8 Eylül 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

8 Eylül 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ni i ' ie — ve müzikhel Jitilliyet Asrın umdesi «MİLLİYET» tir 8 EYLÜL 1932 İdarehnne: Arkarn caddesi, 100 No Telgraf adresi: İst, Milliyet Telefon Numaraları: Başmubarrir ve Müdür: 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matbaa 24310 ABONE ÜCRETLERİ: Türkiye için o Hariç için LK 3 aylığı 4— . 750 M— | Gelen evrak geri verilmez — Müddeti geçen nüshalar 10 ku- ruştur. Gazete ve matbaaya ait işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların me- #'uliyetini kabul etmer. BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy askeri rasat merke- İzinden verilen malümata nazaran bugün hava ekseriyetle açık ola- cak, rüzgür şimalden esecsktir. Dünkü tazyiki nesimi 762 mi- FELEKTEN Seyahat mektupları. Hareket!.. Vichy Vichy'de mevsim esnasında yani İS mayıstan İ5 teşriniev- vele kadar her gün çıkan ve 15 teşrinievvelden 14 mayısa kadar baftalık o intişar eden| ş Journal de Vichy isminde bir ! gazete vardır ki; baş tarafında ! yazdığına. inanılırsa o tamam | 187 senesini yaşamaktadır. * Bu gazetenin fiatı ekseri Fran sız gazeteleri gibi 25 santim ” yani bizim para ile iki kuruş- © tur, Dört sahife çıkar, Bütün © mürderecatı tiyatrolar, sinemalar, konserler numaraların hi- kâye ve ballandırmaktan rettir, Yegâne taze haber ola- | rak ta 23 ağustos tarihli nüs- hasında bizim İtalyadan bir milyarlık bir istikraz aktettiği- miz yazılıdır. Bir vaktim olursa bu ente. resan gazeteyi ziyaret etmek is | tiyorum. Yeknazarda Vichy zetesinin bu bali belki biraz gü Tünç gelir.. Lâkin kazm ayağı öyle değildir: Vichy'de : sabahleyin saat onda Paris gazeteleri okuyabi- lirsiniz. Ondan sonra sırasile öğle ve akşam gazeteleri gelir- ünkü Fransa .payitahtile bu küçük suşehri arasında gün | de Vichy'den Parise on bir, Pa- | risten Vichy'ye altı tren var- | dır. Buna mukabil Paris gazete lerinde Vichy'deki tiyatrolar hakkında tabii hiç bir malümat yoktur, Yerli yabancı Vichy'de otun bir tiyatroya, bir si- © semaya gitmek isterse buna ait malümatı nereden alabilir. İşte Vichy gazetesi bu vazifeyi gö- — Milliye in Edebi Romanı : 86 > Ölüler yaşıyorlar mı? (Felsefi kantastigue roman) Yazan: HÜSEYiN RAHMİ Belki hırsız, hırsızlar, Ben A- aadollu kadınım. Hırsız düş- mandır.. Düşmandan kork- | yat kapıya verdim.. Dışarıyı dinle. yorum. Ekzabert de uyandı dö- o sekten soruyor: — Ne var Ay- şe — Hirsiz — Ekzabert söze atıldı: — Hırsız diyincek hemen — âçimden bir şey hirrrrr etli. Ah mega korkarım O hırsızla oyun olur hiç? Kaçırtamazsan ya öldürürsün ya ölürsün! © Ayşe — Sus “anlatayım. Lâmbayı yaktım.. Oda kağısı- ni açtım... Işığı dışarı tuttum... Biri geziniyor.. Gördüğüm ma pek yabancı değil.. Lâci vert kostümile Mini küçük ba Vichy'de verilen | ko; iba- | ve 87 senedir yaşadığına na sin da bu işi iyi gördüğü an- alıyor, Vichy gazetesine ve aldığım malümata göre Vichy'de beş tane tiyatro ve müzikhol ve beş tane de sinema Yardır.. Da- ha tiyatroların hepsini gezme- ye vaktim müsait olmadı. Yal- nız bir revü ve birde müzik hole gittim.. Revüde hâkim o- lan unsur dans ve (kızlı nilen müteaddit dansöz. rekkep takımlar... Müzikholde de canbazlık | ve (Jonglage) denilen müvaze ne hünerleridir. Maahaza her ikisinde miza- hi şarkılar var.. Ve bu mizahi şarkıların kısmı azami politika ya aittir. Kâh tahdidi teslihattan, kâh | Italyadan. kâh M. Herriot'dan | ; bahsediyorlar., Bütün bu eğlen celerin perde aralarında yanda- ki salonlarda (Bol) denilen nu mara oyunu vardır. Seyirciler derhal oraya dökülür. Bu oyu- na en ziyade ihtiyar, genç ka- dınların ve genç erkeklerin tut kun olduğunu gördüm. Bu o- yunda bir daire etrafına doku- za kadar olan adetler iki defa sırasile yazılmıştır. Yer geniş ve çukurca siniye benzeyen 0- | yun tablasının içine bir lâstik | top tirlutlar. Bartop “o adi lerden hangisine çıkarsa o ade de para koymuş olan sekiz mis- li alır. Bundan başka tek ve gift rakamlara koyanlar yala bir misli kazanırlar.. Vaktile bir mühendis ys tum bana bu çeşit olyunlarda mutlaka kazanmanın usulünü İ öğretmişti. Bu usulü size anla- | tayım... Bir kere tek rakam şan sı üzerine (gitmeyeceksini; Mutlaka, ya tek ya çift oynaya- caksınız. Meselâ çiftler üzeri- | ne bir frank koydunuz ve kay- | bettiniz. Bu sefer yine çift üze- | rine iki frank koyacaksınız, Yi- defa ikinin iki misli dört frank koyacaksı- nız... Yine kaybettiniz. Bu se- fer dördün iki misli sekiz frank | İ mız., Mühendise na-| İ zaran dört defa üstüste tek: | rakam çıkmasına imkân yok- tur... Olsa da gay bettikçe, kay- iğ iki mi ilk k İ lerinizi kazanırsınız... Bu fikirle ben de tek rakam- iki frank koydum kaybet- | tim. Bu sefer dört frank koy- İdum yine kaybettim ve ondan İsonra koymadım. Ya mütema- diyen kaybedersem... mertie Dün akşam meşhur Fran- sız arti Madame Secil So- relle burada Moliöre'in & apprivoisâe ismindeki piyesini oynadı. Bana gitmek ol madı. Çünkü biletler evvelden satılmış... Ben bu altmış beşlik kadınm yalnız bizim memleket lerde olan turnesinde müşteri bulduğunu zannediyordum. Lâ kin burada da seyircisi var.Hem iki türlü... Birisi altmış iki ya- şında hâlâ yorulmayan bu ka- dını tıpkı Zaro a seyreder gibi görmek, ikincisi onun san' atını tatmakl.. FELEK 'dan gece yarısı bizim , eve iyi bir niyetle gelmediğini . anla- dım., O bana silâhını sallarken İne istediğini soracaktım. Ek- zabert durmayıp bağırıyor- du: —Küğpiyı kapa,” Kapıyi kapa.. — Ben aldırmadım... Ni- hayet o da döşeğinden fırladı yanıma geli Ekzabert — He (koştum. Lâmbanm aydınlığile gördüm ki.. Sakip Bey taşlıkta piyasa / edor.. Elindeki irovelver kara | ağzile bir yılan başı gibi salla. nor.. Ah bir kerem bum ider- se düşüp baygın kalacağım. | Hemen Ayşeyi çektim.. Kapıyı ittim. Sürmesini o koydum. ( Bilorum ki bu divane genç bi- zim için değil, ük banmın aşkına gelmiştir., İrahmetli nam bana der idi ki âşık i neden on defa daha azğındır... MILLİYET PER EMBE, 3 (e| Askeri bahisler Ki | mk VE KL EYLOL Türkün büyük zaferi -10 unca yıldönümü münasebelile- 8 Eylül Bugün akşama kadar Başku- mandanlık ve garp cephesi karar- gâhlarına gelen raporlar, ordula- | ramızın bugünkü hareketlerini şöy le hulâsa ediyorlardı: A — Bursa istihametin, — (Kazancıbayırı) sırtlarımda- 1. sadile inatla direniyordu... İ/İ. ün- cü kolordamuz, da bu düşmana cesaretle saldırıyordu.. Bugün ak sama kadar süren bu (vuruşma) inde askerlerimiz düşman sokulmuş bulu- ranlık bastığı sırada i şarkisine varmış fal bastığı ve (Manisa) da kuv Gödene da ) yı kurtarmak için düş mana saldırmakta bulunduğu” ha | beri geldi... Süvari ela (Manisa) yı kurtarmak üzere, ana doğ- iyi iy yeleği veli Bin kıyısına vardığı zaman düş- ateşi sağanağı ile karşıl muştı.. Süvarilerimiz, bu ateş $: nağma bakmadan ölüme atılı yorlardı.. Sanki © onlar, önlerine gerilen düşmanı çiğneyerek, yan- makta olan gü: nin bu hızı, bu tısında, düşman daha fazla day: namadı; bozuldu ve yüzlerce ölü ve esir bırakarak çekildi. Sü lerimiz de, (Manisa) ya girdi.. Ve bu suretle bu cihetteki düşmanın son tutumu da bitmiş oldu... * : — Bundan sonra, süvari kolor- | argâhı ile 14. üncü fır-| .nemen) üzerinden (Kar süvari emalpaşa) (Burauva) — (İzmir) yolile İzmire yürütmek karar ve emrini verdi.. —2. inci süvari fırkası; bu em- | re göre, hareket etti ve akşam karanlığı bastığı sırada, (Nif—Ke malpaşa) — (İzmir) yoluna var- dı.. Düşmanın e yoldan çekilmek te olan 1 piyade alayı ve bir biıyada nibaret bir kuvvetine ye- | tüşüü, çattı Burada düşman, İzmir ova a iple, düşm derek (Menemen) e ledi.. 2. imei ordu: (Adala) (Aki sar) (Soma) istikametinde yürü. yüşüne devam etti. 1. inci ordu: 1. ve İl, inci kolor duları ile mp lu) hizasına ka- e rlaştırılıp arp cephesi emrile birinci orduya teb- Tiğ edilen emre tevfikan şu ted- evvel süvariye yardımcı olarak at li piyade kolları tertip edilmişti. nül koyanlar da oldisede bu kadar kıyağina rastlarmadım.. buhra- Bile bersami hayalöt o görmüş olması tahmin edilebilirse de i den ayni şahsı ayni kıyafette rüyet lerine ne denir? Hâdiseyi kat'- iyetle ret güçleşiyordu. Acaba Sakip Cemal hapisa- kaçmış mıydı? Şimdi ira serbest mi bulunuyor Sabahleyin aile arasında bu vi sürülürken Ulvi Nadir Ganikeyi anlattılar. O, he- men şu cevabı verdi: — Ben vak'ayı 6 kadar ga- sip bulmuyorum.. Sakip Cemal gece yarısı buraya gelebilir?. Gelmiştir? Abdüllâtif Efendi mütehay | iyi — Bas bayağı ne demek? — Hapisaneden kaçıp gel. miştir? — Kapılar kapalı evin içine | Bunlar da (Turgutlu) dan hare- ket ettiler ve akşam (Nif“Kemal paşa) ya vardılar İşte bu süretle ordularımız, ile- | ri kıt'aları (İzmir) im kapısma, ilk hedefleri olan, (Akdeniz) in kıyısına dayanmış; fakat o sırada karanlık Basmış, (Güzel İzmir) i ve (Akdeniz) i görmek için, ya- üneşin doğmasını bek- sureti hasıl olmuş bulu- kılmadan kurtarabilecek miyiz? Bu sorgu, bütün yüreklerde “ağır bir çeki taşi yibi asılı duruyordu. Sant tank 2 ye doğru idi Garp | cephesi telsizi bir telgraf alıyor» du: Bu telgraf “İzmirdeki itilâf devletleri kon soloslarının (İzmir) in Türk or-| dusuna teslimi hakkında müzake reye âmade olduklarını ve hangi | gün, nerede mülükat edebilecek: İ lerini." soruyordu. Burada dikkatle duralım: Bu telgrafı 8 eylül”1922 de ya- zanlar, o tarihten tam üç buçuk yıl evvel, 15 Omay o 1919'da (Türk) e sormadan, sormak lüzü munu duymadan, (İzmir) e Yu nan ordusunu çıkaranlar ve Türk vatanına salanlardı!!. İşte bir tab lo ki ibretle dolu!.. Evet, bu te graf, tam 40 ay, (Türk) e karşı birlik bir düşman âlemi, birlik bir husumet cephesi teskil ederek, Türk vatanım parçalamak Türk milletini esir etmek hayali peşin- ” | ğini gösteren ikinci bir delil idi!.. Türk başkumandanı, bu telgra fa verdikleri cevapta, “9 eylülde INif - (Kemalpaşa) | da mülâkat edebileceklerini, yalnız bir yan- lışlığa mahal kalmamak üzere, murahhasları getirecek otomobil. | lerin beyaz İlâma takmalarını” bildirdiler. Hakikaten 9 eylülde Türk baş: kumandanı, © (Nif-“Kemalpaşa) da, mülâkat için söz verdikleri yer | de, ve vaktinde hazır bulunuyor. İ lardr.. Fakat mülâkatı isteyenler orada değillerdi! Çünkü artık (İz | mir) in Türk ordusuna teslimini | konuşmağa dâ hacet kalmamıştı. Yarınki yâzımızda görüleceği veçhile, ordularımız, 9 eylülde İz- | mir rıhtımda idiler. A. RIZA İ Yeni neşriyat Holivut | Molivut'un 8 eylül nüshası in- İ bizar etmiştir. ZAYİ — Ali Salih ismindeki mühü rümü zayi ettim Yalniz kırmızı Ho roz şirketine 40 lira borcumdur Baş ka kimseye deyin senedim olmadığı | ZAYI — Ali ismindeki mühürümü | İ zayi ettim. Ayni mühürle emniyet | sandığından başka hiç bir yere deyin s€nedim olınadığı ilân olunur. ZAYI — İkamet tezkeremi zayi et. tim. Bulup getiren memnun edilecek tir. Aksi takdirde hükmü olmadığı. nı ilin © eylerim. Arnavutköyünde Mumhane sokağında 17 mumerolu hanede İtalyan tab'asından Giyovani muhalâttan sayılamaz... — Nasıl girer efendim? — Canbaz'gibi pencereler. den birine tırmanarak. Hemen o günü hapishane- müdüriyetine müracaatla mah- İ daşları Bir gün Suzy'yi annesi yanı- na çağırdı; — Kızım, dedi, artık yaşını | başını aldın. Maşallah yirmi sindesin, Seni Maurice için is- | tiyorlar, Zaten ben de aranızda mütekabil bir muhabbet olduğu nu hissediyorum. Suzy gözlerini önüne eğdi: — Anne, dedi, ben evlenmek istemiyorum, Ben sizden koca ilân istedim mi? — İşte buna şaştım. Hem se viyorsun, hem evlenmek istemi | yorsun. bu nasıl şey? — İşte onun için. sevdiğim | için evlenmek istemiyorum, pe Mütbişti bu iş amma. Suzy doğru söyleyordu. Vakıa haya tınm sonuna kadar bekâr da kal ! mak istemiyordu. Şöyle ihtiyar lığa doğru yaşlıca bir adama varip ev işlerine ve çocuk ana- lığına basretmek istiyordu. O- nun için ancak böyle bir izdi- vaç mümkündü. Sevip, sevile- rek evlenmek, yarabbi re güzel, fakat ne gayrı mümkün şey... Evet, ortada müthiş bir sur, bir mâni vardı. » İki sene oldu. Suzy arkadaşı Emilie ve diğer arkadaşlarile birgün tenezzühe çıkmışlardı. Kırlarda gezinti ne güzel olu- j yor. O kadar ki vaktin geçtiğin | ac bile h berdar değildiler. f âralık Suzy ve Elie daldıkları ormanın içinde yapayalnız kal mişlardı. Yolu bulup: eve dön- meğe çalışırken arkalarından demir gibi eller kollarini tuttu- lar, Bidayette her ikisi de arka ' a yapıyorlar zannet- | mişlerdi. Fakat başlarmı çevir- dikleri zaman; traşları bir karış uzamış insanlar gördüler, Ağ lsından çıkan kerih bir ispirto kokusu, burun deliklerini dala- Düşünün, ormanda yalnız kal mış iki genç kızla şu adamları. | Suzy bayıldı. Facianın artık üst tarafını o hatırlamayordu, Acı bir macera geçti ve Suzy utan cından bunu kimseye hattâ ne anasına, ne babasına açmama- ğa karar verdi. Sadece uzun müddet kayboluşunu izah için yolu kaybettiğini ve evde geç kalmak korkusu ile bayıldığını söyledi. yi Hayatta her tedbirsizin başı- | na bu neviden meri gele- | dikten sonra, en iri bir a- damla evlenemeyecek vaziyete — Fransrzender — ! hayet anladı ki. | sörleremeyecekti Bir gün Maurice ile karşı karşıya otururken durup durur ken ağlamağa başladı. Nişanlısı ölesi | — Ne oldun Suzy? Bana mı | canın stkıldı.Bir şey mi yaptım? | Bu sunlin karşısında Suzy” | nin hayalinde canlanan perişan bir levha vardı. Orman. ağzı | içki kokan adam, bayılma,, De di ki: — Hayır Maurice, sana hiç İ canım sıkılmadı! Seni o kadar seviyorum — O halde niçin ağlıyorsun? | — Hiç. imkânı yok, | ... > Bir gün Suzy'ye annesi dedi — Kızım, bana öyle geliyor ki bir az da ciddi konuşmak lâ- zım., Vakıa evlenmek yaşındı ben nedense bu M urice'i beğenmedim. Ne parası varmış, ne de dolgun maaşı... Eh, biz de zengin insanlar de- giliz. Sen bilmez misin. aile e- vinde geçimsizlik parasızlıktan İ çıkar, İleride seni bedbaht göre İceğime. Maurice'ten vaz geç. Elbet daha iyi bir kısmet çıkar, | Suzy memnun: — Nasıl istersen anne,. Ben sana ilk sorduğun zaman ne de İ miştim? Ben evlenmek istemi- yorum. Annesi kızının Maurice'ten ayrılmağa bu kadar çabuk razı olacağını hiç tahmin etmiyor- idu, Ağlayacak, sızlayacak zan- i nediyordu. Halbuki Suzy bu ha | bere adeta sevindi. Fakat Suzy'nin yalnız yi | gülüyordu. İçi öyle mi ir ir) de kalbine sorun, Mini mini kal | | bi nasıl burkuluyor, nasıl ezili- | | yordu. ! Bütün bu ıztıraba rağmeri | j mes'uttu, Artık Maurice'le be- İraber geçen tatlı günlerin hâtı- “yasını bozacak tehlike kalma: j mıştı, Müthiş sırrını ya mezara " yahut ta ihtiyar, sersem bir ko- canın kucağına kadar götüre- cekti, Evet, Suzy mes'uttu. Beyoğlu birinci sulh hukuk hâkim liğinden: Sabıkan Ortaköyde, Dere- boyu sokcığında 69 No. lı hanede mü. kim Dimitri E, kızı Madam Katrina ya ; Aleksan oğlu Mikael Aleksan- ın mutasarrıf olduğu inde, Dereboyu eadde. ki 29 ve yeni 27 Nol ma sal nın İzalei © şuyuu zim” nında Mikael E. tarafından ikame o düşmüştü. . Lâkin aşk her şey. | lunan davanın yermi muhakemesin- den kuvvetlidir. Bir defa nişan- | de isptti Vücut etmediğiniz cihetle İanırsa ve her şeyi nişanlısına ( baldunızda sadır olan ıyap kararı s Sakip Cemalin dün gece Bi görülmüş olduğunu ha- ye vererek tahkikata girişir. ler... Müdür birçok o kimseleri ve gardiyanlari sıkı sıkıya ticvaptan sonra şu cevabı ve. rir: — Bu sözünüzü gayri varit bir iddia olmak şeklinden diğer surette telâkki edemem.. Çün. kü buradan bir mahpusun gece dişarı çıkıp ta gezerek tozarak tekrar içeri girmesinin ihtimali yoktur.. Rica ederim.. Böyle a- aatta bulunup ta mü- | düriyet aleyhine şüpheler uyan Cemal içer ji ü tamamlama- dikka buradan bir yere kıml- dayamaz... İ © Abdüllütif Efendile Ulvi Na dir müdürün tekdir suretinde- ki bu cevabına muhatep olarak dert çıkarlar. Eid sorat: le techiz edilmiş Asri Sinema | Bu akşam açılıyor. İlk program: Harem Esrarı (Le Mystere du Harem) Tamamen İspanyolca sözlü ve şarkılı zengin ve tuh- teşem Süperfilm. Mümessili: DON JOSE MOJİCA | İş ve İşçi | iyenlere tavassut edi işçi istiyenler bir mı e eler eyi melidirler. İş arayanlar 506 — Almanyada yüksek tahsil görmüş ve Bolonya konservatuva- rından mezun almanca, fransızca, italyanca, türkçe ve rumca Lisanları na vâkıf iyi bir aileye mensup bir hanım kız piyano dersi vermek ve kız mekteplerinde musiki muallimi ği yapmak arzusundadır. Milliyet matbaasına müracant, 507 — Hususi piyano © dersleri. Tecrübeli bir Madmazel, hanım kız. lara hususi piyano dersleri vermek arzusu, , arzu edenler Mülliyet iş bürosunda L. rümuzu ile müra- <aatları rica olunur. , SOR — Hususi franstzen e ketepi dersleri ver sunda M. rumuzu vüracaatları rica olunur. | RADYO Bugünkü program ISTANBUL (1200 m.) — 18 or. kestra, 19,5 Vildan Niyazi Bey be ye 20,5 Yesari Asım Bey, kestrn, 22 gramofon İle neşriyat, BELGRAT (429 m.) — 2030 ses konseri, 21 doktorun tavsiyeleri 21,5 Lübliyanadan nakil ROMA (441 m.) — 21 haber ve İ plök, 215 Rus mutlkisi, 2320 aske: ri bando, PRAĞ (488 m.) — 20 konser, 21 Burian tiyatrosundan naklen | bir | piyes. VİYANA (517 mi) — 20,50 or kestra, 23,05 akşam konseri PEŞTE (550 m.) — 20 orkestra EE spor haberlerini müteakip caz nt VARŞOVA (1411 m.) — 21 ak- şam konseri, 23 dans havaları, BERLİN (1635 m.) — 20 memle. ket haberleri, yeni gramofon plâkle vi, 22 Şiller gecesi İstanbul 2 inci icra memurluğun dan: Bir borçtan dolayı mahcuz ve paraya çevrilmesi mükarrer bir adel Bianki marka ve 01484 mumerolu muhtaci tamir otomobil 11-9-937 ta bütün samimiyeti ile anlatırsa, | mam lenen tebliğine kirer YOrleniğ | iin söarlit pasir. günü sml Lü erkekler de nihayet bu kadar | kalpsiz ve merhametsiz değil- dirler ya.. Ve hakikaten bir gün nişanlandılar. Fakat nişanlan- dıktan sonra Suzy de heyecan Ye korku gittikçe artıyor, nişan lısına sırrını itiraf edebilmek cesareti gittikçe azalıyordu, Ni - Sakip Cemal para züğür tü değildir. Bu anahtarla etra. fındakilerden bir kaçını i da, iknaa muvaffak oldu.. Ge- ce ininden çıkan canavar gibi dışarıda dö dolaştı.. Saba- ha karşı yine deliğine girdi... — Bu sözünüze kat'iyetle ananayım mı? — İnanmayıp ta ne yapacak sınız? Ya üç dört kişinin gece ki rüyetlerini ret ve inkâr ede ceksiniz veya benim bu sözü- mü tasdik,. Hâdisenin bir üçün &ü ihtimal şekli bulunabilir mi? — Kim bilir? — Kim bilir ne demek efen di hazretleri? — Akla daha türlü ihtimaller gelebilir? Bir tanesini lütfen söyler | misiniz? — Sakip Cemale (dedoub- lement) isnat olunduğunu iz | duymadınız mı? — Ayni şahsın (o ikileşme- ipne l türlü olmakla yevmi muayyeni muallakı o lan 29-9-932 tarihine o musadif per- şembe günü saat on buçukta msale- ten veya vekâleten Mahkemede is- patı vücut etmediğiniz takdirde hak İ kınızda gıyaben muhakemeye de vam olunacağı o tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur. / şey mi — Bilmiyorum. Ruhiyatla iştigal edenlerin müşahedeleri- İ ne girmiş bir hâdise imiş.. —Evet ben de bu garip hâdise yi bazı romanlarda okudum. Bu ikileşme ayni şahsın benliğinde vâki oluyor.. Yani ayni şahöm ilk benliği zail olarak onun ye- rine bir ikinci şahsiyet kaim o- Tuyor.. Fakat bu subijectif bir hâdisedir. Biz o şahsa objec- tivement baktığımız zaman o- Bu yine hep bir tek adam görü yoruz... Bir şahıs ayni şekilde ikile- $ip te biri burada kalsın öbürü dolaşıp dolaşıp da gelsin bu iki parça yine yekvücut teş kil etsinler. İşte bu kabil ola- maz. Bu rivayet eski zaman ke rTametlerihe ait masallar kabi- lindendi “Böyle” garibelere gök ül rana” Ştandikbsahi Yönünü şey başka bir kor- kudur... — Nasıl korku? — Bence müsbet bir hal var.. iğ uğursuz oğlan hapishane- den çıkıyor. İster. ikiye bölü- Büp te ister tam vücutla çıksın. dan itibaren Melek sineması arkasır da Bayram sokağında 27 numaralı garajda açık arttırma ile satilmen. ğından talip olanlarm yevmü mez. kürda 931-5192 dosya numarasını hâmilen mahallinde İazır bulunmair nı hüzumu ilân olunur. sıl edip edip te şu çıkiyor ya işte beni korkutan budur.. Dün gece bize yaptığı tehdidi diğer daha müthiş şekillerde tekrar. layarak bizi rahatsız etmekte inat gösterirse halimiz neye va racak.? — Onun bu-iz'acına karşı alı nabilecek tedbirlerin hepsine baş vurmaktan geri durmayız.. — Şöyle böyle * tedbirlerle bu belâ başımızdan defolur abi. lir mi? — Hay hay efendim.. — Nasıl tedbir a'âcaksınız? — Onu da ben bilirim., O geceden sonra Sakıp Ce- malin elinde silâhla yine evin karanlık sofalarında dolaştığı hakkında patırtılar oldu amma kendisi ilk ( apparition'nu gibi vuzuhla seçilemedi. Aile halkin: saran korku gil tikçe müz'içleşiyor, Ulvi Na- dir onların ka'plerine kuvvet vermek için bazı gecelerini ora da geçirmeye mecbur oluyor, tuhaf tesadüf Ulvinin kaldığı gecelerde gürültü kesiliyordu.. OX Devarmı var

Bu sayıdan diğer sayfalar: