3 Ekim 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14

3 Ekim 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ge FE i DAŞ Huşlarafı 10 uncuda Rene: — Hakikaten çok komik! dedi. Ama mânasızlık bu artık! OBenona gösteririm şimdi. Hemen telefona yapıştı.. Kadın e- İlinden almak istedi, bırakmadı, kula" Iğına götürdü. (OAntuanet, vücudu gölgede kaybolarak, kocasını: yanın - İa büzülmüş, duruyordu. Kocasının: nim.. Buyurun, deme sine takdirle baktı: © Rene bir müddet dinlemi .— Müsaade edin, dedi. Ben evvelâ si alay ediyor zannettim. Fakat demki ciddi diyorsunuz, mesele... Anlaşılıyor ki beni, si- xe bundan senelerce evvel Amerikada “bir oyün oynamış bir gangsterle ka rıştırıyors: Dâha doğrusu hiç müttessir değilim, çün dü karşımda sizin gidi, aklı başında olmıyan birisi bulunuyor. Meselâ siz na Donag diyorsunuz. Ne İomuzlarım: silker, oturur Birden durdu. Sonra: — 0! Yok! dedi.. Bir kelime İngilizce anlamam!, O zaman, Antuanet başını kaldır. dudaklarında hafif bir gülümseme ile kocasına baktı.. Renenin İngilizce | bilmiyorum demesi yalandı. Fakat telefondaki adam bırakıp gi- 'deceğe pek benzemiyordu. Rene, istihzak bir sesle: — Gelip sizinle konuşayım m:? de « Yok bayım, yök! Siz bana konu" ulacak bir adam gibi görüm 'nüz pek! Viadük istasyonunda mı? “Hayır, teşekkür ederim, Peki madem- ki öyle istiyorsunuz, sizi polisle ça İğırtirm.. Bana nâkak yere zahmet © İacak ama, ne yapayım.. Peki.. Hayır, ır, hiç bir zaman! A! doğrusu ar. |Sitık can sıktınız!, > © Rene rap dedi telefonu kapadı. Riri kudan babasınm bacakları arasına ıklanmıştı. Rene çocuğunun başını ok di, karısına sarıldı, sonra oturdu . Antvanet: — Ne'iyi ettin! dedi. Bunu ancak isen yapabilirdin zaten.. Ben de biraz el onunla konuştum, Fakat macera itibariyle. © Rene alnını siliyordu. © — Evet, dedi, ne yaparsın, deliler le pek şiddetli konuşmaya gelmez .. "Böyle azgın bir deli olursa! Fakat, gabrediyorum, yoksa... — Ne yapmak niyetindesin?, adresimizi de biliyor, mdi.. Gelir, hep bu taraflarda dola" ir artık, — Belki eve de gelir, üzerimize sal. darır!, — Kapıcıya söylemeli, ti, son © halde Müteessirim. ım aşağı! , İngilizce söylemeyin, rsu — Sonra, : haberi ek “— Sonra, Filip'e de... — Ha, evet, Filip'e de söyliyelim, o bize bir'akıl verir, ».. Aşağıya kapıcıya telefon ettiler, “bir delisin tehdidi altında bulunuyoe- . Birisi gelir de bizi görmek ister veya hângi katta oturduğumuzu' orsa - bilhassa iri yarı, bıyıklı bir dam- evde yok dersin.,, dediler. — Başüstüne efendim Sonra Rene, eniştesi Filipe telefon etti, hâdiseyi anlattı. Filip; “Şimdi yapkamı giyip geliyorum,, dedi, Sonra ilâve etti: © — Siz şimdi hemen polise haber ve- rin! © Antuanet: — Evet, dedi, polise haber verelim. Rene AZ, gibilerden başın; kal dırarak: — İşin felâketi, dedi, adamın ne İs. biliyoruz, ne adresimi. laraşsut altında bulundursunlar. — Tarif edersiniz, Hiç olmazsa evi, Şimdi Antuanet de soğukkanlılık ve temkin gösteriyordu. Polisin numa- bizzat o çevirdi.. Fakat telefon “meygul,, sesi geldi. Rene; © — Yemek yesek mi? dedi. Yarın sa b. — Olmaz! apar. — Kapılar: kilitledik mi, Bu gece belki bir şey ne yapa. , — Ama, Rene, vaziyetin tuhaf, ne kadar tehlikeli ne kadar olduğunu “intikam! bir düşünsene.. O deli her halde bir şey yapacak,. Pek yumuşak davranı - yorsunl!.. — Ama sen de kendini pek üzüyor - sün yal, Bir an düşündüler. Antuanet, şeye rağmen sofrayı kurmıya, çorbayı getirmiye karara verdi. Sonfrada çorbadan yalnız kadın ye- di, Antuanet kocasına: — Yesene, dedi, ben senin açtır zannediyordum. her ka; — Zavallı kocacığım!.. Geldi kocasının boynuna sarıldı. — Aşkolsun, cesaretine bâkim ol dun,. Fakat, sendea; İyorsyn ya, de- gil mi? Vaziyet fena!.. Rene, ağımın içinde: — Fena mı.. Bilmem. Her halde tehlikeli bir.. dönemeç nok- tasındayız.. Fakat şu mukakkak ki, &- damın kabahati yok., B birine ben- or, kendisine fenalık etmiş olan birine,. Pek iyi anlamadım, ama, gali- ba bana benzettiği adam onu vakti Amerikan polisine, para mukabilinde, haber vermiş.. Şimdi bu adam hapis ten çıkmış.. yahut kaçmış, onu bulmr ya Parise gel: intikam almak isti. yor. Rene zoraki gülerek: — Yani senin anlayacağın, bu adam buraya beni öldürmiye gelmiş. — Sus! Neler söylüyorsun Rene hayret eder gibi kaldırarak: — Bir bakıma da öylel, omuzlarını e garip bir şey &i bu, insanın gületeği geliyo; Kendisine ne söyledi i Diğer taraftan, hayat gariptir. ydun. Belli olmaz, her ân insanın karşısına tuhaf, | tuhaf hâdiseler çıkabilir, Suçlu olur- sun, kabahat işledizlerin seni takdis ederler; masum olursun, başkalarına kurban gidersin, kader bu, alın yazısı. — Fakat bunun çaresi var. Meselâ Amerikaya ayak basmadığını isbat et- | tin miydi?.. — Tabit, Pasaportlarımı gösteririm.. Mektepten çıktıktan sonra stâj yâp gım yerleri, sonradan çalıştığım mü. esseseleri gösteririm. Memleket gez- medim, değil, gezdim, on sekiz ay Av- rupada dolaştım. Daha seni tahı dan evel, İşte o zaman ta; lir.. İnsanda bir kere sak sın., Bu sırada kapı çalındı. Antuanet tit remiye başladı.. — Acaba o mu?, — Hayır, kardeşin olacak., Hakikaten, kapı açılmca Antuanet, Filib'in o tatlı sesini duydu. Filibi o adaya aldılar ve bütün olup bitenleri anlatılar, “ Filip: — Peki, polis ne diyor? diye sordu. — Komiseri hiç boş bulup sorama. i dik ki. — Apdallık ettiniz!, Hemen kalktı, telefonu açtı, Fakat daha ködiseyi anlatmıya ba man polis hiddetle kesmişti: — Tanımadığmız bir adamdan sizi muhafaza etmek için iki edemem!.. — Neyse, ben geleyim de konuşu * ruz, dığı za- semur tahsiş — İsterseniz gelin ama, evvel görlişemeyiz.. Rene, eniştesi telefonu kapatma; — Hep beraber mi gideceğiz? diye sordu, Antuanet kocasma ; — Sen gitme, dedi. Belki 2dam ora dadır, hemen üzerine atılır falan, Filip: — Yalnız, ben giderim, dedi.. — Arma sen o adam: tanrmıyotsun ki,. Sen yapamazsın.. Adamr mek lâzm Bana kalirsa, verabe: gitsin.. Antuanet: dokuzdan tarif et. Antuânet te seninle — Ben de öyle düşündüm asia, de- di, sen yalnız k — Korkacak bir şey yok.. Ben esa- sen yalnız burada emniyötteyi Us üşüncelerden sonra şimdi hepsi hiddetle, nefretle isyan eder halde idi. ler: — Ah! Herifin memiş Ya acak adam! Yarın gidip küstah, : sey dö şu komiser HABER — Aksam postası âmirine şikâyet etmeli! Dayımın oğlu vilâyette, yarın git sen onu gör bir kere... Rene de; — Fena bir gibi geliyor ba: le garip şeyli rüya görüyormuşum Bütün bunlar Acaba rüyada mı yım, diye bir yerime iğne batıracağım | geli Birden bire uyanacakmışım gibi sanki.. Vaziyeti hiç ciddi teleâk- ki edemiyorum. — Merak etme, biz vaziyeti senin hesabına ciddi telâkki ediyoruz. Dışarı çıkarlarken Antuanet koca. Sınm boynuna sarıldı. Rene, yanağma göz yaşı değdiğini hissetti, — Zavallı karıcığım! dedi. Ne âğlı- yorsun öyle? Her şey yoluna merak etme,. Mesele bir y girer, şliktan ibaret.. Bak, bana, ben hiç zldırış edi- yor müyüm? Siz gelinciye kadar ben yarın gideceğim yerler için hazırlık ya- parım... — Yo! Olmaz! Yarın sana bir yere çıkmak yok! — Haydi neyse, sonra görüşürüz.. Filip de çrkarke — Haydi şimdilik dık, ded Allağısmarla - odasına yatırmışlardı. Za- , bütün bu olup bitenlerin irmış, korkmuş, kalmıştı, mdi derin bir uyku uyuyordu. Komiser, otların da tahmin ettikleri yetlerini pek iyi karşılamadı onla tehdit mi ettiler? de- walk çocu Günde yüzlerce oluyor bu gibi diseler.. Hiç birinin de Ba u çıkmıyor. şaka için yapıyorlar. Peki, ne m istiyorsunuz? Adamın bir ke" te ne ismini biliyorsunuz, ne adresini.. Öyle müphem bir şey ki! Demek ko. tarz hiç Amerikaya gitmemiş? O hal de? Görüy, â&diseyi ciddi telâkki etmiye pek imkân yok. Düşü nün bakalım, tanıdıklarmız arasında böyle şaka yapabilecek biri var mı? Apartımana yukarı çı dönmüşler, asansörle yorlardı. İk kata gelmez uzaktan bir ses duydular: Ber rudan geçen su sesi.. Hayır, bir arap gelir öy- | 8 BİRİNCİTEŞRİN — 198 Çünkü ASPİRİN seneler. denberi her türlü soğukal- gınlıklarına ve ağrılara karşı tesiri şaşmaz bir ilâç olduğunu isbat etmiştir. ASP İ R İ İN in tesirinden emin olmak için sına dikkat ediniz. lütfen Ko ,marka: karısının & — Bu ne bu?, Asansür durmuştu., — A! Bizden geliyor bu sesi. Kapıya anahtarı sokarken Antua. netin eli titriyordu. İçeriden madi, monoton yalvarış sesi ge! Hemen içeri girdiler. Yemek da elektriz yanıyopdu. İçerde Riri, yü İ tine uğrayan bütün çocukl, kyordu Reneyi aradılar, yoktu. Nereye gitmişti? Yoksa “dı türmüstü?, O günden sonra ne "dı mümkün oldu, ne Reneyi.. ırığı gibi, tuhaf bir ses. | zü koyun yere kapanmış, orun felâke- r gibi ağ” Kaçmış mıydı? » mi gelmiş, onu almış gö- yi bulmak

Bu sayıdan diğer sayfalar: