25 Temmuz 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

25 Temmuz 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

eden Tarihe B ka arbaş plıkaya, Fıstıklı D “Her senede gün başına bir N Yardır., derlermiş. Üç yüz alt. ik Kesire, ii de “belki daha ziyadedir. ki, © Dir bağlarına girse kendini a Yor, lara, Seneliğimde bir e mektep ar gitmiştim. Bilmem yaşım ye Dört yıl, en sevgili ar- nm bir snf küçük Kara- f İn Ata. Ali Susurlukluydu. Ben ran. inatçı, haşarı, fedakâr a bir çocuktu. Bazı kış ge- ti hanenin sobası söner, ha- ai * defa söyleriz, odun getir- me ben, Karagöz Ali, bugü- ane gikâyeris Sait Faik ve san. Ün pe askerde buluştuğum sev. Aka $ mektebinin hamam kül « Külhanın ağzımı açar. May zg kar savrulurken, Mektebi temsil eden ta- olurdu. Ben Pınar. 2 tasin de Karagözdür. » Yalçın kayalardan bir a- i oraya seyyar tir gelirdi. o İskarada ik an : alt gören bir e, Bursanın en meşhur tek. ar Varmış. Toprağa yeşil z iş, Bu çimenlik sah- be “Kia, “© çekmiş çnarlafın ve Milâyı, “abalarla kazanlar getiril VU red ir “tini, Yamakların da kuzu çe atma Socukları da mutlak Ama ee kaş, der zevk o ehli, yaranı #adikan,, bu Abdal Mu. ne Siktilar mor kuzu kebabızı Kr a b ha iş a döndürürken ku- Ni Uzu iki bera yendikten son. İbi ağaçlara salmcaklar lerine de havadar, tenha, sa- ak nı yârı ile, ya. © » Can Sohbeti yap- tercih ettikleri bir yer- le İ rinde gürültü ile i düşüncelerinden İ Yirini teşkil ete a smd, kikapları| her alınmağa bap - : şekilde amda in arasmdaki Oyun| baki kaldıkça bu şehirde gürültünün İMESELE HABER — Akşam postası Gürültü mücadele Gürültünün şehir halkı üzerinde yapacağı zararlar nelerdir ? Bütün dünya medeni (o şehirle- mücadele beledi- yelerin en başlıca et mektedir. Yakm zamana kadar bizde hiç ehemmiyet veril » miyen şehir gü » rüitüleri, için son senelerde o tedbir- Jadı. Filhakika, bozuk yollar ve iptidai önlünü almak kabil olamıyacaktır, &- ma, gene de az çok bir şeyler yapılmış bulunuyor. Bilhassa seyyar satıcıların sabah karânlığı bütün mahalleleri saygısı bir yaygara ile ayağa kaldırmaları he- men hemen önlenmiştir denebiilr. Belediyenin gürültünün en büyük sebebini teşkil eden yük ve çöp araba- larını da ıslâh edeceği söyleniyor ama, görünüşe nazaran, bu daha çok uzun bir zamana bağlı bir iş olacak... Bu yazının arasında gördüğünüz re$- mi, bir Sırp gazetesiriden aldık. Onlar gürültü ile mücadeleye girişirken, ev- velâ yük arabalarının kat'işyen gürül - tü çıkaramıyacak olan yukarıki şekil- de yapılmasına karar vermiş bulünu - yorlar. Resmin altında da bu yeni tip için uzun tafsilit mevcut bulunuyordu. Gürültü ile mücadele için bizim, <| belediye daha neler yapacak bilmiyo - rum amma, kıymetli doktorlarımızdan (G. A.) nan gürültünün zararları için Sokmadıklarını iyi bili- yaztdığı çok güzel ve enteresan bir yazi- yı şuraya geçirmenin faydalr olacağı kanaatindeyim. Sayın doktor diyor ki: “Bu zamanda şehirlerin idaresinden İ$.. Su üzerinde kebab) mesul olanların en büyük düşüncele- Su kenarnda ateş yaki. rinden biri gürültüye karşı mücadele Merbut büyük ağaç şiş.) etmek olduğunu biliyorsunuz. Bazıları » belki şehir halkının pek küçük bir kısmı * bu mücadeleye hak veriyorlar. Bazıları sehirde yapılacak başka hiç salıncak Kolanı çe- bir iş kalmamış gibi diye mücadeleyi gülünç buluyorlar. Bu ayrılık niçin?.. Bir şehir çocuklarının tabii saydığı, fakat bizim (kulaklarımızın kuruluşu bakımından hiç te tabil olmıyan şehir gürültülerine karşı insanları üç sınıfa ayırmak mümkündür. Bir takım gürültüden hiç rahatsız olmadıktan başka kendileri - bilfarz. şoförler gibi - sanatlarını yapmak için ihtiyaçları olmadan gürültü çıkarırlar . Evindeki radyosundan, onu henüz al- mamış komşularını istifade ettirmek maksadiyle - kendi rivayetlerine göre- iyilik yapmak için radyosunun sesini son perdesine kadar açanlar bu birinci. takıma girerler. Bunların arasında, ken dileri evlerinde bulunmadıkları vakit- lerde konu komşu mahrum kalmasın diye radyoyu açık bırakanlar bile var- dır. Sokak satıcıları gibi, şoförler gibi gürültü etmeğe mecbur olnalar; böyle. lerinin arasmda (o sayıyorum. Zaten sanatlarından dolayı gürültü etmeğe mecbur olanlar arasında, başta, gürül lerden gerçekten rabatsız olanlar da buluntr, , Bu birinci karşılık, bir ta- kımı da gürültüden gerçekten muztarip olurlar. Fikirlerile çalışanların hemen hepsi bu ikinci smıfta buluştukları gi- bi, bu sınıfta sinir hastalıkları da var- dır, Bazısı gürültüden duyduğu ıstırap tesiriyle canına kıymağa kadar varır. Kimisi de gürültü yapanın hayatını kendisininkinden daha az değerli bula- yacak kadar bu iki takımın aramada » her şeyde olduğu gibi gürültüyü duyan fakat rahatsızlık Huymadığı için bitaraf kalan çoğunluk vardır. Bunların Eskimolar sıcaktan ile biraz daha yüksel- tirler ve gürültüyü yapanlara hiç bir şey demezler, Şehir idarele- rinin © gürültüye karşı açtıkları mü- cadeleyi (o lüzum- suz bulanlar, bıyık altından gülenler, bu normal dediği. miz insanlar ara- sındadır. , Onların, yani in- sanlar arasında ço- ğunluğunun gürültüden ayrıca bir ra- hattızlık duymaması gürültünün ger - çekten zararsız olduğunu isbat etmez. Gürültünün zararları sempatik sinirleri vasıtasiyle olurda onun için gürültü - den rahatsız olmazlar. Halbuki gürültünün zararlarını her kesin üzerinde görmek mümkündür. Fikirlerile çalışanların gürültüyü istememeleri işlerini azaltmasından, ba. zısında çalışmağa büsbütün engel ol - masındandır. El işleri dediklerimiz de az çok fikir işletmiye muhtaç oldükları için gürültü fabrikalardaki #melenin İşini bile azaltır. Makinelerinin gü rültülerini kesmeğe muvaffak olan fab rikalarda amele daha çok iş çıkarır. Daktilo makinelerinin gürültüsü bazı tedbirlerle kesilince çıkacak iş yüzde yirmi artar, Fabrikalarda yapılan tetd- kilere göre gürültüye gerçekten alış . mak ta mümkün Meğildir, Çünkü gü- rültü içinde çalışan amele rahatsızlık duymâsa da İşi azalır. Gürültünün iş mahsulünü azaltması beyin ve sinirler üzerine tesirine hamle dilebilir. Fakat (beyinleri çıkarılmış hayvanlar üzerinde yapılan tecrübeler gürültünün gene fena tesir (ettiğini göstermiştir. Gürültü, damarlardaki tansiyonu art tırır, nabam darbelerini çoğaltır, hayva- nın nefesini daraltır. Şebirlerde halkın damarlarındaki tnasiyonunun, zaman geçtikçe, arttığı, şehirlilerin çok et yediklerini, açık ha- vada yaşamadıklarına atlederler, şimdi anlaşılıyor ki tansiyon hastalığının gittikçe çoğalmasında, tramvay ve o - tomobil seslerinin, bütün şehir gürültü” lerinin tesirini de unutmamak lâzm- dır.,, 5 Doktorumuz diyor ki: Güneş Hayat verir; fa- kat öldürür de.. Işık ve hayat kaynağı olan güneş, in- sanların taptığı ilk mebuddur. Güneş ekseriyetle Mtufkârdır, Arzı baştanbaşa sevinç ve neşeye garkeder, Fakat hid- deti do korkunçtur, yakar, kavurur, hat- tâ öldürür. Güneş ışığı fennin elinde bagün çok kıymetli bir ilâç, eşi bulunmaz bir teda- vi vasıtası olmuştur. Yazın herkes yakıcı güneş altındadır. Binaenaleyh güneşin zararlarından bah- setmenin zamanıdır, Vak:â memleketi - mizin iklimi mütedildir, güneş, ilerimiz- de hattılatüya civarındaki kadar çok za. rarlt değildir. Fakat insanm sıhhatini, bazan da hayatını tehdid eden tehlikele- ri yakmdan bilmesi ve ona karşi icab 6- den tedbirleri alması dalma faydalıdır. Güneş sıcaklığınm sebeb “olduğu en korkunç tekllke güneş çarpmasıdır. Gü- nöğ çarpması umumiyetle beyne kan hü Gimu şeklinde meydana çıkar, Bu kan hücumu hafif ve geçici olsbi- lir. O vakit hastanım biraz başı döner, ayni zamanda başında hafif bir ağrı var dır. Cd kızarır, gözler kanlanır. Bü ha. ff şekli kısa sürer. Istırablarm geçme- si ve ürazm kaybolması için kısa bir is. tirahat kâfi gelir. Güneş çarpmasının ağır şekli, cümlei asabiyo Üzerinde bozukluklar vücuda getirir, basta saçmalmağaı ve çırpımma- ğa başlar, Sonra umumi bir kesiklik ge- lir. Ve seri bir ölüm bu kesikliği takib edebilir, Güneş çarpması ihtiyarlarda veya da- mar sörtliğino tutulan hastalarda doğru- dan doğruya kalbe tesir eder. Güneşin sarptığı adam olduğu yerde * yığılır ve hömen âni denecek şekilde ölür. Bazan güneş doğrudan doğruya beyin şiryanla zindan birisinin patlamasına sebeb olur, Kan beyinde toplanır. Hasta ölmese bi- 10 vücudunun bir taralı tutmaz olür, meflüç kalır. Bazan da dili tutulur. Böyle bir bale mini olmak için alıma. cak ihtiyat tedbirler şunlardır: yemek . ten sonra, bazmın devamı müddetince katiyyen güneşte yürümemelidir. Gür #saçlt adamların güneş altmda yürürken şapkasız gezmeleri tevsiyo edilir, fakat Saçları seyrek veya başları çıplak olan adamlar yazm gezinirken başlarına ren- gi siyah olmamak şartiyle hafif bir şap- ka giymelidirler, Güneş çarpmasına karşı ne yapmalı « dır? yapılacak ilk iş şüphesiz doktor ça- gırmaktır. Yalnız doktor derhal gelmi- yebilir, veya elvarda doktor bulunmaz, Güneş çarpan adamm etrafında bulu - nanların yapacağı işler çok basittir. Ev. velâ hastayı serin ve mümkün olduğu kadar az işıklı bir yere götürmeli, İmkâ, n£ olursa bir yatağa yatırmalta Kablise tamamiyle soymalı, kan deveranmı bo- zacak şekildeki bütün bağları çözmelidir. Hastanın başına, içersine biraz sirke ka- tılan soğuk suya batırılmış bir boz koy- mâl ve bunu mümkün olduğu kadar sık sık değiştirmelidir. Hastaya, doktor gel- meden evvel yapılacak son bir iktiyat tedbiri, burun deliklerine bir kaç damla horbangi bir antiseptik bir madde (oksi- jenli su, asidborik mahldlü ve esire) damlatılmalıdır. Bunlar yapıldıktan sonra doktoru bek- lemekten başka bir iş kalmaz, Güneş ışığınm sebeb olduğu ikinci has- talık “teşemmis” denilen o yanıklardır. Bu yaz mevsiminde plâjlarda sık sık gö. rünen bir rahatsızlıktır. Şehir edbisesin- den yakasını kurtaran ve daha hafif gi- yinmek imkânmu bulan plâja gelir gelmez soyunur, bembeyaz derisini, yanam diye güneşle saatleree karşı kar- gıya bırakır. Akşam eve döndüğü vakit derisinin bütün sathi kıpkırmızıdır ve ilemi dırahtistan, iş e erd, Önel Yarım saatiş, üç sene e 4 nd, 7, Ağaçları bülbül çabalama “eğer, ÜÇ kat çelileleri gö. : MERİKALILAR Hüdson nehrinin 32 metre derinli- Pejat Ekrem KOÇU ğinde Lenkoln tüneline benziyen ikinci bir tünel aç. 'mağa girişmişlerdir. Nehir içersinde bu ameliyatı yapmak için içinde otuz a- mele çalışan bir boru kullanılıyor. Nehir sularının ve dipteki çamurun boruya girmemesi için borunun her santimetre mu. rabba Üzerine normal hava tazyikınm yukarsında 25 kilo. gramlık bir tazyik veriliyor. Bu tazyik içersinde hiçbir sme- Je yarım saatten fazla çalışamıyor. Her yarım saatte borü yukarıya çıkarılıyor. Yeni 30 amele nehrin dibine indiriliyor, 1.520 metre uzunluğunda olan bu tünelin yapılabilmesi için 3 sene çalışmak lâzımgelecektir. şikâyet ediyorlar ERLEVHAYI okuyunca, belki de “kıyamet alâmetleri görünmeye başladı,, diyecekler bulunabilir. Bazıları bu haberi bir şaka ve alay telâkki edeceklerdir. Fakat ha. vadis doğrudur; Nevyorktan Deyli Telegraf gazetesine bildi- rilmiştir. Bu sene Alaskada ve Groenland adasında şimdiye kadar hiç görülmemiş bir hüdise olmuş, hararet derecesi bu ki memlekette 20 ye çıkmıştır. Eskimolar her sene bürün- dükleri kürkleri atmışlar ve sıcaktan şikâyet etmeğe başla- mışlardır. Hattâ bu sıcakların devamı takdirinde hasta ola- caklarından korkuyorlar, İhtimal ki âlimler bu hâdiseyi izah edecek fern! bir 86- böb bulmakta güçlü kçokmiyeceklerdir. Fakat arzın sene- den seneye soğuması beklenirken böyle sıcakların artması şa- * şirtici bir haldir, Kimbilir belki gelecek sene de üstüva hattı) ber tarafında bir yanma hissi vardır. Bu üzerinde denizlerin buz tuttuğunu göreceğiz! hakiki bir yanıktır. e e , kaçırır, istir, Nikotin bir zehir değil, 3 Agave map ünl at ilâçtır d hararet düşer, fakat vücudun “kırmızılı. Fri Mak id U günlerde İngilterede Portmmutta bir tb kongresi | | * Versay . e ağaya ö m devam Mr e çiş tene Yen Oşing | müzakere halindedir. Bu kongrede münakaşa mevzun, yeme stes la ek ve aş : r * drastnda Süyi ş tütünün ihtiva ettiği nikotinden çıkarılan nikotik asidin şifa 4 0da hay Sapkem derkal "hastalarına dairdir. Şiodiye küdar muzır bir zehir telâkki yım meşhur synait salonunda bir ziyafet verildiğini Börü ya, iştir, Resim. İsdilen tütünün bir dova olduğu bu suretle anlaşılmış oluyor. tabi gazetelerde okudunuz, Bu siyafette kral ve kraliçenin be SUNUZ, Nikotik asid, bilhassa gimdiye kadar devası bulunamıyan cü- önüne konulan yemek Jistesinin kabı, İngiltere kraliçesinin ; “azı 4 d ok sevdiği gül yaprı bir deri teşekkül eder. , Bunun önüne geçmek için almacak İlk tedbir güneşe çıkmadan evvel vücüdu BE Devomu 12 incide : I NGİLTERE kral ve kraliçesinin şerefine Versay sara- : eşi

Bu sayıdan diğer sayfalar: