15 Ekim 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

15 Ekim 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TABİAT | Tayyare ile 13,412 Metre irtifada Bar günü Stratospher'e bir fişek atılacaktır Profesör Piccard her | tarafı palı bir balonla 16.800 İre irtifaa çıktı. Fakat geçen: İngiliz yüzbaşı Cyrill Üvins İ İardığı rekor, ehemmiyeti iti- p ün tecrübesinden değildir. Çünkü bı zat ka- İS bir balonla değil, (o alelâde ii tavyare İle 13.412 metre İli çeki. Bu rekora 4 haziran 00 danberi 13157 metre ile A- Pikeli tayyareci Soucete'te idi. İş Görülüyor ki İngiliz tayyareci İk olmuş bulunuyor. Gürültüsüz ürtsız, kahramanlara yakışan İş levazula bu kadar yüksek me lere çıkan bu İngiliz eri derhal © yü İnmez, tcelerini Natio: varılan irtifa rakkamı resmen edildi. Bu cessurane mu- İflakıyetten ornra İngiliz Royal ie Club'ü 16 Eylülde yapılan tecrübeyi defterine yazdı Demek ki meshur Stratosp İzirların keyfine tabi | kapa * balonla değil, kendi istikame- nima hâkim bir tayyare il fethedilmiş oluyordu. Straton- tayyareleri meselesinde bu lişin büyük bir kıymeti v * “Yüksek © Atmesphöre,, in *X teşekkülünü anlamak üzre hi bir kapı daha açılmış demek ... Küreyi bir gömlek gibi her tai İlan saran bu Atmosphire bi Sİ üzerine mevzu bir çok tab. ar halinde tahallül etmektedir. İncisi 4000 metreye kadar yük | İçe bahadır. Yağmur, kası na hep bu tabaka dahilinde | Sun geliyor. Bütün su buharı, di veya madeni tozlar hep bu adadır. Karanlık bir yere| Sn bir güneş güzmi ava da-| İldeki bu mebzul gösterir. İkinci tabaka 4000 metreden | 000 metreye kadar olan taba» tir, Bu tabakadaki hava kütk in hareketi hiç ufki değildi | ma amudidir. Yalnız daha üst alarda vaziyet deği: Bu | tabakalarda pamuk yığınları: mzeyen ve “Cirrus” denilen "atlara tesadüf ederiz. Bu bu- lar büyük süratlerle tebdili i ederler. Bu bahsettiğimiz akay da “Troposphâre” diyor tozları pek | Bu tabakadan itibaren 80 kilo- İre irtifaa kadar başka bir ha- tabakası daha gelir ki, burada kütleleri hemen hemen hali hattedirler. Kesafetleri gi Azdır ve biribirlerine müvazi İde üstüste mevzu N ya da “Stratosphöre” di lar. Büyük volkan indifal Sikan göl ve dumanlar bu & dururlai ya kadar yükselir ve orada vaziyette dağılırlar. Mi Stratospre'in bütün esrarı anlaşılmış değildir. Hava- tarzı terkibi ancak la tayin edilmekte | nazari hesaplara göre, 10 ; Betreden “çoğalması lâzımdır.” Buna ii il müvellidilhumuza nisbe- de azalması. 13,500 metre- İ azyilan, toprağın üstündeki çikan yedide biri nisbetinde a- İhap icap ediyor. Hararet de- de bu irtifada nakıs 56 dı İeikim yüzbaşı Woins çıkı hararet derecesini “larak bulmuştur. Bu irtifaln, ir kozmik | şumatı tetkik daha kolay oluyor. Fakat Mesele, buralarda hava mu i az olduğu için tayyare- büyük sür'atlerle seyahat heleri imkân dahilinde ol-| nakıs yggarlak bir şekilde başladığı | in yarın nerelere kadar yağ kestirmek o kadar müş | & Eildir. Çok yakın bir zaman İk #ratosphöre tayyarelerin en İk, “lediği bir hava yolu olacak- İSERLİN, ALA.) — Gayet bi içir fişek, gelecek pazar günü Sivarmdaki Tempelnof tay şveydanından havaya a Bu âleti bulup yapan mi Pilling'e göre fişek Stra- tabakarma yetişebilecek Mom fevkalâde bir irtifan zaman, sağında ve kanat açılacak ve böy Mi olmazsan nazariyat itiba: fişek bi rtayyaı yavaş Bir h aydut filmi Meşhur Şikagolu haydut Al Capone'nın hayatı filmde! Paul Muni kendi şefini Amerikanm meşhur haydutla- | rından ve içki kaçakçılarından Al Capone'nin hayatı da filme alın- Tr. Bu film Amerikdan sonra, şim le Avrupa sinemalarında gös- | teriliyor. İsmi de “Scarface” dır. | Malâmdur ki Al Capone'nin di bir ismi de budur. Yüzünde ilk haydutluğa başladığı zamanların sı olmak üzere bir bıçak ya rası mevcut olduğundan, ken: ne böyle bir isim daha izafe edil- işti. Bu filmde © Al Capone'nin | cinayetleri temsil edildiği sik bir voning kul klar, bu filmde bütün yarıyolda bıra dur ki haydutluk bilhassa Şikago da başlamış ve yavaş yavaş bütün Amerlke şehirlerine; bilhassa Nov a sirayet etmiştir. Bu haydut arasında rekabet vukua gelen mitralyözlü müsademeler, hiç bir memleket zabıtasının vukuat def terine yazılmış değildir. Bu hay- dutlar, memleketlerinin kanunla- rını hiçe sayarak, bilâmerhamet en korkunç elnayetleri işlediler. ayette halk korktu. Fakat vak alar © kadar ek tekerrür ediyor- du ki, artık halk ta yavaş yavaş alıştı ve bunları tabii görmeğe baş ladı. Bootleger denilen içki kaçak çıları, Gangater denilen hâmileri, polisleri, polis âmirleri, hükimle- , hattâ maruf politikacıları bile baştan çıkardılar. Etek etek rüş- Yeni artistlerden Sari Marifca e İ bir propaganda 1 öldürmeğe hazırlanıyor vet dağıttılar. Bu suretle karakol da ve mahkemede bile kendileri" ne yardımcı buldular. Nihayet A- merikalılar , medeni bir memle- in şin teşkil eden bu adam larla ciddi bir mücadeleye geçti- ler. Bu mücadelenin faydaları ol- madı değil... filmleri başka memleketlere gön- dermek, Amerikalılar lehinde iyi dır?. Scarface filminde Avrupa ve Amerika me deniyetleri arasında bariz farklar görmemek mümkün değildir. Bu | film Al Capon: vir ediyor de: vete, malikâne yük mağazalara rif, şimdi on bir senelik mahkü- miyetini geçirmek için Amerikan hapishanelerinden brinde “sayfi- yeye” çekilmiş bulunuyor. Bu mahkümiyet te şayanı dikkattir. Diyorlar ki, Al Capone'ye karşı daha müthiş bir rakip belirmi Bu rakip kendisini idama mal küm etmiş. Al Capone başına ge- leceği bildiği için, günün birinde vöcudünü mitralyöz kurşunlarile delik deşik ettirmemek maksadile kendisini mahküm ettirmiş, Bu su retle hapishane dıvarları arasında hayatını sigortaya çekmiştir. Hı tâ bugün isterse, bugün hapisha- den çıkabilirmiş, Fakat tehlikenin geçmesini bekliyor, diyorlar. Ge- De bu haydutlardan Diamond hak kında verilen idam hükmünden kurtulmak içi sAvrupaya kaçmı fakat nereye gitti işe hudut harici Fakat bu neviden | Miss Amelia Earhart Sinemaya giriyor Bahrimuhiti tek başına tayya- re ile geçen Amerikalı kadın & yareci Amelia Earhart yakı sinemacılığa başlayacak Bir çok gazeteler ve mecmua» lar bir kadının gösterdiği cür'et ve cesaretin bizzarure o kadına bir san'at kabiliyeti bahşedemeye ceğini ileri sürerek, itirazlarda bu lundular, İ Filhakika bünün bir çok misal leri de görülmemiş değildir. Mese | lâ kanlı ve heyecani ıbir cinayet | ten sonra beraat edenler, herhan gi beynelmilel bir müsabakada birinci gelenler, güzellik müs kalarında kazananlar, daha bu- Dun gibi reklâma müsait muvaffa kıyetler elde edenlerden bir çoğu na sinema firmaları roller vermiş lerdir. Fakat aşağı yukarı bun- lardan hemen hıç birisi, sinemada kendilerine bir isim yaratma, muvaffak olamamışlardır. Filva- ki bir müddet bunlardan bahsedi- liyor, fakat ilk tecessüs ve merak | zail oldu mu, hepsi de unutulup gidiyor. Bittabi hiç birisinin de mukavelesi tecdit edilmiyor. Bun ların içinde en çok muhabbet gö- renler, beynelmilel spor sahasın- | da mevki edine vaş yavaş onlar da silinip lar. Şimdi Amelia Earhart Miss Amelia Farhart ayni şeyler söyleniyor. Acaba bu ki sinema âlemini, Bahrimuhit gibi kolayca fethedebilecek mi? edilmişti. Nihayet Almanlar yaka ladıkları i kına uğradı. Birkaç kurşun yedi. Hastahaneye kaldırdılar. Kurtul- du. Birgün az kalsın, hastahane yide basacaklardı. Hastahaneden çıkınca, oturduğu köşkü müstah- kem bir kale soktu. Her ta rafına mitralyözler Yerleştirdi, gözcüler koydu. Fakat gene içi rahat değildi. Nihayet kendisini hapsettirdi.. Mahkeme kendisi: birkaç aylık ceza vermişi amond cezasmı bitirip ha den çıktığı gün, beklediği âkabete uğradı, Rakipleri verilen idam ka rarını infaz ettiler, Cesedi bir ba- taklığa gömüldü. Al Capone da- ha akıllı kı hareket ediyor olmalı ki, on bir seneye mahküm sande edilmesi için resmi makama ta bile müracaat etmişti. Fakat bu müsaadeyi vermediler. Çünkü beyaz perdede yalancıktan değil, sahiden bir haydut muharebesi seyretmek ve Al Capone'nin kur- sun yağmuru altında yuvarlandı. ğın görmek ihtimali vardı. Son filmde Al Capone rolünü alan mü kemmel artistlerden Paul Mani'- dir. Beyaz perdede olmak şartile, rolünda Al Capone'yi bastıracak muvaffakıyet göstermiştir. Garip değil mi? Onun bu muvaffakıye- tini bir çok Amerikan kızlarının çaklıkları ve bilhassa vahşi hay vanların tasavvur edemeyecekleri zulümleri bütün teferrüntile tes- bit edilmiştir. Film hareketle do- hu olduğu için Amerikada muvaf- fakıyet kazanmıştır. İnsan bu fil. mi seyredince, sinirlerin imtihan Norma Bazı sinema artistlei ki - kadın değil mi? - eski itikatlar- dan bir türlü ayrılamaz. Bunlar- dan biri de Norma Shearer'dir. Kanadadan gelen ve oradaki mavi göllerin rengini gözlerinde taşıyan bu en çok modern artist, hususi hi ında son derece mu- hafazakârdır. retleri borsaya tâbi imiş gi çıkan artistler arasında Joan Cr- awford'lan evvel Norma Shearer gelir. Bugün birinci smıf artistlerden olan Normu rer vücudü ka ba saba, yüzü hiç te fotojenik ol- mayan alelâde bir köylü kızından farksıdr. Fakat, sebat ve sabırla Norma bütün kusurlarmı giderdi. iden role geçerken de şah siyeti ve #sin'at kabiliyeti olgun- Taştı Sinema âleminde o kadar di- kenli yollar açmış ve o o kadar kendisini değiştirmiş olan bu ar- simdi iyi bir zevce ve şefkat li bir anadır. O kadar boğuşa bo- ğuşa boğuşa ve güçlükle elde et- tiği muvaffalayet onu baştan çi- karımış, kafasını döndürmüş de - ğildir. Her şeyden evvel ev ka- dınıdır. . Kaliforniyadaki bütün kolonilerin eğlence ve müsame- relerine nadiren iştirak eder. Gre ta Garboyu taklit ediyor demesin ğda solda görü- Yalnız bu kadın son derece i- tikatçıdır. Meselâ stüdyoda ken disini giyindiren kadının değişti- rilmesini istemez. Bundan bir w- ğursuzluk sezer. Locasını kat'i en değiştirmez, soyunup giyindi i bu loca ta sinemaya ilk başla” dığı locadır. Shearer Evi de öyle, nüz, halbuki Norma'nm nerdeyse, çöküp gidecek bir mer divenle çıkılır. İçeriye girdiğiniz zaman, bu daracık evde nasıl ne- fes alıyor diye hayret edersniz. Sessiz film zamanında, artist- ler için kudretlerinin azami rand manlarını verebilmeleri düşünüle | rek, film çevrilirken, orkestra çal dırılırdı. Sesli film çıkmca buna lüzum kalmamıştır. Fakat norma bu mızıkacıları salıvermedi. Hâlâ kendi cebinden aylıklarını verir. Norma'ya göre bir kadın kat'- iyyen U firketesini — kaybetinemeli, kaybederse, muhakkak bir dostu nu da kaybedecektir. Onun için Norma'nın kaç defa | kaybolmuş firketesini aradığı gö | rülmüştür. Norma'nın iyi bir musikişinas İ olduğunu çok kimseler | bilmez, İ gayet ince, fakat | kuvvetli par İ maklarına rağmen iyi piyano ça lar. Gariptir ki elinin — ölçüsünü İ de bilmez. Bir defasında film çe- virirken Robert Montgosnery'ye bir tokat vurması icap ediyordu. Öyle ölçürüz vurmuş ki zavallı Robert arkadaki paravanaya ka- dar gerileyerek üzerine yıkılmış ve bayılmış. .. Fakat bu sahne aynen zap'edil- diği için halkın son derece .- na gitmiştir. Norma küçüklüğün- de tam manasile iyi bir atlet ol- atlamak hoşuna giden hülyalar- dan. Bugün bunlara gülüyor... le iktifa ediyor. sadece evindeki havuzda yüzmek | mek ana ve babanın İ iş nisbetinde olm SIHHAT | Adam sen de Deyip | Geçmemeli! Soğuk su hazmı geçiti * Souğun vücut üzerinde kıs men tesiri romatizma hasıl « der. Bütün vücut üzerinde te- siri böyle bir netice hasıl et- mez. * Hazımsızlığa uğrayanlarla sarhoş olanlar yemesini ve iç- mesini bilmeyen insanlardır. * Et yemekle adale kuvyet- lenmez. Bi ekmek yeyiniz. * Kışın ayakların sıcak tutmak için. kunduralarınızın içine bir mukavva ve yahut se- kiz on kat gazete kâğıdı koyu- muz. * Öğle üzeri iyi yeyiniz. Fa- kat akşam yemekleri hafif ol sun, * Romatizmalılar ve damla- lılar, kereviz yeyiniz. * Beden terbiyesi ile meş- gul olunuz. Gençliğiniz uzar. * Yemek akibinde yorucu ve kesif mesaiden uzaklaşınız. - * Uyurken, pencereniz mev- sime göre ya açık. yahut ya- rrm kapalı dursun. Büsbütün kapatmaymız. Üşürseniz üzeri nize kalınca yorgan veya bat- taniye alınız. * Gözlerinizi her beş sene | de bir muayene ettiriniz. * Aldığınız gıda yaptığınız * Mide iltihaplarında beyaz peynir iyi bir ilâçtır. * Kışın bir odanın en iyi ha- raret derecesi 15ilâ 18 dir. Bundan fazlası sıhhate dokur nur. * Hayatı uzatmak, onu kı saltmamağa bakmakla olur. * Ellere dikkat! Çünkü eller bir alay mikrobun nakil vasıta» sıdır, * Yağlı yemekler muzaddi- , fakat hazmı güçtür. * Balık ve sehze tam bir gi İn teşkil etmeğe kâfidirler, * Bir tarafınız sıyrıldı mu o- raya tentürdiyot sürünüz. * Az ışıkta çalışmakta bü- yük tehlike vardır. * Sebepsiz maden suyu kul lanmayınız. * İşkembeyi iyice pisirdik ten sonra yemeli. * Kadının gıdaya erkekten azdır. * Sütü iyi hazmetmek ihtiyacı için saatlerce | yudum yudum içmeli. * Yemekle banyo arasında ve olmazsa üç saat fasıla olma i. * Çok kimseler sabah kal- karken dişlerini fırçalarlar. İ- yi! Fakat asıl yemekten sonra fırçalamalı, * Ekmeğin kabuğu içinden daha mugaddidir ve daha ça- buk hazmedilir. - * Eğer yemek saatleri inti- zamını kaybederse, mide de in tizamını kaybeder ve netice ola rak çabuk bozulur ve hastala- nır. * İyi çiğneyen iyi hazmeder. * Bir apartıman tutacaksa- nız, en üst katı tutunuz. Kay betmezsiniz. Keseden de, gü- neşten de, havadan da.. Merdi- venleri inip çıkmak ta iyi bir idrsendir. * Çocuklara kahve içirtme- vazifesi. dir. * Beden talimleri ve ılık bir banyo mükemmel uyku geti: rir. Akıl hocası | * Dostun bedbaht ise, git ken disini gör. Mes'ut ise, bırak o se ni gelip görsün. * Çözebileceğiniz düğümü kes meyiniz. * Bir adamı dost yapmakta » cele etme,. Dostunu | bırakmakta da istical gösterme... * Ne çok yavağ, ne çok acele * Hatayı itiraf etmek, bin tür lü hilekârane cevap vermekten i- yidir. Ananızın tiyarlığında kendi çocukluğunumu ve babanızın ih düşününüz. Yapabileceğin işi, başkasma İ burakma! Hakikati söyle.. Fakat güle rek... Ne kadar acı da olan taharm mül edi Kendine hâkim olursan, baş

Bu sayıdan diğer sayfalar: