23 Mayıs 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

23 Mayıs 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- Papaslıkla diplomatlık arasında İİ — Konser l Konser salonunda, meşhur artistin | taganni ettiği parçayı, dinleyiciler - den biri, mırıldanarak tekrar ediyor- du. Yanındaki adam Beriki, hem suçlu hem güçlü, sor- du: — Bana mı söylüyorsunuz? — Hayır size değil; sahnedeki ar, tiste! Söylediklerinizi işitmemize mâ. iştah Doktor hastasma sordu: — İğtihanız var mı? — Belli olmuyor doktor. — Nasıl belli olmaz? — Bazan iştiham var sanıyorum, fakat yemek yeyince iştiham derhal kesiliyor! Elli lira İ — Dün elli bira bozdurmak istedim ! de bulunmadı. — Piyasada bozuk para yok mu? —— Hayır, bende elli liralık yok ki! | izan ne oluyor da salonun ta örümcek ağı bulunabili . — Demek evde örümcek var bayan! Lâyık değlii Hahamın, her nedense, ölüleri diri. tiği yolunda bir şöhreti etrafa yayıl. maştı. Böyle bir iş yaptığı görülme- mişti ama, herkes - tabii köydeki din. daşları - bu mucizeye inanıyordu. Bir | gün Kohen ailesinin sevgili küçük ço. | cuğu ölünce Kohen hemen Hihama köğtu: PR MY — Küzüm hahameığım, ne olur ev. lâdımızı diriit! Haham şöhretini mahvetmemek i - çin teklifi kabul etmek mecburiyetin- de kaldı, Ölünün başı ucuna giderek kulağına seslendi: — Moiz, kalk! Ölüde, tabil, ses seda yok. — Moiz, baban emrediyor, kalk! Tekrar bir emir: — Moiz, annen emrediyor, kalk! Bir müddet sonra bir emir daha! — Moiz sana hahamm emrediyor kalk? Ölü, bu emri de dinlemeyince ha . ham, sile erkânına döndü: — Anasıme, babasına, bahamma i- tâst etmiyen bir çocuk nankördür, di- tiltmeye lâyık değildir, Biringiliz fıkrası — Baba, diplomat ne demektir? — Diplomat, eğer diplomatlar ol - masaydı, ortaya hiç çıkmıyacak olan meseleleri halletmeğe çalışması için Para slan adamdır, oğlum! Konferans Kadın konferanaçı, milnakaşalı ge. «evek olan konferansını söyledikten Sonra: — Suallerini bekliyorum, deği, Hepsine cevab vermeye çalışacağım. Dinleyicilerden bir kadm atıldı: — Şapkanızı nereden aldmız? çok Züzel doğrusu! Elektrik Seyyah — Bu köy elektrik ışığı ile Dİ aydmlatılır? Köylü — Yalnız fırtınalı gecelerde! Aylık , > Masşından nekadarını evine gö- türüyorsun? — Hiç. — Olur mu ya? Neden? >> Çinkil karım her ay başı daire, e maaşımı al eve o götü » Bir daha paranın yüzünü gör | Mem, TL — Sen buna bakma; karımın yazıhö- neye gelmiyeceğini bildiğim günler ça lışan daktilomu görsen bayılırsın! Viyolonselci — Çabuk ol, sen robunu dikeceksin diye ben konsere çeç kalıyo- rüm, — İyi aklıma geldi, kocam için bir pi- po alacaktım. — Tüccar Arif beyle artık selâmlaşmı- yor musun? — Hayır. Benim yüzbin lira kaybetme- me sebeb oldu. — Neden? Ne suretle? — Kızını bana vermiyerek! Boks maçından evvel — Anladın ya? Beni müşkül bir vazi- yette görünce hemen koşup gelerek tele fonda beri istediklerini söyliyeceksin. Elektiriğin mucizesi Elektrikle neler yapılabiliyor gaşi- yorum. Doğrusu elektriğe dair kitap- larr okuyunca durup düşünüyorum. — Düşünüyorsun ha? Şu elektrik nelere muktedir değilmiş yarabbi! ERK eme. 3 Fark yoktur Fransız » İngiliz dostluğu bu- günlerde yeniden canlanıyor ve kuvvetleniyor. Bu münase- betle, Fransızca “Vü,, niöemua. sı, bundan yüz sene evvel ölen bir adamın iki memleket &ra- sındaki yakınlığın candan ta- raftarı olduğunu hatırlamak lâzrındır, diyor, bu adam meş- hur Taleyran'dır. Taleyran 15 mayıs 1538 de öldü. Ölümünün yüzüncü yıldönümünden bir kaç gün evvel Daladye ve Bon. ne Londradan döndüler. Gene yüzüncü yıldönümün- den biraz sonra İngiltere kralı beşinci Jorj Parise gelecek. Te- sadüflerin bu gerip tevalisi de ayrıca kaydedilmeğe değer. 179), Fransa ibtilâlinde harp istiyen temayüllerin uyandığı senedir. Bu yıl içerisinde haris ve sergüzeşt arayan on iki lekdar politikacı ile, bunlardan bol bol para alan bir kaç gazeteci ne bbiha- sına olursa olsun Fransayı feci bir bar. be doğru sürüklemek istiyorlardı. Bu yıllarda Fransanın ne silâh, ne mühimmatı, ne de yiyeceği vardr. Fa- kat buna rağmen bu diplomatlar Avru- panın bütün “taçlı müstebitler, ine harp açmak istiyorlardı Karra, o zaman Fransaya hâkim olan Jakobenlere sulhü kurtarmak için en iyi çarenin derhal açılacak bir harp oldu- ğunu söylüyor ve Prusyadan kaçerak beraberinde yüz bin İiralrk bir servetle Fransaya sığınmış olan Baron Fon Kilot, Prusya hududunda Fransız askerleri görünlür görünme, bütün Prusyalıların ellerinde hukuku beşer beyannameleri ile Fransızları karşılayacağını ve Pıuş ya askerlerinin — ellerindeki silâhları Fransız kumandanlarının göstereceği gaye uğrunda kullanacaklarmı temin edip duruyordu. Bütün bu haris, muğalâtacr, hattâ ha. inler (Zira bu adamların içerisinde Fransayı harbe sürüklemek için yaban- &lardan para alanlar olduğu O#onr& dn meydans çıkarılmıştır.) kütlesi içe- risinde bir kaç tane uzağı görür ve Fransanın hakiki menfaatlerini düşünür ağam vardı. Bunlar vaziyetin kötülüğünü ve Fran sanın girişmek istediği teşebbüsün teh- Hikelerini seziyorlardı. Fransanın böy- le bir teşebbüse atılışı Fransa aleybin- de Londradan Petrograda kadar uzona- cak büyük ve kuvetli bir ittifak yarata- bilirdi. Sonra bilhassa bu teşebbüs Fransa- nm İngiltereden tamamiyle öyrılması : z © Törer — Burnunuzun ne tarafta ok Taleyran demekti. Bunu düşünenler böyle bir te- şebbüse girişmeden evvel İngilterenin bitaraflığını temin etmek istediler. Lon- draya muktedir ve uyanık bir sefir göndermek icap eiiyordu. Bu elçi, Fransa inkılâbıma dost, fakat an'anele- rine de bağlı olan İngiliz kabinesini, bu hareketin İngiltere aleyhine müte- veccih olmıyacağını temin edecekti. Bu vazifeyi kim görebilirdi?. O vakit Taleyran'ın ismi ortaya atıl- dı ve herkes bu isim üzerinde ittifak etti. Bu tarihte Paris Departöman'ı na“ mına Direktuvar meclisinde aza olan Taleyran 37 yaşında idi. Taleyran pa- pas olmak istemiş ve papaslık tahsili yapmış bir adamdı.. Faket Fransız ih- tilâli onun bu meslekte devam etmesine mâni oldu. Parise ilk geldiği zamanlar matcup bir adamdı ve hâlâ papas olmak arzu- sundaki muvaffakıyetsizliğin inkisarı- nı duyuyordu. o Taleyran güzel bir de- likanlıydı. Paris salonlarında kadınla” rın çok çabuk mazârı Idikaktini celbetti. Bir çök kadınlarla münasebette bulun. da, Kadınlar, genç diplomats papas ©- lamamak hüznünü unutturdülar. Bir gün Mağam dü Bartinin salonunda bir kadınla konüşurken “Papaslık ile diplo- matlık arasında fark olmasa gerek... Papas, kadmları günah çıkarma hücre- sinde kabul eder. Diplomat ise onlarla saraylarda konuşur., demişti. Taleyren, Londraya elçi olarak gönderileceği vakit kontes dö Flao ile aşkın en hararetli günlerini yaşıyordu.. Sevgilisinden ayrılıp Londraya gitmek canını siktr. Ve “tesadüfler bana engel oluyor, papas olacaktım. İnkılâp yolu- ——r İİ a Kazazede kadın — Üstümüze daha duğunu arada sırada bana hatırlatsanız dikakti çekme; beni bu kılıkta görürler- | fena olmryacak! se dedikodu yaparlar! / Meşhur Jaleyran'a göre Papas, kadınları günah çıkarma hücre- sinde kabul eder; diplomat ise onlarla saraylarda konuşur Fransız - Prusya harbinde İngilterenin bitaraflığını temine muvaffak olan Taleyran kafasını giyotinden güç kurtarmıştı mu kenti, Aşık olmuştum.. Vazife beni öyktan ayırdı,, dedi. Fakat buna rağ- men Taleyran Londraya gitti.. İnllâp (Fransanın sefiri ondrada iyi karşılandı. Fakat bu iyi kargılayış siyasi mahfellerde değil, inkılâpçı küt- İeler arasındaydı. Saray Taleyran”; çok soğuk karşıladı. Ve Taleyran bir suva. rede İngiliz kraliçesi ile görüşmek için kraliçenin yanına yaklaştı. Tam söze başlıyarağı sirada kraliçe atkasını dön- dü ve uzaklaştı. Fakat Taleyran, soğuk karşılanma- dsn üzülecek bir adam değildi. His lerini saklamayı çok iyi bilen bir diple, mattı. Vazifesine inanarak bağlanmış» tı. İngiltere hariciye nâzıriyle ilk gö- rüştüğü gün, çok heyecanlı bir lisanla, “Fransa ile İngiltere anlaşması bir ha- yal değil, bir hakikattir,, diye bağırmış. tı. Buna rağmen İngiliz başvekili Pit onu çok soğuk karşıladı. Ve İngiltere- kralınm kendisini meşru bir hükümetin mümessili olarak tanımak arzusunda ol- madığını ihsas etti, Taleyran'ın bu hâ- diseyi Fransaya yazarken dâha ümidini keybetmediğini şu satırlardan anlıyo . ruz, “Fikrimizin burada yürüyeceğin- den eminim. Fakat bu yürüyüş çok a- gır olacak gibi görünüyor... Taleyran, İngilterede durup dinlen- meden, İstiskalleri anlamamış görünce rek çalışırken Fransada kabineler “bi ribirini takip ediyor, Fronsa harbe giri- şiyor, Fransız ordusu düşmanla kasşı- laşır karşılaşmaz bozuluyordu. “Tabii bu hâdiseler Taleyran'ın (İngilterede muvaffakıyetini güçleştiriyor, önüne a. şılmaz mânialar çıkarıyor, onu ümitsiz. liğe düşürüyordu, Bütün bu vesiyet gözönünde tutu » lursa Taleyran'ın Londrada ne kadar büyük bir muvaffakıyet kazanmış oldu- Zu anlaşılır, O bütün bu ahval ve şera. it içerisinde dahi 25 mayıs 1792 tari- hinde İngilterenin Frensa - Prusya har- binde bitarallığını temine muvaffak ol. du. Bu muvaflakıyetten bir kaç gün sonra Fransada tekrar kabine değişti. Yeni kabine Taleyranı Parise çağırdı. Taleyran tekrar döneceğinden emin © larak Parise gitti, Filvaki Londraya döndü. Fakat sefir olarak değil, firari olarak.. Fransız kabinesiyle uyuşamı - yan Taleyren hapisten ve belki kiyo- tinden yâkasını sıyırmak için Londra, hükümetini Konsüllük, konsüllüğü in paratorluk, imparatorluğu krallık takip etti. İmparmtorluklar doğdu, öldü, ye- ni devlet adamları meydana çıktı, yok oldu. Fakat Taleyran bu vak'aların hepsinden sağ ve salim kurtulmak im- : kânlarını buldu, Bütün bu Heğişen var» lıklar orasında demirbaş olarak kalma nın kolayını bulmuştu, İmparatorluğun son senelerinde Ta- leyran gene İngilterede sefirdi. Fransa imparatorluğu, İspanya muharebesi $1- rasmda yeniden İngiltere ile anlaşınış. tr. Fakat bu sırada ikinci Fransa ihti. Jâli başladr. İngiltere ile Fransanın arası tekrar gerginleşti. 'Taleyran bu seler Londrada dört se- ne kaldı, (Fransa - İngiltere . İspanya- Portekiz) ittifakmı meydena getirdi. Sonra 1834 de siyasi hayattan çekildi. Fakat 84 yaşında oluşuna rağmen çok rinde idi, 1838 martmm üçünde siyasi ve içtimai ilimler akademisine girdi. En güezl eserlerinden biri sayılan nut- kunu söyledi. Siyoşi hayatın anlatir. Bundan altı hafta sonra da 15 mayis 1838 ide öldü.

Bu sayıdan diğer sayfalar: