arzu ettiği kadınlar — Evet!.. Size yemin ederim ki, sizi hakkında söylenebilecek şeylere pek az Ermitaj ormanında gördüğüm günden- verirdi. Maamafih, şunu da söylemek lizımdır ki, kral hiç kimseye İri sildi A kkeidi MARKİZ DÖ POMPADUR. 119 Bi affetsin, şiir bile yazıyorum ve bu- nar için sizin nâzarımzda gülünç gö- rünebilirim.. —OhL, Sirr. Siz Kral! Heyecan içinde soluyan Jan, bu söz- Teri, ateşin, kat'i bir kamaatle söylemiş, âdeta isyan etmişti, Onun nazarında, majeste gülünç mevkie düşmezdi! On beşinci Lâi, görünmiyecek dere- cede hafif bir Bareketle omuzlarını silk- tive şöyle düşündü: — Gene Sir! Gene kral! Bu anda mevzuu bahsoları hiç te bu değildir! Jan hiç bir şey görmüyordu. Adeta gözleri kamaşmıştı. Hülyalarnda bile ancak besleyebikliği bu rüya, demek böyle kolaylıkla tahokkuk edecekti! . Evet! Yanmda oturmuş olduğu halde elini tutarı ve ona tatir bir tavırla ilânı aşk eden Fransa kralrydı!. . Genç kadimın dudaklarımda bir vecd ve istiğrak tebessürmü dolaşıyordu. Kelbihi taşıran kuvvetli sevincini ve saadetini gizlemeği hiç te düşünmüyor- du. Ve bu haliyle o, cidden sevimlivdi... Onun jestlerinden her birinde beli. ren bu aşk ifadesinin safir ve güzeli. ğin! anlamak için bir şair, bir san'atkör veya bir âşık ruhuna malik olmak lâ. zımdi.. Heyhat! On beşinci Lüi bir sefihten © başka bir şey değildir. O bu saf ve harilmilâde güzel mahlük- ta, sekiz gün eğleneceği.. sonra başka oyunlara geçeceği bir oyuncaktan baş- ka bir şey göremiyordu!. Bu küçük kızın, onun üzerinde bir tesir, bir nüfuz icra edebileceğini dü. şünmekten çok uzaktı. Fakat hakiki aşk, samimi ihtiras, ya” vaş yavaş nüfuz, cezb ve teshir eden mukavemet edilmez hassalara maliktir. On besinci Lâj her şeye rağmen, gör- düğü ba güzellikten müteheyyiç oldu. Eğer Jan, kralm mutad hissizliğini ve soğukluğunu bilseydi, onun bu he yecanınn, kendisi için şimdiden büyük Bir zafer olduğunu anlardı. Fakat zavalir çocuk; Lüinin hissiyatr- nı tahlit etmek şöyle dursün, kendisi hislerini bile anlamak arzusunu oo ve ve kuvvetini bile kendisinde bulamr. yordü.; O; tipkr, uzun müddet kafeste karan- Irk içinde muhafaza edilmiş, sonra bir- denbire, güneşe karşı bırakılmış küçük, güzel kaşlar gibiydi, Lâi, şüphesiz, ondaki haleti e. anladı.. Çünkü, o zamâna kadar dürlüklerin da muhafaza ettiği tebessüm birdenbire zall oldu. Nazarları şaşaladı.. İlk aşik busesine, saf ruhiyle kendi- sini tamamiyle terketmiş gibi duran bu harikulâde güzel maşukaya doğru eğil, di ve devam etti: — Evet, sizi bu kâdar güzel, bu ka- dar tatlı gördüğüm, zavalk geyiği kur. tarmak için yalvaran sesinizi duyduğum andanberi yalnız sizi düşündüm. Sizi tekrar görmek istedim.. Ve gördüm. Bana öyle geliyordu ki, size söyliyecel: bir çok şeylerim vardı. Ve şimdi, artık cesaret edemiyorum. , Genç kadın haşin: eğmişti. Kirpiklerinin arasından iki inci tanesi gibi, iki saadet yaşı sızdı. Kral hemen hemen dizleri üzerine kaydı ve Jan gibi küçük bir kızin mu. hayyiletine en büyük tesiri yapabilece- ğini düşündüğü “beylik, stili alarak şöyle mırıldandı: — Siz kralın kalbi üzerinde hükme- diyorsunur.. Arzu ettiğiniz gün, saray üzerinde hükmedeceksiniz.. Fakat bu sökzler, onun beklediğinden bambaşka bir tesir yaptı. Jan ellerini kurtarmağa çalıştı. — Sir, diye mırıldandı, saraya git * meği arzu edemem, çünkü oraya gitsey- dim, örada.. Kral ateşin bir tavırla sözünü kesti:

Bu sayıdan diğer sayfalar: