23 Mayıs 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

23 Mayıs 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“ KIZLAR Niye evlenemiyor? Bir ingiliz muharririne göre a m e m e Madlen Röne'nun iç yüzü Bir erkek müteaddit Maymun iştahlı karı alabilmeliymiş! Londrada yaşlı ve bekâr kızlar arasında yapılan anket İngilterede hiç evlenmemiş, be- kâr kalmış “Yaşlı kızlar, ın 300 bin azadan mürekkep bir temiyet- leri olduğunu ve bunlardan 3.000. inin geçen gün Londrada bir mi. ting yaptığını yazmıştık. Bu ihtiyar kızlar, 55 yaşma gel- dikten sonra, hükümetin kendile, fine maaş bağlanmasını istiyor. lardı. Hükümet meseleyi bu tara- İrmdan tetkik ediyor.. İçtimsiyat. çılar da meseleyi başka cihetten © le alıyorlar: Bu kızlar şimdiye kadar nedin evlinmemişler? Bizim tabirimizle, neye evde kalmışlar?. Ernest Restel ismindeki bir mu» harrir, meseleyi gözden geçirerek bir makale yazmıştır. Sade İngil. terrnin değil, bir çok mem'eketle. rin başlıca derdini teşkil eden bu mesele üzerindeki yazıyı aynen alıyoruz: Geçen gün, yolumu değiştirdim, yaşlı kızların (ne fena bir kelime !) yaptıkları mitinge bakmıya gittim. “Kızlar neye &vlenmiyor?.., Bu suale cevap vermek için hepisinin fizik va sıflarını gözden geçirdim, Fakat bundan bir netice alamadım. O yüz sene evvelki yaşlı kız tipi bugün kölmamış artık.. Bol entarili, ensesi katmerli, saçları arkasında bir topuz şeklimde toplanmış ihiyar kız tipine pek tastgelemiyoruz. Buzün, hükümetten kendilerize ma» sp bağlanmasını istiyenler güzel giyin- miş, ince, zarif kadmlardı. Bunlar, ça- lıştıkları dairelerde âmitlerini herkesten dha büyük bir salâhiyetle idare eder. ler .İşleri bir aile reisi, bir ev kadını gi- bi nizama sokarlar . Niçin evlenmemişler ? Bu şekilde bir hayatı tercih eder mi- siniz?. Böyle bir suale İngilterede 1.645.000 Ayrı cevap alınabilir, Bu rakam, İngil- terede erkeklerden fazla olan kadın mik turn: göstermektedir. Yani bunlar? ev- lensmemeye mahküm olanlar veya ola. cak bulunanlardır . Doğumlarda erkek çocuktan ziyade, kız çocuk fazla görülmektedir. Bu fazlalık devam ettikçe ve tek evlilik usulü kalkmadıkça, bu suali sorscak ol. duklarımız gittikçe artacaktır. Şimdiki halde, aldığımız cevaplarla iktifa ede- lim, (Bu cevaplarda yalnız isimler gizli tutulmuştur.) Evvelâ Mis $. B. nin fikrini dinleye- lim, Mis S. B, 42 yaşırkdadır. Cazip bir kadındır. Hayatın; çalışmakla kazan - maktadır. Bugün, hayatta kadınm ka- zanmuş olduğu serbestlik ve geniş İş imkânından dolayı memnundur. Kadın. Tara bu imkânı veten harbe karşı da bir şükran duymaktadır. Mis S. B. diyor ki: >» Biliyor musunuz, benim gençii- ğimdeki nesil 20 ile 30 yaşındaki genç kızlardan müteşekkildi. Hayatımız bir $ok imkânlardan mahrum olarok geçi- Yordu. Belki bütün gençler bu mahru- miyeti duymuşlardır. Fakat biz daha fazla duyduk. “Benim bir erkek arkadaşım vardı. Evet, yalnız bir arkadaş. Cepheye gi- derken nişonlanmış gibiydik.. Biribiri- ize mektup yazıyorduk. Ben bir işe Birdim,. Hem iyi para alıyordum, hem de İşimi seviyordum. Arkadaşım Fran. Saya gitmişti. Geldiği zaman işimi br. takmak istemedim “İşimi bırakmadım, çünkü onun ka- dance ile geçinmeyi kabul edemezdim, © benden az para kmaanıyordu. “Sonra, biribirimizi — sevdiğimizlen semi güzel bir şeydi. Alıştığımız * hayatı bozmak ta evlendiğimiz za - KA man bizi mes'ut olmaktan alakoyacak bir şeydi. “Onun için, evlenmedik. “Kim olursa olsun, herkese verece- ğim cevap şudur; Hayatta serbest kal. dığım için memnunum. Hele şimdi ser- best kalmakta eskisinden daha fazla âr- zum var, “Şimdiye kadar mes'ut yaşadığımı *Byleyebilirim.. Bugün de çok mes'ut bulünuyorum...,. Diğer biri.. Mis S. B. nin daha harpten evvel, ya- ni pek gençken verdiği, bekâr kalmak kararına Miş M. F. daha 'bunandan iki hafta evvel varmıştır. Fakat ,onun va" ziyeti daha başka türlüdür: M. F. şimdiye kadar kendisi ile ev» leneceği adamı beklemiştir. Bundan iki balta evevi müracaat eden adam da (bu gibi hallerde daima olduğu gibi) gene kendisine muvafık birisi değildir. Mis F. bugün, Fit Strit (Londranm Babrâli caddesi) indeki bir haftalık mec- muanın ilân dairesinde çolışmaktadır. Bu işte haftada 4 İngiliz lirası (25) Hi- ra) alıyor ki, 25 yaşındaki bir genç kız için fena bir para değildir. Pratik bir insan olduğu için, Mis F. böyle bir kazancı Mrakıp evlenmeyi ters cih etmiyer. Çünkü evleneceği genç & dam aşağı yukarı, haftada 3 İngiliz Ji. rası alacaktır. Acaba Mis F. kalbsiz ve hissi bir kız mı? Hiç te değil. “— Biliyorum, içine girmekte oldu » ğum tehlikeyi, diyor.. Evlenmek İste « rim. İstemez değilim.. Şimdiki hoşuma giden bir iş ama, insan ne de olsa bir gün bıkar. “Sonra, evlenmek teklifi karşısında kalmamış değilim. Bir çok kadınlar bi- lirim ki böyle bir teklifi uzun müddet bekliyorlar. Ondan sonra da talihlerine küser otururlar, “Ben de bellki, otuz sene evvel ol» sa idi, böyle bir âkibete uğrardım. Bu. gün, tekrar bir evlenme talebi ile karş laşacağımı umüuyorüm.., Bir üçüncüsü... Şimdi gelelim Mis 1. B. ye. O daha. Binden memnun ve işini seviyor, zevkle çalışıyor; hetti, Mis F. den beş yaşda- ha büyük clduğu ve haftada ondan bir İngiliz lirası daha az kazandığı hal. de. Onun için evlenmek teklifini daha kolayca kabul edebilir.. Bununla bera. ber, şimdiye kader böyle bir teklif karşısında kalmamıştır. Mis B. annesi İle, babası ile ve Üç kızkardeşi ile beraber oturmaktadır. Büyük bir dairede çalışıyor. Böyle devam edeceğine benziyor. Acaba karikatürlere gördüğümüz ih. tiyar, bekâr kızlarden biri olarak mı kalâcak? Kendisiyle görüşürseniz buna belki ihtimal vetemezsiniz. Kendisi, mu hakkak bir gün evlenmek arzu ve ümi- dindedir. Bununla beraber, bugünkü halinden kendisini kabahatli görmemektedir. “— Kadın nüfusu erkekten fazla ol- biryıldız! Yasılar yamyordu; günün birinde muharrirliği pek cam sıkıcı buldu. Musikiye başladı; fakat.. mü, vaffak olmak için yıllarca çalışmak lâzım, Tiyatroya geçti; önce trajedide uğraştı. Ağlamayı bepere- medi ve komediri tercih etti... Eğlenceli bir vakayı anlatan yepye- ni bir film. Üç tanmmış yıldız. Bu fil min adı “Bay Viktor ismindeki adam,, dır, Üç tanınmış yıldız da Madlen Rö- no, Viviyan Romans ve Piyer Blan. şar. Piyer Blanşardan başka bir s6. fer bahsederiz. Madlen ve Viviyan bi. ribirine hiç benzemiyen iki yıldızdır. Rolleri de biribirine benzemiyor. Mad- len filmde sadık bir zevce, kocasını çok seven bir kadın, aile ocağına bağ“ hı bir anne olârak görünüyor. Viviyan da kocalı bir kadın rolünü oynuyor... Fakat her fırsatta aile ocağından kaş- mağa, ilk rasgeldiği adamın kollarma atılmağa hazır bir kadın. Bu, sanat. kârların diş yüzleri... Bu beyaz perde üzerinde böyle... Fakat hakiki hayat. ta da böyle mi? Bir gazeteci bu suali kendi kendine soruyor... İki yıldızla da görüşüyor. Bu da İç yüzleri. Madlen Röno orta halli bir ailenin kızıdır, Ailesinin evlâdı... Anne ve baba üzerine titriyorlar, Çocuk oku.' yor, yazı yazmaya merak ediyor. Or. ta halli yazılar yazıyor. Sonra konser- i Daha sonra Ko- ediyor.. Kızcağız tek filmle meşhur 0.' luyor. / Gazetecinin ilk suali ve aldığı cevab işte: — Bundan sonra da film çevirecek misiniz? — Pek zannetmiyorum. Yeknasak haytı hiç sevmem. Bir vakitler mu. harrirlik arzusuna kapılmıştım. Yazı- larımın pek beğenildiğini söylediler... Ve boni bu yolda dcvama teşvik etti. ler. Fakat muharrirlik çok can sıkıcı bir iş. Yazı yazmak için evvelâ mevzu arıyacaksınız. Sonra mevzuları yeni olması da lâzım. Fakat bugün dünya- da çıkan milyonlarca gazete, milyar . larca kitab yazılacak yeni bir şey br. raktılar mı? Farzediniz ki, mevzuu buldunuz. Onu kafanızda yoğuracakst- niz. Mevzu yoğrulduktan #onra artık dukça benim gibiler eksik olmıyacaktır. Diğer bir nevi yaşlı kızlar Diğer bir nevi yaşlı kızlar daha var- dır ki, bunlar, aileleri icabı bekâr kal- miya mecbur olmuşlardır; Evde, bakılacak ihtiyar anneleri ve ya babaları vardır. Bunlar sağ kaldıkça evlenmelerine imkân yoktur. Onlara da Allah uzun ömür vermiştir. Yahut ta anası babası ölmüş, çok kü. çük yaşında olan kardeşleri kendi eline kalmıştır. Bunlara bakması, çalışıp bes- lemesi lâzımdır. Bunlar başında olduk- ça evlenemez. Çocuklar büyüyüp ken- dilerini kurtardıkları zaman da, ablaları evlilik yaşmı geçmiş, bir ihtiyar kız ol- muştur . Mis T. bunlardan biridir: Annesi ölmüş, bobası da yatalak .. Kendisi çalışıp ihtiyar ve yatalak baba- sına bakmağa mecburdur, Ondan ayrı- iamaz. Onunla beraber yaşadıkça da kendisine telip çıkmıyacaktır. Mis T. bir mağazada, günde, sekiz saat tezgâh başında çalışmaktadır, On. 'dan sonra eve gidip çalışıyor, ihtiyar babasına bakıyor, Bugün 36 yaşındadır. 14 senedenberi ami hayatı sürmektedir, Artık bu ha- yata alışmış bulunuyor. Kendisinden bir fedakirlıkta bulunduğunu da düşün - miyor. n Mallen5n9 Fiviyan Romuns hiçbir zevki kalmaz ki... Sonra artık | sizin için hiç zevki kalmıyan bü şey- leri oturup kâğıt Üzerine geçireceksi- niz. Tahammül olunur şey değil,. Mu- harrirlikten vazgeçtim. Musi baş. ladım. Fakat büyük bestekâr, veya bü. yük virtüöz olmak çok çalışmaya bağ. hı... Ben bu kadar çalışmaya gelemem. Onun için konservatuvarın müzik şu- besinden tiyatro kısmına geçtim. Ev- velâ trajediye çalışmak istedim. Fa- kat bir türlü ağlamayı beceremedim. Gülmek belki daha kolaydır diye ko. medi kısmında çalıştım. Konservatu . var diplomamı aldıktan sonra taliin büyük bir lütfuna uğradım... Eeni Ko. medi Franseze aldılar. Hem de başlar başlamaz iyi roller verdiler. Bu suret- le belki Fransanm en büyük komedi artistlerinden biri olacaktım. Fakat komediden canım sıkılmaya başladı. İfijeni piyesinde başrolü oynamak istedim. Tabif vermediler, Ben de da- rildım. Tiyatrodan ayrıldım. Babamın yanma, Tulona gittim. Orada sevgili babımm tuhafiyeci dükkânmda tam bir Burjun kız gibi çalışacak, taliin Viviyan Romans meğer piçmiş; on yaşındayken hırsızlık etmiş! bara ransis ettiği Kocayı DeKliyecex- tim, Fakat olmadı. Piyer Blanşar çe. vireceği filmde bana bir rol teklif et. ti. Sinemayı tecrübe etmemiştim. Bir defa da onu tecrübe edeyim dedim. Burada yıldız ellerini çırptı: — Sonra, dedi, bilemezsiniz. Piyer Blanşar ne güzel, ne sevimli adam! Ne kadar tatlı konuşuyor? Her hareketin. de cana yakm bir gey var... Bu koca man filmi başkasıyla çevirseydim muhakkak sıkıntıdan geberirdim. Bü tün bir kış studyoda hapsolmak çeki lir bir şey mi? Fakat Blanşarla de. Zil bir kış, bütün sene bir yerde kapa. razıyım. Sonra size bir şey söyliyeeeğim ama, inanmıyacaksmız. Çevirdiğim filmi henüz hiçbir sinema. da seyretmedim. Bana öyle geliyor ki, biçbir vakit bu saçma filmi baştan 80. na kadar se: i İ meye tahammül ede- miyeceğim. Yıldız bir dakika durdu: — Sözü buraya nereden getirdim. Bilmem ki... Ha.. Başka bir film çevir. meye niyetim olmadığını anlatmak is tiyordum. Sanatkâp nihayet susabilmişti. Mu. harrir bü sükütlen İstifade ederek İ. kinci sualini sordu: — Evlenmek hakkmda ne düşünü yorsunuz? — Evlenmeyi çok isterim. Fakat çok da korkuyorum. Her seyden ça- buk canım sıkılıyor. Acaba evlilikten de bıkar mıyım dersiniz? Madlen; — Bu yaz ne yapacaksınız? Sualine: — Büyük bir tomobil gezintisi, ce- vabını vermiştir, filmden aldığım para ile kocaman bir otomobil aldım. Bu. nunla keyfimin istediği gibi bütün İ Fransayı gezeceğim, ep” Devamı 15 üneüde

Bu sayıdan diğer sayfalar: